YüZüSTü be 1. Yüzü yere gelecek şekilde: Yüzüstü düşmek. 2. (Bir kimseyi) yüzüstü bırakmak, o kimseyi yapayalnız, güç koşullar içind...
YüZüSTü be
1. Yüzü yere gelecek şekilde: Yüzüstü düşmek.
2. (Bir kimseyi) yüzüstü bırakmak, o kimseyi yapayalnız, güç koşullar içinde bırakmak: Hasta karısını yüzüstü koyup yurtdışına gitmişti. || (Bir işi) yüzüstü bırakmak, o işi zamanında tamamlamamak, onu olduğu.benzer biçimde bırakmak, yapmayı sürdürmemek: işleri yüzüstü koyup gelmeyi içime sindiremiyorum. || Yüzüstü kalmak, sözkonusu bir işse zamanında yapılmayıp olduğu şekilde durmak, el atılmamak.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Yüzü yere gelecek şekilde: Yüzüstü düşmek.
2. (Bir kimseyi) yüzüstü bırakmak, o kimseyi yapayalnız, güç koşullar içinde bırakmak: Hasta karısını yüzüstü koyup yurtdışına gitmişti. || (Bir işi) yüzüstü bırakmak, o işi zamanında tamamlamamak, onu olduğu.benzer biçimde bırakmak, yapmayı sürdürmemek: işleri yüzüstü koyup gelmeyi içime sindiremiyorum. || Yüzüstü kalmak, sözkonusu bir işse zamanında yapılmayıp olduğu şekilde durmak, el atılmamak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR