Yeraltı larımız nedir? YERALTI KAYNAKLARIMIZ ülkemiz çeşitli yeraltı larının oluşturduğu çok varlıklı servetlere haiz bulunmaktad...
Yeraltı larımız nedir?
YERALTI KAYNAKLARIMIZ
ülkemiz çeşitli yeraltı larının oluşturduğu çok varlıklı servetlere haiz bulunmaktadır. Bu ların başlangıcında; petrol, bor, toryum, altın, krom benzer biçimde madenlerimiz gelmektedir.
Son zamanlarda gelişen teknoloji, bor mineralini tüm endüstri dallarının, vazgeçilmesi mümkün olmayan ve alternatifi de bulunmayan temel girdileri konumuna getirmiştir. Petrolün alternatifi bor cevheridir. Fakat borun su anda bir alternatifi yoktur ve olacağı da mümkün görülmüyor.
Yeraltı larımızın başlangıcında bor cevheri gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 80'den fazlasına haiz bulunmaktayız. Biriki ve kalite yönünden dünyada tekel durumundayız. Bazı ileri teknoloji ürünlerinin (bilgisayar, cep telefonu v.s.) imalinde, uzay sanayinde Türk borları, eğer olmazsa olmaz bir öneme haizdir. Türk bor ları, dünyanın asgarî 400 senelik ihtiyacını karşılayacak kapasitededir. Bu bilginin sahibi olan mevzunun araştırmacı ve uzmanlarına gore, Anadolu'daki bu madenin miktarı 10 milyar ton civarındadır. (Bugünkü fiyatlara gore 15-20 trilyon dolar.)
Bor; sanayinin her branşında, su anda 450 çeşitten fazla mamul maddenin üretiminde kullanılmaktadır. Dayanıklılığı ve sertliği sağlamada, ara ürün olarak kullanılmaktadır. Isıya son aşama dayanıklıdır. ABD roketlerinde Türk borları kullanılmaktadır. Radar dalgalarını emdiği, absorbe etmiş olduğu için hayalet uçaklarının imalinde kullanılmaktadır. Yalnız ABD de 600'den fazla proje, bor'un yakıt olarak kullanılması ile ilgili patent almıştır. Borla çalışan otomobiller üretime girmiştir.
Bor minerali, ayni zamanda alternatif yakıt teknolojisinin birincil araştırma ve kullanım membaıdır. Hava, ulaşım ve cenk uçakları ilk kez ses üstü hızlara borlu yakıtlar yardımıyla ulaşmıştır. Harp başlığı taşıyan füzelerin kullandığı yakıt, uzaya gönderilen uyduları yörüngelerine taşıyan ve oturtan roket motorları, borlu yakıtlar kullanırlar.
“Yapılan araştırmalar bor mineralinden sıfır emisyonlu, çevre dostu bor motorlarının üretim ve kullanımının önünü açmıştır. Bor, İngiltere, Fransa ve bilhassa ABD'de askerî araştırmaların yoğunlaştığı bir mineraldir. Son yıllarda borun problemsiz bir yakıt olarak, bilhassa süpersonik ve hipersonik hızlara ulasan uçaklarda kullanıldığında kuşku yoktur. (Bor Gerçeği) isminde eserin ön sözünden-Eti Tüm ortaklık Bas Müft. M.M. Çinki" Balıkesir-susurluk, Eskişehir-Seyitgazi, Kütahya-Emet, bursa-Mustafa kemal paşa yörelerinde çıkarılır.
Altın Varlığımız:
"Türkiye, günümüzde isletilebilir mühim oranda altın rezervine haiz olmasına rağmen, bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir. Oysa malum sahaların isletmeye alınmasıyla Türkiye, Avrupa'nın en fazla altın üreten ülkesi olma potansiyeline haizdir. Söz mevzusu potansiyel, devreye sokulduğunda ortalama 160 ton/yıl altın ithalatımızın tamamı, yurt içindeki üretimle karşılanabilir hale gelecektir.
Türkiye, altın potansiyelinin tahmini amacıyla meydana getirilen araştırma sonucuna gore 6500 ton ve üstü sayılara ulaşabileceği hesaplanmıştır. 6500 tonluk rezervin (300 dolar/ONS) fiyatıyla kıymeti, ortalama 70 milyar dolardır. ülke ekonomisinde yaratacağı katma kıymet ise bunun 5-6 katına kadar çıkabilir."
Krom (Kromit) Varlığımız:
Bu maden, ülkemizin mühim yeraltı larından biridir. Krom üretimi bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındayız. Dünya rezervinin %10'u Türkiye'de bulunmaktadır. Bulgular, bu payın %10'un üstüne çıkabileceği yönündedir. ½unu kesinlikle unutmamamız gerekir. Maden varlığımız yabancılar tarafınca araştırılıp tespit edilmiş sadece daima, kasten, bilerek rezervler düşük gösterilmiştir. Tıpkı verimli petrol kuyularının, "petrol yok" yalanı ile kapatılmış olduğu benzer biçimde. Onun için bugün, ülkede malum ve tespit edilen maden varlığımız daha geniş rezervler ihtiva etmektedir. Borda Türkiye, dünyada tekel durumunda olmasına rağmen yabancı firmalar kasten, "Türkiye'de bor tükenmiştir, çok azca biriki vardır." v.s benzer biçimde senelerce rapor yayınlamışlardır.
"Krom cevheri, dünya sanayinin olmazsa olmaz bir üretim girdisidir. Atmosfer korozyonuna, kimyasal etkilere, aşınmaya karsı yüksek direnç göstermesi, çok sert olması sebebiyle çelik ve diğeri minerallerin korunmasında kaplama olarak yaygın bir halde kullanılır. Silâh sanayinin, ikamesi olmayan çok mühim bir girdi." Türkiye, dünyanın en büyük Kromit ihraç eden ülkesidir. Türk kromitleri, dünya krom pazarlarında daima üst düzey fiyatlarla talep edilen, kaliteli, metalürjik kalite cevherler olarak aranmaktadır.
ülkemizin, bu cevherden maksimum yarar sağlayabilmesi için, ların (ferrokrom ve paslanmaz çelik) üretimine yönlendirilmesi, bu sanayinin acilen kurulması şarttır. Türkiye'nin, paslanmaz çelik tüketimi 100.000 ton/yıl civarındadır. (Senelik 200 milyon- 1 milyar dolarlık ithalat söz mevzusudur.)
En fazla Elazığ'ının güneydoğusundaki Gulemanda bulunur. Fethiye-Marmaris, Kütahya- Burza, kayseri Kahramanmaraş, Pozantı Antakya İslâhiye Eskişehir ve Sivas çevresinde bulunur. Günümüz verilerine gore, Dünya krom üretimine Türkiye 4. sıradadır. Yurtdışına satılan mühim bir madenimizdir.
Toryum Varlığımız:
Bu maden, roket ve uçakların imalinde, seramik ve elektrik aletleri yapımında, aydınlatmada kullanılmaktadır. Çok mühim kullanıldığı alan ise nükleer enerji sanayidir. Nötron absorbsiyonu ile (uranyum-223'e) dönüştürülerek nükleer enerji membaı olarak kullanılmaktadır.
Dünya toryum rezervinin büyük (1/2) bir kısmına haiz olmamıza karşın, uzun senelerden beri bir türlü nükleer santraller inşa edemedik. Bundan dolayı birileri, "nükleer santralleri içine sindirememektedir." Dışarıdan pahalı enerji ithali, sanayiye en pahalı enerji satmayı, halkın fakirleşmesini içlerine çok güzel sindirmektedirler. Enerji açığının kapatılması için acilen bu santrallerin de devreye girmesi, millî bir borçtur.
Barit:
Türkiye varlıklı barit yataklarına haizdir. Baritin % 75 kadarı derin kuyu sondajlarında kullanılır. % 25 kadarı ise tüm baryum tuzlarının üretiminde kullanılır. Türk baritleri % 95-98 kadar baryum sülfat içerdiğinden kimyasal bileşiklerinin üretimi için çok uygundur. Tuzları kaliteli kâğıt dolgusu, boya pigmenti, röntgen çekiminde kontrast maddesi olarak çok yaygın kullanım bulur. Ucuz olarak ihraç ettiğimiz ham barit yerine baryum tuzları satarak gelirimizi minimum 10-50 kat artırabiliriz.
Sıcak su ları:
ülkemizin zelzele riskini de beraber getiren jeolojik yapısı, ülkemizi sıcak su potansiyeli olarak varlıklı yapmaktadır. Direkt elektrik enerji üretimine uygun azca olmasına karşın, ısıtma ve kaplıca amaçlı kullanılacak lar ülkemizin her bölgesinde yaygındır. Bu potansiyel de bir maden potansiyeli olarak görülebilir. Gezim ve ekonomik ısıtma yanında karbon dioksit, helyum benzer biçimde gazların üretimi, soda ve maden suyu temini her ülkenin haiz olmadığı bir zenginliktir. Hatta tatlı su larımızın bolluğu da bir tür yeraltı zenginliğidir.
Boksit:
Alüminyum cevheri olup Türkiye de en fazlaca kullanılan yeraltı larından biridir. Motorlu araçlar yapımında, elektronik ve kimya sanayisinde ek olarak mutfak eşyası Yapımında kullanılır. Hafifçe olduğundan tayyare yapımında da kullanılır. Türkiye de boksit üretimi yenidir. Türkiye boksit üretimi giderek artmaktadır. Türkiye boksitten elde edilmiş alüminyumun hem ihracatını hem de ithalatını yapmaktadır.
ENERJİ KAYNAKLARIMIZ
Taşkömürü:
Taş kömürünün bir kısmı %20 konutlarda, iş yerlerinde ve eski yapım trenlerde doğruda yakıt olarak kullanılır. Öteki bir kısmı da %80 demir-çelik sanayisinde kullanılan kok kömürü elde etmek amacıyla kullanılır. Türkiye'nin en varlıklı taş kömür havzası Batı Karadeniz bölümündedir. Türkiye taş kömürü rezervleri ve üretimi bakımında varlıklı değildir. Bundan dolayı kömür yatakları çok yerde işletmeye elverişli değildir. Yılda 4-5 milyon tonluk üretimi ülke ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.
Hava kirliliğini önlemek amacıyla, büyük kentlerdeki meskenleri ısıtılmasında kullanılmak suretiyle her yıl, başta Cenup ABD olmak suretiyle ve mühim oranda kükürt dioksit oranı düşük taş kömürü ithal edilmektedir.
Linyit:
Türkiye'de ortalama 8 milyar ton linyit rezervi bulunmaktadır. Avrupa ülkeleri içinde (Eski SSCB hariç) beşinci sıradadır. 1998 senesinde 62.940.647 ton kamu kesimi tarafınca 3.527.955 ton özeli kesim olmak suretiyle 66.498.603 ton üretim yapılmıştır. Bunun mühim bir kısmı elektrik üretiminde kullanılmıştır.
vatanımızda, düşük kıymetli, doğrusu rutubet ve kül içinde ne olduğu yüksek ısıl kıymeti düşük linyitlerden, yüksek kıymetli linyitlere kadar çok çeşitli linyit kömürü bulunmaktadır. Ortalama rutubet içinde ne olduğu % 41,8 dolaylarındadır.
Türkiye'de rezervi en varlıklı olan enerji membaıdır. Derhal her bölgemizde azca çok linyit yatakları bulunmaktadır. Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir. En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan'dadır. Senelik net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır. üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır. İçbatı Anadolu da Değirmisaz, Tunçbilek, tavşanlı (Kütahya) aslolan ege bölümünde Seyitömer, soma, torbalı(Manisa), yatağan, dolu Anadolu da; kükürtlü, Oltu, baklaya, Elbistan, Afşin, orta karatenizde Amasya, havza ve çeltekten çıkarılmaktadır.
Organik Gaz:
Yeraltında, çoğu zaman petrolle birlikte bulunan gaz karışımıdır. Çoğunlukla yakıt olarak kullanılır. Borularla gaz şeklinde, gemilerle de sıvılaştırılmış olarak uzak mesafelere taşınabilmesi tüketimini kolaylaştırmakla ve yaygınlaştırmaktadır.
Ankara'nın hava kirliliğinin azaltılmasında meskenlerin organik gazla ısıtılmasında büyük tesiri vardır.
En mühim organik gaz yatakları Trakya'da (Hamitabat'ta) bulunmaktadır. Türkiye her yıl giderek artan oranda organik gaz ithal etmektedir. Rusya federasyonu'ndan alına gaz boru hatlarıyla Ankara ve İstanbul başta olmak suretiyle kentlerimizdeki meskenlerde ve endüstri tesislerinde tüketilmektedir. İran'la da organik gaz bağlantısı yapmış durumdadır. Ek olarak Türkmenistan organik gazının da Türkiye'ye getirilmesi için projeler yapılmaktadır.
Jeotermal Enerji:
Yer kabuğunun zayıf noktalarından çıkan bu sıcak sulardan ve su buharından elde edilmiş enerjiye jeotermal enerji denir. Volkanik arazilere haiz olan Türkiye, jeotermal enerji bakımından büyük bir potansiyele haizdir. Sarayköy (Denizli), Germencik (Aydın), Seferihisar, Balçova (İzmir), Afyon, Kütahya, Sivas çevresinde üretilmektedir. Türkiye de ilk olarak jeotermal enerji santrali Sarayköy'de sonrasında Germencikte açılmıştır.
