Yâr -ri isim (yâ:ri) Farsça yÂ¥r 1 . Sevgili: "Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim / Yâr yâr / Seni kara saplı bir bıçak ...
Yâr -ri
isim (yâ:ri) Farsça yÂ¥r
1 . Sevgili:
2 . eskimiş
Dost, tanıdık.
3 . eskimiş
Yardımcı:
isim (yâ:ri) Farsça yÂ¥r
1 . Sevgili:
"Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim / Yâr yâr / Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar"- B. R. Eyuboğlu.
2 . eskimiş
Dost, tanıdık.
3 . eskimiş
Yardımcı:
"Allah'tan başka yârim yoktur."- Şemsettin Sami.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yâr beni ansın bir koz ile, o da çürük çıksın
- yârden mi geçersin, serden mi?
- yâr olmak
Birleşik Sözler
- yârüağyar
- zülfüyâr
Onur Yar
Mesut Yar
Hüzün Yürekli Yar
YÂR a. (fars. yâr).
1. Ed. Âşık olunan kimse, sevgili: "Can çekişir elden gider / iki gözüm çeşme çeşme / Düşerim canın peşine / Yâr tükenir elden gider'' (Bedri Rahmi Eyüboğlu).
2. Dost, arkadaş: Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık, yârim kara topraktır (Aşık Veysel).
3. Esk. Yardımcı.
4. (Bir kimseye) yâr olmak, yardımcı olmak, hayrı dokunmak: Talih yâr olursa, her şey düzelir. || Yâr olup bâr olmamak, yük olmamak, dost olmak. || Yârdan mı geçersin serden mİ?, birbirine denk, eşdeğerli iki şeyden birini seçmek gerektiği durumlarda söylenir. || Yâr ü ağyara karşı, dosta düşmana, ele güne karşı (esk.).
—Esk. Yân bi-vefâ, vefasız dost, vefasız sevgili. || Yâr-ı cân, gerçek dost, candan dost. || YSr-ı cefs-kâr, cefa eden, zalim dost ve sevgili. || YSr-ı dil-sitân, gönül alan sevgili. || Yâr-ı gar, (mağara dostu) hicret sırasında Hz. Muhammet'e mağarada arkadaşlık etmiş olan Hz. Ebubekir; çok vefalı arkadaş. || Yâr-ı kadim, eski dost. || Yâr ü ağyâr, "dostlar ve düşmanlar", herkes. || Cihan yâr(-ı güzin), dört dost; dört halife.
—El sant. Yâr ardına düşüren, bir oya motifi. (Gelenekselliğini koruyan bazı yörelerde kız, oğlanda gönlü olduğunu göstermek için ona etrafında bu motif bulunan oyalı çevre ya da mendil gönderir.)
—Esk. giy. Yâr tekmesi — KUŞ- YUVASI.
YÂR a. Müz. Türk müziğinde bir bileşik makam. (Günümüze örneği ulaşmamıştır.)
1. Ed. Âşık olunan kimse, sevgili: "Can çekişir elden gider / iki gözüm çeşme çeşme / Düşerim canın peşine / Yâr tükenir elden gider'' (Bedri Rahmi Eyüboğlu).
2. Dost, arkadaş: Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık, yârim kara topraktır (Aşık Veysel).
3. Esk. Yardımcı.
4. (Bir kimseye) yâr olmak, yardımcı olmak, hayrı dokunmak: Talih yâr olursa, her şey düzelir. || Yâr olup bâr olmamak, yük olmamak, dost olmak. || Yârdan mı geçersin serden mİ?, birbirine denk, eşdeğerli iki şeyden birini seçmek gerektiği durumlarda söylenir. || Yâr ü ağyara karşı, dosta düşmana, ele güne karşı (esk.).
—Esk. Yân bi-vefâ, vefasız dost, vefasız sevgili. || Yâr-ı cân, gerçek dost, candan dost. || YSr-ı cefs-kâr, cefa eden, zalim dost ve sevgili. || YSr-ı dil-sitân, gönül alan sevgili. || Yâr-ı gar, (mağara dostu) hicret sırasında Hz. Muhammet'e mağarada arkadaşlık etmiş olan Hz. Ebubekir; çok vefalı arkadaş. || Yâr-ı kadim, eski dost. || Yâr ü ağyâr, "dostlar ve düşmanlar", herkes. || Cihan yâr(-ı güzin), dört dost; dört halife.
—El sant. Yâr ardına düşüren, bir oya motifi. (Gelenekselliğini koruyan bazı yörelerde kız, oğlanda gönlü olduğunu göstermek için ona etrafında bu motif bulunan oyalı çevre ya da mendil gönderir.)
—Esk. giy. Yâr tekmesi — KUŞ- YUVASI.
YÂR a. Müz. Türk müziğinde bir bileşik makam. (Günümüze örneği ulaşmamıştır.)
Kaynak: Büyük Larousse
Yâr
- Dost, ahbab, tanıdık.
- Yardımcı.
- Âşık. Mâşuk, sevgili.
Ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
insana en yakın (sevgili) anne, en güzel memleket de vatanıdır.
Ayıpsız yâr arayan yârsız kalır
herkesin kusuru vardır, kusursuz insan arayan hiç bir zaman dost bulamaz.
Ağlamakla yar ele girmez
aşk konusunda gözyaşının fazla tesiri yoktur.
insana en yakın (sevgili) anne, en güzel memleket de vatanıdır.
Ayıpsız yâr arayan yârsız kalır
herkesin kusuru vardır, kusursuz insan arayan hiç bir zaman dost bulamaz.
Ağlamakla yar ele girmez
aşk konusunda gözyaşının fazla tesiri yoktur.
yâr ingilizcesi
1. beloved, love; lover.
2. friend.
3. helper.
-ü aðyar friend and foe; friends and foes; everybody, everyone.
-dan mý geçmeli, serden mi? colloq. I´m being asked to make an impossible choice./I´m faced with an impossible choice.
- olmak /a/ to help, assist, be a help
1. beloved, love; lover.
2. friend.
3. helper.
-ü aðyar friend and foe; friends and foes; everybody, everyone.
-dan mý geçmeli, serden mi? colloq. I´m being asked to make an impossible choice./I´m faced with an impossible choice.
- olmak /a/ to help, assist, be a help
Onur Yar
Mesut Yar
Hüzün Yürekli Yar
YORUMLAR