Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki etkileri nelerdir?

Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki tesirleri nedir? Sigara Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özel...

Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki tesirleri nedir?

Sigara


Alıntıdaki Ek 62807

  • Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özelliği eroininkine çok benzer.
  • Sırt ve Bel Ağrısı -Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engellemiş olan yegâne faktörlerden biridir. Bunun yanında düzgüsel insanlarda da ara sıra şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun sebebi, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf oranda oksijen göndermesidir.
  • Prostat Kanseri - Sigara içmek tüm bu biçim kanser türlerinin %40'ının nedenidir.
  • Göğüs Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore %75 daha çok göğüs kanserine yakalanma riski taşırRahim Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore 4 kat daha çok rahim kanserine yakalanma riski taşır.
  • Çocukluk Solunum Problemleri — Anası ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha çok solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya gelme riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ‘ki kimi zaman ölüme bile neden olur')
  • Şeker Hastalığı - Sigara içmek, vücudun insülün salgılama kabiliyetini zaman içinde yok eder. Bu da şeker hastalığına neden olur.
  • İlaca Karşı Bağışıklık - Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.
  • Kulak Enfeksiyonları - Sigara içenlerin evlatlarının oititis hastalığına yakalanma riskleri vardır.
  • Emphysema - Bu hastalığın yol açmış olduğu ölümlerin %85'i sigara yüzünden olur. (ciğerlerdeki alveoller zaman içinde esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir şekilde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinesine bağlanmak zorunda kalır.)
  • Boğaz Kanseri - Boğaz kanseri vakalarının %80'ine sigara neden olur.
  • Mide Kanseri - Sigara içenlerin mide ya da bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere gore 2 kat daha fazladır.
  • Kalp Hastalıkları - Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere gore 4 kat daha fazladır.
  • Kısırlık - Çiftlerden bir tek birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat arttırır.
  • Kangren- Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok azca oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok azca miktardaki oksijeni mecburen iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler hızlıca zincirleme olarak ölür. Bir çok vakit kollar ya da bacaklar kesilebilir. Karaciğer Kanseri - Karaciğer kanseri vakalarının % 80'i sigara yüzünden olur.
  • Gırtlak Kanseri - Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha çok gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk olarak konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.
  • Erken Doğum ve Bebeğin Hafifçe Doğması - Günde bir tek 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça ufak ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.
  • Ağız Kanseri - Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara neden olur.
  • Menopoz -Sigara içen hanımlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine niçin olur.Yiyecek Borusu Kanseri - Bu kanserden ölenlerin neredeyse hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.
  • Erken Yaşlanma -Tertipli bir halde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara neden olur. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.
  • İyileşme Zorluğu - Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır.Diş Kaybı - Sigara içmek diş kayıplarında mühim bir faktördür.

Alkol;


Alkollü içkiler tesirlerini ihtiva ettikleri etil alkol ile sağlarlar. Bu maddenin azca miktarı (kan seviyesi 100-200 mg/cc iken) zahiri olarak (görünüşte) canlılık sağlar zannedilirse de daha çok alınır ve 200-300 mg/cc kan seviyesine ulaşırsa depresyon ve fiziki güçlerin yönlendirilmesinde güçlükler ve azalmalar olur. Kişiye ve bünyeye gore değişmekle birlikte miktarın daha da arttırılması ve 500 mg/cc'yi bulmasıyla nefes alma güçleşebilir ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Bunlar alkolün birden alınmasında ortaya çıkan belirtilerdir. Sürekli alanlarda ise vücut işleyişinde kalıcı bozukluklar olur.

Alkoliklerin minimum 1/4'i karaciğer yetersizliği, beslenme yetersizliği ve mide rahatsızlıklarıyla karşı karşıyadır. Ruhsal durum bozuklukları ise bunlarda çok daha yaygındır.



Alkolizmin erken devresinde hastalar ekseri düzgüsel ağırlıktadır ya da kilo fazlalığı vardır. İleri devrelerinde gözle farkedilen bir zayıflama görülür. Hastalar iyice zayıfladıklarından sık sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanırlar. İştahları yoktur ve iştahlarının olmayışının sebebi; hem alkolün merkezi sinir sistemine hem de bağırsak kanalına yaptıkları zararı olan tesirlerdendir. Vitamin B12 ve folik asit eksikliği sebebiyle alkoliklerde kansızlık başgösterir. En hafifçe vakalarda bile karaciğerde toksik (zehirli) yağ birikimi olur. Bazı hastalarda alkolik hepatit (karaciğer iltihabı) ortaya çıkabilir. Müzminleşmiş alkol alımı, karaciğer sirozuna sebebiyet vermektedir. Bilhassa günde 80 gram alkol alanlar (ve daha fazlasını alanlar) bu tehlikeye maruzdurlar. Günde 160 gr alanlarda ise çekince son aşama fazladır. Östrojen denilen ve hanımlarda erkeklerden daha yüksek yoğunlukta bulunan bir hormonun yıkımı karaciğerde olur. Alkoliklerde karaciğer harabiyeti sebebiyle bu hormonun yıkımı azaldığından kandaki konsantrasyonu yükselir ve adam alkoliklerde erkeklik hislerinin azalmasına sebebiyet verir.

Midede asit salgılanmasını arttırarak mide ve onikiparmak barsağı ülserlerinin gelişmesine yol açabilir. Akut gastritlere (had mide hastalıklarına) alkol alanlarda sık sık rastlanmaktadır.
Uzun seneler sürekli alkol alanlarda müzmin pankreas iltihapları ortaya çıkar ve sık sık bu hastalığın tekrarlaması sonucu tam bir pankreas yetmezliği gelişir. Tam pankreas yetmezliği ise alınan gıdaların sindirimini ve bağırsaklardan emilimini bozar. Vücutta vitamin yetersizlikleri başgösterir. Şeker hastalığının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Ek olarak böbreklerde de toksik tesir yapmış olup nefrite yol açabilmektedir. Çok önemli bir tesiri de çevre sinirlerine olan toksik tesiri ve bunun sonucu polinevrit denilen sinir iltihaplarına sebeb olmasıdır.
Alkol, kalp hastalarına da negatif (negatif) tesir eder, kalp kasları ilkin hacim genişlemesine uğrar ve sonrasında kalp yetmezliği meydana gelir. Koronerler (kalbi besleyen damarlar) de spazma ve göğüs ağrılarına sebeb olur. Alkol genel olarak damar sertliğini hızlandıran faktörlerdendir. Alkoliklerde ruhi bozukluklara da rastlanır. Kronik alkolizmde zeka geriler. Öğrenme kapasitesi zayıflar ve bellek kusurları ortaya çıkar.

ALKOLİZME BAĞLI RAHATSIZLIKLAR
Alkolü Bırakma Sendromu: Uzun süre sürekli alkol alan kişiler bırakınca değişik derecede bırakma emareleri gösterirler.
Bunlar: titreme, dizartrik konuşma, kasılmalar, sara nöbetleri , baş ağrısı , çarpıntı, terleme, uyku bozukluğu vs.

Deliryum Tremens ;
Alkolü bırakmaya bağlı akut bir beyin sendromudur. Bilinç çoğunlukla bulanıktır. Hasta rüyada gibidir. Telaşlı, panik içinde, endişeli ve öfkelidir. Kimi zaman saldırgan olabilir. Titrer. Adım atması dengesizdir. Kapıyı, pencereyi şaşırabilir.

Alkol Hallüsinozisi ;
Uzun seneler alkol kullanan kişilerde alkol bırakıldıktan ya da azaltıldıktan 2-3 gün sonrasında canlı, devamlı görme, işitme hallüsinasyonları ve şuurun açık olması ile belirli bir bozukluktur.

Alkol Bunaması:
Uzun süre ağır alkol kullananlarda bunama gelişebilir.





  • Çevre kirliliğine sebep olan etkenler ve çözüm yolları nedir?


  • Yalıtkan ve iletken maddelerin sebep olacağı vakalar nedir?


  • Bağımlılığa sebep olan etkenler nedir?




Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.

