Abdülhak Hamit Tarhan'ın sanat anlayışı nasıldır? 1- Şiirdeki Batılılaşma hareketinin aslolan büyük öncüsüdür. Ozan-i Azam (B...
Abdülhak Hamit Tarhan'ın sanat anlayışı nasıldır?
1- Şiirdeki Batılılaşma hareketinin aslolan büyük öncüsüdür. Ozan-i Azam (Büyük Ozan ) olarak tanınır.
2- Romantizmin etkisindedir. Şiirlerinde varlıklı bir lirizm hakimdir. Şiirde taşkınlık ve yücelik, söyleyişte karşıtlık, onun özelliklerindendir. Karşıtlık sanatını çok kullanmıştır.
3- Şiirlerinde ve tiyatrolarında zamanı mevzular mühim yer meblağ.
4- Şiirde biçimle ilgili aslolan değişimleri gerçekleştirmiştir.
5- Divan edebiyatının tüm kurallarını altüst etmiştir.
6- Tiyatroları oynamak için değil okumak içindir.
7- Tiyatroların mevzuları çoğunlukla Türk topraklarının haricinde geçer.
Yazınsal kişiliği ve sanat anlayışı
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Avrupaya gitmesi, yabancı hanımlarla evli olması, Aristokrat bir aileden gelmesi, çevresinin yabancı olması onun bu edebiyata değişik bir kimlikle girmesine sebep olmuştur. 1852-1937 yılları aralığında yaşayan ve Tanpınar'ın deyimiyle "Türk şiirinde gerçek bir ürperme" olarak kabul edilen Hamit'in çocukluğundan yaşlılığına tüm yaşamını, yaşam tecrübelerini, eserlerinde görebiliriz.
Abdülhak Hamit Tarhan daha 24 yaşlarındayken Paris büyük elçiliğine atanır. Buradaki tecrübelerin yayınladığı eserlerinde yansıtmaya çalışır. Başlangıçta klasik şairleri bilhassa Şinasi ve Namık Kemal'i öykünmek ederek şiirler yazan Hamit, Batı Edebiyatı'nı tanıdıktan sonrasında tanzimata özgü yenililkçi ve toplumsal düşünceleri daha derinden benimsemeye adım atar. 1876'dan sonrasında yayınladığı Tercime-i Hal şiirinde Fransa'ya gittiğini, hangi yazarlara özendiğini anlatır. Buna gore Corneille, Racine, Mussert, V. Hugo, Voltaire ve Moliere onun örnek almış olduğu yazarlardır. Batılı sanatçılardan etkilenmiş olsa da asla onların bir taklitçisi olmamıştır Hamit.
Hamit'in sanat anlayışının temelini bireysellik oluşturur. Onun üslubundan toplumu oldukça fazla önemsemediğini görürüz. Onun şiir kitapları Sahra, Divaneliklerim Veya Belde, Garam, Bunlar O'dur, Makber, Ölü, Hacle, ***** Veya Bir Sefilenin Hasbihalı, Bala'dan Bir Ses, Validem, İlham-ı Vatan, Tayflar Geçidi, Ruhlar ve Arziler, Yabancı Dostlar'dır.
Tanzimat dönemindeki sanat anlayışı nedir?
Abdülhak Hamit Tarhan
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Sahra adlı şiiri var mı?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
2- Romantizmin etkisindedir. Şiirlerinde varlıklı bir lirizm hakimdir. Şiirde taşkınlık ve yücelik, söyleyişte karşıtlık, onun özelliklerindendir. Karşıtlık sanatını çok kullanmıştır.
3- Şiirlerinde ve tiyatrolarında zamanı mevzular mühim yer meblağ.
4- Şiirde biçimle ilgili aslolan değişimleri gerçekleştirmiştir.
5- Divan edebiyatının tüm kurallarını altüst etmiştir.
6- Tiyatroları oynamak için değil okumak içindir.
7- Tiyatroların mevzuları çoğunlukla Türk topraklarının haricinde geçer.
Yazınsal kişiliği ve sanat anlayışı
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Avrupaya gitmesi, yabancı hanımlarla evli olması, Aristokrat bir aileden gelmesi, çevresinin yabancı olması onun bu edebiyata değişik bir kimlikle girmesine sebep olmuştur. 1852-1937 yılları aralığında yaşayan ve Tanpınar'ın deyimiyle "Türk şiirinde gerçek bir ürperme" olarak kabul edilen Hamit'in çocukluğundan yaşlılığına tüm yaşamını, yaşam tecrübelerini, eserlerinde görebiliriz.
Abdülhak Hamit Tarhan daha 24 yaşlarındayken Paris büyük elçiliğine atanır. Buradaki tecrübelerin yayınladığı eserlerinde yansıtmaya çalışır. Başlangıçta klasik şairleri bilhassa Şinasi ve Namık Kemal'i öykünmek ederek şiirler yazan Hamit, Batı Edebiyatı'nı tanıdıktan sonrasında tanzimata özgü yenililkçi ve toplumsal düşünceleri daha derinden benimsemeye adım atar. 1876'dan sonrasında yayınladığı Tercime-i Hal şiirinde Fransa'ya gittiğini, hangi yazarlara özendiğini anlatır. Buna gore Corneille, Racine, Mussert, V. Hugo, Voltaire ve Moliere onun örnek almış olduğu yazarlardır. Batılı sanatçılardan etkilenmiş olsa da asla onların bir taklitçisi olmamıştır Hamit.
Hamit'in sanat anlayışının temelini bireysellik oluşturur. Onun üslubundan toplumu oldukça fazla önemsemediğini görürüz. Onun şiir kitapları Sahra, Divaneliklerim Veya Belde, Garam, Bunlar O'dur, Makber, Ölü, Hacle, ***** Veya Bir Sefilenin Hasbihalı, Bala'dan Bir Ses, Validem, İlham-ı Vatan, Tayflar Geçidi, Ruhlar ve Arziler, Yabancı Dostlar'dır.
Yazınsal kişiliği ve sanat anlayışı
Abdülhak Hamit Tarhan Doğu ile Batı içinde bir köprü olabilecek kadar güçlü kültürü, varlıklı bir hayal gücü vardır. Şiirdeki Batılılaşma hareketinin aslolan büyük öncüsüdür. Yaşamış olduğu dönemde Ozan-i Azam unvanıyla anılır. Şiirin biçiminde ve muhteviyatında mühim yenilikler yapmıştır. Onda ölçü, uyak, hatta dil ve cümle kaygısı görülmez bu yüzden eserlerinde dil kusurları çoktur. Dili çok ağır ve üslubu çok çok fazla dağınıktır. Şiirde tezada, şaşırtmaya yer vermiş lirik felsefi bir anlayışla yazmıştır.
Tanzimat şiirine geniş ufuklar açan, Divan şiirinin iç ve dış geleneklerini yıkan, doğa ötesi mevzularını işleyen tezatlardan kuvvet alan ölüm aşk ve vatan benzer biçimde mevzularını çeşitli dille işleyen bir şairdir. Verem hastalığından ölen karısı Fatma Hanım'ın üzüntüsüyle lirizm ve karşıtlık dolu meşhur Makber şiirini yazmıştır.
Ağır bir dil kullandığı tiyatrolarını oynansın diye değil okunsun diye yazdığından tiyatroları sahne tekniğine asla uygun değildir. Daha çok şiir tekniğiyle yazdığı, nazım düzyazı karışık tiyatrolarında zamanı vakalar ve hayalleri hâkimdir. Abdülhak Hamit Tarhan pastoral şiirin ilk örneklerinin verildiği, özgür biçimdeki şiirlerin bulunmuş olduğu kitabına Sahra adını vermiştir.
DEVAMI :
Abdülhak Hamit Tarhan Doğu ile Batı içinde bir köprü olabilecek kadar güçlü kültürü, varlıklı bir hayal gücü vardır. Şiirdeki Batılılaşma hareketinin aslolan büyük öncüsüdür. Yaşamış olduğu dönemde Ozan-i Azam unvanıyla anılır. Şiirin biçiminde ve muhteviyatında mühim yenilikler yapmıştır. Onda ölçü, uyak, hatta dil ve cümle kaygısı görülmez bu yüzden eserlerinde dil kusurları çoktur. Dili çok ağır ve üslubu çok çok fazla dağınıktır. Şiirde tezada, şaşırtmaya yer vermiş lirik felsefi bir anlayışla yazmıştır.
Tanzimat şiirine geniş ufuklar açan, Divan şiirinin iç ve dış geleneklerini yıkan, doğa ötesi mevzularını işleyen tezatlardan kuvvet alan ölüm aşk ve vatan benzer biçimde mevzularını çeşitli dille işleyen bir şairdir. Verem hastalığından ölen karısı Fatma Hanım'ın üzüntüsüyle lirizm ve karşıtlık dolu meşhur Makber şiirini yazmıştır.
Ağır bir dil kullandığı tiyatrolarını oynansın diye değil okunsun diye yazdığından tiyatroları sahne tekniğine asla uygun değildir. Daha çok şiir tekniğiyle yazdığı, nazım düzyazı karışık tiyatrolarında zamanı vakalar ve hayalleri hâkimdir. Abdülhak Hamit Tarhan pastoral şiirin ilk örneklerinin verildiği, özgür biçimdeki şiirlerin bulunmuş olduğu kitabına Sahra adını vermiştir.
DEVAMI :
Tanzimat dönemindeki sanat anlayışı nedir?
Abdülhak Hamit Tarhan
Abdülhak Hamit Tarhan'ın Sahra adlı şiiri var mı?
YORUMLAR