yumru isim 1 . Yuvarlak, şişkin şey: "Alnında bir yumru var."- . 2 . Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin ta...
yumru
isim
"Alnında bir yumru var."- .
2 . Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde:
"Patates nişastalı bir yumrudur."- .
3 . tıp (***) Genellikle derinin içine gömülü, yuvarlak ve sert oluşum, nod.
4 . sıfat Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli:
"Yumru yanaklı bir çocuk."- .
5 . sıfat Eğri büğrü, çarpık, engebeli, yamru yumru.
YUMRU a.
1. Bot. Çok gelişmiş olan parankima dokusu bol yedek besin içeren sap, kök, köksap ya da bunların dalları üzerinde oluşan şişkinlik. (Sürekli organlar olan yumrular ayrıca genellikle o türün çoğalmasını da sağlar. Patates nişastalı bir yumrudur.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Yuvarlak ve şişkin şey: Duvara çarpınca alnında bir yumru oluştu.
3. Yumru yumru -> YAMRU* YUMRU.
*Denizbil. Çokmetalli yumru, çapı birkaç milimetreyle birkaç santimetre arasında değişen, okyanusların diplerinde bulunan metal oksitlerinin bir çekirdek çevresinde yaprak yaprak ve eşmerkezli olarak kabuk bağlamasıyla oluşan, küre biçiminde, kahverengimsi taş. (Bk. ansikl. böl.)
*Denize. Güvertenin, zincir sürtünmesi nedeniyle aşınmasını önlemek için, zincirlerin geçtiği yere yerleştirilen metal bilezik. || Sandal, filika vb. deniz araçlarında bordaların aşınmasını önlemek için yapılmış çıkıntı.
*inş. Sert yumru, bir mermerde ya da kristalli bir kayaçta kusur oluşturan, farklı yapıdaki yumru.
*Tip. Genellikle yuvarlak, sert ve bazen de deri altında olan anormal oluşum. (Bk. ansikl. böl.)
*Yerbil. içinde bulunduğu kayaçtan, bileşimi ve / ya da yapısı bakımından farklı olan, santimetreden desimetreye kadar değişen boyutlarda taşlaşma. (Bk. ansikl. böl.) || Birkaç desimetre boyunda yuvarlaklaşmış kütle. || Kendinden farklı cinste bir kayaçta bulunan, düzgün olmayan bir biçimde yuvarlaklaşmış mineral kütle (örn. tebeşir içinde çakmaktaşı yumruları). || Bazı killi kireçtaşlarında bulunan ve düzgün olmayan topaklar biçiminde parçalanmış kayaç.
*Yerbil. ve Pedol. Bir kayaç ya da toprakta, yapı ve bileşim bakımından, oluşumu öbür kesimlerinden farklı olan ve malzemenin yavaş yavaş bünyesine katılması sonucu büyümüş ve çeşitli biçimler almış (yumurta biçiminde, dallı, memeli) bölüm. (Bk. ansikl. böl.)
* sıf. Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli.
*Bot. Yumru kök, yedek besinle yüklü ana ya da yan kök (basurotu, yıldızçiçeği).
*ANSİKL. Bot. Yumrular kökler ya da saplar üzerinde, yeraltında ya da yerüstünde oluşabilir.
Kök yumruları (pancar, havuç), kazıkkök şişkin bir kütle halini aldığı taktirde daha çok yumru kök olarak tanımlanır. Patates, yeralması, kestere köksapların şişmesiyle meydana gelir. Yerüstü organlarda doğan yumrular yumrucuk adını alır (örneğin sarmısağın çiçek topağındaki, yamın koltuk altındaki yumrucuklar).
Yumrulu bitkiler insanlık için çok önemli bir besin kaynağıdır. Patatesten başka, nemli tropikal bölge halklarının beslenme rejiminde manyok, yam, tatlı patates ve ta- ro geniş çapta kullanılır. Bütün yumruların bol su içermek (% 65 ila 80) ve bol glusit taşımak (en başta nişasta) gibi temel özellikleri vardır. Buna karşılık proteince fakirdirler (% 1 ila 4).
Bütün gerçek yumrulu türler tohumsuz çoğalabildiğinden (yumruların ya da çeliklerin ekilmesi, dikilmesi), her türde, genetik değişiklik yapmaksızın kolayca çoğaltılabilen pek çok yetiştirmelik tipler bulunmaktadır. Siklamende, çiğdemde, çeşitli zambakgillerde sapın ait kısmında gelişen yumrular, besleyici maddelerle dolu ve çoğunlukla bitkinin üremesine elverişli yumrucuklar veren soğanlardır. ( -» YUMRULAŞMA.)
*Denizbil. Çokmetalli yumrular. Yumruların içindeki maden oranı çok değişiktir: sözgelimi Büyük Okyanus'ta ortalama değerler % 29,8 Mn, % 4,8 Fe, % 1,4 Ni, °/o 1,2 Cu ve % 0,2 Co'tır. Yumrular özellikle derin deniz tepelerinin bulunduğu bölgelerde, 3 500-4 000 m'nin altında, yüzeysel yığışmaların az çok sürekli bir döşeme gibi dibi kapladığı yerlerde bulunur; bunların en önemlisi Havvaii ile Kuzey Amerika arasında uzanır. Yumruların oluşumu, karmaşık yapısı henüz aydınlatıla- mamış, ekoloji, akıntı, jeokimya koşullarının sonucudur. Yumruların çıkarılması büyük teknolojik, siyasal sorunlar yaratmıştır. Teknolojik sorunların büyük ölçüde çözümlenmesine karşılık, derin deniz diplerinin işletilmesine ilişkin uluslararası bir yasa hazırlanması gerektiğinden siyasal sorunları çözülememektedir.
*Tıp. Kimi yumrular akut gelişir: bunlar genellikle bacaklarda gelişen "düğümlü eritemâ€; diz çevresinde, bileklerde ya da omuzlarda 24-48 saat içinde gelişen romatizmal yumrular, alın ve kafa derisinde görülen Fereol ve Meynet yumruları gibi sıcak ve kırmızıdır. Bazıları haftalarca, aylarca sürebilir ve subakut gelişir: sarkoidom, tüberkülom, lepram, frengi gomları, mantar yumruları buna örnektir. Diğerleri ise, yağlı bir madde şırıngası yüzünden olanlar gibi süreğen olabilir (oleom). Ellerde görülen Haberden yumruları ve Bouchard yumruları artroza özgüdür.
*Yerbil. Tortul kayaçlarda bulunan yumrular çeşitli bileşimlerde olabilir: fosfatlı, silisli, kireçli, dolomitli, demirli. Çoğunlukla, biyolojik kökenli bir çekirdek çevresinde (mikrofosil, test artığı, daha ender olarak tam makrofosil) eşmerkezli bir yapıdadır. Genellikle tortullaşmadan sonra kayaçlar içinde dolaşan çözelti haldeki iyonlar tarafından ve gerek taşoluş sırasında, gerekse daha sonraki, hatta güncel yıkanmalar sırasında oluşmuşlardır; yosunlar ve bakteriler kimyasal süreçte önemli bir rol oynar. Polimetalik yumrular okyanusların dibinde görülür. Yumru terimi, magma kayaçları için de kullanılmaktadır.
*Yerbil. ve Pedol. Yumrular, suların dolaşımıyla taşınan ve bir çekirdek çevresinde, çoğunlukla eşmerkezli katmancıklar halinde biriken malzemenin çökelmesiyle oluşan mineral kütlelerdir. Bu sürece elverişli yataklarda, dağınık ya da toplu halde bulunurlar. Sıkça rastlanan yumru türleri, hem fiziko-kimyasal, hem biyolojik mekanizmalar sonucu oluşabilir. Karbonatlı, tuzlu ya da daha ender olan silisli yumruların oluşumuna, mevsimlik farkların kuvvetli olduğu yarıkurak iklimlerle çöl iklimleri elverişlidir Çernozemlerdeki krotovinalar ve lös bebekleri bu tiptedir. Yumrulaşmanın en son ve çoğu kez en eski biçimleri kireçli, alçılı vb. kabuklaşmalar ve zırhlardır. Nemli tropikal ülkelerde, ferromanganlı ya da alüminli yumrular bazen önce kabuk, sonra da zırh biçiminde (demirli ve/ya da boksitti) az ya da çok kütlesel çok büyük gelişmeler gösterirler. Asit ve organik ortamların organoferik yumruları alyosların oluşumuna yol açar.
