Kısaca ; Osmanlının gerilemeye başlaması ve batılı devletlere göre pek çok konuda geride kalması. Batının Fransız devrimiyle birlikte kilise...
Kısaca ; Osmanlının gerilemeye başlaması ve batılı devletlere göre pek çok konuda geride kalması. Batının Fransız devrimiyle birlikte kilisenin dar görüşlerinin yerine aklın aydınlığında düşünmeyi, gerçekleri deneyle kavramayı yani rasyonalizmi ve pozitivizmi savunmuşlardır.âAklınâ, âbilimselliğinâ, âgerçeğe verilen öneminâ öne çıkarılması pozitif bilimlere verilen önem 18. yüzyılın ortalarından itibaren Sanayi Devrimi’ni doğurur. Bu devrimle birlikte batı hızla büyümeye, güçlenmeye ve gelişimeye başlamıştır. Aydınlarımızda bu gelişmeleri takip edip zaten artık bu yeni gelişmelerle mücadele edemeyecek olan osmanlı mevcut yapısını batılı örneklerden yola çıkarak değiştirimeyi amaçlamışlardır.
Detay ; Lale devrinden beri zaten batı üstünlüğü kabul edilmiş ve batı özentisi başlamıştır. Batının üstünlüğü ve baskısı bir takım değişiklikler yapılması zorunluluğunu doğurmuştur. Tanzimat Fermanı, halk iradesiyle değil, padişahın tek taraflı iradesiyle ortaya çıkmıştı. Bu nedenle halk tarafından tam olarak anlaşılamadı. Ancak bu dönemde ilk Osmanlı aydın kadrosu yetişti. Osmanlı toplumunun Batılılaşmasında aydınların önemli bir rolü var. Batılılaşma hareketi Batıya özellikle Fransaya ilim öğrenmeye giden aydınlarımız tarafından başlatılmıştır. Toplumda batılı sanat ve kültür faaliyetleri aydınlarımız tarafından getirilmiştir.
1789 Fransız Devrimi, Osmanlıyı parçalayacak süreci başlatır.Yenileşme, Osmanlı devletindeki gerilemenin sonucu olarak doğmuştur.16. yüzyılın sonlarına dek birçok yönden Avrupa’dan üstün bir yönetime ve kurumlaşmaya sahip olan Osmanlı Devleti, Batı’daki gelişimleri dikkatle takip etmiştir. Ancak 16. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı Devleti askeri, ilmi ve ekonomik alanlarda bozulan kurumlarına dinamizm getirecek yenilik hamleleri yapamamıştır.Değişen dünyanın Osmanlı’ya ilk büyük darbesi Viyana bozgunu (1683) olur. Viyana bozgunu, kendini yenilemeyen bir devletin, imparatorluk bile olsa, sadece asker sayısındaki üstünlükle savaşları kazanamayacağını ortaya koymuştur. 1699â² da Karlofça Antlaşması’nı imzalamaya mecbur kalan Osmanlı imparatorluğu bu antlaşmayla ilk defa toprak kaybetmiştir. Bu antlaşmadan sonra olumsuzluklar artmıştır.
Aydınlarda ki daha çok yabancı dil bilgisi olan kişilerden oluşmanktadır. Batıda gördükleri bir takım yenilikleri uygulatmaya çalışmışlardır. Mesela Celal Nuri ve Ziya Gökalp gibi aydınların Aile Hukuku’nun ve kadının durumunun kanunlaştırılıp iyileştirilmesi konusunu dile getirmeleri Devleti Mecelle’de Aile Hukukuna ilişkin eksiklikleri tamamlamaya itmiş 1916’da oluşturulan İnzar-ı Kavanin Komisyonları 25 Ekim 1917 Tarihli Hukuk-u Aile Kararnamesini yürürlüğe sokmuştur. Şinasi ve Agah Efendinin birlikte çıkardıkları İLK ÖZEL GAZETE Tercüman-ı Ahval Tanzimat edebiyatının başlangıcı olmuştur. Bu çalışmalarla batıyı daha iyi anlayan ve yorumlayan yeni bir aydın kesimi oluşturmaya başlamıştır. Fakat bu çalışmalar halka inmediği için başarılı olamamıştır. Yine de daha sonra yapılacak batılılaşma hareketlerinin temelleri atılmıştır.
YORUMLAR