Sigara


Ad: bağımlık.jpgGösterim: 57
Boyut: 54.2 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>

  • Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özelliği eroininkine çok benzer.
  • Sırt ve Bel Ağrısı -Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engellemiş olan yegâne faktörlerden biridir. Bunun yanında düzgüsel insanlarda da ara sıra şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun sebebi, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf oranda oksijen göndermesidir.
  • Prostat Kanseri - Sigara içmek tüm bu biçim kanser türlerinin %40'ının nedenidir.
  • Göğüs Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore %75 daha çok göğüs kanserine yakalanma riski taşırRahim Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore 4 kat daha çok rahim kanserine yakalanma riski taşır.
  • Çocukluk Solunum Problemleri — Anası ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha çok solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya gelme riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ‘ki kimi zaman ölüme bile neden olur')
  • Şeker Hastalığı - Sigara içmek, vücudun insülün salgılama kabiliyetini zaman içinde yok eder. Bu da şeker hastalığına neden olur.
  • İlaca Karşı Bağışıklık - Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.
  • Kulak Enfeksiyonları - Sigara içenlerin evlatlarının oititis hastalığına yakalanma riskleri vardır.
  • Emphysema - Bu hastalığın yol açmış olduğu ölümlerin %85'i sigara yüzünden olur. (ciğerlerdeki alveoller zaman içinde esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir şekilde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinesine bağlanmak zorunda kalır.)
  • Boğaz Kanseri - Boğaz kanseri vakalarının %80'ine sigara neden olur.
  • Mide Kanseri - Sigara içenlerin mide ya da bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere gore 2 kat daha fazladır.
  • Kalp Hastalıkları - Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere gore 4 kat daha fazladır.
  • Kısırlık - Çiftlerden bir tek birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat arttırır.
  • Kangren- Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok azca oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok azca miktardaki oksijeni mecburen iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler hızlıca zincirleme olarak ölür. Bir çok vakit kollar ya da bacaklar kesilebilir. Karaciğer Kanseri - Karaciğer kanseri vakalarının % 80'i sigara yüzünden olur.
  • Gırtlak Kanseri - Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha çok gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk olarak konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.
  • Erken Doğum ve Bebeğin Hafifçe Doğması - Günde bir tek 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça ufak ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.
  • Ağız Kanseri - Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara neden olur.
  • Menopoz -Sigara içen hanımlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine niçin olur.Yiyecek Borusu Kanseri - Bu kanserden ölenlerin neredeyse hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.
  • Erken Yaşlanma -Tertipli bir halde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara neden olur. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.
  • İyileşme Zorluğu - Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır.Diş Kaybı - Sigara içmek diş kayıplarında mühim bir faktördür.

Alkol;


Alkollü içkiler tesirlerini ihtiva ettikleri etil alkol ile sağlarlar. Bu maddenin azca miktarı (kan seviyesi 100-200 mg/cc iken) zahiri olarak (görünüşte) canlılık sağlar zannedilirse de daha çok alınır ve 200-300 mg/cc kan seviyesine ulaşırsa depresyon ve fiziki güçlerin yönlendirilmesinde güçlükler ve azalmalar olur. Kişiye ve bünyeye gore değişmekle birlikte miktarın daha da arttırılması ve 500 mg/cc'yi bulmasıyla nefes alma güçleşebilir ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Bunlar alkolün birden alınmasında ortaya çıkan belirtilerdir. Sürekli alanlarda ise vücut işleyişinde kalıcı bozukluklar olur.

Alkoliklerin minimum 1/4'i karaciğer yetersizliği, beslenme yetersizliği ve mide rahatsızlıklarıyla karşı karşıyadır. Ruhsal durum bozuklukları ise bunlarda çok daha yaygındır.



Alkolizmin erken devresinde hastalar ekseri düzgüsel ağırlıktadır ya da kilo fazlalığı vardır. İleri devrelerinde gözle farkedilen bir zayıflama görülür. Hastalar iyice zayıfladıklarından sık sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanırlar. İştahları yoktur ve iştahlarının olmayışının sebebi; hem alkolün merkezi sinir sistemine hem de bağırsak kanalına yaptıkları zararı olan tesirlerdendir. Vitamin B12 ve folik asit eksikliği sebebiyle alkoliklerde kansızlık başgösterir. En hafifçe vakalarda bile karaciğerde toksik (zehirli) yağ birikimi olur. Bazı hastalarda alkolik hepatit (karaciğer iltihabı) ortaya çıkabilir. Müzminleşmiş alkol alımı, karaciğer sirozuna sebebiyet vermektedir. Bilhassa günde 80 gram alkol alanlar (ve daha fazlasını alanlar) bu tehlikeye maruzdurlar. Günde 160 gr alanlarda ise çekince son aşama fazladır. Östrojen denilen ve hanımlarda erkeklerden daha yüksek yoğunlukta bulunan bir hormonun yıkımı karaciğerde olur. Alkoliklerde karaciğer harabiyeti sebebiyle bu hormonun yıkımı azaldığından kandaki konsantrasyonu yükselir ve adam alkoliklerde erkeklik hislerinin azalmasına sebebiyet verir.

Midede asit salgılanmasını arttırarak mide ve onikiparmak barsağı ülserlerinin gelişmesine yol açabilir. Akut gastritlere (had mide hastalıklarına) alkol alanlarda sık sık rastlanmaktadır.
Uzun seneler sürekli alkol alanlarda müzmin pankreas iltihapları ortaya çıkar ve sık sık bu hastalığın tekrarlaması sonucu tam bir pankreas yetmezliği gelişir. Tam pankreas yetmezliği ise alınan gıdaların sindirimini ve bağırsaklardan emilimini bozar. Vücutta vitamin yetersizlikleri başgösterir. Şeker hastalığının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Ek olarak böbreklerde de toksik tesir yapmış olup nefrite yol açabilmektedir. Çok önemli bir tesiri de çevre sinirlerine olan toksik tesiri ve bunun sonucu polinevrit denilen sinir iltihaplarına sebeb olmasıdır.
Alkol, kalp hastalarına da negatif (negatif) tesir eder, kalp kasları ilkin hacim genişlemesine uğrar ve sonrasında kalp yetmezliği meydana gelir. Koronerler (kalbi besleyen damarlar) de spazma ve göğüs ağrılarına sebeb olur. Alkol genel olarak damar sertliğini hızlandıran faktörlerdendir. Alkoliklerde ruhi bozukluklara da rastlanır. Kronik alkolizmde zeka geriler. Öğrenme kapasitesi zayıflar ve bellek kusurları ortaya çıkar.

ALKOLİZME BAĞLI RAHATSIZLIKLAR
Alkolü Bırakma Sendromu: Uzun süre sürekli alkol alan kişiler bırakınca değişik derecede bırakma emareleri gösterirler.
Bunlar: titreme, dizartrik konuşma, kasılmalar, sara nöbetleri , baş ağrısı , çarpıntı, terleme, uyku bozukluğu vs.

Deliryum Tremens ;
Alkolü bırakmaya bağlı akut bir beyin sendromudur. Bilinç çoğunlukla bulanıktır. Hasta rüyada gibidir. Telaşlı, panik içinde, endişeli ve öfkelidir. Kimi zaman saldırgan olabilir. Titrer. Adım atması dengesizdir. Kapıyı, pencereyi şaşırabilir.

Alkol Hallüsinozisi ;
Uzun seneler alkol kullanan kişilerde alkol bırakıldıktan ya da azaltıldıktan 2-3 gün sonrasında canlı, devamlı görme, işitme hallüsinasyonları ve şuurun açık olması ile belirli bir bozukluktur.

Alkol Bunaması:
Uzun süre ağır alkol kullananlarda bunama gelişebilir.


uyuşturucunun vücuda tesirleri
Fiziki Tesirleri
Beyin ve Merkezi Sinir sisteminde :

Sigaradan itibaren tüm uyuşturucuların en büyük ziyanı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir.

Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, düzgüsel yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar.

Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, bilinç kaybı, uykusuzluk, felçler hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar ) halüsinasyon (vehim, hayal görme, işitme vs. ) lar, zeka ve bellek kayıpları.En kısa ifade ile: Akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar .

Sindirim Sisteminde:

Bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser vs.

Karaciğer ve Böbreklerde:

Bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır vazife bu organlara düşmekte olup, karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma ,sertleşme (siroz)…

Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar ,ağır böbrek hastalıkları

Gözlerde:

Işık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adele felci malum sonuçlar ve tezahürlerdir.

Solunum Sisteminde:

Nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler malum olaylardır.

Kan organlarında:

Kan ,insan yaşamının en mühim organı olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık ,kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde biçim ve miktar değişimleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.

Zehirlenme:

Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk kez olursa HAD, tekerrür ederse "Müzmin Zehirlenme" adını alır.


-Toplumsal ve Maddi Tesirleri


Toplumsal bir varlık olan insanoğlunun çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.

Bu sebeple akli ve zihni yaşamın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanoğlunun uyum enerjisini zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve derhal peşinden da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür)


Bu sebeple, uyuşturucuların, bağımlıya, aile hayatına, doğacak küçüklere, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus ,iffet, onur, onur v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.


İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.

İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürü (hip kültür) dür. Cemiyetleri inkıraza götürmüş olan her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Bunlar.


Ek olarak AİDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.


alkol Etkisinde bırakır:

Öteki bileşik uyuşturucularda da olduğu şeklinde kişinin diye satın almış olduğu madde her zamançıkmadığından tesirinin tam olarak nasıl biteceğini öncesinden kestirmek çok mümkün değildir. Bu yüzden aşırı doz kullanımı olmadan da kullanımlarında ölüm meydana gelebilir. Bağımlılığı çok acele gelişir ve kullanılan miktarı arttırma gerekliliği doğar. Miktar arttıkça harcanan para da arttığından alabilmek için kabahat işlemeye başlama olasılığı yüksektir.

Madde etkisindeyken kişinin kalp atışları hızlanır kalp krizi geçirme riski yükselir ani tansiyon artışı ortaya çıkabilir aşırı depresif ruh hali ya da intihar eğilimli davranışlar gözlemlenebilir.


Ecstasy dopamin ve norepinefrin isminde olan maddelerin salınmasına niçin olur. Amfetaminlerde tesirini dopamin ve norepinefrin ile gösterir. Sadece ecstasy bununla birlikte serotonin salınımına da neden olur. Serotonin halüsinojenik maddelerin tesirini göstermesine aracı olan bir maddedir. Bu özellikleri ile ecstasy hem amfetaminlere hem de halüsinojenik maddelere benzer. Bu madde sinir hücresine girdikten sonrasında serotoninin bolca oranda salınımına niçin olur ve serotonin üreten enzimleri engeller.


Ecstasy'nin en mühim tesiri kişiyi aktive etmesi ve şuur değişikliklerine niçin olmasıdır. Bu etkilere alınan doza ve kişinin içinde bulunmuş olduğu ruhsal duruma direkt bağlıdır. Alındıktan 20 ile 60 dakika içinde tesir göstermeye adım atar. İlk bir saat içinde en kuvvetli etkiyi yapar. Dört ile altı saat içinde bu tesir sonlanır. Ertesi gün içinde de kimi vakit hafifçe derecede tesirleri gözlenebilir.

Ecstasy gövde ısısını ve kan basıncını artırır. Sıcak havasız ortamlarda ve çok hareket sonrası gövde ısısı ciddi boyutlara ulaşır. Ağızda kuruluk dişlerde tatsız bir his algılanabilir.

Ecstasy yönelim ve idrak bozukluğu yaratır. Öteki insanlara karşı yakınlık hissi kendini rahat hissetme görsel algıda bozulmalara yol açmaktadır. şahıs kendini enerjik ve aldırmaz hisseder.

Fizyolojik ve Ruhsal Tesirleri
Kısa süreli tesirleri:

Enjeksiyondan sonrasında eroin beyin bölgelerine geçer. Beyinde eroin morfine dönüştürülür ve beyindeki sinir hücrelerindeki opiod alıcılarına hızlıca yapışır. Yoğunlaşmanın sertliği; ne kadar madde alındığına maddenin beyne ne kadar hızla girdiğine ve beyindeki opiod reseptörlerine ne kadar acele yapıştığına bağlıdır. Bağımlılık yapıcıdır şundan dolayı beyne oldukça acele girer.

Kullanıcılar ilk başta “rush" diye adlandırılan deneyimi yaşarlar.

Eroin kullanımından sonraki “rush†deneyimine derinin yüzeyinde bir ısı ağız kuruluğu göz bebeklerinde küçülme kol ve bacaklarda ağırlık hissi mide bulantısı kusma ve ağır kaşınma hissi birlikte rol alır. İlk etkilerinden sonrasında; kullanıcılar çoğu zaman birkaç saat süresince uykulu olurlar. Konuşmaları yavaşlar dikkat ve hafıza fonksiyonlarında bozukluklar görülebilir. Eroinin merkezi sinir sistemindeki tesirleri sebebiyle zihinsel işlevsellik gölgelenir. Kalp ve gerilim yavaşlar kimi zaman ölüm noktasına da varabilir. Sokaklarda satılan eroinin ne kadar saf bulunduğunun tam olarak bilinememesi hususi bir risk durumu yaratır. Bu yüzden eroin kullanıcıları bilmeden de yüksek doz alma riskindedirler. Eroin kullanıcılarında HIV virüsü Hepatit C ve öteki enfeksiyon hastalıklarının görülme sebepleri bir başkasının kullandığı enjeksiyon araçlarının paylaşılmasından ya da enjeksiyon kanalıyla eroin kullanan biriyle korunmasız cinsel ilişkiye girilmesinden lanmaktadır.

Uzun soluklu tesirleri:

Eroinin uzun soluklu kullanımında en zarar verici etkilerinden biri bağımlılığın kendisidir. Bağımlılık süreğendir. “Hastalığa†tekrardan yakalanma sürekli bir halde (kompülsif olarak) maddeyi arama ve kullanma ile karakterize olur.

Eroin çok kuvvetli bir halde maddeyi aramaya ve kullanmaya motive eden fizyolojik hoşgörü oluşturur. Herhangi bir bağımlılık icra eden maddenin kullanıcıları şeklinde eroin kullanıcıları da tertipli bir halde maddeyi elde etmek ve kullanmak için çok fakat çok vakit ve enerji harcarlar.


Yoksunluk Emareleri


Fizyolojik bağımlılık maddenin yüksek doz alımlarıyla gelişir vücut maddenin varlığına adapte olur ve eğer ansızın azaltılırsa “yoksunluk†emareleri meydana gelir.

Eroin kesildikten 6-8 saat sonrasında yoksunluk emareleri adım atar. Emareler 2-3 gün içinde en şiddetli sürecini yaşar ve 7-10 gün içinde sonlanır. Sadece bazı emareler 6 ay kadar sürebilir.

Yoksunluk emareleri; hastalık gerginlik kas ve eklem ağrısı; uykusuzluk kusma kolların diken diken olması (cold Turkey) terleme sarsıntı ve halsizliktir.

Entoksikasyon ve neticeleri

Yüksek dozlarda alındığında tepkisizlik yavaş solunum gövde ısısında düşme kalp atışlarının yavaşlaması gerilim düşüklüğü koma ve ölüm görülebilir.

Fizyolojik ve Ruhsal Tesirleri

İnsanda ağız kanalıyla THC maddesinin etkili olduğu doz 50-200mg/kilo; sigara ile içildiğinde 25-50mg/kilo'dır. Alındıktan 30 dk. sonrasında tesirini gösterir. Sigara ile içilen esrarın tesiri 2-4 saat; sindirim kanalıyla alındığında bu tesir 5-12 saat düşük etkili marihuana tesiri ise 3 saatten uzun sürmez.

Nabız hızında artış görülür. Gözlerin kızarması ağızın kuruması baş dönmesi kalp atışlarının hızlanması sık sık idrar yapma ihtiyacı duyulur.

Kişinin içinde bulunmuş olduğu duygu durumuna gore tesir yaratır sadece gene de değişmeyen tesirleri vardır. Süre algısıyla ilgili bir farklılaşma (zamanının yavaşladığı duygusu; örn 1 saatlik bir dönem 8-10 saat şeklinde algılanabilir); renkleri ve sesleri algılamaya karşı duyarlılık artar; yaratıcılığı arttırıyor diye düşünülmesinin sebebi de budur. İştahta artış görülür. Refleksleri bozar; bundan dolayı reflekse dayalı işler yapılması bazı kazalara ve yaralanmalar yol açabilir (Ör. otomobil kullanılması tehlikelidir). Kişiler esrar aldıktan sonrasında sedasyon (sakinleşme) ve gevşeme yaşarlar; kendilerini daha rahat hissederler alkolde olduğu şeklinde ruhsal inhibisyonları ortadan kalkar. Öfori ve kimi zaman önüne geçilemeyen gülme krizleri gerçekleşir. Daha konuşkan olurlar. Yüksek dozda alındığında kullanıcı hoş olmayan duygular yaşayabilir; bunaltıya ruhsal çöküntüye aşırı uçlara varan ruhsal değişikliklere yol açabilir.


Uzun süre esrar kullanımı sonucu kişinin çevreye karşı ilgisi azalır emek harcama ve hareket gücü düşer özetlemek gerekirse yaşam standardını düşürür. Mc Glotthin ve West (1968) uzun soluklu yüksek doz kullananlarda apati (ilgisizlik) geliştiğini kişinin daha eylemsiz ilgisiz ve isteksiz bulunduğunu belirtmişlerdir. Bu kişiler çalışmak ve üretmek istemezler. Uzun soluklu planlar yapamazlar. Karmaşa işleri halletmeye karşı hem talep hem de kapasite azalmıştır. Konsantrasyon kabiliyetleri kaybolmuştur. Tüm bunlara amotivasyon sendromu denmiştir. Karakter değişikliği ve yaşam tarzında farklılaşma anksiyete ve depresyon amotivasyon sendromu öteki madde kullanımları görülebilir.

Uzun süre kullananlarda uyku hali uyuşukluk dengesizlik kaslarda eşgüdüm bozukluğu vardır. Kişi bazı motor yetilerini kaybedebilir. Fazla terlerler. Ayaklarda karıncalanma olur. Sigara şeklinde içildiğinde göğüs sıkışması yaşanabilir.


Yoksunluk Emareleri


Öteki maddelerde olduğu şeklinde bırakıldığında yada azaltıldığında yoksunluk emaresi dediğimiz davranışlar gözükmez. Sadece her madde şeklinde esrarında bağımlılık potansiyeli vardır ve toleransı arttırır. Uzun süre esrar kullananlar kullanımı kestiklerinde sinirlilik gerginlik uykusuzluk iştahsızlık şeklinde problemler yaşayabilirler.

Entoksikasyon (zehirlenme )Emareleri ve Neticeleri

En mühim fizyolojik etkilerinden biri tütün benzeri akciğer sorunlarını ortaya çıkarmasıdır (akciğer kanseri bronşit astım vb). Uzun süre ve yoğun olarak kullananlardaki öteki bir tesiri belleğin zarar görmesidir kısa süreli bellek etkilenir. Öğrenme ile ilgili fonksiyonlar da zarar görebilir. Sık kullananlarda paranoid tipte psikoz yaratır; hezeyanlar gözlenir.

Uzun soluklu kullanımı esrar entoksikasyonuna bağlı olmayan esrar kullanımından bağımsız kalıcı bir psikotik tablonun oluşmasına niçin olabilir.

sigara
Etkisinde bırakır:

Sigara ile 2-3 mg içildiğinde 5 dakika içinde tesiri adım atar ve 30 dakikada tesiri en üst düzeye ulaşır. 5 mg'dan azca “düşük†10 mg'dan fazla “yüksek†doz olarak nitelendirilir. Tesiri 2-6 saat içinde sürebilir. Kati tesir mekanizması bilinmemekle beraber asetil kolin blokajı seretonin inhibisyonu ve dopamin serbestleşmesi yapmış olduğu düşünülmektedir.

Kişinin ruh hali alınan doz miktarı etkinin değişmesine neden olur. Sessizlik ve yoğun fan¤¤¤i içine girilir. Vücudun ağırlığı kaybolur hissizlik meydana gelir. İşitme ve görme halüsinasyonları görülebilir. PCP'nin tesirini genellemek oldukça güçtür; şundan dolayı kişiden kişiye değişik etkilere neden olur. Kimi insanı daha toplumsal konuşkan pozitif yaparken bir başkasını daha saldırgan bir ötekini eylemsiz yapabilir.

Etkisinde bırakır:

Ghb'nin birkaç tip tesiri olduğu saptanmıştır. Bunlardan ilki sarhoşluk hissidir. Saldırı edenlerin kişiyi etkisiz hale getirmek için ghb verdikleri bilinmektedir. Vücut çalışanları ise ghb'yi anabolik tesirleri için aldıklarını söylemişlerdir.

Ghb alındıktan 10-20 dakika sonrasında tesirini göstermeye adım atar. Bu etkisinde bırakır alınan doza gore 4 saate kadar sürer. Azca alınan miktarlarda rahatlama hissi daha yüksek dozlarda ise yatıştırıcı tesir uykuya hatta komaya neden olur.

Sonuçlar:


Ghb'nin yan tesirleri oldukça zararlıdır. Koma nefes alma zorluğu beyinde kalıcı hasarlar ölüm bu etkisinde bırakır arasındadır.

kokain
Etkisinde bırakır:

Temel farmakodinamik tesiri sinir uçlarında dopamin isminde olan maddenin geri alımını engellemesidir. Böylece hem D1 hem de D2 reseptörleri aktive olur. Dopamin geri alımının engellemesinin yanında öteki nörotransmitterlerin (norepinefrin serotonin) geri alımını da engeller. Bunun sonucu sinir uçlarında bu maddeler birikir. Bu maddelerin birikmesi ile bu maddelerin gösterdiği tesir de artar.

Kokain azca oranda alındığı vakit öfori hali denilen keyif çoşkunluk ve sevinç hali verir. Kişinin kendine olan itimatı artar. Ruhsal ve fizyolojik işlevleri artırdığı düşünüldüğü için de kullanılmaktadır. Kullanımını takiben taşikardi ya da bradikardi (kalp atışının hızlanması ya da yavaşlaması) pupiller dilatasyon (göz bebeklerinin büyümesi) kan basıncında düşme ya da artma gözlenir. Alınan kokain miktarı arttıkça çeşitli algı yanılmaları illüzyonlar ve halüsinasyonlar ortaya çıkar. En sık görülen halüsinasyonlar dokunma ile ilgilidir. Kokain kullanan şahıs derisinin altında kurtçukların yürüdüğünü ya da renkli ve hareketli görme halüsinasyonları yaşadığını söyler.


Kokainin beynin kan akımını ve glikoz kullanımını azalttığı bildirilmektedir.

Kokainin tesirleri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur. Alımını takiben tesirini derhal gösterir. Ortalama 30 ile 60 dakika içinde tesiri kaybolur. Bu süre zarfında eğer yine kokain alınmazsa yoksunluk emareleri ortaya çıkar. Bu emareler oldukça tatsızdır. Yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmaması için dozun derhal alınması gerekir. Tesiri kaybolmasına karşın kan ve idrarda 10 gün süre ile kokain metabolitleri bulunur.


Bağımlılık yapıcı tesiri oldukça yüksektir. Ruhsal bağımlılık bir kez kullanıldıktan sonrasında bile gelişebilir. Tekrarlanan kullanımlardan sonrasında hoşgörü gelişir ve fizyolojik bağımlılık oluşur. Kokain kesildiğinde yoksunluk emareleri ortaya çıkar sadece bu etkisinde bırakır eroin morfin şeklinde opiyatlar ile karşılaştırıldığında daha düşüktür.


SİGARANIN BAZI ZARARLARI.

Artık hepimiz sigaranın ne kadar ne kadar zararı olan bulunduğunu biliyor. Tütünün kanserojen bulunduğunu duymayan, bilmeyen kalmadı. Sadece, sigaranın zararları bununla bitmiyor, her türlü kalp ve akciğer hastalığına yol açıyor, damar tıkanıklığı felce kadar götürebiliyor

SİGARA

2 tane sigarada bulunan zararı olan maddeler, bir kişinin damarına zerk edilse, birkaç dakikada ölüm vaki olur.

üLKEMİZ
  • İsrafta BİRİNCİ,
  • Kumarda İKİNCİ,
  • Alkolde üÇüNCü,
  • Sigarada DÖRDüNCü durumdadır.
1992 senesinde ABD'de sigaradan 440 bin insan ölmüştür.

Gene ABD'de eylemsiz içicilerden 53 bin şahıs ölmüştür.

devletimizde toplam 22 milyon sigara içen insan mevcuttur.

üLKEMİZDE
  • Şahıs basına 2 kilo.(100 paket) sigara düşmektedir.
  • Gene devletimizde "WHO"nun verilerine gore, sigaradan ölüm, yılda 160 bin dolayındadır.
  • Ek olarak, bir çok çocuk ve bebek olmak suretiyle 40 bin de eylemsiz içici (duman altı) ölümü söz mevzusudur.
  • ülkemiz Dünya tüketiminde Brezilya,Cenup Kore ve Hindistan'dan sonrasında 4'üncüdür.
  • Dünya genelinde 1 kilo. olan tüketim averajına oranla, şahıs basına 2 kilo. düsen ülkemiz, bu çizginin fazlaca üzerindedir
üLKEMİZDE TüKETİM
  • 1993 senesinde senelik tüketim 4.7 milyar paket / 22 Trilyon TL
  • 1994 senesinde senelik tüketim 5.4 milyar paket / 61 Trilyon TL
  • 1995 senesinde senelik tüketim 5.7 milyar paket / 95 Trilyon TL
SİGARA

Sigaranın yol açmış olduğu ölümler; trafik, terör, iş kazaları vb. tüm ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır.

Beyin tümörlerinin %99'u, Beyin kanamalarının %85'i, Akciğer kanserlerinin %90'ı, Gırtlak kanserlerinin %99'u sigara lıdır. Sigara içenlerde kırmızı küreciklerin oksijen taşıma kapasitesi 1/6 ilâ 1/3 oranında azalır. Sigara içenlerin vücuduna %15 ilâ %33 daha azca oksijen girmektedir. Bu en ilkin beyin ve kalbin harabiyeti anlamına gelir. Tütün dumanında 4000 tane zararı olan madde vardır. Sigara içen hanımefendiler içmeyen kadınlardan 15 yaş fazla ihtiyarlamaktadır. Sigara içen annelerin evlatları,oksijen azlığı sebebiyle geri zekalı olur. Tiryaki hanımların çocuklarında sakatlık ihtimali %65 şeklinde ciddi bir çizgidedir. Sigara içen hanımlarda kısırlık 10 kat fazladır. Erken doğum ve düşüklerin %80'inin sebebi sigaradır. Dünya vatanlarında çıkan yangınların %70'inden sigara mesuldür. Sigaranın sebep olduğu ölümler, öteki uyuşturucularınkinden 13 kat fazladır. Sigara içenlerde ani ölüm, içmeyenlere oranla 10 kat fazladır. 45-50'nin altındaki erkeklerde koroner (kalp) den ölenlerin %80'i sigara lıdır.


Tütündeki radyoaktif, kurşun ve polonium, radyoaktif parçalar olarak hücreleri mahvetmektedir. Bacak damar tıkanıklıklarının %90'ı sigaradandır. Günde 1 paket sigara içenlerin vücudunda 20 yılda 7 kilo. is ve katran birikimi olmaktadır.


SİGARA VE SONUMUZ...


ALKOLİZM




Alkolizm insanların bağımlı olduğu en tehlikeli hastalıklardan biridir. Almanya da 2,5 milyon insan alkolik olup, yılda ortalama 40 bin şahıs alkolden ölmektedir. Alkolün sebep olduğu hastalıkların haricinde alkolik insanların sebep olduğu trafik kazaları ve kavgalar sebebiyle ortaya çıkan ölümleride sayarsak o vakit alkolün ne kadar tehlikeli olduğu daha iyi anlaşılır. Ek olarak alkolik olan bir bayanın hamile kalması ve doğum yapması da bebeğin bedenen ve ruhen özürlü olmasına niçin olur. Sigara ve yanlış beslenmeden sonrasında en yaygın ve tehlikeli bağımlılıktır.


Alkole çoğu zaman günlük yaşamdaki problemleri aşmakta zorluk çeken insanoğlu başvurmakta ve alkolle sorunlarını geçici bir süre içinde olsa unutmak için kullanılmaktadır. Oysa alkolle hiçbir sorun çözülmediği şeklinde, bu zaman içinde alkol bağımlılığına sebep olur ve şahıs günbe gün fena duruma düşer. Alkol sebebiyle insanoğlu çalışamamakta ve işlerinden olmaktadırlar. Almanya da işten çıkan insanların % 20'si alkol nedeniyledir. Alkol ailelerin boşanarak parçalanma, geçimsizlik, kavga, saldırı vb, toplumsal problemlerin yanında milyarlarca dolarlık iş kayıbı ve zararlara niçin olmaktadır.

Alkolizmin emareleri:

Eğer kişide aşağıdaki faktörlerden minimum üçü görülürse, o vakit kişinin alkolik olduğu anlaşılır.

  1. Zorunlu hissetme: Kişinin kendini alkol içmeye zorunlu hissetmesi

  2. Kontrolü yitirme: Alkol içerken ölçüyü kaçırıp kendini denetim edememe

  3. Alkolü bırakınca rahatsızlanma: Alkol almayı azaltınca ya da bırakınca bir ekip rahatsızlıklar görülüyorsa

  4. Zamansız alkol içme: Çalışırken ya da araç sürerken ya da sürmeden ilkin alkol alma

  5. Rizicolarını bilmesine karşın içme: Alkol içince işyeri ya da aileyle ilgili problemlerin olacağını bilmesine karşın içmeye devam etme

  6. Sağlığını tehdit ettiğini bilmiş olduğu halde içme: Doktorunun yasaklamasına karşın içmeye devam etme

  7. İhmalkar olma: Evvelinde yapmış olduğu işleri (hobi) umursamama

  8. Msn Rolleyes Alışkanlık yapma: Kişinin kendini devamlı daha ilkin içtiğinden daha fazlasını içmek zorunda hissetmesi
Alkolün dozajı kişiden kişiye göre değişiklik gösterir, arada bir içenlerde tesiri daha büyük olur,fakat devamlı içenlerde tahribat tüm organlarda yavaş yavaş olur.
1-) 0,5-1 promil
  • Arada bir içenlerde: Haz duygusu, kontrolsüz davranma, yönünü tayinde zorlanma,
  • Alkoliklerde: Herhangi bir tesir göstermez
2-) 1-2 promil
  • Arada bir içenlerde: Bulantı, uyuşukluk, uyuklama, vücut hareketlerini denetim edememe (ataksi)
  • Alkoliklerde: Haz verici, yön tayininde zorlanma
3-) 2-3 promil
  • Arada bir içenlerde: Kusma, uyuklama, konuşma zorlukları
  • Alkoliklerde: Duygusallaşma, hareket edemeyip uyuşma
4-) 3-4 promil
  • Arada bir içenlerde: Koma
  • Alkolikler: Uyuklama
5-) 4-5 promil
  • Arada bir içenlerde: Ölüm
  • Alkoliklerde: Koma, uyuşukluk
Alkole bağımlılığın Jellineck'e gore derecelendirilmesi:
Jellineck alkol kullanmayı 5 kategoriye ayıkmıştır.

  1. Alfa-Alkolikler: Sorun ve hafifleme alkolikleri: Bu gruptakiler alkol içerler, fakat kontrolü kaybetmezler

  2. Beta-Alkolikler: Fırsat buldukça içen: Çevreye uyum sağlamak için içenler

  3. Gama-Alkolikler: Bu gruptaki alkolikler ruhsal ve bedenen alkole bağımlı olma ve alkol içerek kontrolden çıkarlar.

  4. Delta-Alkolikler: Tam bağımlı alkolikler: Bu gruptakiler çok ağır ruhsal ve fiziki bağımlılıkları vardır. Bu gruptakiler her gün tertipli alkol içmek zorundadırlar ve bu gruptakilerin alkolü bırakmaları neredeyse imkansızdır.

  5. Epsilon-Alkolikler: Dönem Alkolikleri: Bu gruptakiler, dönem dönem alkol içerler ve bu alkol içme haftalarca ve aylarca sürebilir ve kendini denetim edemez.
Alkolün tesirleri

Alkol içerek alkol bağımlılığına yakalananlar, şu demek oluyor ki alkolikler bir çok ruhsal ve fiziki rahatsızlıklar ortaya çıkar ve bunların başlangıcında
  • Hepatit, karaciğer yağlanması, sertleşmesi, siroz
  • Polinöropati: Alkolün sebep olduğu sinirsel tahribat ve ruhsal rahatsızlıklar
  • Beyin ve sinir hücrelerini tahribatı sebebiyle, beyin zaman içinde küçülür, hipofiz guddesi görevini yapamayarak kişide dolaylı olarak iktidarsızlığa sebep olur.
  • Damarların yağlanarak sertleşmesi (arteriskleroz)
  • Mide-, pankreas-, yiyecek borusu-, karaciğer-, ve gırtlak kanserine sebep olur.
  • Kalp kasları hastalıkları (kardiomiyopati), kalp ritim bozuklukları, (aritmi) ve yüksek gerilim
  • Ruhsal etkenleri sebebiyle alkolikler kendilerini denetim edemezler evde ve işyerinde huzursuzluklara sebep olur ve her şeyini de kaybedebilir.
Tedavi:

Tabip tarafınca alkolün zararları hastaya iyice anlatılmalıdır. Tedavi sadece ve sadece hastanede nezarette yapılabilir. Alkolikler alkolü çok yoğun emek harcamalar sonucu bırakmış olsalarda her an tekrardan alkole dönebilirler. Alkolü bırakan kişi seneler sonrada bir iki bardak alkol içse de derhal eski durumuna dönebilir. Bu yüzden en doğru olan alkole başlamamaktır. Hindistan da yulafala meydana getirilen tedavi denemeleri ile başta alkolizim ve tiryakilik şeklinde çeşitli bağımlılık hastalıkları tedavi edilmektedir. Ilk olarak uzman bir doktora gidilmelidir, ek olarak organik ilaçlardan kılıç otu preparatlarının da etkili olduğu yönünde kullananlarca iddialar var.


Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sıhhatli yaşayabilmek için çok önemlidir. Bu sebeple vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere erişmesi ve de mikroplarla savaşım eden makrofaj, T ve B- Hücreleri şeklinde müdafa mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Doğal doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. mide-bağırsak hastalıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.


Asla peynir yememeli, şundan dolayı asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, şundan dolayı bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis şeklinde et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (mütevazi temiz et azca yenilebilir) şundan dolayı asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana membaıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve ya da salata yenilebilir ya da sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zaman içinde problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o denli yağ oluşturur.Bu sebeple nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı diyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, fakat karpuz da tatlıdır ve bu da mantarı tetikler, şundan dolayı aşırı şeker içer.


Çözücü-Ucucu Maddelerin Vücuda zararları:
  • Tiner,bali,çakmak gazı,benzin,tipp_ex,uhu,oje şeklinde maddeler;
  • Ciddi sarhoşluk,denge bozukluğu,adım atma güçlüğü
  • Dikkat eksikliği,öğrenme güçlüğü,kavrama kabiliyetinte bozulma
  • Okul başarısında düşme
  • Karaciğerde hasar
  • Kilo kaybı
  • Bellek bozukluğu
  • Ciddi beyin hasarları
  • Solunum bozukluğu
  • Böbrek yetmezliği
  • Kalpte ritim bozuklukları,baş ağrısı,bulantı,kusma,tıkanma ve boğulma
  • Ani ölümler meydana getirirler.
ESRAR:
  • Mizacı,düşünceyi ve davranışları negatif yönde etkisinde bırakır
  • Ağız ve boğazda kuruluk yapar
  • Kalp hastalığı yapar
  • Reflekslerde bozukluk,dikkat dağınıklığı
  • Paranoya ve olası psikoza neden olur
  • Unutkanlığa,bronşit ve akciğer kanserine sebep olur
  • Çoğu zaman öteki uyuşturucular geçiş maddesidir
  • Bellek yitirilmesine niçin olur
  • Yüksek dozda hayal görmeye niçin olur
MDMA (METHİLEN DİOKSİ METAMFETAMEN )(ECSTASY):
  • Uykusuzluk,
  • Ağız kuruluğu,terleme ve iştah kaybı
  • Koordinasyon bozukluğu ve solunum yetmezliği
  • Vücud ısısında artış
  • Kan basıncında artış,yüksek gerilim,kalp rahatsızlığı
  • Böbreklerde hasar
  • Kalp ritminde bozukluğa niçin olur
  • Ölüm vakaları çoğu zaman yüksek ateş (42) ve aşırı sıvı kaybından olmaktadır.
EROİN
  • Merkezi sinir sistemini direk etkisinde bırakır,solunum ve görme kaybının yavaşlamasına,iştah yitirilmesine,titreme,panikleme,kramp ve koma ile ölüme niçin olur.
  • Şiddetli yoksunluk emareleri, hareket ve konuşmada yavaşlama,gözbebeklerinin küçülmesi ve beslenme yetersizliği gelişir.
  • Yüksek dozda alındığında ,solunum yavaşlar,koma hali adım atar ve kişiyi ölüme götürür.
KOKAİN
  • Merkezi sinir sistemi üstünde uyarıcı tesir yapar
  • Yoksunluğun yanı sıra ruhsal çöküntü adım atar
  • Geçici olarak aşırı zindelik
  • Nabız ve tansiyonda aşırı yükselme
  • iştahsızlık
  • Burun kanamaları
  • Beyin damarlarında tıkanma
  • Vücut ısısında azalma
  • Halüsinasyonlar oluşur
  • Depresyon ve yüksek derecede bağımlılık yapar
  • Olası ölüm tesirleri vardır.
CRACK
  • Kokainden daha tehlikelidir.crack müptelalığı eroin ve kokainden daha ağırdır.
  • Uykusuzluk
  • Sinir bozuklukları
  • Solunum problemleri
  • Kilo kaybı
  • Göz bebeklerinde genişleme
  • Kalp krizi meydana gelir.
LSD (LYSERGİC ACID IETHYAMIDE):
  • Algılamada,düşünmedeve davranış şeklinlde çarpıklıklar oluşur
  • en etkili hali halüsinasyon yaratan maddedir
  • genel anlamda renksiz,tatsız ve kokusuz bir sıvı olarak üretilir
  • genel anlamda ufak pullara emilmek suretiyle satılır.
tesirleri içinde:
  • Nabız ve kan basında artış
  • Süre ve mekan algılamada yetersizlik
  • Psikoz ve olası ölüm bulunmaktadır.









sigra insan hayatında en cok insan saglıgını tehdit ediyor.içindeki maddeler insan vücudunun her karasine zarar veriyor.her nefeste 50 bin hücre ölümüne sebep olan sigara bir tek bu kadar masum olmayaıp kanser,kısırlık,beyin felci,bronsit şeklinde biçok hastalıga nebazı hastalıklar ıse bilincinde olmadugımız ve kıısa surede ortaya cıkar. sözgelişi tat alma ,koku alma gıbı duyularımızın körelmesi.


sigara sadce saglıgı tehdit etmez. ek olarak maddi yonden desıkıntılra sebep olur.insanoğlu sıgra alabılmek için harcadıgı parayı daha yararlı bısekılde kullanabılır. sözgelişi bırıkım yapabılır, okul yada ev harcamalarını karsılayabılır.doğal sadce haiz olmak için para harcanmıyor vucuda verdgı ziyanı tamır etmek içinde odenen paralar var.sıgara kullanan ınsanlar hasta olduktan sonrada ilaç,hastane parası verırıler. ek olarak sıgara cılde zarar verdigi için bıde güzel duyu için verilen paralar, kremler... tüm bunarın yanında hayata verdigi zararlar servet harcansada onarım edilmiyor.


hepimiz bılıyor kı sıgara cok zararı olan, pahalı ve ayrıcada iğrenç olsada. bazı insanoğlu onu kullanmayı seviyorlar ve bu onların hakkı. dünya üstünde hepimiz hakkı olan şeyi almak, kullanmak ister. bu yuzden sigara seven insanların kullanmak istemeside oldukça doğaldır.


EROİN NEDİR?

Eroin morfin maddesinden üretilmektedir. Organik olarak afyon bitkisinin kozalağında mevcut olan bir uyuşturucudur. Eroin afyonun içinde bulunan alkaloidlerden bir tanesidir. Baz morfinin asetik asit ile beraber ısıtılması ve öteki kimyasal işlemlerden sonrasında oluşur. Sokaklardaki eroin çoğu zaman saf değildir ve beyazdan koyu kahverengi bir renge kadar çeşitli yoğunluklarda değişebilir. Bu değişimler tipik olarak üretim safhasında meydana gelen kirliliklerden ve/ya da içine karıştırılan öteki maddelerden dolayıdır.

Eroin; Cenup ABD, Güneydoğu ve Güneybatı Asya, ve Meksika'da üretilmektedir.

ETKİLERİ

Eroin ve öteki afyon bazlı uyuşturucular vücut hareketlerini yavaşlatan özelliktedir. Kullanıcılar ısı, rahatlama, ve kopma hisleri uyandırdığını belirtirler. Fizyolojik ve duygusal ağrılar azalmakla beraber bunlara "ağrıların ertelenmesi" demek daha doğrudur. Bu etkisinde bırakır çok acele ortaya çıkar ve alınan eroinin miktarına ve alış şekline gore birkaç saat sürebilir. İlk kullanımlar bulantı ve kusma ile sonuçlanabilir fakat bu tepkiler devamlı kullanımla giderek azalır.

Afyon ve türevlerinin kullanımının yol açmış olduğu fizyolojik problemler:
  • “Kirli†iğne kullanımı sonucu AİDS
  • Abse ve deri ya da kasların öteki enfeksiyonları
  • Tetanus ya da sıtma
  • Hepatit ya da öteki karaciğer hastalıkları
  • Mide ülseri
  • Kalpte ritm bozukluğu (aritmi)
  • Endokardit (kalp zarı iltihabı)
  • Anemi (kansızlık)
  • Elektrolit bozuklukları bilhassa hiperkalemi
  • Kemik ve eklem enfeksiyonları
  • Kullanılan maddede bulunan katkı maddeleri sebebiyle gelişen embolilerde, kimi zaman anormal göz dibi bulguları saptanabilir.
  • Enfeksiyon ve katkı maddelerinden lanan böbrek yetmezliği.
  • Kas yıkımı
  • Pnömoni (akciğer zarının iltihabı)
  • Akciğer absesi
  • Tüberküloz (verem)
  • Cinsel fonksiyon bozuklukları
KULLANIM İŞARETLERİ

Eroin kullanan şahıs uyuşuk görünür ve dalar, kusar, kaşınır ya da göz bebekleri toplu iğne başı şeklinde küçülür. Ek olarak; iştahın kapanması, uyku bozukluğu, ağır nefes alma, cinsel isteksizlik ve kabızlık vardır. Yoksunluk çeken eroin bağımlıları çoğu zaman hoş olmayan, üşütmeye benzer bulgulardan yakınırlar. Kusabilir, aşırı terler, mide krampları geçirir, tüm vücutları ağrır, diyare olur, burun akması, sıcak-soğuk kızarmalar, depresyon ve hastalık geçirirler. Eroin yoksunluğu (KRİZ), değişebilmekle birlikte, son kullanımdan sekiz saat sonrasında ortaya çıkar ve üç gün ile yedi gün arası sürebilir. Yoksunluk ikinci ve üçüncü günde zirveye ulaşır.

RİSKLERİ

Enjeksiyon çok oranda eroinin kan sistemine birden karışmasını sağlayarak ölümcül aşırı doz riskinin en fazlaca olduğu kullanımdır. Burundan çekilmesi de aşırı dozla sonuçlanabilir, bilhassa alışık olmayan bir kimse yüksek oranda güçlü bir eroini ya da alkol şeklinde başka uyuşturucu maddeleri karışmasını sağlayarak alırsa ölüm gerçekleşebilir. Eroinden meydana gelen aşırı dozun emareleri; ağır ve azca nefes alma, kıvranma, koma, ve ölüm olarak listelenebilir.

Kirli ve kullanılmış enjektörlerin kullanımı HIV, Hepatit B ve C şeklinde ölümcül enfeksiyon hastalıkların yayılmasına sebep olmaktadır. Uyuşturucuları enjekte etmek ya da enjektör paylaşmak öteki ciddi hatta ölümcül hastalıkların ya da enfeksiyonlara sebep olabilir. Bunlardan bazıları endokartis, embolizma ya da kangren, botulizma, tetanoz, ve deri yiyen bakteri olarak nitelendirilebilirler. Son olarak enjeksiyon, apselere (acılı bir cilt yarası) ve takip edici olarak kan zehirlenmesine sebep olabilir.

Bazı kişiler, eroini burundan çekmenin ya da sigara şeklinde içmenin, bağımlılığa sebep vermeyeceği inancıyla özenebilirler. Fakat birkaç kullanım bile hoşgörü ve bağımlılıkla sonuçlanır.

Eroin yasa dışı bir maddedir ve bulundurmak ya da satmaktan yargı giymek çok ciddi adli cezalarla sonuçlanır.

EROİNİN

ilk kez bilim adamları eliyle ve gerçekte son aşama iyi niyetli bir amaca hizmet etmek suretiyle üretildiğini biliyormuydunuz?

1897'de Almanya'daki Bayer laboratuarlarında kanser ve tüberküloz hastaları için "ağrı kesici" olarak hazırlanan "eroin hidroklor", dehşet verici yan tesirleri farkedilince onu ilaç olarak reçetelere yazan hekimler tarafınca derhal terkedildi. Sadece iş işten geçmiş ve “şeytanın tozu" hapsedildiği şişeden kaçıp halkın arasına karışmayı başarmıştı bir kez daha

Kimya tarihinin meşhur efsanelerinden birine gore, "eroin" maddesi, adını, bu maddeyi tecrübe etme amacıyla kolundan enjekte eden bir Bayer mühendisinin o anda yaşadıklarını tanımlamak için kullandığı şu mânidar cümleden almıştı:

"Kendimi bir kahraman şeklinde hissediyorum!" ("I feel like a hero")


Aspirin ve eroinin ortak mucidi: Dr. Felix Hoffman

Saf morfinin asit anhidritle işlenmesi sonucu ortaya çıkan bu ölümcül toz, ilk kez 21 Ağustos 1897 günü, Bayer'in Almanya'nın Elberfeld kentindeki laboratuarında sentezlendi. baz morfinden sekiz kat daha kuvvetli bir uyuşturucu elde eden Dr. Hoffman,bunun kontrollü şekilde kullanımıyla yukarıda anılan hastalıkların tedavisinde çok mühim bir ilerleme kaydedebileceğini düşünüyordu. Kobaylar üstündeki tecrübe etme emek harcamaları bir yıl kadar sürdü ve toz eroin, "heroinhydrochlor" ticarî markasıyla şişelenmiş olarak 20. yüzyılın derhal arefesinde Bayer şirketi tarafınca piyasaya sürüldü. Bugün için inanılması bir fazlaca güç olmakla beraber, eroin o dönemde başta Almanya olmak üzerebirçok Avrupa ülkesinde eczanelerde rahatça satılıyordu Sadece, madalyonun diğeri yüzü kısa sürede ortaya çıktı. Yalnızca bir iki kullanımın peşinden “şeytanın tozu"na müptela olanlar şuursuzca ecza depolarına, laboratuarlara saldırıyor ve kendilerine daha çok ilaç temin etmeye çabalıyorlardı.


İnsanları çok seven ve mesleğine aşık bir kimyager olan Dr. Hoffman, 8 Şubat 1946'da son nefesini verirken, ilk kez onun laboratuar kaplarında dünyaya gözlerini açan "diasetilmorfin" artık çoktan bir ilaç olmaktan çıkmış,alım-satımı ya da kullanımı bir çok ülkede en ağır şekilde cezalandırılan lanetli bir maddeye dönüşmüştü.

Bilhassa eroin maddesi ile ilgili olarak beyaz perde ve televizyonlarda seyrettiğimiz film sahnelerinde polisin yakaladığı maddeyi tadarak hangi madde olduğuna karar verdiğine dair sahnelerle sıkça karşılaşırız.Oysaki bu maddelerin ne kadar tehlikeli olduğuna yukarıda değinmiştik.Bu sebebi belli olmayan gizli saklı propaganda yöntemi zehir tacirleri tarafınca gençlerimizi zehirlemek amacıyla sıkça kullanılmakta "bir kereden birsey olmaz filmlerde görmüyormusun polisler bile yakaladıklarında tadına bakıyorlar" şeklinde telkinde bulunarak bir kere bile denendiğinde bağımlılık yapma ihtimali yüksek olan bu maddeleri gençlerimize vermektedirler.Unutulmamalıdır ki polisler yakalanan maddenin türünü kimyasal tahliller yardımıyla tespit etmektedirler.









Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yaratıcı özelliği eroininkine çok benzer.

Sırt ve Bel Ağrısı -Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engellemiş olan yegâne faktörlerden biridir. Bunun yanında düzgüsel insanlarda da ara sıra şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun sebebi, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf oranda oksijen göndermesidir.

Prostat Kanseri - Sigara içmek tüm bu biçim kanser türlerinin %40'ının nedenidir.

Göğüs Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore %75 daha çok göğüs kanserine yakalanma riski taşırRahim Kanseri - Sigara içen hanımefendiler içmeyenlere gore 4 kat daha çok rahim kanserine yakalanma riski taşır.

Çocukluk Solunum Problemleri — Anası ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha çok solunum yolu hastalıklarıyla karşı karşıya gelme riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ‘ki kimi zaman ölüme bile neden olur')

Şeker Hastalığı - Sigara içmek, vücudun insülün salgılama kabiliyetini zaman içinde yok eder. Bu da şeker hastalığına neden olur.

İlaca Karşı Bağışıklık - Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.

Kulak Enfeksiyonları - Sigara içenlerin evlatlarının oititis hastalığına yakalanma riskleri vardır.

Emphysema - Bu hastalığın yol açmış olduğu ölümlerin %85'i sigara yüzünden olur. (ciğerlerdeki alveoller zaman içinde esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir şekilde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinesine bağlanmak zorunda kalır.)

Boğaz Kanseri - Boğaz kanseri vakalarının %80'ine sigara neden olur.

Mide Kanseri - Sigara içenlerin mide ya da bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere gore 2 kat daha fazladır.

Kalp Hastalıkları - Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere gore 4 kat daha fazladır.

Kısırlık - Çiftlerden bir tek birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat arttırır.

Kangren- Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok azca oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok azca miktardaki oksijeni mecburen iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler hızlıca zincirleme olarak ölür. Bir çok vakit kollar ya da bacaklar kesilebilir. Karaciğer Kanseri - Karaciğer kanseri vakalarının % 80'i sigara yüzünden olur.

Gırtlak Kanseri - Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha çok gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk olarak konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.

Erken Doğum ve Bebeğin Hafifçe Doğması - Günde bir tek 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça ufak ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.

Ağız Kanseri - Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara neden olur.

Menopoz -Sigara içen hanımlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine niçin olur.Yiyecek Borusu Kanseri - Bu kanserden ölenlerin neredeyse hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.

Erken Yaşlanma -Tertipli bir halde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara neden olur. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.

İyileşme Zorluğu - Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır.Diş Kaybı - Sigara içmek diş kayıplarında mühim bir faktördür.

Alkol

Alkollü içkiler tesirlerini ihtiva ettikleri etil alkol ile sağlarlar. Bu maddenin azca miktarı (kan seviyesi 100-200 mg/cc iken) zahiri olarak (görünüşte) canlılık sağlar zannedilirse de daha çok alınır ve 200-300 mg/cc kan seviyesine ulaşırsa depresyon ve fiziki güçlerin yönlendirilmesinde güçlükler ve azalmalar olur. Kişiye ve bünyeye gore değişmekle birlikte miktarın daha da arttırılması ve 500 mg/cc'yi bulmasıyla nefes alma güçleşebilir ve hatta ölüme sebebiyet verebilir. Bunlar alkolün birden alınmasında ortaya çıkan belirtilerdir. Sürekli alanlarda ise vücut işleyişinde kalıcı bozukluklar olur.

Alkoliklerin minimum 1/4'i karaciğer yetersizliği, beslenme yetersizliği ve mide rahatsızlıklarıyla karşı karşıyadır. Ruhsal durum bozuklukları ise bunlarda çok daha yaygındır.

Alkolizmin erken devresinde hastalar ekseri düzgüsel ağırlıktadır ya da kilo fazlalığı vardır. İleri devrelerinde gözle farkedilen bir zayıflama görülür. Hastalar iyice zayıfladıklarından sık sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanırlar. İştahları yoktur ve iştahlarının olmayışının sebebi; hem alkolün merkezi sinir sistemine hem de bağırsak kanalına yaptıkları zararı olan tesirlerdendir. Vitamin B12 ve folik asit eksikliği sebebiyle alkoliklerde kansızlık başgösterir. En hafifçe vakalarda bile karaciğerde toksik (zehirli) yağ birikimi olur. Bazı hastalarda alkolik hepatit (karaciğer iltihabı) ortaya çıkabilir. Müzminleşmiş alkol alımı, karaciğer sirozuna sebebiyet vermektedir. Bilhassa günde 80 gram alkol alanlar (ve daha fazlasını alanlar) bu tehlikeye maruzdurlar. Günde 160 gr alanlarda ise çekince son aşama fazladır. Östrojen denilen ve hanımlarda erkeklerden daha yüksek yoğunlukta bulunan bir hormonun yıkımı karaciğerde olur. Alkoliklerde karaciğer harabiyeti sebebiyle bu hormonun yıkımı azaldığından kandaki konsantrasyonu yükselir ve adam alkoliklerde erkeklik hislerinin azalmasına sebebiyet verir.

