YUMMAK g. f. Gözünü, ağzını, elini vb. yummak, kısarak ya da sıkarak kapamak. * yumdurmak ettirg f. Yummasını sağlamak. * yumulma...
YUMMAK g. f. Gözünü, ağzını, elini vb. yummak, kısarak ya da sıkarak kapamak.
* yumdurmak ettirg f. Yummasını sağlamak.
* yumulmak dönşl. f.
1. Gözlerden, ağızdan, ellerden vb. söz ederken, kapanmak ya da kısılmak, kapanır gibi olmak: Uykusuzluktan gözleri yumuluyor.
2. (Bir yere) yumulmak, oraya büzülmek: Çocuk korkup köşeye yumuldu.
3. (Bir şeye) yumulmak, bir kimseden söz ederken, iştahla yemeğe girişmek, büyük bir istekle bir işe sarılmak: Öyle acıkmıştı ki, gelir gelmez sofraya yumuldu. Derslere yumulmak.
*Şahine. Avcı kuştan söz edildiğinde, avının üzerine çullanıp yere fırlatmak.
* yumdurmak ettirg f. Yummasını sağlamak.
* yumulmak dönşl. f.
1. Gözlerden, ağızdan, ellerden vb. söz ederken, kapanmak ya da kısılmak, kapanır gibi olmak: Uykusuzluktan gözleri yumuluyor.
2. (Bir yere) yumulmak, oraya büzülmek: Çocuk korkup köşeye yumuldu.
3. (Bir şeye) yumulmak, bir kimseden söz ederken, iştahla yemeğe girişmek, büyük bir istekle bir işe sarılmak: Öyle acıkmıştı ki, gelir gelmez sofraya yumuldu. Derslere yumulmak.
*Şahine. Avcı kuştan söz edildiğinde, avının üzerine çullanıp yere fırlatmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR