Betimleme nedir, örnek verir misiniz?

Betimleyici ifade nedir, iyi mi tanımlanır? Betimleme türleri ve örnekleri nedir? Betimleyici Ifade Biçimi Betimleme en yalın b...

Betimleyici ifade nedir, iyi mi tanımlanır?

Betimleme türleri ve örnekleri nedir?


Betimleyici Ifade Biçimi



Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle fotoğraf çizme işidir. Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üstünde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır.Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır.Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir.Gözlem esnasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına itina gösterilir.



Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatmasıyla oluşan bir ifade biçimidir. Betimlemede aslolan olan görselliktir. Bundan dolayı gözle algılanan renk ve şekil ayrıntılarına büyük yer verilir.
Betimleme, yalın bir söyleşiyle sözcüklerle fotoğraf çizme sanatıdır. Görme, işitme, tatma, dokunma, koklama… şeklinde duyu organlarımız vasıtasıyla varlıkların belirleyici niteliklerini idrak etme, bu nitelikleri belirterek onları görünür kılmadır. Betimleme, varlıkların kendilerine özgü niteliklerini sözcüklerle anlatma işidir. Varlıkların, eşyaların ve olayların en belirgin özellikleriyle tanıtılıp, göz önünde canlandırılmasına yönelik bir ifade yoludur. Betimleme, bir bakıma varlıkların, nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir. Bu ifade okuyucuların duygularına, hayal gücüne seslenir; doğrusu yazar dış dünya ile, varlıklarla ilgili izlenimlerini okurlara da aktarmak ister. Bunun için de bilgili, titiz bir gözlem kanalıyla detay seçer. Seçtiği ayrıntıları imge (hayal) oluşturacak şekilde düzenler.

Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genele doğru sıralanabilir. Sözgelimi bir kentin genel görünümünü anlattıktan sonrasında özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, park, cami…) ele almak genelden özele doğru bir betimlemedir. Bir hayvanın ilgiyi üzerine çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele doğru bir betimlemedir.



Mevzuları Bakımından Betimleme Türleri

  • İnsan betimlemesi
  • Hayvan betimlemesi
  • Eşya betimlemesi
  • Görünüm betimlemesi
  • Vaka betimlemesi

Amaçları Bakımından Betimleme Türleri

  • Açıklayıcı - teknik betimleme
  • Sanat içerikli - izlenimsel betimleme

Örnek: Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Öğleden sonrasında saat tam beşe çeyrek kala, arabamla Guercina'nın Pazar yerine geldim. Alan insan kaynıyordu. Birden çanlar çalmaya, sirenler ötmeye başladı. İlk kez gökten düşen bir bombayı, sonrasında bunun arkasından on sekiz tane kadar bulunduğunu sayabildiğim cenk uçaklarını gördüm. Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı. Ben beş milis askeriyle beraber ufak bir tahta köprünün altına saklandım. Oldukça iyi gizlendiğimiz yerden meydanda meydana gelenleri, hanımefendilerin, adamların, evlatların ve hatta hayvanların iyi mi bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk… Bu parçada yazar, ansızın karşısına çıkan cenk ortamını; bu ortamda insanların iyi mi davrandıklarını betimliyor.
Örnek: Sarı yağmur incecik, ışığın üzerine yağan başka bir ışık şeklinde iniyordu. Bölgeler, ince yağmuru buradan alıp hızla azca öteye döküveriyordu. Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler, tüyleri domur domur, dallarda kıpırtısız duruyor. Yağmurun içinden mor bir kelebek seli geçti. İleride akar çayın kıyısında bir çıvgına tutulup, bir yaşam çalısının üstünde kasırgalandı, yaşam çalısı mosmor oldu, tepeden tırnağa; bir süre karmakarışık iç içe uğunarak, salkım saçak toparlanıp dağılarak, orada savruldu. Sonrasında mor toparlak sarının ışıltısında eridi, dağıldı, usul usul yitip gitti. Bu parçada doğadaki vakalar bir devinim içinde verilirken varlıklar çeşitli özellikleriyle çoğunlukla görme duyusuna seslenen bir şekilde gözler önünde canlandırılmıştır.
Örnek: Eski bir taş köprü geçildikten sonrasında fukara mahallelere giriliyor ve sefalet,tüm dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…

Daha Fazla Bilgi


Alıntı
Betimleme Türleri Çeşitleri Betimleme (Tasvir etme)


Betimleme bir varlığın ya da manzaranın göz önünde canlanacak şekilde kendine özgü taraflarını belirterek söz ya da yazıyla anlatılmasıdır. Neler betimlenir, tasvir edilir? Gözle görebildiğimiz ya da hayalimizde canlandırabileceğimiz
her şey... Elimize aldığımız bir kitap ya da kalem, oturduğumuz oda, pencereden bakınca dışarıda gördüklerimiz, bulunduğumuz semt, yaşa­dığımız şehir, sema, bulutlar, dünya, evren... betim­lenebilir.


Betimleme görülenlerin, gözlemlerin sözcüklerle anlatılmasıdır bir bakıma. Betimlemede ne olursa olsun görsellik vardır. Varlığı gözle algılanan ayrıntılardan söz edilebilir. Kısaca betimleme gözleme dayanır. Yazar bir varlığı ya da manzarayı betimlerken niteleyici sözcüklerden yararlanır:


"Son aşama sakin, sinek uçsa sesi duyulacak kadar sessiz bir odadayız."


"Gözümüzün önünde uzayıp giden uçsuz bucaksız masmavi deniz ve çam ağaçlarına şarkı söyleten rüzgâr insana yaşama luğu veriyordu."


Betimleme bir anın, bir durumun bir grup insanoğlunun fotoğrafının çekilmesidir. "Fotoğraf" betimlemeyi başÂ­ka tekniklerden -özellikle öykülemeden- ayırmak için anahtar kavramdır. Bir derslik düşünelim, o sınıfın tüm sınıfa başat bir noktadan fotoğrafını çekelim. Fotoğ­rafta görünenlerin anlatılması betimlemedir. Bir öğren­ci defterine bir şeyler yazıyor, biri arkasına dönmüş, bir başkası dışarı bakıyor olabilir. Bu tarz şeyleri özetleyen cüm­leler betimlemeyi oluşturur.


Betimleme tekniğinde sanatlı ifade söz mevzusudur. Yazar sözcükleri mecaz anlamda kullanabilir. Betim­lediği durumla ilgili duygularını, beğenisini ortaya koya­bilir. Yazar, ifade esnasında değişik söz sanatların­dan yararlanabilir.

Örnek:"Bulunduğumuz yer denizden bin beş yüz metre kadar yüksekte idi. Akcedil;
ay iskelesinin önünde du­ran kayıklar, ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı. Karşıda Burhaniye'nin arkasında yatan Madra dağları şekilsiz bir yığından ibaretti. Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta ötelerde açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle birleşiyordu. Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve şekilde, irili ufaklı dağlar ve tepeler çevi­riyordu. Arkamızda Sarıkız, bu dağların en yüksek tepesi, ağaçsız başını beyaz bulutlara uzatıyordu."(Sabahattin Ali)


Yazar bulunmuş olduğu
yüksek yerden bakınca gördüklerini betimlemiş. Eğer aynı yeri bir başka yazar betimleseydi değişik bir betimleme ortaya çıkardı. Yazar gözlemle­rine duygularını katarak betimleme yapıyor. Söz sanatlarından (benzetme, kişileştirme, abartma) yarar­lanıyor. Anlattıklarının okurun gözünde canlanmasın sağlamaya çalışıyor.


Betimleme, yazarın anlatımına ve duygularını ekleyip katmamasına nazaran ikiye ayrılır:

a) İzlenimsel Betimleme


Duyguların, öznelliğin ağır basmış olduğu betimleme türüdür. Anlatılanlar kişiye nazaran değişen nitelikler ve ayrın­tılardır. "Sınıfın insanoğlunun içini karartan bir havası vardı." cümlesinde kişiden kişiye değişen bir yargı söz mevzusudur. Aynı sınıfı bir başkası değişik şekilde algılayabilir. Yukarıda S. Ali'den alınan parça da bir izlenimsel betimleme örneğidir.


Yazınsal yazılardaki betimlemeler çoğu zaman izlenimsel betimleme örneğidir. Bu sebeple yazar gördüklerini du= ygu­larına bağlı olarak anlatır, anlatıma duygularını da katar.

Aşağıdaki paragrafı okuyalım:


"Yeşil,
yumuşak çimenlerin üstüne oturmuş, göz­lerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor. Oturmuş olduğu yerdeki çimen­lerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırdı. Gerideki bahçe duvarını gözden saklayan mor ley­laklardan etrafa hafifçe, serin bir koku yayılıyordu." (Tektaş AĞAOĞLU)


Yazar, karşısındaki kişiyi ve oturmuş olduğu yeri kendi perspektif ile konu alıyor. Bu paragraf duyguların ön plana çık­tığı bir öznel betimleme örneğidir. .

ÖRNEK SORU:


Kenar mahalleler... Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler... Kiminin kaplamaları birazcık daha kararmış, kiminin balkonu birazcık daha öne eğilmiş, kimi birazcık daha çömelmiştir. Hepsi hastadır; onları seviyorum; zira onlarda kendimi buluyorum.

Bu parçanın ifade biçimi, aşağıdakilerden hangi­sine bir örnektir?


A) Betimleme (tasvir)

B) Münakaşa

C) Izah etme

D) Öyküleme (hikâye etme)

E) Örnekleme(1987/ÖYS)

ÇÖZüM:Yazar bu kısa parçada kendisine yakın bulmuş olduğu kenar semtlerin evlerini tasvir ediyor. Evler için "çömelmiş" demesi, evlerin hasta bulunduğunu söylemesi duyguların etkisiyle söylenen ayrıntılardır. Kısacası bu kısa para­graf
güzel bir öznel (izlenimsel) betimleme örneğidir.(Yanıt A)

b) Açıklayıcı Betimleme


Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel şekilde anlattığı betimleme türüdür. Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya itina gösterir.

Aşağıdaki paragrafı gözden geçirelim:


"Bu ufak yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunmuş olduğu mey­dana çıkıyordu. Hükümet konağı en azından yüz senelik bir taş yapı idi. Onun tam karşısında, hükümet konağına nazaran çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile Kent Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini korumuş olan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçede­ki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu..."


Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir detay yok. Anlatımda kati, objektif bilgilere yer verilmiş. Anlatılanların kişiye nazaran değişen bir yanı yok.

Şimdi de bir coğrafya kitabından alınan aşağıdaki parçayı inceleyelim:


"İstanbul'da beklenmeyen bir halde nüfusun art­ması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğal­ması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol şeklinde problemler çözümsüz kalmaktadır. Kentlerin dokusunda mühim değişmeler görülmektedir. İstan­bul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Emi­nönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almıştır. Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent şeklinde yeni semtlerde bir çok kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır. Ataköy, Bahçeşehir şeklinde planlı olarak kurulan semtlerde daha tertipli caddeler yer almakta, çok kattan oluşan binalar ya­pılmaktadır."(Prof. Dr. ibrahim ATALAY)


Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısın­dan duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuşÂ­tur. Yazar, kendi perspektif ile fakat öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor. Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir ifade söz mevzusu.


İnsanla, şahıs tasvirleri ile ilgili betimlemelere "portre" denir. Portre, fizyolojik (tensel) portre ve ruhsal (tinsel) portre olarak ikiye ayrılır. Fizyolojik portrede kişinin görünümü boyu, yüzü, saçı, giyimi anlatılır. Ruhsal portrede ise kişilik özellikleri; karakteri, içtenliği, zevk­leri anlatılır. Ruhsal portrede, varlığı göz ile anlaşılan görsel ayrıntılar bulunmayabilir.


