Ülkemize özgü bir müzik türü olan Arabesk müzik ile ilgili genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Garp Müziği’nde rondoyu hatırlatan, i...
Ülkemize özgü bir müzik türü olan Arabesk müzik ile ilgili genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız.
Garp Müziği’nde rondoyu hatırlatan, ince bir süsleme üslubudur. Ifade yönünden Arap sanatına benzemesine karşılık şekil yönünden bu müzikle ilgisi yoktur. Türkiye’de 1930’lardan bu yana oluşan Klasik Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Hafifçe Müziği, Türk Sanat Müziği benzer biçimde türlerin haricinde kalan bir müzik türüdür. İçeriğinin ne olduğu günümüzde de münakaşa mevzusudur. Söz konusu müzikte, Türk, Arap, Hint, Yunan, Pakistan hatta Garp müziğinden izlere rastlanabilir.
Büyük kentlerdeki gecekondu semtlerinde çok yaygın olduğundan “Gecekondu Müziği“, minibüs sürücülerince teyplerde çok sık çalındığından “Minibüs Müziği” diye düşünenler de vardır. Söz konusu müziğin icrası esnasında hem Garp, hem Şark, hem de Türk Halk Müziği enstrümanlarından karışık ve kuralsız bir şekilde yararlanılır. Umutsuzluk, sevgi, bunalım, yaşamdan yakınma, ölüm, ayrılık benzer biçimde karamsar mevzuları işler.
Bir görüşe gore; Arabesk köyden kente göç, çarpık kentleşme (gecekondu), şehir yaşamına uyumsuzluk, cinsel doyumsuzluk, parasal sorun v.b nedenler yüzünden oluşmuştur. İkinci gecekondu kuşağının şehir uygarlığına uyum göstermek için harcamış olduğu çabaların da bu müzik türünün doğmasına etken bulunduğunu öne sürenler vardır. Bir başka görüşe gore, kırsal kesimden kentlere yerleşmeye başlamış olan halk, iyi mi gecekondu, dolmuş benzer biçimde kavram ve olguları bulmuşsa, arabeski de aynı şekilde bulmuştur. Bu görüş, arabeskin yalnızca bir müzik türü değildir, pijamanın üzerine mini etek giyilmesi benzer biçimde bir yaşam şekli bulunduğunu öne sürer. Arabesk müziğin, müzik beğenisini yozlaştırdığı çoğu zaman kabul edilen bir görüştür.
YORUMLAR