Antalya ve çevresini işgal eden İtilaf devletinin ismi nedir? Antalya ve çevresini İtalyanlar işgal etmiştir. ***** Antalya'n...
Antalya ve çevresini işgal eden İtilaf devletinin ismi nedir?
Antalya ve çevresini İtalyanlar işgal etmiştir.
*****
Antalya'nın İşgali
Antalya da gizli saklı anlaşmalarla İtalya'ya vaat edilmişti. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri Birinci Dünya Savaşı'ndan çok ilkin başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya'nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya'nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Mesela, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse hemen vaka yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, doğrusu İtalyanların eserleridir. Bu tarz şeyleri asla kimse tahrip edemez†diyerek müdahale ediyordu.
Antalya ile bu benzer biçimde tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli saklı anlaşmalarla Antalya'yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütarekeden sonrasında Antalya'yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye başlarlar. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bir takım mahkûmların firar etmesinden sonrasında 22 Mart 1919'da Antalya'ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı ve İtalya'nın Antalya denetim memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden ilkin Antalya'da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine gemiyi ziyaret ettiklerine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeksizin imzaladığı bu kâğıt, bir süre sonra İtalyanlar tarafınca şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.
Antalya'da meydana gelen tüm vakalar, İtalyanların işgali haklı çıkartmak için düzenledikleri oyunlardı; 27 Mart 1919 günü Antalya'dan Burdur'a giden posta otomobili soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya'nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, düzenleme (hile) olduğu daha sonraki araştırmalarda anlaşılan bir kutu barut patlatıldı. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette düzensizlik ile asayişin bozulduğunu öne sürdü ve güven olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve rahibelerin korunması için 10 kişilik ufak bir kuvvetin karaya çıkarılacağını†söylemiş oldu. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini†söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verildi.
Antalya'da güvenliği sağlama bahanesiyle İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde 300 askerle şehri işgal ettiler.
28 Mart 1919 günü, saat 15.00'den sonrasında limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300 den fazla İtalyan askeri Antalya'yı işgal etmeye başladı. İşgalden kısa bir süre sonrasında İtalyanların Antalya'da kendilerine nazaran bir seviye kurmuş oldukları görüldür. İşgali 300 civarındaki bir asker sayısıyla gerçekleştiren İtalyanlar bu mevcudu 30 Mart da 600'e çıkardılar. Bu askerler şehrin içine ve çevresine çadırlı ordugâhlar kurarak yerleşmişler, postalar ve nöbetçiler görevlendirmişlerdir. Silâh ve depolar denetim altına alınmıştır.
Antalya'nın işgalinden sonrasında İtalyanlar çevrede denetimi sağladıkları benzer biçimde şehrin 45 km. kuzeyindeki Badem ağacı cephane deposunu da işgal ettiler. Burada bulunan piyade ve topçu cephanesinin deposu, o esnada Antalya'da bulunan 57. Tümen komutanı Albay (Miralay) Şefik (Aker) Bey'in gayretiyle Burdur un Çeltikçi köyüne nakledilmesi sağlandı.
Antalyalı tarihçi Hüseyin Çimrin İşgal ve kurtuluş günüyle ilgili şu gerçekleri ortaya koyuyor:
"Hükümet konağının kapısında ki, icra ilanları panosuna Amiral Galtrop'un işgal beyannamesinin kopyası, yarım bir kâğıda ve oldukça çirkin ve eski bir Türkçe ile asılmıştı. Bu yazı da, Antalya'da son zamanlarda huzuru bozan olayların artığı öne sürülerek işgali haklı göstermeye çalışıyorlardı. Oysa olanların hepsi bir düzenlemeten (seviye) ibaretti."
Huzurun sağlanması için Antalya halkının İtalyanları davet etmiş olduğu iddiasına ulaşınca; Hüseyin Çimrin şöyleki konu alıyor;
Özetle;
"O yıllarda, Antalya'da yaşayan nüfusun kimliği hakkında bilgi sahibi olmayan, nedense Türk Antalya halkını kötüleyerek kendilerine ün katmak isteyen bir takım yazarlar; Antalya ileri gelenlerinin, çıkarlarından başka bir şey düşünmediklerini ve bundan dolayı memleketi yabancıları bilerek peşkeş çektiklerini ileri sürmüşlerdir. Ama herhalde bilmiyorlardır ki, o sıralarda Antalya'nın 23 bin olan nüfusunun üçte birinden fazlası Türk ve Müslüman değildi."
