YAYIM a, 1. Kitap gazete dergi gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtılması; neşir: Bu kitabın yayımı yasaklandı. 2. Herhangi bir yapıt...
YAYIM a,
1. Kitap gazete dergi gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtılması; neşir: Bu kitabın yayımı yasaklandı.
2. Herhangi bir yapıtın, bir programın, bir haberin vb radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyicilere izleyicilere ulaştırılması, sunulması işi: Radyo ve televizyon yayımlan bütün gün sürecek.
*Elektron. Elektron yayımı, yüksek bir sıcaklığa getirilmiş bir cismin çevresine elektron yayması. (Radyoelektrikte kullanılan vakum tüplerinin katotları yeterince ısındıklarında elektron yayımlar.) I| İkincil yayım, bir vakum tüpünde, bir elektrota (genellikle anota) çarpan diğer elektronların etkisiyle elektron yayımı olayı.
*Fiz, Fiziksel bir sistemin, bir madde ya da enerji taşıyıcı ışıma akışı ürettiği süreç. (Bk. ansikl. böl.)|l yayım gücü, bir cismin birim alan etkisinin, aynı sıcaklıktaki kara cismin birim alan etkisine oranı.
*Ger, day. Akustik yayım, mekanik, ısıl ya da kimyasal gerilmelerin etkisinde bırakılan malzemelerin içinde kendiliğinden esnek dalgaların oluşması; bu dalgaların, malzemelerin yapısının tahrlbatsız kontrolü amacıyla algılanması ve çözümlenmesi. (Bk, ansikl. böl.)
*ANSİKL. Fiz, Daha çok elektromanyetik yayım, yani foton yayımıyla ilgilenilir ama, enerji akışı, kinetik enerji taşıyan parçacıklardan da (elektronlar gibi) oluşabilir.
Atom ölçeğinde, bir atomun bir foton soğurması ya da yayımlaması, farklı iki enerji düzeyi arasındaki birbirlerine ters iki geçişe denk düşer E, enerjisine sahip bir düzey ile daha yüksek bir E2 enerjisine sahip bir düzey (E2> E,) arasındaki geçişim (soğurulma sürecine denk düşen) enerji katımı olmadan kendiliğinden oluşamayacağı açıktır. Bu geçiş atom, kendisine uygun frekansa sahip bir foton vermeye elverişli v=(E2-E,) / h (h, Planck değişmezi) frekansında bir elektromanyetik alana yerleştirilerek sağlanır. E2 düzeyinden E, düzeyine doğru ters geçişin (yayıma denk düşen) kendiliğinden oluşabileceğini düşünmek doğaldır, çünkü atom yalnızca daha kararlı bir duruma geri dönecektir. Buna karşılık, bu aynı geçişin bir elektromanyetik alanla, yani v frekanslı bir fotonlar topluluğuyla oluşturulabilmesi (indüklenmesi ya da uyarılması da denir) daha da şaşırtıcıdır. Bu özel durumun özgül olarak kuvantal bir kökeni vardır ve bozonlar olan fotonların aynı kuvantal durumunda birikme eğilimi göstermeleri olgusundan lanır; bu birikme o durumda daha önce yer alan fotonla- rın sayısı ne kadar büyükse o kadar fazla olur.
Böylece mikroskobik düzeyde iki yayım sürecinin birleşik varlığı açıklanmaktadır: kendiliğinden yayım ve indüklenmiş yayım. Makroskobik düzeyde, bir elektromanyetik dalganın çok sayıda özdeş atom tarafından soğurulma ve yayım olaylarını
ancak istatistiksel bir kuram açıklayabilmektedir. Yutulma sözkonusu olduğunda, yutulma oranı (yani birim zaman içinde E,-E2 geçişi olasılığı) ile bunu megana getiren elektromanyetik dalganın enerji yoğunluğu arasında oransallık katsayısı B olarak gösterilir. B'ye Einstein soğurulma katsayısı denir. Kuvantal kuramda, bu aynı B katsayısının bu elektromanyetik dalga tarafından indüklenmiş yayımı yöneten katsayı olduğu kolaylıkla gösterilir. Kendiliğinden yayım ise, A ile gösterilen bir katsayı ile belirlenir (yine Einstein katsayısı denir). A ve B'nin karşılıklı değerlerinin bilinmesi ışıma /madde etkileşiminin anlaşılmasında temel rol oynar. A/B oranının yalnızca v frekansına bağlı olduğu ve kay nağın yapısından bağımsız olduğunu Einstein göstermiştir. Kendiliğinden yayım olmazsa, soğurulma ve indüklenmiş yayım oranlarının eşitliğinden dolayı, E, ve E2 düzeylerinin N, ve N2 topluluklarının bir etişlenmesinin elde edileceğini ve bu bakımdan ne kadar E,*E, geçişini gerçekleştiren atom varsa, o kadar da ters geçiş E2*E,'i gerçekleştiren atom olacağını işaret etmek yerinde olacaktır. Kendiliğinden yayım, üst düzeyin alt düzeyi nin yararına boşaldığı bir mekanizmadır; bu da Maxwell-Boltzmann'ın Nj/N, ~exp(~/VkT) dağılımına uygun bir şekilde gerçekleşir; burada k Boltzmann değişmezi ve T mutlak sıcaklıktır.
*Ger. day. Akustik yayım. XX. yy.'ın ba şında bulunan (1917 yılında "kalay sesi" nin Czochralski tarafından bir İkizlenme olayı ile yorumlanmasıyla) akustik yayım ilk kez 1964 yılında Polarls füzesi motor zarflarının tahrlbatsız kontrolü için kullanılmıştır. Malzemelerin akustik etkinliğinin iki temel nedeni vardır: plastik biçim değiştirme olayları homojen ya da heterojen biçim değiştirme (Lüders bandları), İkizlenme, akma; ya da martensit dönüşümü; kopma olayları: bir mikroçatlağın oluşumu, sünek ya da kırılgan kopma, yorulma sonucu kopma.
Akustiktim tersinmez bir olaydır: uygulanan gerilmenin ortadan kaldırılmasıyla bir çatlak bölgesinin yayılımının (ve buna denk düşen akustik yayım'ın) durma sı; en az daha Önce uygulanana eşit olan bir yük değeri için akustik etkinliğin yeni den başlaması (Kaiser etkisi),
Akustik yayımla kontrol yöntemi hacim sel (yapının yayım oluşturan bölümü ne olursa olsun bir işaretin algılanması) ve dinamik (işaretin, gerilmelerin ortadan kalk tığı an algılanması) bir yöntemdir.
Akustik yayımla kontrol metallere ve ala şımlara, taşlara, betonlara, seramiklere, karma malzemelere uygulanır Bu yöntem kimya, petrokimya, petrol ve maden arama, inşaat mühendisliği, nükleer ve uçak sanayisi, dönüşüm sanayilerini ilgilendirir Yöntem üretim sırasında birleştirme işlem lerine (yapıştırma ya da la), üretim sonunda elde edilen parçalara, çalışan yapılara (sürekli izleme ya da programlanmış duruşlarda kontrol) uygulanır.
Kaynak: Büyük Larousse
Yayım
TDK, Türk Dil Kurumu
isim
1 . Yayma işi.
2 . Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir:
"Kitap ve gazete yayımı işi bizim can davamızdır."- R. N. Güntekin.
3 . Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir.
Birleşik Sözler
- ısı yayımı
YORUMLAR