1. Bot. Çok gelişmiş olan parankima dokusu bol yedek besin içeren sap, kök, köksap ya da bunların dalları üzerinde oluşan şişkinlik. (Sürekli organlar olan yumrular ayrıca genellikle o türün çoğalmasını da sağlar. Patates nişastalı bir yumrudur.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Yuvarlak ve şişkin şey: Duvara çarpınca alnında bir yumru oluştu.
3. Yumru yumru -> YAMRU* YUMRU.
*Denizbil. Çokmetalli yumru, çapı birkaç milimetreyle birkaç santimetre arasında değişen, okyanusların diplerinde bulunan metal oksitlerinin bir çekirdek çevresinde yaprak yaprak ve eşmerkezli olarak kabuk bağlamasıyla oluşan, küre biçiminde, kahverengimsi taş. (Bk. ansikl. böl.)
*Denize. Güvertenin, zincir sürtünmesi nedeniyle aşınmasını önlemek için, zincirlerin geçtiği yere yerleştirilen metal bilezik. || Sandal, filika vb. deniz araçlarında bordaların aşınmasını önlemek için yapılmış çıkıntı.
*inş. Sert yumru, bir mermerde ya da kristalli bir kayaçta kusur oluşturan, farklı yapıdaki yumru.
*Tip. Genellikle yuvarlak, sert ve bazen de deri altında olan anormal oluşum. (Bk. ansikl. böl.)
*Yerbil. içinde bulunduğu kayaçtan, bileşimi ve / ya da yapısı bakımından farklı olan, santimetreden desimetreye kadar değişen boyutlarda taşlaşma. (Bk. ansikl. böl.) || Birkaç desimetre boyunda yuvarlaklaşmış kütle. || Kendinden farklı cinste bir kayaçta bulunan, düzgün olmayan bir biçimde yuvarlaklaşmış mineral kütle (örn. tebeşir içinde çakmaktaşı yumruları). || Bazı killi kireçtaşlarında bulunan ve düzgün olmayan topaklar biçiminde parçalanmış kayaç.
*Yerbil. ve Pedol. Bir kayaç ya da toprakta, yapı ve bileşim bakımından, oluşumu öbür kesimlerinden farklı olan ve malzemenin yavaş yavaş bünyesine katılması sonucu büyümüş ve çeşitli biçimler almış (yumurta biçiminde, dallı, memeli) bölüm. (Bk. ansikl. böl.)
* sıf. Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli.
*Bot. Yumru kök, yedek besinle yüklü ana ya da yan kök (basurotu, yıldızçiçeği).
*ANSİKL. Bot. Yumrular kökler ya da saplar üzerinde, yeraltında ya da yerüstünde oluşabilir.
Kök yumruları (pancar, havuç), kazıkkök şişkin bir kütle halini aldığı taktirde daha çok yumru kök olarak tanımlanır. Patates, yeralması, kestere köksapların şişmesiyle meydana gelir. Yerüstü organlarda doğan yumrular yumrucuk adını alır (örneğin sarmısağın çiçek topağındaki, yamın koltuk altındaki yumrucuklar).
Yumrulu bitkiler insanlık için çok önemli bir besin kaynağıdır. Patatesten başka, nemli tropikal bölge halklarının beslenme rejiminde manyok, yam, tatlı patates ve ta- ro geniş çapta kullanılır. Bütün yumruların bol su içermek (% 65 ila 80) ve bol glusit taşımak (en başta nişasta) gibi temel özellikleri vardır. Buna karşılık proteince fakirdirler (% 1 ila 4).
Bütün gerçek yumrulu türler tohumsuz çoğalabildiğinden (yumruların ya da çeliklerin ekilmesi, dikilmesi), her türde, genetik değişiklik yapmaksızın kolayca çoğaltılabilen pek çok yetiştirmelik tipler bulunmaktadır. Siklamende, çiğdemde, çeşitli zambakgillerde sapın ait kısmında gelişen yumrular, besleyici maddelerle dolu ve çoğunlukla bitkinin üremesine elverişli yumrucuklar veren soğanlardır. ( -» YUMRULAŞMA.)
*Denizbil. Çokmetalli yumrular. Yumruların içindeki maden oranı çok değişiktir: sözgelimi Büyük Okyanus'ta ortalama değerler % 29,8 Mn, % 4,8 Fe, % 1,4 Ni, °/o 1,2 Cu ve % 0,2 Co'tır. Yumrular özellikle derin deniz tepelerinin bulunduğu bölgelerde, 3 500-4 000 m'nin altında, yüzeysel yığışmaların az çok sürekli bir döşeme gibi dibi kapladığı yerlerde bulunur; bunların en önemlisi Havvaii ile Kuzey Amerika arasında uzanır. Yumruların oluşumu, karmaşık yapısı henüz aydınlatıla- mamış, ekoloji, akıntı, jeokimya koşullarının sonucudur. Yumruların çıkarılması büyük teknolojik, siyasal sorunlar yaratmıştır. Teknolojik sorunların büyük ölçüde çözümlenmesine karşılık, derin deniz diplerinin işletilmesine ilişkin uluslararası bir yasa hazırlanması gerektiğinden siyasal sorunları çözülememektedir.
*Tıp. Kimi yumrular akut gelişir: bunlar genellikle bacaklarda gelişen "düğümlü eritemâ€; diz çevresinde, bileklerde ya da omuzlarda 24-48 saat içinde gelişen romatizmal yumrular, alın ve kafa derisinde görülen Fereol ve Meynet yumruları gibi sıcak ve kırmızıdır. Bazıları haftalarca, aylarca sürebilir ve subakut gelişir: sarkoidom, tüberkülom, lepram, frengi gomları, mantar yumruları buna örnektir. Diğerleri ise, yağlı bir madde şırıngası yüzünden olanlar gibi süreğen olabilir (oleom). Ellerde görülen Haberden yumruları ve Bouchard yumruları artroza özgüdür.
*Yerbil. Tortul kayaçlarda bulunan yumrular çeşitli bileşimlerde olabilir: fosfatlı, silisli, kireçli, dolomitli, demirli. Çoğunlukla, biyolojik kökenli bir çekirdek çevresinde (mikrofosil, test artığı, daha ender olarak tam makrofosil) eşmerkezli bir yapıdadır. Genellikle tortullaşmadan sonra kayaçlar içinde dolaşan çözelti haldeki iyonlar tarafından ve gerek taşoluş sırasında, gerekse daha sonraki, hatta güncel yıkanmalar sırasında oluşmuşlardır; yosunlar ve bakteriler kimyasal süreçte önemli bir rol oynar. Polimetalik yumrular okyanusların dibinde görülür. Yumru terimi, magma kayaçları için de kullanılmaktadır.
*Yerbil. ve Pedol. Yumrular, suların dolaşımıyla taşınan ve bir çekirdek çevresinde, çoğunlukla eşmerkezli katmancıklar halinde biriken malzemenin çökelmesiyle oluşan mineral kütlelerdir. Bu sürece elverişli yataklarda, dağınık ya da toplu halde bulunurlar. Sıkça rastlanan yumru türleri, hem fiziko-kimyasal, hem biyolojik mekanizmalar sonucu oluşabilir. Karbonatlı, tuzlu ya da daha ender olan silisli yumruların oluşumuna, mevsimlik farkların kuvvetli olduğu yarıkurak iklimlerle çöl iklimleri elverişlidir Çernozemlerdeki krotovinalar ve lös bebekleri bu tiptedir. Yumrulaşmanın en son ve çoğu kez en eski biçimleri kireçli, alçılı vb. kabuklaşmalar ve zırhlardır. Nemli tropikal ülkelerde, ferromanganlı ya da alüminli yumrular bazen önce kabuk, sonra da zırh biçiminde (demirli ve/ya da boksitti) az ya da çok kütlesel çok büyük gelişmeler gösterirler. Asit ve organik ortamların organoferik yumruları alyosların oluşumuna yol açar.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR