YAPIŞMA a. Yapışmak eylemi. —Anat. Bir organın başka bir organa tutunması. (Kaslar ya da doğrudan doğruya kemiklerin düz yüzeyler...
YAPIŞMA a. Yapışmak eylemi.
—Anat. Bir organın başka bir organa tutunması. (Kaslar ya da doğrudan doğruya kemiklerin düz yüzeylerine, ya kirişler aracılığıyla çıkıntı ve tümseklere, ya da opanevrozlar yardımıyla pürtüklü kemik ibiklerine yapışır.)
—Cev. hazl. Yapışma kaybı, ağır ortam ya da yoğun sıvı içinde uygulanan ayırma işlemi sonunda, ürünlerin yüzeyinde ağır malzemenin ya da yoğun sıvının birikmesinden lanan kayıp.
—Ger. day. Bir iç kuvvete karşı, iki katının temas yüzeyinde oluşan ve bu katı cisimlerin bu yüzey boyunca her türlü bağıl yer değiştirmelerine karşı koyan direnç. (Bk. ansikl. böl.)
—Hematol. Hücre yapışması, özellikle trombosit ve fagosit gibi hücrelerin, kendilerine yabancı olan maddelere yapışabilme özelliği. (Eşanl. HüCRE YAPIŞIKLIĞI.) [Bk. ansikl. böl.]
—Kim. ve Teknol. Yapışma önleyici kaplama, pişirme kaplarının iç yüzeylerine uygulandığında yapışmayı engelleyen kaplama. (Bk. ansikl. böl.)
—Metalürj. Kum yapışması, dökümcülükte, kalitesiz kalıp kullanmaktan ya da döküm metalinin çok sıcak olmasından ileri gelen ve döküm parçasının yüzeyinde metale yapışmış kumla kaplı bir yüzey olarak ortaya çıkan yüzeysel özür. (Kum yapışması, taşlama işlemiyle giderilir.)
—Patol. Seröz bir zarın iki yaprağının patolojik olarak kaynaşması. || Kalp zarı yapışması, kalp dışzarının iki yaprağının iltihap sonucu birbirine yapışması. || Plevra yapışması, plevranın iki yaprağının iltihap sonucu geniş çapta birbirine yapışması.
—Topol. Bir parçanın yapışma noktalarının kümesj. (Bir A parçasının yapışması çoğunluk A ya da Adh A ile gösterilir ve A', A nın türev kümesi ise, A=AuA'dür.) [ADERANS ya.da KAPANIŞ da denir.] || Bir A parçasının yapışma noktası, E nin (A yı içeren topolojik uzay) a elemanı, öyle ki bunun bütün dolaylarının A ile boş olmayan bir kesişimi vardır. (Bk. ansikl. böl.) ]| Bir. (u^neiN dizisinin u yapışma değeri, diziyi içeren bir E metrik uzayının u elemanı, öyle ki bütün B(u,r) açık yuvarları, dizinin farklı ya da çakışık sonsuz terimini içerir. ((u^â€ç[N, 1 e yakınsarsa, 1, dizinin yapışma aeğeri olur. İR de B (u,r) yuvarı yerini ]u-r, u + r[ merkezli aralığı alır.
—Yapış. Yapışmayı sağlayan fiziksel ve / ya da kimyasal olay. || Birbiriyle temas halinde bulunan iki yüzey arasında bir yapıştırıcı aracılığıyla sağlanan bağ. || iki yüzey arasında bir yapıştırıcının etkisiyle gerçekleştirilen birleşme. (Yapışma, sıcakta ya da scğukta genellikle basınç etkisi altında bir çözelti ya da bir emülsiyonun çok ince katman halinde uygulanmasıyla sağlanır; çözeltinin sıvı bileşeni daha sonra buharlaşarak uzaklaşır.) || Ani yapışma, bir yapıştırıcının temas halindeki iki yüzeyi ani olarak yapıştırabilme özelliği. || Yapışma gücü, kuru bir yapıştırıcı film içinde ortaya çıkan, filme ayırtedici mekanik özellikler kazandıran ve parçaları birbirine tutturarak bütünlüğünü sağlayan kuvvetlerin tümü; bir yapıştırıcı yardımıyla birleştirilmiş iki yüzeyi birleşme düzleminden ayırmak için gerekli olan kuvvet. (Eşanl. KO- HEZYON.)
—ANSİKL. Ger. day. Yapışma olayı değişik nedenlerden, özellikle temas halinde bulunan katı cisimlerin molekülleri arasında bir çekme kuvvetinin bulunmasından lanır. Uygulamada yapışma, birleştirilecek parçalar üzerine yapıştırıcı sürülerek ya da betonarme halinde, armatürün boylamasına ıç kuvvetlerinin etkisiyle armatürle beton arasında ortaya çıkan bağ kuvvetleriyle gerçekleştirilir.
—Hematol.
*Fagositlerin yapışması. Bu hücreler mikroorganizmaları yutmadan önce onlara yapışırlar. Bu temas onlardaki öldürücü sistemleri harekete geçirir. Organizmanın özantikorlarla kaplı dokularına da yapışıp onları tahrip edebilirler. Fagositlerin yapışması, in vitro olarak cama yapışıp kalanların sayımı ile incelenir.
*Trombositlerin yapışması. Trombositler, damarların endotelyum-altı yapılarına, özellikle kolajenlere, bunlar bir kesilme ya da travma sonucu açık hale geldiklerinde yapışırlar. Bu nitelik ilk ağızda kanamanın durmasını sağlar; ama trombozlara da neden olabilir. Trombositlerin yapışkanlığı, daha doğrusu alıkonması, in vitro olarak, kan cam bilyalar üzerinden geçirildiğinde yapışıp kalanların sayılmasıyla incelenir (Bovvie ya da Salzmann testi).
—Kim. ve Teknol. Alüminyumdan yapılmış pişirme kaplarının iç yüzeyleri genellikle yapışma önleyici bir kaplamayla kaplanır; böylece pişirilen besinlerin kabın dibine ve çeperlerine yapışması önlenir. Kaplama malzemesi olarak en çok kullanılan maddeler silikonlar (vernik biçiminde uygulanan sentetik reçineler) ya da Teflon' dur (politetrafluoroetilenin ticari adı). Özellikle Teflon'un çok yaygın bir kullanımı vardır. Plastik bir madde olan Teflon, yüzeyi işlendikten sonra uygun çukur ve oyukların meydana geldiği alüminyum üzerine yapıştırma yoluyla doğrudan uygulanır. Bu yöntem ilk kez 1954'te bir transız mühendis tarafından geliştirilerek uygulanmıştır. Günümüzde çizilmelere karşı yüksek bir dayanım gösteren yeni politetrafluoroetilen kaplamalar kullanılmaktadır.
—Topol. İR de bir yapışma noktasını tanımlamak için, dolaylar olarak a merkezli açık aralıklar göz önüne alınır; bir (E,d) metrik uzayında bu dolaylar a merkezli açık yuvarlardır. Bir yığılma noktası bir yapışma noktasıdır. Bunun karşıtı yanlıştır.
A=|1, -g-, -g- -jp . .] İR nin parçası olarak göz önüne alınırsa, 1 ile -g-, Anın yapışma noktalarıdır, ama yığılma noktaları değillerdir: bunlara yalıtık noktalar denir; o a gelince bu nokta A nın A ya ait olmayan bir yığılma noktasıdır (dolayısıyla bir yapışma noktasıdır).
—Anat. Bir organın başka bir organa tutunması. (Kaslar ya da doğrudan doğruya kemiklerin düz yüzeylerine, ya kirişler aracılığıyla çıkıntı ve tümseklere, ya da opanevrozlar yardımıyla pürtüklü kemik ibiklerine yapışır.)
—Cev. hazl. Yapışma kaybı, ağır ortam ya da yoğun sıvı içinde uygulanan ayırma işlemi sonunda, ürünlerin yüzeyinde ağır malzemenin ya da yoğun sıvının birikmesinden lanan kayıp.
—Ger. day. Bir iç kuvvete karşı, iki katının temas yüzeyinde oluşan ve bu katı cisimlerin bu yüzey boyunca her türlü bağıl yer değiştirmelerine karşı koyan direnç. (Bk. ansikl. böl.)
—Hematol. Hücre yapışması, özellikle trombosit ve fagosit gibi hücrelerin, kendilerine yabancı olan maddelere yapışabilme özelliği. (Eşanl. HüCRE YAPIŞIKLIĞI.) [Bk. ansikl. böl.]
—Kim. ve Teknol. Yapışma önleyici kaplama, pişirme kaplarının iç yüzeylerine uygulandığında yapışmayı engelleyen kaplama. (Bk. ansikl. böl.)
—Metalürj. Kum yapışması, dökümcülükte, kalitesiz kalıp kullanmaktan ya da döküm metalinin çok sıcak olmasından ileri gelen ve döküm parçasının yüzeyinde metale yapışmış kumla kaplı bir yüzey olarak ortaya çıkan yüzeysel özür. (Kum yapışması, taşlama işlemiyle giderilir.)
—Patol. Seröz bir zarın iki yaprağının patolojik olarak kaynaşması. || Kalp zarı yapışması, kalp dışzarının iki yaprağının iltihap sonucu birbirine yapışması. || Plevra yapışması, plevranın iki yaprağının iltihap sonucu geniş çapta birbirine yapışması.
—Topol. Bir parçanın yapışma noktalarının kümesj. (Bir A parçasının yapışması çoğunluk A ya da Adh A ile gösterilir ve A', A nın türev kümesi ise, A=AuA'dür.) [ADERANS ya.da KAPANIŞ da denir.] || Bir A parçasının yapışma noktası, E nin (A yı içeren topolojik uzay) a elemanı, öyle ki bunun bütün dolaylarının A ile boş olmayan bir kesişimi vardır. (Bk. ansikl. böl.) ]| Bir. (u^neiN dizisinin u yapışma değeri, diziyi içeren bir E metrik uzayının u elemanı, öyle ki bütün B(u,r) açık yuvarları, dizinin farklı ya da çakışık sonsuz terimini içerir. ((u^â€ç[N, 1 e yakınsarsa, 1, dizinin yapışma aeğeri olur. İR de B (u,r) yuvarı yerini ]u-r, u + r[ merkezli aralığı alır.
—Yapış. Yapışmayı sağlayan fiziksel ve / ya da kimyasal olay. || Birbiriyle temas halinde bulunan iki yüzey arasında bir yapıştırıcı aracılığıyla sağlanan bağ. || iki yüzey arasında bir yapıştırıcının etkisiyle gerçekleştirilen birleşme. (Yapışma, sıcakta ya da scğukta genellikle basınç etkisi altında bir çözelti ya da bir emülsiyonun çok ince katman halinde uygulanmasıyla sağlanır; çözeltinin sıvı bileşeni daha sonra buharlaşarak uzaklaşır.) || Ani yapışma, bir yapıştırıcının temas halindeki iki yüzeyi ani olarak yapıştırabilme özelliği. || Yapışma gücü, kuru bir yapıştırıcı film içinde ortaya çıkan, filme ayırtedici mekanik özellikler kazandıran ve parçaları birbirine tutturarak bütünlüğünü sağlayan kuvvetlerin tümü; bir yapıştırıcı yardımıyla birleştirilmiş iki yüzeyi birleşme düzleminden ayırmak için gerekli olan kuvvet. (Eşanl. KO- HEZYON.)
—ANSİKL. Ger. day. Yapışma olayı değişik nedenlerden, özellikle temas halinde bulunan katı cisimlerin molekülleri arasında bir çekme kuvvetinin bulunmasından lanır. Uygulamada yapışma, birleştirilecek parçalar üzerine yapıştırıcı sürülerek ya da betonarme halinde, armatürün boylamasına ıç kuvvetlerinin etkisiyle armatürle beton arasında ortaya çıkan bağ kuvvetleriyle gerçekleştirilir.
—Hematol.
*Fagositlerin yapışması. Bu hücreler mikroorganizmaları yutmadan önce onlara yapışırlar. Bu temas onlardaki öldürücü sistemleri harekete geçirir. Organizmanın özantikorlarla kaplı dokularına da yapışıp onları tahrip edebilirler. Fagositlerin yapışması, in vitro olarak cama yapışıp kalanların sayımı ile incelenir.
*Trombositlerin yapışması. Trombositler, damarların endotelyum-altı yapılarına, özellikle kolajenlere, bunlar bir kesilme ya da travma sonucu açık hale geldiklerinde yapışırlar. Bu nitelik ilk ağızda kanamanın durmasını sağlar; ama trombozlara da neden olabilir. Trombositlerin yapışkanlığı, daha doğrusu alıkonması, in vitro olarak, kan cam bilyalar üzerinden geçirildiğinde yapışıp kalanların sayılmasıyla incelenir (Bovvie ya da Salzmann testi).
—Kim. ve Teknol. Alüminyumdan yapılmış pişirme kaplarının iç yüzeyleri genellikle yapışma önleyici bir kaplamayla kaplanır; böylece pişirilen besinlerin kabın dibine ve çeperlerine yapışması önlenir. Kaplama malzemesi olarak en çok kullanılan maddeler silikonlar (vernik biçiminde uygulanan sentetik reçineler) ya da Teflon' dur (politetrafluoroetilenin ticari adı). Özellikle Teflon'un çok yaygın bir kullanımı vardır. Plastik bir madde olan Teflon, yüzeyi işlendikten sonra uygun çukur ve oyukların meydana geldiği alüminyum üzerine yapıştırma yoluyla doğrudan uygulanır. Bu yöntem ilk kez 1954'te bir transız mühendis tarafından geliştirilerek uygulanmıştır. Günümüzde çizilmelere karşı yüksek bir dayanım gösteren yeni politetrafluoroetilen kaplamalar kullanılmaktadır.
—Topol. İR de bir yapışma noktasını tanımlamak için, dolaylar olarak a merkezli açık aralıklar göz önüne alınır; bir (E,d) metrik uzayında bu dolaylar a merkezli açık yuvarlardır. Bir yığılma noktası bir yapışma noktasıdır. Bunun karşıtı yanlıştır.
A=|1, -g-, -g- -jp . .] İR nin parçası olarak göz önüne alınırsa, 1 ile -g-, Anın yapışma noktalarıdır, ama yığılma noktaları değillerdir: bunlara yalıtık noktalar denir; o a gelince bu nokta A nın A ya ait olmayan bir yığılma noktasıdır (dolayısıyla bir yapışma noktasıdır).
Kaynak: Büyük Larousse
YAPIŞMA ÖLÇER a. Bir zemin üzerindeki kaplamanın, özellikle yüzey üzerindeki boya filminin yapışmasını ölçen aygıt. (Eşanl. ADEROMETRE.)
—ANSİKL. Yapışmaölçer, uygulanan kazıma, çekme yöntemlerine, yüzeyin biçim değiştirmesine ya da darbeye karşı direncin ölçülmesine bağlı olarak çeşitli biçimlerde düzenlenir.
Yapışma, alt yüzeyin ve kaplamanın öteki niteliklerinden bağımsız olarak ölçülmesi son derece zor bir özelliktir. Bu yüzden kareleme, katlama, çekme ve darbeye karşı direnç gibi en basit ölçme yöntemleri hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır.
—ANSİKL. Yapışmaölçer, uygulanan kazıma, çekme yöntemlerine, yüzeyin biçim değiştirmesine ya da darbeye karşı direncin ölçülmesine bağlı olarak çeşitli biçimlerde düzenlenir.
Yapışma, alt yüzeyin ve kaplamanın öteki niteliklerinden bağımsız olarak ölçülmesi son derece zor bir özelliktir. Bu yüzden kareleme, katlama, çekme ve darbeye karşı direnç gibi en basit ölçme yöntemleri hâlâ yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kaynak: Büyük Larousse
yapışma ingilizcesi
- sticking, cohesion, adherence, adhesion
YORUMLAR