zındıklık -ğı isim Zındık olma durumu. Kelime, Fars kökenli olup muhtelif döÂnemlerde değişen manalara kullanıla g...
zındıklık -ğı
isim
isim
- Zındık olma durumu.
Kelime, Fars kökenli olup muhtelif döÂnemlerde değişen manalara kullanıla gelmiştir. Akide otoritelerinin ıstılahında şu anlamlan ihtiva ettiği tespit edilmiştir:
a) Farisî inançları benimseyenler için mutlak manada,
b) Mani bağlılarına,
c) Nûr-zulmet teorisini savunanlara,
d) Allah'ın varlığını inkâr eden veya ortak koşanlara,
e) KüfrüÂnü gizleyip islâm'ını açıklayan herkese. Son dönemlerde yaygın olarak kullanılan anlam da bu son anlamdır. Bu anlamı ile keÂlime "münafık" deyimi ile eş anlamlı olÂmaktadır, imam Ahmed b. Hanbel ise, Kur'an etrafında şüpheler uyandıran herkes için bu deyimi kullanıyordu. Her dönemde kullanılmış bütün bu tip kavramlarla, "İslâm'ı ve devletini içten zedelemeye çalıÂşanlar kastedilmiştir" diyen alimler de varÂdır.
Zındıklık bir ekol olarak Abbasiler döneminde gelişti. Asr-ı Saadet ve Emeviler dönemlerinde, itikadı, siyasî ve içtimaî yönlerden tamamen yabancı bir ekolün çıÂkıp genişlemesi ve toplumda revaç bulması oldukça zordu. Yabancı kültürlere açılışın devlet eliyle sürdürüldüğü Abbasiler döneÂmi yabancı fikirler için diğerlerine oranla daha uygun bir zemin oluşturmuştu.
Zındıklık, İslâm toplumu içinde taraftar bulduktan sonra zındıklar şu fitneleri çıkarÂdılar:
a) Kur'an'da tenakuz vardır.
b) Halku'l-Kur'an felsefesi doğrudur, desteklenmelidir.
c) Hadis uydurma faaliyetlerini artırmışÂlar, kendileri de felsefelerine destek olacak mahiyette hadisler uydurmuşlar veya sahih hadisleri tahrif etmişlerdir.
d) Belirli şahsiyetlerden bir dönem sonra tekliflerin düşeceği, ibadetlerin sürekli olÂmadığı inancını yaymışlardır.
e) Tenasüh felsefesini yaymışlardır. Zındıklar ve onların geliştirdiği, Ravendiyye, Mukannaiyye ve Hurraniyye gibi haÂreketlere karşı mücadele iki yoldan sürdüÂrülüyordu. Bir yandan devrin alimleri onlaÂrı ilmi platformda ezerken diğer yandan da Abbasi halifeleri askeri güç kullanıyorlarÂdı.
Bu alanda ilk eserler arasında imam AhÂmed b. Hanbel'in yazdığı ve Zındıkların Kur'an'daki yirmi iki ayette geliştirdikleri şüpheleri reddettiği eseri: Kitabu'r-Reddi ala'z-Zenadikatı ve't-Cehmiyyeti'si vardır. Abbasi halifelerinden Mansur, Mehdi, Hadî, Reşid, Me'mun ve Mu'tasım dönemÂlerinde zındıklık hareketi devletin birinci planda ilgilendiği ve ordusunu kullandığı bir sorun halini aldı. Bilhassa Mehdi, Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde büyük bir zındık kitlesi öldürüldü. Me'mun zındıklarla savaşta ilmî ve silahlı mücadeleyi birÂleştirmişti. Zındık liderleri için bizzat kenÂdisinin katıldığı ve yöneliği soruşturmalar açılıyor ve kararlar bağışlamasız tatbik ediÂliyordu. Mu'tasım döneminde ise, açık bir müslüman zındık savaşından sözetmek mümkündür.
Bütün bunlarla beraber bu hareket tamaÂmen yok edilememiştir. Medine İslâm devÂleti ile başlayan münafıklık hareketi ve daÂha sonra gelişen şekli zındıklık, İslâm'ın devlet gücünde zayıflık bulduğu her fırsatta ortaya çıkmış, İslâm'ı içten kemirmişiir.
