YAPIŞTIRMA a. 1. Yapıştırmak eylemi. 2. Esk. Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs. —Ambal. Yüz yüze yapıştırma, bir komp...
YAPIŞTIRMA a.
1. Yapıştırmak eylemi.
2. Esk. Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs.
—Ambal. Yüz yüze yapıştırma, bir kompleksin imalatına giren gereçlerin bir araya getirilmesini sağlayan teknik. (Bu amaçla, eriyik, sıvı asıltı, asıltı halinde birçok madde kullanılabilir: mikrokristal halindeki balmumu, elastomer lateks ya da sentetik reçine, bitkisel kökenli yapıştırıcılar, ısılerimeli zamklar vb.)
—Aşındc. Sürme aşındırıcıların üretiminde, arkasına önceden ve nitelik referansları basılmış, işlenmiş bez ve kâğıt gibi destek malzemeleri üzerine sürekli olarak bir yapıştıncı katmanı (hayvansal zamklar ya da sentetik reçineler) uygulamaya dayanan işlem. (Bu yapıştırıcı katmanı [bağlayıcı] zemin ile bunun üzerine elektrostatik yolla ya da daha nadir olarak sonradan başka bir işlemle düzgün bir şekilde dağıtılan aşındırıcı tanelerin birbirine kaynaşmasını sağlar.)
—Ayakkc. Yapıştırma imalat, tabanın sayaya çiviyle ya da çirişle tutturulduğu imalat tarzı.
—Ciltç. Deri, tuval ve ciltçilikte kullanılan çeşitli kâğıtları ve cilt sırtını tutkalla sıvazlama.
—Folk. Anadolu'nun bazı yörelerinde gelinlerin yüzüne yapıştınlan kumaştan kesilmiş işlemeli süs. (Kadife ya da atlastan genellikle çiçek, yaprak vb. biçiminde kesilir, üzeri sırma teller, inci vb ile işlenir. Sık dokulu bir kumaşla astarlandıktan sonra alna, yanaklara ve çenenin çeşitli yerlerine yapıştırılır. Evlenecek kızın durumuna göre bezemede elmas, zümrüt vb değerli taşların kullanıldığı da olur. OsmanlIlar döneminde büyük kentlerdeki düğün törenlerinde de kızın yüzüne yapıştırma konurdu. Bugün ancak Anadolu'nun bazı yörelerinde görülmektedir.) [Yapuk da denir.]
—Güz. sant. Cam, seramik vb. üzerine aynı türden bir madde yapıştırılarak yapılan süsleme.
—inş. Bir döşeme ya da duvar yüzeyine, seramik bir kaplama, bir moket vb. yapıştırmaya dayanan teknik.
—Kâğ. san. Yüz yüze yapıştırma, uygun bir yapıştırıcı kullanarak bir ya da birkaç kâğıt ya da karton yaprağını, bütün yüzeyi boyunca bir başka kâğıt ya da karton yaprağı üzerine yapıştırmaya dayanan işlem.
—Rea Bir tuvali ya da bir kâğıdı bir altlık üstüne yapıştırmak işlemi.
—Seram. Pişmemiş iki parçayı sulu çömlekçi çamuruyla tutturma.
—Süslem. sant. Yapma bir çiçeğin parçalarını ya da moda tüylerini yerlerine yapıştırmak işlemi.
♦ sıf. Öğeleri yapıştırılarak tutturulmuş olan: Yapıştırma terlik.
—Kâğ. san. Yapıştırma karton, birkaç karton yaprağının birlikte yapıştırılıp preslenmesiyle elde edilen, ambalaj kutuları yapmaya elverişli kalın karton.
—Süslem. sant. Yapıştırma şemse, altın yapıştırıldıktan sonra, üzerine kalıp basılarak yapılan şemse.
—ANSİKL. Yapış. İnce yapraklar halindeki metalleri yapıştırma, diğer bütün birleştirme yöntemlerine olan üstünlükleri yüzünden İkinci Dünya savaşı sırasında büyük bir gelişme gösterdi. Kaynaklama ve lehimleme sırasında birleştirilecek parçaların bir bölümünü ısıtmak gerektiğinden, metalin yapısında ve kimi alaşımların niteliğinde önemli bozulmalar görülür, dolayısıyla verim düşer; yapıştırma yöntemi işte tüm bu sakıncaları giderir. Vida ve perçinlere baş yapma zorunluluğunu tümüyle ortadan kaldıran yapıştırma, son derece pürüzsüz yüzeyler elde etmeyi sağlar. Birleştirilecek parçaların arasında temel maddesi kauçuk ya da yapay reçine olan yapıştırıcılar sürülmesi parçaların darbeye karşı direncini artırmış ve ya da lehim sırasında birkaç noktada toplanma sakıncası doğuran mekanik iç kuvvetleri daha büyük bir alana yaymıştır. Son olarak, yapıştırıcının oluşturduğu katmanın gürültü ve titreşimlerin soğurulmasın- da önemli bir rol oynadığını belirtmek gerekir. Metalleri yapıştırma tekniği, özellikle uçak yapımında kullanılan bir tekniktir.
1. Yapıştırmak eylemi.
2. Esk. Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs.
—Ambal. Yüz yüze yapıştırma, bir kompleksin imalatına giren gereçlerin bir araya getirilmesini sağlayan teknik. (Bu amaçla, eriyik, sıvı asıltı, asıltı halinde birçok madde kullanılabilir: mikrokristal halindeki balmumu, elastomer lateks ya da sentetik reçine, bitkisel kökenli yapıştırıcılar, ısılerimeli zamklar vb.)
—Aşındc. Sürme aşındırıcıların üretiminde, arkasına önceden ve nitelik referansları basılmış, işlenmiş bez ve kâğıt gibi destek malzemeleri üzerine sürekli olarak bir yapıştıncı katmanı (hayvansal zamklar ya da sentetik reçineler) uygulamaya dayanan işlem. (Bu yapıştırıcı katmanı [bağlayıcı] zemin ile bunun üzerine elektrostatik yolla ya da daha nadir olarak sonradan başka bir işlemle düzgün bir şekilde dağıtılan aşındırıcı tanelerin birbirine kaynaşmasını sağlar.)
—Ayakkc. Yapıştırma imalat, tabanın sayaya çiviyle ya da çirişle tutturulduğu imalat tarzı.
—Ciltç. Deri, tuval ve ciltçilikte kullanılan çeşitli kâğıtları ve cilt sırtını tutkalla sıvazlama.
—Folk. Anadolu'nun bazı yörelerinde gelinlerin yüzüne yapıştınlan kumaştan kesilmiş işlemeli süs. (Kadife ya da atlastan genellikle çiçek, yaprak vb. biçiminde kesilir, üzeri sırma teller, inci vb ile işlenir. Sık dokulu bir kumaşla astarlandıktan sonra alna, yanaklara ve çenenin çeşitli yerlerine yapıştırılır. Evlenecek kızın durumuna göre bezemede elmas, zümrüt vb değerli taşların kullanıldığı da olur. OsmanlIlar döneminde büyük kentlerdeki düğün törenlerinde de kızın yüzüne yapıştırma konurdu. Bugün ancak Anadolu'nun bazı yörelerinde görülmektedir.) [Yapuk da denir.]
—Güz. sant. Cam, seramik vb. üzerine aynı türden bir madde yapıştırılarak yapılan süsleme.
—inş. Bir döşeme ya da duvar yüzeyine, seramik bir kaplama, bir moket vb. yapıştırmaya dayanan teknik.
—Kâğ. san. Yüz yüze yapıştırma, uygun bir yapıştırıcı kullanarak bir ya da birkaç kâğıt ya da karton yaprağını, bütün yüzeyi boyunca bir başka kâğıt ya da karton yaprağı üzerine yapıştırmaya dayanan işlem.
—Rea Bir tuvali ya da bir kâğıdı bir altlık üstüne yapıştırmak işlemi.
—Seram. Pişmemiş iki parçayı sulu çömlekçi çamuruyla tutturma.
—Süslem. sant. Yapma bir çiçeğin parçalarını ya da moda tüylerini yerlerine yapıştırmak işlemi.
♦ sıf. Öğeleri yapıştırılarak tutturulmuş olan: Yapıştırma terlik.
—Kâğ. san. Yapıştırma karton, birkaç karton yaprağının birlikte yapıştırılıp preslenmesiyle elde edilen, ambalaj kutuları yapmaya elverişli kalın karton.
—Süslem. sant. Yapıştırma şemse, altın yapıştırıldıktan sonra, üzerine kalıp basılarak yapılan şemse.
—ANSİKL. Yapış. İnce yapraklar halindeki metalleri yapıştırma, diğer bütün birleştirme yöntemlerine olan üstünlükleri yüzünden İkinci Dünya savaşı sırasında büyük bir gelişme gösterdi. Kaynaklama ve lehimleme sırasında birleştirilecek parçaların bir bölümünü ısıtmak gerektiğinden, metalin yapısında ve kimi alaşımların niteliğinde önemli bozulmalar görülür, dolayısıyla verim düşer; yapıştırma yöntemi işte tüm bu sakıncaları giderir. Vida ve perçinlere baş yapma zorunluluğunu tümüyle ortadan kaldıran yapıştırma, son derece pürüzsüz yüzeyler elde etmeyi sağlar. Birleştirilecek parçaların arasında temel maddesi kauçuk ya da yapay reçine olan yapıştırıcılar sürülmesi parçaların darbeye karşı direncini artırmış ve ya da lehim sırasında birkaç noktada toplanma sakıncası doğuran mekanik iç kuvvetleri daha büyük bir alana yaymıştır. Son olarak, yapıştırıcının oluşturduğu katmanın gürültü ve titreşimlerin soğurulmasın- da önemli bir rol oynadığını belirtmek gerekir. Metalleri yapıştırma tekniği, özellikle uçak yapımında kullanılan bir tekniktir.
Kaynak: Büyük Larousse
yapıştırma
isim
1 . Yapıştırmak işi.
2 . sıfat Yapıştırarak yapılan.
3 . eskimiş Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs.
isim
1 . Yapıştırmak işi.
2 . sıfat Yapıştırarak yapılan.
3 . eskimiş Gelinlerin yüzüne yapıştırılarak yapılan süs.
yapıştırma ingilizcesi
- agglutination, cementation
YORUMLAR