ZİNDAN a. (fars zindan) 1. Eskiden mahkûmların kapatıldığı karanlık ve ürkütücü hapis yeri, hapishane. 2. Çok karanlık ve sıkıntılı ...
ZİNDAN a. (fars zindan)
1. Eskiden mahkûmların kapatıldığı karanlık ve ürkütücü hapis yeri, hapishane.
2. Çok karanlık ve sıkıntılı yer.
3. (Birine, bir yeri, hayatı) zindan etmek, o kimse için yaşanmaz, zevk alınmaz bir duruma sokmak: Hele onlarla işbirliği yapsın, bu evi ona zindan ederim. || Zindan gibi, çok karanlık, bunaltıcı ya da iç sıkıcı yer için kullanılır. || (Bir yer) zindan kesilmek, çok karanlık duruma gelmek; içinde bulunana sıkıntı ve bunaltı veren bir durum almak. || Zindan olmak, zindan kesilmek, yaşanmaz, zevk alınmaz bir havaya bürünmek: Sen gittikten sonra buralar bana zindan oldu.
—ANSİKL. Osmanlılar'a Bizans'tan kalan Ayvansaray'daki Anemas* kulesi ve Zin- dankapı gibi yerler, zindan olarak kullanıldı. Bunun dışında Fatih Sultan Mehmet tarafından onartılan Yedikule, uzun süre zindan işlevi gördü. Rumelihisarı'na ise, daha çok askeri suç işleyenler hapsedildi. Hafif suç işleyenler Zindankapısı'na, hırsızlık ve zina suçundan cezaya çarptırılan kadınlar Babacafer zindanı'nda cezalarını çekerlerdi.
ZİNDAN dağı, B Karadeniz bölümünün D. kesiminde, isfendiyar (Küre) dağlarında Abana'nın Günde dağ kütlesi; 1 717 m. Yapısında başkalaşmış billurlu kayaçlar ile Mesozoyik oluşukları başlıca yeri tutar. Önemli orman işletme alanı.
ZİNDAN mağarası, Akdeniz bölgesinin iç kesiminde Göller yöresi'nde Eğridir gölünün G.-D.'sundaki kireçtaşı-ofiyolit sınırında açılmış mağara. Uzunluğu 1 km' yi geçen mağaranın içinde küçük bir yeraltı deresi vardır.
Gösterim: 52
Boyut: 52.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
1. Eskiden mahkûmların kapatıldığı karanlık ve ürkütücü hapis yeri, hapishane.
2. Çok karanlık ve sıkıntılı yer.
3. (Birine, bir yeri, hayatı) zindan etmek, o kimse için yaşanmaz, zevk alınmaz bir duruma sokmak: Hele onlarla işbirliği yapsın, bu evi ona zindan ederim. || Zindan gibi, çok karanlık, bunaltıcı ya da iç sıkıcı yer için kullanılır. || (Bir yer) zindan kesilmek, çok karanlık duruma gelmek; içinde bulunana sıkıntı ve bunaltı veren bir durum almak. || Zindan olmak, zindan kesilmek, yaşanmaz, zevk alınmaz bir havaya bürünmek: Sen gittikten sonra buralar bana zindan oldu.
—ANSİKL. Osmanlılar'a Bizans'tan kalan Ayvansaray'daki Anemas* kulesi ve Zin- dankapı gibi yerler, zindan olarak kullanıldı. Bunun dışında Fatih Sultan Mehmet tarafından onartılan Yedikule, uzun süre zindan işlevi gördü. Rumelihisarı'na ise, daha çok askeri suç işleyenler hapsedildi. Hafif suç işleyenler Zindankapısı'na, hırsızlık ve zina suçundan cezaya çarptırılan kadınlar Babacafer zindanı'nda cezalarını çekerlerdi.
ZİNDAN dağı, B Karadeniz bölümünün D. kesiminde, isfendiyar (Küre) dağlarında Abana'nın Günde dağ kütlesi; 1 717 m. Yapısında başkalaşmış billurlu kayaçlar ile Mesozoyik oluşukları başlıca yeri tutar. Önemli orman işletme alanı.
ZİNDAN mağarası, Akdeniz bölgesinin iç kesiminde Göller yöresi'nde Eğridir gölünün G.-D.'sundaki kireçtaşı-ofiyolit sınırında açılmış mağara. Uzunluğu 1 km' yi geçen mağaranın içinde küçük bir yeraltı deresi vardır.
Boyut: 52.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Kaynak: Büyük Larousse
Şefbeatz - Zindan (Beat Albüm)
Sad - Zindan
Rüyada Zindan Görmek
zindan
isim Farsça
1 . Tutuklu veya hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer.
2 . mecaz Çok karanlık ve sıkıntılı yer.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(bir yeri birine) zindan etmek
zindan gibi
(bir yer) zindan kesilmek
(bir yer) zindan olmak
Birleşik Sözler
zindandelen
Gösterim: 21
Boyut: 5.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
isim Farsça
1 . Tutuklu veya hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer.
2 . mecaz Çok karanlık ve sıkıntılı yer.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
(bir yeri birine) zindan etmek
zindan gibi
(bir yer) zindan kesilmek
(bir yer) zindan olmak
Birleşik Sözler
zindandelen
Boyut: 5.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
zindan ingilizcesi
1. hist. prison; close, dark prison, dungeon.
2. close, dark place; dungeon-like place.
- etmek /ý, a/ to make (a place) seem like a prison to, make (a place) a prison for, make (a place) a place of misery for.
- kesilmek
1. (for a place) to get very dark.
2. /a/ suddenly to become like a prison to (someone).
- olmak /a/ to become like a prison to, become a place of misery for (someone).
1. hist. prison; close, dark prison, dungeon.
2. close, dark place; dungeon-like place.
- etmek /ý, a/ to make (a place) seem like a prison to, make (a place) a prison for, make (a place) a place of misery for.
- kesilmek
1. (for a place) to get very dark.
2. /a/ suddenly to become like a prison to (someone).
- olmak /a/ to become like a prison to, become a place of misery for (someone).
Şefbeatz - Zindan (Beat Albüm)
Sad - Zindan
Rüyada Zindan Görmek
YORUMLAR