Destek düşünce nedir, iyi mi belirlenir? Destek düşünce nedir, iyi mi belirlenir? Ana fikri desteklemek için sıralanmış payanda ...
Destek düşünce nedir, iyi mi belirlenir?
Destek düşünce nedir, iyi mi belirlenir?
Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Destek fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Aslolan olan ana fikirdir, destek fikirler ise adı üstünde ana fikre destek fikirlerdir.
Destek düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.
Bu sorular sınavda değişik sual kalıplarıyla sorulmaktadır:
- Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Bu şekilde konuşan şahıs için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
- Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
- Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
- Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir?
- Bu şekilde anlatılan bir sanatçıdan aşağıdakilerin hangisi beklenmez?
- Bu bölüme nazaran aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması destek düşünceleri belirlemektir. Bunun için, "Yazar mevzunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?" sorusuna çözüm bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar destek düşünceleri verir.
Örnek: Erişkin bir insanoğlunun sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü benzer biçimde annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile tahsil, iş, meslek ilişkileri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle beraber yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük seviyede değişmeye uğrar. Bu yüzden erişkin insanoğlunun dil, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden değişik olabilir.
Ana fikir: "Bir insanoğlunun söz varlığı ilişkilerine bağlı olarak değişmiş olur."
Parçadaki Destek Düşünceler:
- Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
- İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
- Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
- Kişinin dil gelişiminde ailenin mühim bir yeri vardır.
Örnek: Aşağıdaki paragraftaki destek fikirleri bulmaya çalışalım.
Benim için, okunmuş bir kitap, artık fethedilmiş anlama gelir. O kitabı tekrar elime almam. Artık o kitap orijinalliğini yitirmiştir, içinde ne bulunduğunu bilirim. Kütüphanemdeki kitapların bir kısmı bana vaktimi çalmaktan başka bir şey vermemiştir. Doğrusu bu tür kitapları okumak bir gram şeker için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer. Buna karşın ne bir kitabımı elimden çıkartır ya da satarım ne de kitaplığımdan çıkarır depoya atarım.
Mevzu: kitap
Ana düşünce: kitapların yazar için çok kıymetli olduğudur.
Destek fikirler:
- Okunan kitap fethedilmiş, anlama gelir.
- Okuduğum kitabı tekrar okumam.
- Okuduğum kitap orijinalliğini kaybeder.
- Okuduğum kitabın içeriğini bilirim.
- Okuduğum kitapların bazılarını boşuna okumuşum.
- Yararsız kitapları okumak bir gram şeker yiyecek için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer.
- Yararlı da olsa yararsız da olsa hiçbir kitabımı elimden çıkarmam.
Destek fikirlerle ilgili soruların büyük çoğunluğu parçadan çıkarılamayacak yargıyı sordurulmuş olduğu için bu tür soruların çözümünde çok kırılgan hareket etmek gerekir.
Örnek: Aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek yargıları ve çıkarılamayacak yargıları bulmaya çalışalım.
Sözünü ettiğimiz kitapta ozan biyografisini vermemiş. Demek ki şairin bir politikası var: Şiiriyle okuyucu arasına kendini koymak istemiyor. Hatta bu şekilde yapmakla bu işi birazcık aşırılaştırıyor. Ozan kendi şiirinden çekiliyor. Böylece okuyucu birçok süre görülen hataya; şaire nazaran şiir okumaya düşmemiş oluyor. Bunlar beraber düşünüldüğünde itiraf etmeliyim ki emsalsiz bir fikir, emsalsiz bir kitap.
Çıkarılabilir yargı:
- Ozan kitabına biyografisini almamıştır.
- Şairin biyografisini kitapta belirtmemesinin bir amacı vardır.
- Biyografisini yazmamasının amacı, okuyucuyla şiiri aracısız birleştirmektir.
- Ozan okuyucunun şaire nazaran şiir okumasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu yaratı tüm özellikleriyle emsalsiz bir kitap-tır.
- Şairin biyografisini bilmek şiirin iyi anlaşılmasını sağlar.
- Şairin amacı biyografisini okuyucuya ulaştırmaktır.
- Okuyucunun amacı şairin biyografisine ulaşmaktır.
- Ozan okuyucunun şiire bakarak yazara ilişik bilgiler çıkarmasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu eserde emsalsiz bir kitap tanıtılmaktadır.
Örnek: Bir de aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek ya da çıkarılamayacak yargıları inceleyelim.
Yıllıkta bazı şairlerin eksikliği sebebiyle yıllığı eleştirme yerine birazcık da o şairlerin niçin yer almadığını araştırırsak sanırım daha adil davranmış olacağız. Şundan dolayı yıllıktaki yüz kırk şiir içinde şiirlerinizi bulamamışsanız kusur birazcık da şiirlerinizdedir. Kendi adıma, bir yılda bu kadar çok şiirin bile kayda kıymet olabileceğine inanmıyorum. üstelik bu hiçbir sınırlama koymadan meydana getirilen bir seçmedir; ilk kez şiirini yayımlayanlara dek uzanıyor bu yelpaze. Benim eleştirim bazı şairlerin niçin yer almadığına değil niçin bu denli geniş yürekli davranıldığınadır.
Çıkarılabilir yargı:
- Yıllıkta yüz kırk şiir vardır.
- Bir yılda yüz kırk şiiri kayda kıymet görmek doğru değildir.
- Yıllıktaki şiirler hiçbir sınırlama yapılmadan seçilmiştir.
- Bu yıllıkta şiirini ilk kez yayımlamış şairlere de yer verilmiştir.
- Yıllığın noksan yönü tüm şairlere yer vermemesidir.
- Yıllıkta yüz kırk tane kusurlu şiir vardır.
- Bir yılda, bir insan yüz kırk tane kayda kıymet şiir yazamaz.
- İlk kez şiir yazan insanoğlu bile senelik yayımlayabilir.
- Yıllıktaki eleştirilecek yön geniş yürekli şairlerin şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.
- Yukarıdaki çıkarılamayacak yargı sütunundan da gördük ki parçada geçen kelimeler kullanılarak kurulan cümleler parçadaki düşünceyi yansıtmasa dahi yansıtıyormuş izlenimi verebiliyor. Onun için sözcüklere değil cümlenin anlamına bakmalıyız.
Fabl türünün ilk adı olarak kabul edilen Aisopos (Ezop)un anlatıldığı bir yazıdan alınan yukarıdaki parçadan Aisopos'la ilgili olarak aşağıdaki ayrıntılar çıkarılabilir:
- Fabl türünün öncüsü olduğu
- Yaşamını Bandırma'da geçirdiği
- Fiziki yönden heybetli bir şahıs olmadığı
- Birinin yanında köle olarak yaşamış olduğu
- Yanında barındığı şahıs ile oldukça samimi oldukları
- Masallarının kalıcılığa ulaşmış olduğu
- Masallarının kendine özgü niteliklerinin olduğu
- Masallarında her son zamanların insanlarını ilgilendirecek konuların işlendiği
- Masallarının bir çok dile çevrildiği
- La Fontaine'in, onun masallarından etkilendiği
- Anadolu'da yetişen en mühim bilge olduğu
- Eski çağlarda Anadolu'da bir çok bilgenin yaşamış olduğu
- Masallarında toplumsal mevzuları işlediği
- Bir çok sanatçının onun masallarından etkilendiği
- Yaşamış olduğu dönemde masallarının yazıya geçirilmediği
- Masallarının günümüzde de büyük ilgi görmüş olduğu
- Davranışlarıyla çevresindekileri ve toplumu etkilediği
- Masallarında ders vermenin esas olduğu
- Oldukça mutlu bir yaşam geçirdiği
Montaigne'nin "Denemelerâ€inden alınan yukarıdaki parçadan şu yargıları çıkarabiliriz:
- Öğretim insanlara daha iyi ve akıllı olmayı öğretir.
- İnsan yaşamında her şeyi yönlendiren düşüncedir.
- Küçüklere özgür hareket etme olanağı vermemek, aslında onlara fenalık etmektir.
- Belirli kalıp sözlerle ezberlenen bilgilerin kıymeti yoktur.
- Bir şeyi ezberlemek onun bilinmiş olduğu anlamına gelmez.
- Kişinin, başkasından yardım almadan kullanabildiği bilgi gerçek bilgidir.
- Yaşamda uygulanma fırsatı olmayan bilgiler pek de mühim değildir.
- Bazı bilgiler, işlevi ve anlamı bilinmeden bellekte saklanır.
- Okullardaki eğitim ve öğretim, kişiyi yaşama hazırlamalıdır.
- Evlatları bazı işlerde çalıştırmak doğru değildir.
- Her insan yaşamı süresince kendini geliştirir, yeni bilgiler edinir.
- Kitaplardan edinilen bilgiler kalıcı olmaz.
- Her insanoğlunun, hayatta başkalarının yardımına gereksinimi vardır.
- İnsan, yaşamı süresince hiçbir şeyi ezberlemeye çalışmamalıdır.
- Her konudaki temel bilgiler, kitaplardan öğrenilir.
Ana düşünce ve destek düşünce nedir, iyi mi yazılır?
Grup içindeki düşünce ayrılıklarıyla ilgili kompozisyon emek harcaması iyi mi yapılır?
Düğünüm var, saçlarımı iyi mi yaptıracağım mevzusunda bana düşünce verebilir misiniz?
Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
Destek düşünce nedir, iyi mi belirlenir?
Bir yazının ana fikrine o yazının omurgasıdır diyebiliriz. Destek fikirlere de yazının kaburgaları diyebiliriz. Aslolan olan ana fikirdir, destek fikirler ise adı üstünde ana fikre destek fikirlerdir.
Destek düşüncelerle ilgili sorularda verilen parçada söz edilmeyen ayrıntılar, nitelikler sorulur.
Bu sorular sınavda değişik sual kalıplarıyla sorulmaktadır:
- Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Bu şekilde konuşan şahıs için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
- Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangisine yer verilmemiştir?
- Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
- Bu parçada okumayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
- Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir?
- Bu şekilde anlatılan bir sanatçıdan aşağıdakilerin hangisi beklenmez?
- Bu bölüme nazaran aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Ana düşünceyi kavramanın ikinci aşaması destek düşünceleri belirlemektir. Bunun için, "Yazar mevzunun açıklamasını yaparken hangi ayrıntılardan yararlanıyor?" sorusuna çözüm bulmak gerekir. Bu soruya verilen karşılıklar destek düşünceleri verir.
Örnek: Erişkin bir insanoğlunun sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü benzer biçimde annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile tahsil, iş, meslek ilişkileri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle beraber yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük seviyede değişmeye uğrar. Bu yüzden erişkin insanoğlunun dil, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden değişik olabilir.
Ana fikir: "Bir insanoğlunun söz varlığı ilişkilerine bağlı olarak değişmiş olur."
Parçadaki Destek Düşünceler:
- Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
- İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
- Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
- Kişinin dil gelişiminde ailenin mühim bir yeri vardır.
Örnek: Aşağıdaki paragraftaki destek fikirleri bulmaya çalışalım.
Benim için, okunmuş bir kitap, artık fethedilmiş anlama gelir. O kitabı tekrar elime almam. Artık o kitap orijinalliğini yitirmiştir, içinde ne bulunduğunu bilirim. Kütüphanemdeki kitapların bir kısmı bana vaktimi çalmaktan başka bir şey vermemiştir. Doğrusu bu tür kitapları okumak bir gram şeker için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer. Buna karşın ne bir kitabımı elimden çıkartır ya da satarım ne de kitaplığımdan çıkarır depoya atarım.
Mevzu: kitap
Ana düşünce: kitapların yazar için çok kıymetli olduğudur.
Destek fikirler:
- Okunan kitap fethedilmiş, anlama gelir.
- Okuduğum kitabı tekrar okumam.
- Okuduğum kitap orijinalliğini kaybeder.
- Okuduğum kitabın içeriğini bilirim.
- Okuduğum kitapların bazılarını boşuna okumuşum.
- Yararsız kitapları okumak bir gram şeker yiyecek için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benzer.
- Yararlı da olsa yararsız da olsa hiçbir kitabımı elimden çıkarmam.
Destek fikirlerle ilgili soruların büyük çoğunluğu parçadan çıkarılamayacak yargıyı sordurulmuş olduğu için bu tür soruların çözümünde çok kırılgan hareket etmek gerekir.
Örnek: Aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek yargıları ve çıkarılamayacak yargıları bulmaya çalışalım.
Sözünü ettiğimiz kitapta ozan biyografisini vermemiş. Demek ki şairin bir politikası var: Şiiriyle okuyucu arasına kendini koymak istemiyor. Hatta bu şekilde yapmakla bu işi birazcık aşırılaştırıyor. Ozan kendi şiirinden çekiliyor. Böylece okuyucu birçok süre görülen hataya; şaire nazaran şiir okumaya düşmemiş oluyor. Bunlar beraber düşünüldüğünde itiraf etmeliyim ki emsalsiz bir fikir, emsalsiz bir kitap.
Çıkarılabilir yargı:
- Ozan kitabına biyografisini almamıştır.
- Şairin biyografisini kitapta belirtmemesinin bir amacı vardır.
- Biyografisini yazmamasının amacı, okuyucuyla şiiri aracısız birleştirmektir.
- Ozan okuyucunun şaire nazaran şiir okumasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu yaratı tüm özellikleriyle emsalsiz bir kitap-tır.
- Şairin biyografisini bilmek şiirin iyi anlaşılmasını sağlar.
- Şairin amacı biyografisini okuyucuya ulaştırmaktır.
- Okuyucunun amacı şairin biyografisine ulaşmaktır.
- Ozan okuyucunun şiire bakarak yazara ilişik bilgiler çıkarmasının önüne geçmiş oluyor.
- Bu eserde emsalsiz bir kitap tanıtılmaktadır.
Örnek: Bir de aşağıdaki parçadan çıkarılabilecek ya da çıkarılamayacak yargıları inceleyelim.
Yıllıkta bazı şairlerin eksikliği sebebiyle yıllığı eleştirme yerine birazcık da o şairlerin niçin yer almadığını araştırırsak sanırım daha adil davranmış olacağız. Şundan dolayı yıllıktaki yüz kırk şiir içinde şiirlerinizi bulamamışsanız kusur birazcık da şiirlerinizdedir. Kendi adıma, bir yılda bu kadar çok şiirin bile kayda kıymet olabileceğine inanmıyorum. üstelik bu hiçbir sınırlama koymadan meydana getirilen bir seçmedir; ilk kez şiirini yayımlayanlara dek uzanıyor bu yelpaze. Benim eleştirim bazı şairlerin niçin yer almadığına değil niçin bu denli geniş yürekli davranıldığınadır.
Çıkarılabilir yargı:
- Yıllıkta yüz kırk şiir vardır.
- Bir yılda yüz kırk şiiri kayda kıymet görmek doğru değildir.
- Yıllıktaki şiirler hiçbir sınırlama yapılmadan seçilmiştir.
- Bu yıllıkta şiirini ilk kez yayımlamış şairlere de yer verilmiştir.
- Yıllığın noksan yönü tüm şairlere yer vermemesidir.
- Yıllıkta yüz kırk tane kusurlu şiir vardır.
- Bir yılda, bir insan yüz kırk tane kayda kıymet şiir yazamaz.
- İlk kez şiir yazan insanoğlu bile senelik yayımlayabilir.
- Yıllıktaki eleştirilecek yön geniş yürekli şairlerin şiirlerine yer verilmiş olmasıdır.
- Yukarıdaki çıkarılamayacak yargı sütunundan da gördük ki parçada geçen kelimeler kullanılarak kurulan cümleler parçadaki düşünceyi yansıtmasa dahi yansıtıyormuş izlenimi verebiliyor. Onun için sözcüklere değil cümlenin anlamına bakmalıyız.
Fabl türünün ilk adı olarak kabul edilen Aisopos (Ezop)un anlatıldığı bir yazıdan alınan yukarıdaki parçadan Aisopos'la ilgili olarak aşağıdaki ayrıntılar çıkarılabilir:
- Fabl türünün öncüsü olduğu
- Yaşamını Bandırma'da geçirdiği
- Fiziki yönden heybetli bir şahıs olmadığı
- Birinin yanında köle olarak yaşamış olduğu
- Yanında barındığı şahıs ile oldukça samimi oldukları
- Masallarının kalıcılığa ulaşmış olduğu
- Masallarının kendine özgü niteliklerinin olduğu
- Masallarında her son zamanların insanlarını ilgilendirecek konuların işlendiği
- Masallarının bir çok dile çevrildiği
- La Fontaine'in, onun masallarından etkilendiği
- Anadolu'da yetişen en mühim bilge olduğu
- Eski çağlarda Anadolu'da bir çok bilgenin yaşamış olduğu
- Masallarında toplumsal mevzuları işlediği
- Bir çok sanatçının onun masallarından etkilendiği
- Yaşamış olduğu dönemde masallarının yazıya geçirilmediği
- Masallarının günümüzde de büyük ilgi görmüş olduğu
- Davranışlarıyla çevresindekileri ve toplumu etkilediği
- Masallarında ders vermenin esas olduğu
- Oldukça mutlu bir yaşam geçirdiği
Montaigne'nin "Denemelerâ€inden alınan yukarıdaki parçadan şu yargıları çıkarabiliriz:
- Öğretim insanlara daha iyi ve akıllı olmayı öğretir.
- İnsan yaşamında her şeyi yönlendiren düşüncedir.
- Küçüklere özgür hareket etme olanağı vermemek, aslında onlara fenalık etmektir.
- Belirli kalıp sözlerle ezberlenen bilgilerin kıymeti yoktur.
- Bir şeyi ezberlemek onun bilinmiş olduğu anlamına gelmez.
- Kişinin, başkasından yardım almadan kullanabildiği bilgi gerçek bilgidir.
- Yaşamda uygulanma fırsatı olmayan bilgiler pek de mühim değildir.
- Bazı bilgiler, işlevi ve anlamı bilinmeden bellekte saklanır.
- Okullardaki eğitim ve öğretim, kişiyi yaşama hazırlamalıdır.
- Evlatları bazı işlerde çalıştırmak doğru değildir.
- Her insan yaşamı süresince kendini geliştirir, yeni bilgiler edinir.
- Kitaplardan edinilen bilgiler kalıcı olmaz.
- Her insanoğlunun, hayatta başkalarının yardımına gereksinimi vardır.
- İnsan, yaşamı süresince hiçbir şeyi ezberlemeye çalışmamalıdır.
- Her konudaki temel bilgiler, kitaplardan öğrenilir.
YORUMLAR