Antalya ve çevresini işgal edenlere karşı bir direniş olmamıştır. Ege Bölgesi'ne de talip olan İtalyanlar'a bu bölgenin verilmemesi ve İngilizlerin desteğiyle Yunanlılara verilmesi üstüne İtalyanlar tavırlarını tamamen değiştirmişler ve Yunanlılara karşı Kuvay-i Milliye'ye yardım olmuşlardır. Türk ordusunun zaferler kazandığını gören İtalyanlar, bu topraklarda daha çok kalamayacaklarını anlayınca 5 Temmuz 1921 günü işgale son vererek Antalya'yı terk etmişlerdir.
Yurdumuzu hangi devletler işgal etmiştir?
İtilaf Devletleri
İtilaf devletlerinin İstanbul'u işgal sebepleri nedir?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
*****
Antalya'nın İşgali
Antalya da gizli saklı anlaşmalarla İtalya'ya vaat edilmişti. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri Birinci Dünya Savaşı'ndan çok ilkin başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya'nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya'nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Mesela, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse hemen vaka yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, doğrusu İtalyanların eserleridir. Bu tarz şeyleri asla kimse tahrip edemez†diyerek müdahale ediyordu.
Antalya ile bu benzer biçimde tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli saklı anlaşmalarla Antalya'yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütarekeden sonrasında Antalya'yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye başlarlar. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bir takım mahkûmların firar etmesinden sonrasında 22 Mart 1919'da Antalya'ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı ve İtalya'nın Antalya denetim memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden ilkin Antalya'da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine gemiyi ziyaret ettiklerine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeksizin imzaladığı bu kâğıt, bir süre sonra İtalyanlar tarafınca şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.
Antalya'da meydana gelen tüm vakalar, İtalyanların işgali haklı çıkartmak için düzenledikleri oyunlardı; 27 Mart 1919 günü Antalya'dan Burdur'a giden posta otomobili soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya'nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, düzenleme (hile) olduğu daha sonraki araştırmalarda anlaşılan bir kutu barut patlatıldı. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette düzensizlik ile asayişin bozulduğunu öne sürdü ve güven olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve rahibelerin korunması için 10 kişilik ufak bir kuvvetin karaya çıkarılacağını†söylemiş oldu. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini†söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verildi.
Antalya'da güvenliği sağlama bahanesiyle İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde 300 askerle şehri işgal ettiler.
28 Mart 1919 günü, saat 15.00'den sonrasında limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300 den fazla İtalyan askeri Antalya'yı işgal etmeye başladı. İşgalden kısa bir süre sonrasında İtalyanların Antalya'da kendilerine nazaran bir seviye kurmuş oldukları görüldür. İşgali 300 civarındaki bir asker sayısıyla gerçekleştiren İtalyanlar bu mevcudu 30 Mart da 600'e çıkardılar. Bu askerler şehrin içine ve çevresine çadırlı ordugâhlar kurarak yerleşmişler, postalar ve nöbetçiler görevlendirmişlerdir. Silâh ve depolar denetim altına alınmıştır.
Antalya'nın işgalinden sonrasında İtalyanlar çevrede denetimi sağladıkları benzer biçimde şehrin 45 km. kuzeyindeki Badem ağacı cephane deposunu da işgal ettiler. Burada bulunan piyade ve topçu cephanesinin deposu, o esnada Antalya'da bulunan 57. Tümen komutanı Albay (Miralay) Şefik (Aker) Bey'in gayretiyle Burdur un Çeltikçi köyüne nakledilmesi sağlandı.
Antalyalı tarihçi Hüseyin Çimrin İşgal ve kurtuluş günüyle ilgili şu gerçekleri ortaya koyuyor:
"Hükümet konağının kapısında ki, icra ilanları panosuna Amiral Galtrop'un işgal beyannamesinin kopyası, yarım bir kâğıda ve oldukça çirkin ve eski bir Türkçe ile asılmıştı. Bu yazı da, Antalya'da son zamanlarda huzuru bozan olayların artığı öne sürülerek işgali haklı göstermeye çalışıyorlardı. Oysa olanların hepsi bir düzenlemeten (seviye) ibaretti."
Huzurun sağlanması için Antalya halkının İtalyanları davet etmiş olduğu iddiasına ulaşınca; Hüseyin Çimrin şöyleki konu alıyor;
Özetle;
"O yıllarda, Antalya'da yaşayan nüfusun kimliği hakkında bilgi sahibi olmayan, nedense Türk Antalya halkını kötüleyerek kendilerine ün katmak isteyen bir takım yazarlar; Antalya ileri gelenlerinin, çıkarlarından başka bir şey düşünmediklerini ve bundan dolayı memleketi yabancıları bilerek peşkeş çektiklerini ileri sürmüşlerdir. Ama herhalde bilmiyorlardır ki, o sıralarda Antalya'nın 23 bin olan nüfusunun üçte birinden fazlası Türk ve Müslüman değildi."
Antalya ve çevresini işgal edenlere karşı bir direniş olmamıştır. Ege Bölgesi'ne de talip olan İtalyanlar'a bu bölgenin verilmemesi ve İngilizlerin desteğiyle Yunanlılara verilmesi üstüne İtalyanlar tavırlarını tamamen değiştirmişler ve Yunanlılara karşı Kuvay-i Milliye'ye yardım olmuşlardır. Türk ordusunun zaferler kazandığını gören İtalyanlar, bu topraklarda daha çok kalamayacaklarını anlayınca 5 Temmuz 1921 günü işgale son vererek Antalya'yı terk etmişlerdir.
ANTALYA'NIN İŞGALİ
Antalya, Menteşe sahilleriyle beraber İtalya'nın Anadolu'ya giriş kapısıdır. Antalya da gizli saklı andlaşmalarla İtalya'ya vaad edilmiştir. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri i. Dünya Savaşı'ndan ilkin başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya'nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya'nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Mesela, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse hemen vaka yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, yâni İtalyanların eserleridir. Bu tarz şeyleri asla kimse tahrip edemez†diyerek müdahale ediyordu'.
Antalya ile bu benzer biçimde tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli saklı andlaşmalarla Antalya'yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütareke'den sonrasında Antalya'yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye de itina gösterdiler. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bir takım mahkumların firar etmesinden sonrasında 22 Mart 1919'da Antalya'ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı2. Bundan başka, İtalya'nın Antalya denetim memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden ilkin Antalya'da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi3. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine iyi işlem edildiğine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeksizin imzaladığı bu kâğıt İtalyanlar tarafınca şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.
Antalya'da bu tür şeyler olurken 21 Mart 1919'da İtalyanlar, konferanstan, “İtalyan kuvvetlerine Antalya'yı işgal etmek suretiyle müsaadede bulunulmasını†rica ettiler. Müttefiklerinden istedikleri desteği alamayan İtalyanlar kendi sorumlulukları altında hareket ettiler. 23 Mart'ta resmî bir karar çıkarıldı:
Antalya'daki vakalar birbirini izlemeye devam etti. 27 Mart 1919 günü Antalya'dan Burdur'a giden posta otomobili soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya'nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, mürettep olduğu daha sonraki araştırmalarda anlaşılan bir kutu barut infilâk etti. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette düzensizlik ve asayişsizlik gördüğünü ve güven olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve bomba infılâki üstüne de rahibelerin korunması için 10 kişilik ufak bir kuvvetin karaya çıkarılacağını†söylemiş oldu. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini†söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verdi7.
Bu tâvize karşın İtalyanlar Antalya'yı işgal etmeye kararlıdırlar. Nitekim 28 Mart 1919 günü, saat 15:00'den sonrasında limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300'den fazla İtalyan askeri Antalya'yı işgal etmeye başladı8. Şehrin işgal edildiği gün İtalyan komutan Antalya halkına alt taraftaki beyannameyi yayınladı:
Antalya, Menteşe sahilleriyle beraber İtalya'nın Anadolu'ya giriş kapısıdır. Antalya da gizli saklı andlaşmalarla İtalya'ya vaad edilmiştir. Fakat İtalyanların Antalya ile ilgilenmeleri i. Dünya Savaşı'ndan ilkin başlamıştı. Daha Balkan Savaşı döneminde İtalya'nın Antalya konsolosu Marchese A. Ferrante, İtalya'nın emellerini gösteren davranışlarda bulunmaktaydı. Mesela, Antalya kalesinden bir-iki taş sökülse hemen vaka yerine gidiyor ve “bu eserler Romalıların, yâni İtalyanların eserleridir. Bu tarz şeyleri asla kimse tahrip edemez†diyerek müdahale ediyordu'.
Antalya ile bu benzer biçimde tarihî ve hissî bağlar kuran İtalyanlar, İngiltere ve Fransa ile yaptıkları gizli saklı andlaşmalarla Antalya'yı kendileri için nüfuz bölgesi olarak almayı başardılar. Mütareke'den sonrasında Antalya'yı işgal etmek için uygun ortamı bekleyen İtalyanlar, çıkan fırsatları değerlendirmeye de itina gösterdiler. Şubat 1919 sonlarında Antalya hapishanesinden bir takım mahkumların firar etmesinden sonrasında 22 Mart 1919'da Antalya'ya gelen Regina Elena gemisinden bir kaç İtalyan askeri karaya çıkarılarak eski İtalyan hastanesinde koruma altına alındı2. Bundan başka, İtalya'nın Antalya denetim memuruna hükümet konağında bir oda verildi. İşgalden ilkin Antalya'da bir telsiz-telgraf istasyonu kuran İtalyanlar, şehirde bir İtalyan okulu açmak için rahipler, rahibeler ve öğretmenler getirmişlerdi3. Antalya esnafından bazılarını limandaki kruvazöre davet eden İtalyanlar, kendilerine iyi işlem edildiğine dair bir kâğıt imzalattılar. Esnafın ne anlama geldiğini bilmeksizin imzaladığı bu kâğıt İtalyanlar tarafınca şehrin işgalinde kendilerine davet yapıldığı şeklinde kullanılacaktır.
Antalya'da bu tür şeyler olurken 21 Mart 1919'da İtalyanlar, konferanstan, “İtalyan kuvvetlerine Antalya'yı işgal etmek suretiyle müsaadede bulunulmasını†rica ettiler. Müttefiklerinden istedikleri desteği alamayan İtalyanlar kendi sorumlulukları altında hareket ettiler. 23 Mart'ta resmî bir karar çıkarıldı:
“1919, 16 Mart'ından itibaren Oniki Ada bölgesinden bu adalarla Kuşadası körfezinden… Antalya ve ötesine kadar olan Anadolu kıyılarında kaza hakkına haiz olmak suretiyle bir “Deniz İstasyon Komandosu†kurulduğu, bu sularda faaliyette bulunan tüm gemilerle işbu bölgeler ve sahillerde bulunan İtalyan deniz hizmetindeki askerlerin bu komandonun emrine verildiği tâyin ve tespit edilmiştir.â€
Antalya'daki vakalar birbirini izlemeye devam etti. 27 Mart 1919 günü Antalya'dan Burdur'a giden posta otomobili soyuldu. Aynı günün gecesi Antalya'nın Hıristiyan mahallesindeki meydanda, mürettep olduğu daha sonraki araştırmalarda anlaşılan bir kutu barut infilâk etti. 28 Mart sabahı İtalya temsilcisi, mutasarrıf vekiline başvurarak “memlekette düzensizlik ve asayişsizlik gördüğünü ve güven olmadığından İtalyan okulundaki rahibelerin korktuklarını ve bomba infılâki üstüne de rahibelerin korunması için 10 kişilik ufak bir kuvvetin karaya çıkarılacağını†söylemiş oldu. Mutasarrıf vekili, “rahibeleri korumak için gerekirse Türk kuvvetlerinin görevlendirilebileceğini†söylemişse de, temsilcinin ısrarı karşısında, karargâhtan dışarı çıkmamak şartıyla izin verdi7.
Bu tâvize karşın İtalyanlar Antalya'yı işgal etmeye kararlıdırlar. Nitekim 28 Mart 1919 günü, saat 15:00'den sonrasında limanda bekleyen kruvazörden karaya çıkan 300'den fazla İtalyan askeri Antalya'yı işgal etmeye başladı8. Şehrin işgal edildiği gün İtalyan komutan Antalya halkına alt taraftaki beyannameyi yayınladı:
“Antalya ahalisinin can ve mallarının emniyeti taht-ı tehlikededir. Bu son günlerde vahim asayişsizlik ile ölü ve mecruh vukua gelmiştir. Hapishaneden firar ile etraftan gelen muzır eşhas tarafınca fenalıklar ika edilmektedir. Dün meydana gelen gün İzmir ile İstanbul'a giden posta soyuldu. Bugün sabahleyin memleketin merkezinde büyük bir bomba infilâk ettirildi. Antalya ahalisi tarafınca vâki olan istida üstüne İtalya devlet-i fehimesi asakir-i bahriyesinin bir bölümü düvel-i müttefıka namına memurin ve zabıta-yı mahalliyenin muavenetiyle âsayiş-i umumiyeyi temin etmek için bugün Antalya'yı işgal ediyorlar. Herhangi bir millete mensup olursa olsun, menafı-i umumiye namına hülus-u niyet sahiplerini emirlerimizin tamamıyla muhafaza olunması için davet ediyoruz ve teda-bir-i şedide-i harbiyeyi ittihaz etmeğe yükümlü olmayacağımızı ümid ile uygulama edileceği beyan olunur.â€
Antalya ve çevresini hangi devletler işgal etmiştir?
Yurdumuzu hangi devletler işgal etmiştir?
İtilaf Devletleri
İtilaf devletlerinin İstanbul'u işgal sebepleri nedir?
YORUMLAR