Nurettin YILDIZ
a) Farisî inançları benimseyenler için mutlak manada,
b) Mani bağlılarına,
c) Nûr-zulmet teorisini savunanlara,
d) Allah'ın varlığını inkâr eden veya ortak koşanlara,
e) KüfrüÂnü gizleyip islâm'ını açıklayan herkese. Son dönemlerde yaygın olarak kullanılan anlam da bu son anlamdır. Bu anlamı ile keÂlime "münafık" deyimi ile eş anlamlı olÂmaktadır, imam Ahmed b. Hanbel ise, Kur'an etrafında şüpheler uyandıran herkes için bu deyimi kullanıyordu. Her dönemde kullanılmış bütün bu tip kavramlarla, "İslâm'ı ve devletini içten zedelemeye çalıÂşanlar kastedilmiştir" diyen alimler de varÂdır.
Zındıklık bir ekol olarak Abbasiler döneminde gelişti. Asr-ı Saadet ve Emeviler dönemlerinde, itikadı, siyasî ve içtimaî yönlerden tamamen yabancı bir ekolün çıÂkıp genişlemesi ve toplumda revaç bulması oldukça zordu. Yabancı kültürlere açılışın devlet eliyle sürdürüldüğü Abbasiler döneÂmi yabancı fikirler için diğerlerine oranla daha uygun bir zemin oluşturmuştu.
Zındıklık, İslâm toplumu içinde taraftar bulduktan sonra zındıklar şu fitneleri çıkarÂdılar:
a) Kur'an'da tenakuz vardır.
b) Halku'l-Kur'an felsefesi doğrudur, desteklenmelidir.
c) Hadis uydurma faaliyetlerini artırmışÂlar, kendileri de felsefelerine destek olacak mahiyette hadisler uydurmuşlar veya sahih hadisleri tahrif etmişlerdir.
d) Belirli şahsiyetlerden bir dönem sonra tekliflerin düşeceği, ibadetlerin sürekli olÂmadığı inancını yaymışlardır.
e) Tenasüh felsefesini yaymışlardır. Zındıklar ve onların geliştirdiği, Ravendiyye, Mukannaiyye ve Hurraniyye gibi haÂreketlere karşı mücadele iki yoldan sürdüÂrülüyordu. Bir yandan devrin alimleri onlaÂrı ilmi platformda ezerken diğer yandan da Abbasi halifeleri askeri güç kullanıyorlarÂdı.
Bu alanda ilk eserler arasında imam AhÂmed b. Hanbel'in yazdığı ve Zındıkların Kur'an'daki yirmi iki ayette geliştirdikleri şüpheleri reddettiği eseri: Kitabu'r-Reddi ala'z-Zenadikatı ve't-Cehmiyyeti'si vardır. Abbasi halifelerinden Mansur, Mehdi, Hadî, Reşid, Me'mun ve Mu'tasım dönemÂlerinde zındıklık hareketi devletin birinci planda ilgilendiği ve ordusunu kullandığı bir sorun halini aldı. Bilhassa Mehdi, Me'mun ve Mu'tasım dönemlerinde büyük bir zındık kitlesi öldürüldü. Me'mun zındıklarla savaşta ilmî ve silahlı mücadeleyi birÂleştirmişti. Zındık liderleri için bizzat kenÂdisinin katıldığı ve yöneliği soruşturmalar açılıyor ve kararlar bağışlamasız tatbik ediÂliyordu. Mu'tasım döneminde ise, açık bir müslüman zındık savaşından sözetmek mümkündür.
Bütün bunlarla beraber bu hareket tamaÂmen yok edilememiştir. Medine İslâm devÂleti ile başlayan münafıklık hareketi ve daÂha sonra gelişen şekli zındıklık, İslâm'ın devlet gücünde zayıflık bulduğu her fırsatta ortaya çıkmış, İslâm'ı içten kemirmişiir.
Nurettin YILDIZ
YORUMLAR