"Cana yakın biri olduğu, sıcacık ses tonundan anlaşılırdı." cümlesi ruhsal portre ile ilgili bir ayrıntıdır, bu ayrıntıda gözlem söz mevzusu değildir.

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?


A)Söylenenleri asla duymuyormuşçasına dalgın,düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.

B)Artık bahar geldi derken ansızın hava bozmuş;damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüştü.

C)Azca konuşan, hakikatı söyleyen, söylediğini tartan bir insandı.

D)İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı.

E)Benim şeklinde babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.(1993/ÖYS)

ÇÖZüM:
B seçeneğindeki cümlede dış dünya betimlenmiştir. A, C ve D'deki cümleler şahıs betimlemesi (portre) ile ilgilidir. C ve D seçeneklerindeki cümleler bilhassa ruh­sal portre ile ilgilidir. Bu seçeneklerde yer edinen ayrın­tılar görsel değildir. A'da görsellik vardır; dalgın ve düşünceli olması görerek fark edilir. E seçeneğindeki cümlede betimleme yoktur. Betimleme olması için sözü edilen kişilerin ya da konağın niteliklerinin sıra­lanması gerekir.(Yanıt E)
Sanat içerikli Betimleme:

1.İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.

2.Değişik duyulara seslenen hususi ayrıntılar üstünde durulur.

3.Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.

4.Amaç sanat yapmaktır.

Örnek metinler:s.91-92â€İnce Memed†ve “Çarşıâ€

Açıklayıcı Betimleme:

1.Bilgi vermek amacıyla yazılır.

2.Genel ayrıntılar üstünde durulur.

3. Ayrıntılar objektif (olduğu şeklinde)olarak verilir.

4.Amaç sanat yapmak için değil, bir mevzu hakkında bilgi vermektir.

5. Değişik duyulara seslenen hususi ayrıntılar üstünde durulmaz.

6.Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.
Betimleme Nedir

betimleme: bir ortamı, vakası, varlığı, imgeyi ve terimi hususi niteliklerini canlandıracak şekilde yazı ya da sözle anlatma.

Betimleme (tasvir Etme)


Betimleme, varlıkları en belirgin özellikleriyle tanıtma, göz önünde canlandırma işidir. Başka bir deyişle, â€varlıkların, sözcüklerle resmini yapmaktır†tır.


Şahıs, çevresindeki maddi varlıklardan (ev, hayvan, insan, kitap, orman…) ayrı düşünülemez; doğrusu maddi varlıklardan soyutlanamaz. Bizi kuşatan, ilişkide olduğumuz varlıklar, üzerimizde türlü izlenimle bırakırlar.Bu izlenimleri, başkalarına da duyurmak, anlatmak isteriz, beğendiğimiz bir öğretmenimizi, gördüğümüz bir köyü, yeni bir aracı… çevremizdekilere tanıtmak; gereksinimi duyarız. İşte, türlü varlıklara özgü izlenimlerimizi çevremizdekilere anlatabilmek için â€betimlemeden†yararlanırız. Betimleme; hem konuşmada, hem de yazmada başvurduğumuz bir ifade biçimidir. â€Açıklamaâ€, â€öyküleme†şeklinde â€betimleme†nin de günlük yaşamımızdaki yeri büyüktür.



Betimleme, bir konuşmadaki ya da yazıdaki olayların yerini, kişilerini; vakayla ilgili hayvanları, eşyaları, görünümleri… tanıtmak, göz önüne sermek; anlatımı kuruluktan, tekdüzelikten (monotonluktan) kurtarıp canlı, etkili kılmak için başvurulması mecburi bir ifade biçimidir. Bu işleviyle betilemeden, konuşmada da, yazmada da sık sık yararlanırız. Aşağıdaki bölüme bu açıdan bakalım.


â€Derken kız büyüyüp serpilmiş. Aklı başlangıcında bir ergen oluvermiş. Bele dek saçlar, elâ gözler, yavru balaban bakışlar.Ağzı oğul balı, yanakjları al kiraz. Dudakları lokum, boyu selvi. Sanırsın bir peri. Yüzü güleç, dili tatlı, iyiliklerin meleği. Fakat çekememişler komşu kızlar bunu, başlamışlar eğlenmeye, â€oduncunun kızı, işçi kızı†demeye… Asaletin ölçüsüymüş zenginlik o devirlerdeâ€

Betimlemede Gözlemin Önemi


Başarı göstermiş betimleme yapabilmek için varlıklara bakmak doğrusu gözlem yapmak gerekir. Gözlem; görme, işitme, koklama, dokunma, tatma organlarımızla sağladığımız duyumların tümüdür. Duyu organlarımız vasıtasıyla varlıkları incelemek, onların, benzerlerinden ayrılan yanlarını seçmek, betimlemenin ilk koşuludur. Özdeş varlıkların birbirlerine benzeyen yanları bulunmuş olduğu şeklinde, ayrılan yanları da vardır. Sözgelimi, tüm okulların yapısı, bahçesi, derslikleri, öğrencileri, öğretmenleri, hizmetlileri… vardır. Fakat, hiçbirininki diğerlerine benzemez. Bundan dolayı, tüm kaygımız, betimleyeceğimiz varlıkların kendilerine özgü, alımlı, garip yanlarını bulup ortaya çıkarmak olmalıdır.






Sebep: İç başlık düzeni!!






  • Anne sevgisi ile ilgili betimleme örnekleri verir misiniz?


  • Gök cisimleri ile ilgili betimleme örnekleri verir misiniz?


  • Betimleme türleri nedir, örnek verir misiniz?




Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.

Betimleyici Ifade Biçimi



Betimleme en yalın biçimiyle sözcüklerle fotoğraf çizme işidir. Varlıkların niteliklerini,bu varlıkların duyularımız üstünde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.Betimleme nesnelerin, varlıkların, belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde canlandırmaktır.Bu anlatımda okuyucunun çeşitli duyularına seslenilerek anlatılan varlıkla ilgili izlenim kazanılması amaçlanır.Bu amacın gerçekleşmesi için titiz bir gözlem gerekir.Gözlem esnasında ayırt edici özelliklerin anlatılmasına itina gösterilir.



Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatmasıyla oluşan bir ifade biçimidir. Betimlemede aslolan olan görselliktir. Bundan dolayı gözle algılanan renk ve şekil ayrıntılarına büyük yer verilir.
Betimleme, yalın bir söyleşiyle sözcüklerle fotoğraf çizme sanatıdır. Görme, işitme, tatma, dokunma, koklama… şeklinde duyu organlarımız vasıtasıyla varlıkların belirleyici niteliklerini idrak etme, bu nitelikleri belirterek onları görünür kılmadır. Betimleme, varlıkların kendilerine özgü niteliklerini sözcüklerle anlatma işidir. Varlıkların, eşyaların ve olayların en belirgin özellikleriyle tanıtılıp, göz önünde canlandırılmasına yönelik bir ifade yoludur. Betimleme, bir bakıma varlıkların, nesnelerin ve olayların sözcüklerle resmini çizmektir. Bu ifade okuyucuların duygularına, hayal gücüne seslenir; doğrusu yazar dış dünya ile, varlıklarla ilgili izlenimlerini okurlara da aktarmak ister. Bunun için de bilgili, titiz bir gözlem kanalıyla detay seçer. Seçtiği ayrıntıları imge (hayal) oluşturacak şekilde düzenler.

Ayrıntılar genelden özele ya da özelden genele doğru sıralanabilir. Sözgelimi bir kentin genel görünümünü anlattıktan sonrasında özellik taşıyan bir yapısını (hastane, kışla, park, cami…) ele almak genelden özele doğru bir betimlemedir. Bir hayvanın ilgiyi üzerine çeken gözlerinden başlayarak tüm gövdesini tanıtmak da özelden genele doğru bir betimlemedir.



Mevzuları Bakımından Betimleme Türleri

  • İnsan betimlemesi
  • Hayvan betimlemesi
  • Eşya betimlemesi
  • Görünüm betimlemesi
  • Vaka betimlemesi

Amaçları Bakımından Betimleme Türleri

  • Açıklayıcı - teknik betimleme
  • Sanat içerikli - izlenimsel betimleme

Örnek: Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Öğleden sonrasında saat tam beşe çeyrek kala, arabamla Guercina'nın Pazar yerine geldim. Alan insan kaynıyordu. Birden çanlar çalmaya, sirenler ötmeye başladı. İlk kez gökten düşen bir bombayı, sonrasında bunun arkasından on sekiz tane kadar bulunduğunu sayabildiğim cenk uçaklarını gördüm. Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı. Ben beş milis askeriyle beraber ufak bir tahta köprünün altına saklandım. Oldukça iyi gizlendiğimiz yerden meydanda meydana gelenleri, hanımefendilerin, adamların, evlatların ve hatta hayvanların iyi mi bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk… Bu parçada yazar, ansızın karşısına çıkan cenk ortamını; bu ortamda insanların iyi mi davrandıklarını betimliyor.
Örnek: Sarı yağmur incecik, ışığın üzerine yağan başka bir ışık şeklinde iniyordu. Bölgeler, ince yağmuru buradan alıp hızla azca öteye döküveriyordu. Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler, tüyleri domur domur, dallarda kıpırtısız duruyor. Yağmurun içinden mor bir kelebek seli geçti. İleride akar çayın kıyısında bir çıvgına tutulup, bir yaşam çalısının üstünde kasırgalandı, yaşam çalısı mosmor oldu, tepeden tırnağa; bir süre karmakarışık iç içe uğunarak, salkım saçak toparlanıp dağılarak, orada savruldu. Sonrasında mor toparlak sarının ışıltısında eridi, dağıldı, usul usul yitip gitti. Bu parçada doğadaki vakalar bir devinim içinde verilirken varlıklar çeşitli özellikleriyle çoğunlukla görme duyusuna seslenen bir şekilde gözler önünde canlandırılmıştır.
Örnek: Eski bir taş köprü geçildikten sonrasında fukara mahallelere giriliyor ve sefalet,tüm dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler, eğri büğrü sokaklar… Tezekten, çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…

Daha Fazla Bilgi


Alıntı
Betimleme Türleri Çeşitleri Betimleme (Tasvir etme)


Betimleme bir varlığın ya da manzaranın göz önünde canlanacak şekilde kendine özgü taraflarını belirterek söz ya da yazıyla anlatılmasıdır. Neler betimlenir, tasvir edilir? Gözle görebildiğimiz ya da hayalimizde canlandırabileceğimiz
her şey... Elimize aldığımız bir kitap ya da kalem, oturduğumuz oda, pencereden bakınca dışarıda gördüklerimiz, bulunduğumuz semt, yaşa­dığımız şehir, sema, bulutlar, dünya, evren... betim­lenebilir.


Betimleme görülenlerin, gözlemlerin sözcüklerle anlatılmasıdır bir bakıma. Betimlemede ne olursa olsun görsellik vardır. Varlığı gözle algılanan ayrıntılardan söz edilebilir. Kısaca betimleme gözleme dayanır. Yazar bir varlığı ya da manzarayı betimlerken niteleyici sözcüklerden yararlanır:


"Son aşama sakin, sinek uçsa sesi duyulacak kadar sessiz bir odadayız."


"Gözümüzün önünde uzayıp giden uçsuz bucaksız masmavi deniz ve çam ağaçlarına şarkı söyleten rüzgâr insana yaşama luğu veriyordu."


Betimleme bir anın, bir durumun bir grup insanoğlunun fotoğrafının çekilmesidir. "Fotoğraf" betimlemeyi başÂ­ka tekniklerden -özellikle öykülemeden- ayırmak için anahtar kavramdır. Bir derslik düşünelim, o sınıfın tüm sınıfa başat bir noktadan fotoğrafını çekelim. Fotoğ­rafta görünenlerin anlatılması betimlemedir. Bir öğren­ci defterine bir şeyler yazıyor, biri arkasına dönmüş, bir başkası dışarı bakıyor olabilir. Bu tarz şeyleri özetleyen cüm­leler betimlemeyi oluşturur.


Betimleme tekniğinde sanatlı ifade söz mevzusudur. Yazar sözcükleri mecaz anlamda kullanabilir. Betim­lediği durumla ilgili duygularını, beğenisini ortaya koya­bilir. Yazar, ifade esnasında değişik söz sanatların­dan yararlanabilir.

Örnek:"Bulunduğumuz yer denizden bin beş yüz metre kadar yüksekte idi. Akcedil;
ay iskelesinin önünde du­ran kayıklar, ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı. Karşıda Burhaniye'nin arkasında yatan Madra dağları şekilsiz bir yığından ibaretti. Güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta ötelerde açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası'na kadar uzanıyor, bunun sağ yanından geçerek, ufukta sisler içinde gökle birleşiyordu. Kazdağı'nın körfeze kadar yaklaşan eteklerini sayılamayacak kadar çok, her biri başka renk ve şekilde, irili ufaklı dağlar ve tepeler çevi­riyordu. Arkamızda Sarıkız, bu dağların en yüksek tepesi, ağaçsız başını beyaz bulutlara uzatıyordu."(Sabahattin Ali)


Yazar bulunmuş olduğu
yüksek yerden bakınca gördüklerini betimlemiş. Eğer aynı yeri bir başka yazar betimleseydi değişik bir betimleme ortaya çıkardı. Yazar gözlemle­rine duygularını katarak betimleme yapıyor. Söz sanatlarından (benzetme, kişileştirme, abartma) yarar­lanıyor. Anlattıklarının okurun gözünde canlanmasın sağlamaya çalışıyor.


Betimleme, yazarın anlatımına ve duygularını ekleyip katmamasına nazaran ikiye ayrılır:

a) İzlenimsel Betimleme


Duyguların, öznelliğin ağır basmış olduğu betimleme türüdür. Anlatılanlar kişiye nazaran değişen nitelikler ve ayrın­tılardır. "Sınıfın insanoğlunun içini karartan bir havası vardı." cümlesinde kişiden kişiye değişen bir yargı söz mevzusudur. Aynı sınıfı bir başkası değişik şekilde algılayabilir. Yukarıda S. Ali'den alınan parça da bir izlenimsel betimleme örneğidir.


Yazınsal yazılardaki betimlemeler çoğu zaman izlenimsel betimleme örneğidir. Bu sebeple yazar gördüklerini du= ygu­larına bağlı olarak anlatır, anlatıma duygularını da katar.

Aşağıdaki paragrafı okuyalım:


"Yeşil,
yumuşak çimenlerin üstüne oturmuş, göz­lerinden birbiri ardı sıra yuvarlanan gözyaşları arasından bana bakıyor. Oturmuş olduğu yerdeki çimen­lerin sarı, yeşil parıltısı gözlerimi kamaştırdı. Gerideki bahçe duvarını gözden saklayan mor ley­laklardan etrafa hafifçe, serin bir koku yayılıyordu." (Tektaş AĞAOĞLU)


Yazar, karşısındaki kişiyi ve oturmuş olduğu yeri kendi perspektif ile konu alıyor. Bu paragraf duyguların ön plana çık­tığı bir öznel betimleme örneğidir. .

ÖRNEK SORU:


Kenar mahalleler... Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler... Kiminin kaplamaları birazcık daha kararmış, kiminin balkonu birazcık daha öne eğilmiş, kimi birazcık daha çömelmiştir. Hepsi hastadır; onları seviyorum; zira onlarda kendimi buluyorum.

Bu parçanın ifade biçimi, aşağıdakilerden hangi­sine bir örnektir?


A) Betimleme (tasvir)

B) Münakaşa

C) Izah etme

D) Öyküleme (hikâye etme)

E) Örnekleme(1987/ÖYS)

ÇÖZüM:Yazar bu kısa parçada kendisine yakın bulmuş olduğu kenar semtlerin evlerini tasvir ediyor. Evler için "çömelmiş" demesi, evlerin hasta bulunduğunu söylemesi duyguların etkisiyle söylenen ayrıntılardır. Kısacası bu kısa para­graf
güzel bir öznel (izlenimsel) betimleme örneğidir.(Yanıt A)

b) Açıklayıcı Betimleme


Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel şekilde anlattığı betimleme türüdür. Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya itina gösterir.

Aşağıdaki paragrafı gözden geçirelim:


"Bu ufak yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunmuş olduğu mey­dana çıkıyordu. Hükümet konağı en azından yüz senelik bir taş yapı idi. Onun tam karşısında, hükümet konağına nazaran çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile Kent Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini korumuş olan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçede­ki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu..."


Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir detay yok. Anlatımda kati, objektif bilgilere yer verilmiş. Anlatılanların kişiye nazaran değişen bir yanı yok.

Şimdi de bir coğrafya kitabından alınan aşağıdaki parçayı inceleyelim:


"İstanbul'da beklenmeyen bir halde nüfusun art­ması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğal­ması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol şeklinde problemler çözümsüz kalmaktadır. Kentlerin dokusunda mühim değişmeler görülmektedir. İstan­bul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Emi­nönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almıştır. Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent şeklinde yeni semtlerde bir çok kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır. Ataköy, Bahçeşehir şeklinde planlı olarak kurulan semtlerde daha tertipli caddeler yer almakta, çok kattan oluşan binalar ya­pılmaktadır."(Prof. Dr. ibrahim ATALAY)


Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısın­dan duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuşÂ­tur. Yazar, kendi perspektif ile fakat öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor. Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir ifade söz mevzusu.


İnsanla, şahıs tasvirleri ile ilgili betimlemelere "portre" denir. Portre, fizyolojik (tensel) portre ve ruhsal (tinsel) portre olarak ikiye ayrılır. Fizyolojik portrede kişinin görünümü boyu, yüzü, saçı, giyimi anlatılır. Ruhsal portrede ise kişilik özellikleri; karakteri, içtenliği, zevk­leri anlatılır. Ruhsal portrede, varlığı göz ile anlaşılan görsel ayrıntılar bulunmayabilir.


"Cana yakın biri olduğu, sıcacık ses tonundan anlaşılırdı." cümlesi ruhsal portre ile ilgili bir ayrıntıdır, bu ayrıntıda gözlem söz mevzusu değildir.

ÖRNEK SORU:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?


A)Söylenenleri asla duymuyormuşçasına dalgın,düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.

B)Artık bahar geldi derken ansızın hava bozmuş;damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüştü.

C)Azca konuşan, hakikatı söyleyen, söylediğini tartan bir insandı.

D)İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı.

E)Benim şeklinde babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.(1993/ÖYS)

ÇÖZüM:
B seçeneğindeki cümlede dış dünya betimlenmiştir. A, C ve D'deki cümleler şahıs betimlemesi (portre) ile ilgilidir. C ve D seçeneklerindeki cümleler bilhassa ruh­sal portre ile ilgilidir. Bu seçeneklerde yer edinen ayrın­tılar görsel değildir. A'da görsellik vardır; dalgın ve düşünceli olması görerek fark edilir. E seçeneğindeki cümlede betimleme yoktur. Betimleme olması için sözü edilen kişilerin ya da konağın niteliklerinin sıra­lanması gerekir.(Yanıt E)
Sanat içerikli Betimleme:

1.İzlenim kazandırmak amacıyla yazılır.

2.Değişik duyulara seslenen hususi ayrıntılar üstünde durulur.

3.Ayrıntılar sübjektif olarak verilir.

4.Amaç sanat yapmaktır.

Örnek metinler:s.91-92â€İnce Memed†ve “Çarşıâ€

Açıklayıcı Betimleme:

1.Bilgi vermek amacıyla yazılır.

2.Genel ayrıntılar üstünde durulur.

3. Ayrıntılar objektif (olduğu şeklinde)olarak verilir.

4.Amaç sanat yapmak için değil, bir mevzu hakkında bilgi vermektir.

5. Değişik duyulara seslenen hususi ayrıntılar üstünde durulmaz.

6.Betimlenecek varlığa kişisel duygu ve düşünceler katılmaz.
Betimleme Nedir

betimleme: bir ortamı, vakası, varlığı, imgeyi ve terimi hususi niteliklerini canlandıracak şekilde yazı ya da sözle anlatma.

Betimleme (tasvir Etme)


Betimleme, varlıkları en belirgin özellikleriyle tanıtma, göz önünde canlandırma işidir. Başka bir deyişle, â€varlıkların, sözcüklerle resmini yapmaktır†tır.


Şahıs, çevresindeki maddi varlıklardan (ev, hayvan, insan, kitap, orman…) ayrı düşünülemez; doğrusu maddi varlıklardan soyutlanamaz. Bizi kuşatan, ilişkide olduğumuz varlıklar, üzerimizde türlü izlenimle bırakırlar.Bu izlenimleri, başkalarına da duyurmak, anlatmak isteriz, beğendiğimiz bir öğretmenimizi, gördüğümüz bir köyü, yeni bir aracı… çevremizdekilere tanıtmak; gereksinimi duyarız. İşte, türlü varlıklara özgü izlenimlerimizi çevremizdekilere anlatabilmek için â€betimlemeden†yararlanırız. Betimleme; hem konuşmada, hem de yazmada başvurduğumuz bir ifade biçimidir. â€Açıklamaâ€, â€öyküleme†şeklinde â€betimleme†nin de günlük yaşamımızdaki yeri büyüktür.



Betimleme, bir konuşmadaki ya da yazıdaki olayların yerini, kişilerini; vakayla ilgili hayvanları, eşyaları, görünümleri… tanıtmak, göz önüne sermek; anlatımı kuruluktan, tekdüzelikten (monotonluktan) kurtarıp canlı, etkili kılmak için başvurulması mecburi bir ifade biçimidir. Bu işleviyle betilemeden, konuşmada da, yazmada da sık sık yararlanırız. Aşağıdaki bölüme bu açıdan bakalım.


â€Derken kız büyüyüp serpilmiş. Aklı başlangıcında bir ergen oluvermiş. Bele dek saçlar, elâ gözler, yavru balaban bakışlar.Ağzı oğul balı, yanakjları al kiraz. Dudakları lokum, boyu selvi. Sanırsın bir peri. Yüzü güleç, dili tatlı, iyiliklerin meleği. Fakat çekememişler komşu kızlar bunu, başlamışlar eğlenmeye, â€oduncunun kızı, işçi kızı†demeye… Asaletin ölçüsüymüş zenginlik o devirlerdeâ€

Betimlemede Gözlemin Önemi


Başarı göstermiş betimleme yapabilmek için varlıklara bakmak doğrusu gözlem yapmak gerekir. Gözlem; görme, işitme, koklama, dokunma, tatma organlarımızla sağladığımız duyumların tümüdür. Duyu organlarımız vasıtasıyla varlıkları incelemek, onların, benzerlerinden ayrılan yanlarını seçmek, betimlemenin ilk koşuludur. Özdeş varlıkların birbirlerine benzeyen yanları bulunmuş olduğu şeklinde, ayrılan yanları da vardır. Sözgelimi, tüm okulların yapısı, bahçesi, derslikleri, öğrencileri, öğretmenleri, hizmetlileri… vardır. Fakat, hiçbirininki diğerlerine benzemez. Bundan dolayı, tüm kaygımız, betimleyeceğimiz varlıkların kendilerine özgü, alımlı, garip yanlarını bulup ortaya çıkarmak olmalıdır.






Sebep: Ileti düzeni / Kırık bağlantı!










Çeşitli betimleme örnekleri verir misiniz?



Sebep: Sual düzeni!










Bir ağaç iyi mi betimlenir, örnek verir misiniz?



Sebep: Sual düzeni!










Köpek ile ilgili betimleme örneği verir misiniz?



Sebep: Sual düzeni!




Köpekle İlgili Betimleme Örneği


Köpeğim Çomar, köyün en iri cüsseli köpeği idi. Kangal türü bir köpekti. Kafasının üstünde, el kadar bir siyahlık vardı. Burnunda, kuyruğunun ucunda ve patilerinde de siyahlık vardı. Çok sadık bir köpekti. Bir çekince karşısında, derhal bir bekçi şeklinde korurdu beni. Ufak kardeşim kimi zaman, sanki bir atmış şeklinde, köpeğimin sırtına binerdi.



Sebep: Alıntı sual kaldırıldı!



Betimleme Örnekleri

"Son aşama sakin, sinek uçsa sesi duyulacak kadar sessiz bir odadayız."

"Gözümüzün önünde uzayıp giden uçsuz bucaksız masmavi deniz ve çam ağaçlarına şarkı söyleten rüzgâr insana yaşama luğu veriyordu."

"İstanbul'da beklenmeyen bir halde nüfusun art­ması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğal­ması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol şeklinde problemler çözümsüz kalmaktadır. Kentlerin dokusunda mühim değişmeler görülmektedir. İstan­bul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Emi­nönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almıştır. Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent şeklinde yeni semtlerde bir çok kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır. Ataköy, Bahçeşehir şeklinde planlı olarak kurulan semtlerde daha tertipli caddeler yer almakta, çok kattan oluşan binalar ya­pılmaktadır." (Prof. Dr. İbrahim ATALAY)
Izah etme: Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısın­dan duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuşÂ­tur. Yazar, kendi perspektif ile fakat öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor. Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir ifade söz mevzusu.

Horoz Betimlemesi Sırtında sanki kanla, altınla işlenmiş ağır, parıl parıl bir manto! Başlangıcında yırtıcı ruhunun timsali şeklinde balta şeklinde kıpkırmızı tacı! Yerde hançer şeklinde keskin bir gaga! Sonrasında, ayaklarındaki mahmuz dediğimiz sivri süngüleri! Dikkat ederdim: Tavukların hiçbirini sevmezdi.

Yerde bir şey bulup “gıt gıt†diye çağırması, beni hiddetlendiren bir yalandı. Yiyecek bir şey buldu mu kendi yutardı. Yenmeyecek, yutulmayacak bir taş, bir kum parçası buldu mu derhal tavuğa ikram:

- Gıt, gıt, gıt!. Ö.Seyfettin
Mümine Hatun Türbesi

Nahçivan'daki Mümine Hatun Türbesi, çok köşeli Selçuklu türbe tipinin ve tuğla işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Dıştan on köşeli, içten silindir biçimli bir yapısı vardır. Saçak kısmında üç mukarnas sırası ve kufi yazı şeridi gövdeyi sarıyor. Bu Çini harfli şeridin altından on kenar, silmelerle birbirlerinden ayrılır. Tuğla mozaik yazıların süslediği silmeler, her biri değişik kompozisyonlar taşıyan panolar biçimindeki yüzeyleri sınırlandırır. Sivri kemerli kapının üzerine, eseri meydana getiren Nahçivanlı Usta Acem-i ibn Ebu Bekr'in imza kitabesi konmuştur. Daha yukarıdaki bir kitabeden de yapının 1187'de tamamlandığı, okunması mümkün. (Suut Kemal Yetkin, İslam devletlerinde Sanat)
Örnek Betimleme 1 : Gökyüzünün açık güneşli olduğu bir ilkbahar günüydü. Öğleden sonrasında saat tam beşe çeyrek kala arabamla Guercina'nın Pazar yerine geldim. Alan insan kaynıyordu. Birden çanlar çalmaya sirenler ötmeye başladı. İlk kez gökten düşen bir bombayı sonrasında bunun arkasından on sekiz tane kadar bulunduğunu sayabildiğim cenk uçaklarını gördüm. Bombaların patlaması anlatılamaz bir panik yarattı. Ben beş milis askeriyle beraber ufak bir tahta köprünün altına saklandım. Oldukça iyi gizlendiğimiz yerden meydanda meydana gelenleri hanımefendilerin adamların evlatların ve hatta hayvanların iyi mi bir şaşkınlık ve korku içinde kaçıştıklarını dehşetle görebiliyorduk… Bu parçada yazar ansızın karşısına çıkan cenk ortamını; bu ortamda insanların iyi mi davrandıklarını betimliyor.
Örnek Betimleme 2 : Sarı yağmur incecik ışığın üzerine yağan başka bir ışık şeklinde iniyordu. Bölgeler ince yağmuru buradan alıp hızla azca öteye döküveriyordu. Kuşlar boyunlarını içlerine çekmişler tüyleri domur domur dallarda kıpırtısız duruyor. Yağmurun içinden mor bir kelebek seli geçti. İleride akar çayın kıyısında bir çıvgına tutulup bir yaşam çalısının üstünde kasırgalandı yaşam çalısı mosmor oldu tepeden tırnağa; bir süre karmakarışık iç içe uğunarak salkım saçak toparlanıp dağılarak orada savruldu. Sonrasında mor toparlak sarının ışıltısında eridi dağıldı usul usul yitip gitti. Bu parçada doğadaki vakalar bir devinim içinde verilirken varlıklar çeşitli özellikleriyle çoğunlukla görme duyusuna seslenen bir şekilde gözler önünde canlandırılmıştır.
Örnek Betimleme 3 : Eski bir taş köprü geçildikten sonrasında fukara mahallelere giriliyor ve sefaletbütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu.Ortalarından akan çirkin sularında yarı çıplak çocuklarla çamurdan köpekler eğri büğrü sokaklar… Tezekten çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülmüş penceresiz kulübeler…
Vaka Betimlemesi

‘Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalığa yakalandı. Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. Baharın hastalıkları saymakla tükenmez ki,.. Mart güneşi canlılığı ile çöreklenip yatan tüm yılanları uyandırıyor. Toprağın tekrardan gençliğe kavuştuğu bu mevsimde, hava, kuş cıvıltıları ile birlikte insan iniltileri ve hırıltıları ile dolu. Dün, neşeli bir kır köşesinde baharın bu iki zıt levhasını yan yana gördüm: Bir yanda genç hayvanlar oynaşıyor, kuşlar uçuyor; diğer yanda ise yaşlı hastalar, bitkin iskeletlerin soğumuş kemiklerini güneşte ısıtmakla meşgul. Bahar, bir muhasip şeklinde, hayata yeni kavuşturduğu mahkûmların sayısını, yaşayanların toplamından çıkartmakta.†Ahmet Haşim, “Bize Göreâ€
Fiziki Betimleme

“Milly Buck şafak sökerken barakadan çıktı. Sundurmada durarak biran gökyüzüne baktı. Şişman, çarpık bacaklı, uçları aşağı doğru kıvrık bıyıklı, avuçları nasır bağlamış dört köşe elleri olan bir adamdı. Su rengindeki gözlerinde düşünceli bir ifade vardı. Şapkasının altından fırlayan saçları dik dik ve dağınıktı. Bir taraftan sundurmada duruyor, bir taraftan da gömleğinin eteğini pantolonunun içine sokmaya çalışıyordu. Kemerini çözdü. Yeniden bağladı. Aradan geçen seneler zarfında Billy'nin göbeğinin ne aşama fark ettiğini kemerindeki yıpranmış deliklerden idrak etmek mümkündü. Havayı iyice denetim ettikten sonrasında birini işaret parmağıyla kapatıp kuvvetle sümkürerek burun deliklerini sırayla temizledi. Sonrasında ellerini ovuşturarak ahıra doğru ilerledi.†John Steinbeck , “Kırmızı Midilliâ€den
Ruh Betimlemesi

“Giton, dolgun yüzlü, yanakları şişkin, dik bakışlı, kendine güvenir, omuzları geniş, göbekli, bakışı sağlam, yürüyüşü sert biridir. Konuşurken de kendine pek güvenir, fakat karşısındakini derhal asla dinlemez. Ona sözlerini yine ettirir. Mendili kocamandır, burnunu gürültüyle siler, uzağa tükürür, bağırarak hapşırır. Gündüz uyur, derin derin, her insanın içinde de olsa horlayarak uyur. Yemekte, otomobilde yeri herkesten çok yer kaplar. Gezintilerde hep ortadadır, o durunca durulur, yürüyünce yürünülür. Ona uyar hepimiz, isterse konuşanın sözünü keser. Fakat onun sözü kesilmez, o istediği kadar söyler ve söylediği kadar dinlenir. Hepimiz onun düşüncesindedir. Verdiği haberler doğrudur. Oturunca koltuğa gömülür. Bacak bacak üzerine atar, kaşlarını çatar, şapkasını birden arkaya atarsa, bu iddialı, kendini beğenmiş, küstah bir alın ortaya çıkarıyor anlama gelir. Öfkelidir, sabırsızdır, iddiacıdır, nüktedan, küstah, inatçı, gevşek, terbiye mevzusunda zayıftır. Kahkahalarla güler, politikacıdır, gizli saklı işleri vardır, kendini parlak zeka, kıymetli sanır. Zengindir.†La Bruyör, Karakterlerâ€den
Hayvan Betimlemesi

“Küçük yüzü pek sempatik idi: Pırıldayan, genç, neredeyse çocuk gözleri ve pembe burnunun ucu görünüyordu. Vücudu, ipek şeklinde, tertemiz, sıcacık, güzel kokulu, dokunulması ve öpülmesi zevkli bir küme, Ankara yapağısı içinde kayboluyordu. Kulaklarının içinde canlı gözler üstüne bir kurdele şeklinde dümdüz yerleştirilmiş, siyah bir takke omuzlara atılıvermiş kısa, siyah bir pelerin ve son olarak, bir yelpaze şeklinde kımıldanıp duran sorguca benzer siyah bir kuyruk. İşte yeni kedimiz.â€


Kaynak:



Sebep: Ileti düzeni / Bağlantı boyutu!










Betimleme karşımızdaki kişinin zihninde kelimelerle fotoğraf yapmaktır.









Eve ulaştığında onun için çok güzel bir masa hazırlanmıştı masaya şöyleki bir baktı üstünde beyaz pembe çiçeklerle kaplı çok güzel bir örtü duruyordu masanın ortasında devasa bir çiçeklik vazonun içinde rengarenk çiçekler mükemmel kokuyordu masada gene pembe çiçek desenli 4 tane tabak duruyordu tabakların yanındada gümüş işlemeli çatal bıçak ve kaşıklar sonrasında annesine baktı anası dizlerine kadar gelen kırmızı altında beyaz danteller olan zarif bir elbise giyiniyordu sonrasında bide kendisine baktı beyaz fakat kirli çamurdan artık kahverengine dönmüş bir kazak altındada yırtık bir pantolon daha bunlar yeni alınmıştı ee annesinin sözünü dinlemeyip futbol oynarsa olacağı buydu Msn Happy





  • Anne sevgisi ile ilgili betimleme örnekleri verir misiniz?


  • Gök cisimleri ile ilgili betimleme örnekleri verir misiniz?


  • Betimleme türleri nedir, örnek verir misiniz?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Betimleme nedir, örnek verir misiniz?
Betimleme nedir, örnek verir misiniz?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/msn_happy-224.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/betimleme-nedir-ornek-verir-misiniz.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/betimleme-nedir-ornek-verir-misiniz.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content