Jeotermal enerji kullanıldığı vakit çevre kirliliği oluşturmayan bir enerjidir. Elektrik üretiminde, meskenlerin ve seraların ısıtılmasında kullanılır. Bu enerjinin kullanımı Türkiye de giderek yaygınlaşmıştır. Sıcak su larının bir kısmından çeşitli hastalıkların tedavisi amacıyla yararlanılmaktadır. Bu yönüyle Türkiye, 600'den fazla la Avrupa ülkeleri içinde ilk sırada gelmektedir ısıtma amaçlı kullanımda 35 C su sıcaklığı kabul edilmiştir.
Hidroelektrik (Su gücü):
Tükenmez, temiz ve ucuz bir enerji membaıdır.
Hidroelektrik potansiyeli fazla olan bir ülkedir. Sadece Türkiye bu büyük potansiylin1/3'ünden yaralanabilmektedir Türkiye su gücü bakımından ortalama 400 milyar kwh'lık bir potansiyele haizdir. Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Türkiye elektrik üretiminin % 45'lik kısmı hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır. GAP tamamlandıktan sonrasında elektrik santrallerin üretiminde su gücünün oranı artış gösterecektir. ülkemizdeki elektrik santralleri 30'u aşmıştır. Başta, Karakaya, Keban olmak suretiyle hidrolik santrallerden elde edilmiş enerji 2000 yılımda 40 milyar kilowat/saati aşmıştır.
Güneş Enerjisi:
Artan nüfus gelişen endüstri sonucu enerjiye olan gerekseme artmakta olduğu vatanımızda, ucuzluğu ve çevre dostu olması özellikleriyle her geçen gün ehemmiyet kazana bir enerjidir. Güneş, dünyanın tek enerji membaı ve tükenmeyen bir enerji yaymaktadır. Türkiye de konumu itibarıyla talihli ülkelerden biri. ülke yüzölçümünün %63'ünde yılda 10 ay süreyle %17 sinde ise tüm yıl boyu güneş enerjisinden yaralanma imkânı vardır. Sadece tüketilen toplam enerji dikkate alındığı vakit, güneş enerjisi oranı çok düşük kalmaktadır. ülkemizin enerji açığının kapatılması ve enerjiye dönen dövizin azaltılması için bu tükenmeyen, ucuz ve temiz enerjinin daha yaygın olarak kullanılması gerekmektedir.
Rüzgâr Enerjisi:
Ucuz, temiz ve tükenmeyen, sadece bununla birlikte devamlı olmayan bir enerji membaıdır büyük rüzgâr kuşakları üstünde bulunan ülkeler çok şanslıdır. Türkiye'deki rüzgâr enerjisi potansiyeli belirlemesi için Elektrik İşleri Etüt İdaresi ve Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafınca emek harcamalar yapılmıştır. Bu emek harcamalar sonucu ege, Marmara, Doğu Akdeniz kıyıları ile güneydoğu Anadolu da rüzgâr enerjisi potansiyelinin fazla olduğu ortay çıkmış ve ilk rüzgâr enerjisi santrali çeşmede 1998 kurulmuştur.
Türkiyeâ€de üretim ve tüketim değerleri içinde çok büyük açıkların olduğu görülmektedir. Bu açıklar taşkömüründe 9 milyon ton, linyitte 1 milyon ton, organik gazda 13 milyon tondur. En fazla tüketilen ham petrolde ise senelik açığımız 30 milyon tonu bulmaktadır. Toplam enerji açığımız ise yılda 54 milyon ton petrole eş miktardadır. Peki, başta hidroelektrik enerji kapasitemiz olmak suretiyle öz larımızla bu açığın kapatılıp kapatılamayacağıdır. Meydana getirilen hesaplamalara gore, organik larımızın (güneş enerjisi, hidrolik enerji, jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi) tamamının devreye sokulmasıyla bunun mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Hele nüfusu ve sanayisi hızla büyüyen Türkiye'nin yakın gelecekteki ihtiyacını karşılaması hiçbir şekilde mümkün görülmemektedir. Bu açıklamalardan Türkiye ekonomisinin en büyük çıkmazının enerji darboğazı ve enerji çıkmazı olduğu açıkça görülmektedir.
Su larımız nedir?
Organik larımız nedir, iyi mi korunmalıyız?
Organik zenginlik larımız nedir?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
ülkemiz çeşitli yeraltı larının oluşturduğu çok varlıklı servetlere haiz bulunmaktadır. Bu ların başlangıcında; petrol, bor, toryum, altın, krom benzer biçimde madenlerimiz gelmektedir.
Son zamanlarda gelişen teknoloji, bor mineralini tüm endüstri dallarının, vazgeçilmesi mümkün olmayan ve alternatifi de bulunmayan temel girdileri konumuna getirmiştir. Petrolün alternatifi bor cevheridir. Fakat borun su anda bir alternatifi yoktur ve olacağı da mümkün görülmüyor.
Yeraltı larımızın başlangıcında bor cevheri gelmektedir. Dünya bor rezervinin % 80'den fazlasına haiz bulunmaktayız. Biriki ve kalite yönünden dünyada tekel durumundayız. Bazı ileri teknoloji ürünlerinin (bilgisayar, cep telefonu v.s.) imalinde, uzay sanayinde Türk borları, eğer olmazsa olmaz bir öneme haizdir. Türk bor ları, dünyanın asgarî 400 senelik ihtiyacını karşılayacak kapasitededir. Bu bilginin sahibi olan mevzunun araştırmacı ve uzmanlarına gore, Anadolu'daki bu madenin miktarı 10 milyar ton civarındadır. (Bugünkü fiyatlara gore 15-20 trilyon dolar.)
Bor; sanayinin her branşında, su anda 450 çeşitten fazla mamul maddenin üretiminde kullanılmaktadır. Dayanıklılığı ve sertliği sağlamada, ara ürün olarak kullanılmaktadır. Isıya son aşama dayanıklıdır. ABD roketlerinde Türk borları kullanılmaktadır. Radar dalgalarını emdiği, absorbe etmiş olduğu için hayalet uçaklarının imalinde kullanılmaktadır. Yalnız ABD de 600'den fazla proje, bor'un yakıt olarak kullanılması ile ilgili patent almıştır. Borla çalışan otomobiller üretime girmiştir.
Bor minerali, ayni zamanda alternatif yakıt teknolojisinin birincil araştırma ve kullanım membaıdır. Hava, ulaşım ve cenk uçakları ilk kez ses üstü hızlara borlu yakıtlar yardımıyla ulaşmıştır. Harp başlığı taşıyan füzelerin kullandığı yakıt, uzaya gönderilen uyduları yörüngelerine taşıyan ve oturtan roket motorları, borlu yakıtlar kullanırlar.
“Yapılan araştırmalar bor mineralinden sıfır emisyonlu, çevre dostu bor motorlarının üretim ve kullanımının önünü açmıştır. Bor, İngiltere, Fransa ve bilhassa ABD'de askerî araştırmaların yoğunlaştığı bir mineraldir. Son yıllarda borun problemsiz bir yakıt olarak, bilhassa süpersonik ve hipersonik hızlara ulasan uçaklarda kullanıldığında kuşku yoktur. (Bor Gerçeği) isminde eserin ön sözünden-Eti Tüm ortaklık Bas Müft. M.M. Çinki" Balıkesir-susurluk, Eskişehir-Seyitgazi, Kütahya-Emet, bursa-Mustafa kemal paşa yörelerinde çıkarılır.
Altın Varlığımız:
"Türkiye, günümüzde isletilebilir mühim oranda altın rezervine haiz olmasına rağmen, bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir. Oysa malum sahaların isletmeye alınmasıyla Türkiye, Avrupa'nın en fazla altın üreten ülkesi olma potansiyeline haizdir. Söz mevzusu potansiyel, devreye sokulduğunda ortalama 160 ton/yıl altın ithalatımızın tamamı, yurt içindeki üretimle karşılanabilir hale gelecektir.
Türkiye, altın potansiyelinin tahmini amacıyla meydana getirilen araştırma sonucuna gore 6500 ton ve üstü sayılara ulaşabileceği hesaplanmıştır. 6500 tonluk rezervin (300 dolar/ONS) fiyatıyla kıymeti, ortalama 70 milyar dolardır. ülke ekonomisinde yaratacağı katma kıymet ise bunun 5-6 katına kadar çıkabilir."
Krom (Kromit) Varlığımız:
Bu maden, ülkemizin mühim yeraltı larından biridir. Krom üretimi bakımından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındayız. Dünya rezervinin %10'u Türkiye'de bulunmaktadır. Bulgular, bu payın %10'un üstüne çıkabileceği yönündedir. ½unu kesinlikle unutmamamız gerekir. Maden varlığımız yabancılar tarafınca araştırılıp tespit edilmiş sadece daima, kasten, bilerek rezervler düşük gösterilmiştir. Tıpkı verimli petrol kuyularının, "petrol yok" yalanı ile kapatılmış olduğu benzer biçimde. Onun için bugün, ülkede malum ve tespit edilen maden varlığımız daha geniş rezervler ihtiva etmektedir. Borda Türkiye, dünyada tekel durumunda olmasına rağmen yabancı firmalar kasten, "Türkiye'de bor tükenmiştir, çok azca biriki vardır." v.s benzer biçimde senelerce rapor yayınlamışlardır.
"Krom cevheri, dünya sanayinin olmazsa olmaz bir üretim girdisidir. Atmosfer korozyonuna, kimyasal etkilere, aşınmaya karsı yüksek direnç göstermesi, çok sert olması sebebiyle çelik ve diğeri minerallerin korunmasında kaplama olarak yaygın bir halde kullanılır. Silâh sanayinin, ikamesi olmayan çok mühim bir girdi." Türkiye, dünyanın en büyük Kromit ihraç eden ülkesidir. Türk kromitleri, dünya krom pazarlarında daima üst düzey fiyatlarla talep edilen, kaliteli, metalürjik kalite cevherler olarak aranmaktadır.
ülkemizin, bu cevherden maksimum yarar sağlayabilmesi için, ların (ferrokrom ve paslanmaz çelik) üretimine yönlendirilmesi, bu sanayinin acilen kurulması şarttır. Türkiye'nin, paslanmaz çelik tüketimi 100.000 ton/yıl civarındadır. (Senelik 200 milyon- 1 milyar dolarlık ithalat söz mevzusudur.)
En fazla Elazığ'ının güneydoğusundaki Gulemanda bulunur. Fethiye-Marmaris, Kütahya- Burza, kayseri Kahramanmaraş, Pozantı Antakya İslâhiye Eskişehir ve Sivas çevresinde bulunur. Günümüz verilerine gore, Dünya krom üretimine Türkiye 4. sıradadır. Yurtdışına satılan mühim bir madenimizdir.
Toryum Varlığımız:
Bu maden, roket ve uçakların imalinde, seramik ve elektrik aletleri yapımında, aydınlatmada kullanılmaktadır. Çok mühim kullanıldığı alan ise nükleer enerji sanayidir. Nötron absorbsiyonu ile (uranyum-223'e) dönüştürülerek nükleer enerji membaı olarak kullanılmaktadır.
Dünya toryum rezervinin büyük (1/2) bir kısmına haiz olmamıza karşın, uzun senelerden beri bir türlü nükleer santraller inşa edemedik. Bundan dolayı birileri, "nükleer santralleri içine sindirememektedir." Dışarıdan pahalı enerji ithali, sanayiye en pahalı enerji satmayı, halkın fakirleşmesini içlerine çok güzel sindirmektedirler. Enerji açığının kapatılması için acilen bu santrallerin de devreye girmesi, millî bir borçtur.
Barit:
Türkiye varlıklı barit yataklarına haizdir. Baritin % 75 kadarı derin kuyu sondajlarında kullanılır. % 25 kadarı ise tüm baryum tuzlarının üretiminde kullanılır. Türk baritleri % 95-98 kadar baryum sülfat içerdiğinden kimyasal bileşiklerinin üretimi için çok uygundur. Tuzları kaliteli kâğıt dolgusu, boya pigmenti, röntgen çekiminde kontrast maddesi olarak çok yaygın kullanım bulur. Ucuz olarak ihraç ettiğimiz ham barit yerine baryum tuzları satarak gelirimizi minimum 10-50 kat artırabiliriz.
Sıcak su ları:
ülkemizin zelzele riskini de beraber getiren jeolojik yapısı, ülkemizi sıcak su potansiyeli olarak varlıklı yapmaktadır. Direkt elektrik enerji üretimine uygun azca olmasına karşın, ısıtma ve kaplıca amaçlı kullanılacak lar ülkemizin her bölgesinde yaygındır. Bu potansiyel de bir maden potansiyeli olarak görülebilir. Gezim ve ekonomik ısıtma yanında karbon dioksit, helyum benzer biçimde gazların üretimi, soda ve maden suyu temini her ülkenin haiz olmadığı bir zenginliktir. Hatta tatlı su larımızın bolluğu da bir tür yeraltı zenginliğidir.
Boksit:
Alüminyum cevheri olup Türkiye de en fazlaca kullanılan yeraltı larından biridir. Motorlu araçlar yapımında, elektronik ve kimya sanayisinde ek olarak mutfak eşyası Yapımında kullanılır. Hafifçe olduğundan tayyare yapımında da kullanılır. Türkiye de boksit üretimi yenidir. Türkiye boksit üretimi giderek artmaktadır. Türkiye boksitten elde edilmiş alüminyumun hem ihracatını hem de ithalatını yapmaktadır.
ENERJİ KAYNAKLARIMIZ
Taşkömürü:
Taş kömürünün bir kısmı %20 konutlarda, iş yerlerinde ve eski yapım trenlerde doğruda yakıt olarak kullanılır. Öteki bir kısmı da %80 demir-çelik sanayisinde kullanılan kok kömürü elde etmek amacıyla kullanılır. Türkiye'nin en varlıklı taş kömür havzası Batı Karadeniz bölümündedir. Türkiye taş kömürü rezervleri ve üretimi bakımında varlıklı değildir. Bundan dolayı kömür yatakları çok yerde işletmeye elverişli değildir. Yılda 4-5 milyon tonluk üretimi ülke ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.
Hava kirliliğini önlemek amacıyla, büyük kentlerdeki meskenleri ısıtılmasında kullanılmak suretiyle her yıl, başta Cenup ABD olmak suretiyle ve mühim oranda kükürt dioksit oranı düşük taş kömürü ithal edilmektedir.
Linyit:
Türkiye'de ortalama 8 milyar ton linyit rezervi bulunmaktadır. Avrupa ülkeleri içinde (Eski SSCB hariç) beşinci sıradadır. 1998 senesinde 62.940.647 ton kamu kesimi tarafınca 3.527.955 ton özeli kesim olmak suretiyle 66.498.603 ton üretim yapılmıştır. Bunun mühim bir kısmı elektrik üretiminde kullanılmıştır.
vatanımızda, düşük kıymetli, doğrusu rutubet ve kül içinde ne olduğu yüksek ısıl kıymeti düşük linyitlerden, yüksek kıymetli linyitlere kadar çok çeşitli linyit kömürü bulunmaktadır. Ortalama rutubet içinde ne olduğu % 41,8 dolaylarındadır.
Türkiye'de rezervi en varlıklı olan enerji membaıdır. Derhal her bölgemizde azca çok linyit yatakları bulunmaktadır. Çoğunlukla yakacak olarak ve termik santrallerde değerlendirilir. En büyük linyit havzası Afşin-Elbistan'dadır. Senelik net üretim 40 milyon tonu bulmaktadır. üretim ve tüketim aynı hızla artmaktadır. İçbatı Anadolu da Değirmisaz, Tunçbilek, tavşanlı (Kütahya) aslolan ege bölümünde Seyitömer, soma, torbalı(Manisa), yatağan, dolu Anadolu da; kükürtlü, Oltu, baklaya, Elbistan, Afşin, orta karatenizde Amasya, havza ve çeltekten çıkarılmaktadır.
Organik Gaz:
Yeraltında, çoğu zaman petrolle birlikte bulunan gaz karışımıdır. Çoğunlukla yakıt olarak kullanılır. Borularla gaz şeklinde, gemilerle de sıvılaştırılmış olarak uzak mesafelere taşınabilmesi tüketimini kolaylaştırmakla ve yaygınlaştırmaktadır.
Ankara'nın hava kirliliğinin azaltılmasında meskenlerin organik gazla ısıtılmasında büyük tesiri vardır.
En mühim organik gaz yatakları Trakya'da (Hamitabat'ta) bulunmaktadır. Türkiye her yıl giderek artan oranda organik gaz ithal etmektedir. Rusya federasyonu'ndan alına gaz boru hatlarıyla Ankara ve İstanbul başta olmak suretiyle kentlerimizdeki meskenlerde ve endüstri tesislerinde tüketilmektedir. İran'la da organik gaz bağlantısı yapmış durumdadır. Ek olarak Türkmenistan organik gazının da Türkiye'ye getirilmesi için projeler yapılmaktadır.
Jeotermal Enerji:
Yer kabuğunun zayıf noktalarından çıkan bu sıcak sulardan ve su buharından elde edilmiş enerjiye jeotermal enerji denir. Volkanik arazilere haiz olan Türkiye, jeotermal enerji bakımından büyük bir potansiyele haizdir. Sarayköy (Denizli), Germencik (Aydın), Seferihisar, Balçova (İzmir), Afyon, Kütahya, Sivas çevresinde üretilmektedir. Türkiye de ilk olarak jeotermal enerji santrali Sarayköy'de sonrasında Germencikte açılmıştır.
Jeotermal enerji kullanıldığı vakit çevre kirliliği oluşturmayan bir enerjidir. Elektrik üretiminde, meskenlerin ve seraların ısıtılmasında kullanılır. Bu enerjinin kullanımı Türkiye de giderek yaygınlaşmıştır. Sıcak su larının bir kısmından çeşitli hastalıkların tedavisi amacıyla yararlanılmaktadır. Bu yönüyle Türkiye, 600'den fazla la Avrupa ülkeleri içinde ilk sırada gelmektedir ısıtma amaçlı kullanımda 35 C su sıcaklığı kabul edilmiştir.
Hidroelektrik (Su gücü):
Tükenmez, temiz ve ucuz bir enerji membaıdır.
Hidroelektrik potansiyeli fazla olan bir ülkedir. Sadece Türkiye bu büyük potansiylin1/3'ünden yaralanabilmektedir Türkiye su gücü bakımından ortalama 400 milyar kwh'lık bir potansiyele haizdir. Doğu Anadolu Bölgesi akarsularının yatak eğimleri fazla olduğundan, hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölgemizdir. Türkiye elektrik üretiminin % 45'lik kısmı hidroelektrik santrallerden karşılanmaktadır. GAP tamamlandıktan sonrasında elektrik santrallerin üretiminde su gücünün oranı artış gösterecektir. ülkemizdeki elektrik santralleri 30'u aşmıştır. Başta, Karakaya, Keban olmak suretiyle hidrolik santrallerden elde edilmiş enerji 2000 yılımda 40 milyar kilowat/saati aşmıştır.
Güneş Enerjisi:
Artan nüfus gelişen endüstri sonucu enerjiye olan gerekseme artmakta olduğu vatanımızda, ucuzluğu ve çevre dostu olması özellikleriyle her geçen gün ehemmiyet kazana bir enerjidir. Güneş, dünyanın tek enerji membaı ve tükenmeyen bir enerji yaymaktadır. Türkiye de konumu itibarıyla talihli ülkelerden biri. ülke yüzölçümünün %63'ünde yılda 10 ay süreyle %17 sinde ise tüm yıl boyu güneş enerjisinden yaralanma imkânı vardır. Sadece tüketilen toplam enerji dikkate alındığı vakit, güneş enerjisi oranı çok düşük kalmaktadır. ülkemizin enerji açığının kapatılması ve enerjiye dönen dövizin azaltılması için bu tükenmeyen, ucuz ve temiz enerjinin daha yaygın olarak kullanılması gerekmektedir.
Rüzgâr Enerjisi:
Ucuz, temiz ve tükenmeyen, sadece bununla birlikte devamlı olmayan bir enerji membaıdır büyük rüzgâr kuşakları üstünde bulunan ülkeler çok şanslıdır. Türkiye'deki rüzgâr enerjisi potansiyeli belirlemesi için Elektrik İşleri Etüt İdaresi ve Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafınca emek harcamalar yapılmıştır. Bu emek harcamalar sonucu ege, Marmara, Doğu Akdeniz kıyıları ile güneydoğu Anadolu da rüzgâr enerjisi potansiyelinin fazla olduğu ortay çıkmış ve ilk rüzgâr enerjisi santrali çeşmede 1998 kurulmuştur.
Türkiyeâ€de üretim ve tüketim değerleri içinde çok büyük açıkların olduğu görülmektedir. Bu açıklar taşkömüründe 9 milyon ton, linyitte 1 milyon ton, organik gazda 13 milyon tondur. En fazla tüketilen ham petrolde ise senelik açığımız 30 milyon tonu bulmaktadır. Toplam enerji açığımız ise yılda 54 milyon ton petrole eş miktardadır. Peki, başta hidroelektrik enerji kapasitemiz olmak suretiyle öz larımızla bu açığın kapatılıp kapatılamayacağıdır. Meydana getirilen hesaplamalara gore, organik larımızın (güneş enerjisi, hidrolik enerji, jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi) tamamının devreye sokulmasıyla bunun mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Hele nüfusu ve sanayisi hızla büyüyen Türkiye'nin yakın gelecekteki ihtiyacını karşılaması hiçbir şekilde mümkün görülmemektedir. Bu açıklamalardan Türkiye ekonomisinin en büyük çıkmazının enerji darboğazı ve enerji çıkmazı olduğu açıkça görülmektedir.
Yer altı larımız bor madeni demir çelik bakır kömür krom vb
Su larımız nedir?
Organik larımız nedir, iyi mi korunmalıyız?
Organik zenginlik larımız nedir?
YORUMLAR