Midede asit salgılanmasını arttırarak mide ve onikiparmak barsağı ülserlerinin gelişmesine yol açabilir. Akut gastritlere (had mide hastalıklarına) alkol alanlarda sık sık rastlanmaktadır.

Uzun seneler sürekli alkol alanlarda müzmin pankreas iltihapları ortaya çıkar ve sık sık bu hastalığın tekrarlaması sonucu tam bir pankreas yetmezliği gelişir. Tam pankreas yetmezliği ise alınan gıdaların sindirimini ve bağırsaklardan emilimini bozar. Vücutta vitamin yetersizlikleri başgösterir. Şeker hastalığının ortaya çıkışını kolaylaştırır. Ek olarak böbreklerde de toksik tesir yapmış olup nefrite yol açabilmektedir. Çok önemli bir tesiri de çevre sinirlerine olan toksik tesiri ve bunun sonucu polinevrit denilen sinir iltihaplarına sebeb olmasıdır.

Alkol, kalp hastalarına da negatif (negatif) tesir eder, kalp kasları ilkin hacim genişlemesine uğrar ve sonrasında kalp yetmezliği meydana gelir. Koronerler (kalbi besleyen damarlar) de spazma ve göğüs ağrılarına sebeb olur. Alkol genel olarak damar sertliğini hızlandıran faktörlerdendir. Alkoliklerde ruhi bozukluklara da rastlanır. Kronik alkolizmde zeka geriler. Öğrenme kapasitesi zayıflar ve bellek kusurları ortaya çıkar.


ALKOLİZME BAĞLI RAHATSIZLIKLAR

Alkolü Bırakma Sendromu: Uzun süre sürekli alkol alan kişiler bırakınca değişik derecede bırakma emareleri gösterirler.

Bunlar: titreme, dizartrik konuşma, kasılmalar, sara nöbetleri , baş ağrısı , çarpıntı, terleme, uyku bozukluğu vs.


Deliryum Tremens ;

Alkolü bırakmaya bağlı akut bir beyin sendromudur. Bilinç çoğunlukla bulanıktır. Hasta rüyada gibidir. Telaşlı, panik içinde, endişeli ve öfkelidir. Kimi zaman saldırgan olabilir. Titrer. Adım atması dengesizdir. Kapıyı, pencereyi şaşırabilir.


Alkol Hallüsinozisi ;

Uzun seneler alkol kullanan kişilerde alkol bırakıldıktan ya da azaltıldıktan 2-3 gün sonrasında canlı, devamlı görme, işitme hallüsinasyonları ve şuurun açık olması ile belirli bir bozukluktur.


Alkol Bunaması:

Uzun süre ağır alkol kullananlarda bunama gelişebilir.


SİGARANIN BAZI ZARARLARI

Artık hepimiz sigaranın ne kadar ne kadar zararı olan bulunduğunu biliyor. Tütünün kanserojen bulunduğunu duymayan, bilmeyen kalmadı. Sadece, sigaranın zararları bununla bitmiyor, her türlü kalp ve akciğer hastalığına yol açıyor, damar tıkanıklığı felce kadar götürebiliyor


SİGARA

2 tane sigarada bulunan zararı olan maddeler, bir kişinin damarına zerk edilse, birkaç dakikada ölüm vaki olur.


üLKEMİZ

İsrafta BİRİNCİ,

Kumarda İKİNCİ,

Alkolde üÇüNCü,

Sigarada DÖRDüNCü durumdadır.

1992 senesinde ABD'de sigaradan 440 bin insan ölmüştür.

Gene ABD'de eylemsiz içicilerden 53 bin şahıs ölmüştür.

devletimizde toplam 22 milyon sigara içen insan mevcuttur.


üLKEMİZDE

Şahıs basına 2 kilo.(100 paket) sigara düşmektedir.

Gene devletimizde “WHOâ€nun verilerine gore, sigaradan ölüm, yılda 160 bin dolayındadır.

Ek olarak, bir çok çocuk ve bebek olmak suretiyle 40 bin de eylemsiz içici (duman altı) ölümü söz mevzusudur.

ülkemiz Dünya tüketiminde Brezilya,Cenup Kore ve Hindistan'dan sonrasında 4'üncüdür.

Dünya genelinde 1 kilo. olan tüketim averajına oranla, şahıs basına 2 kilo. düsen ülkemiz, bu çizginin fazlaca üzerindedir.

üLKEMİZDE TüKETİM

1993 senesinde senelik tüketim 4.7 milyar paket / 22 Trilyon TL


1994 senesinde senelik tüketim 5.4 milyar paket / 61 Trilyon TL


1995 senesinde senelik tüketim 5.7 milyar paket / 95 Trilyon TL


SİGARA

Sigaranın yol açmış olduğu ölümler; trafik, terör, iş kazaları vb. tüm ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır.


Beyin tümörlerinin %99'u, Beyin kanamalarının %85'i, Akciğer kanserlerinin %90'ı, Gırtlak kanserlerinin %99'u sigara lıdır. Sigara içenlerde kırmızı küreciklerin oksijen taşıma kapasitesi 1/6 ilâ 1/3 oranında azalır. Sigara içenlerin vücuduna %15 ilâ %33 daha azca oksijen girmektedir. Bu en ilkin beyin ve kalbin harabiyeti anlamına gelir. Tütün dumanında 4000 tane zararı olan madde vardır. Sigara içen hanımefendiler içmeyen kadınlardan 15 yaş fazla ihtiyarlamaktadır. Sigara içen annelerin evlatları,oksijen azlığı sebebiyle geri zekalı olur. Tiryaki hanımların çocuklarında sakatlık ihtimali %65 şeklinde ciddi bir çizgidedir. Sigara içen hanımlarda kısırlık 10 kat fazladır. Erken doğum ve düşüklerin %80'inin sebebi sigaradır. Dünya vatanlarında çıkan yangınların %70'inden sigara mesuldür. Sigaranın sebep olduğu ölümler, öteki uyuşturucularınkinden 13 kat fazladır. Sigara içenlerde ani ölüm, içmeyenlere oranla 10 kat fazladır. 45-50'nin altındaki erkeklerde koroner (kalp) den ölenlerin %80'i sigara lıdır.

Tütündeki radyoaktif, kurşun ve polonium, radyoaktif parçalar olarak hücreleri mahvetmektedir. Bacak damar tıkanıklıklarının %90'ı sigaradandır. Günde 1 paket sigara içenlerin vücudunda 20 yılda 7 kilo. is ve katran birikimi olmaktadır.


SİGARA VE SONUMUZ...ALKOLİZM

Alkolizm insanların bağımlı olduğu en tehlikeli hastalıklardan biridir. Almanya da 2,5 milyon insan alkolik olup, yılda ortalama 40 bin şahıs alkolden ölmektedir. Alkolün sebep olduğu hastalıkların haricinde alkolik insanların sebep olduğu trafik kazaları ve kavgalar sebebiyle ortaya çıkan ölümleride sayarsak o vakit alkolün ne kadar tehlikeli olduğu daha iyi anlaşılır. Ek olarak alkolik olan bir bayanın hamile kalması ve doğum yapması da bebeğin bedenen ve ruhen özürlü olmasına niçin olur. Sigara ve yanlış beslenmeden sonrasında en yaygın ve tehlikeli bağımlılıktır.

Alkole çoğu zaman günlük yaşamdaki problemleri aşmakta zorluk çeken insanoğlu başvurmakta ve alkolle sorunlarını geçici bir süre içinde olsa unutmak için kullanılmaktadır. Oysa alkolle hiçbir sorun çözülmediği şeklinde, bu zaman içinde alkol bağımlılığına sebep olur ve şahıs günbe gün fena duruma düşer. Alkol sebebiyle insanoğlu çalışamamakta ve işlerinden olmaktadırlar. Almanya da işten çıkan insanların % 20'si alkol nedeniyledir. Alkol ailelerin boşanarak parçalanma, geçimsizlik, kavga, saldırı vb, toplumsal problemlerin yanında milyarlarca dolarlık iş kayıbı ve zararlara niçin olmaktadır.



Alkolizmin emareleri:


Eğer kişide aşağıdaki faktörlerden minimum üçü görülürse, o vakit kişinin alkolik olduğu anlaşılır.

Zorunlu hissetme: Kişinin kendini alkol içmeye zorunlu hissetmesi

Kontrolü yitirme: Alkol içerken ölçüyü kaçırıp kendini denetim edememe

Alkolü bırakınca rahatsızlanma: Alkol almayı azaltınca ya da bırakınca bir ekip rahatsızlıklar görülüyorsa

Zamansız alkol içme: Çalışırken ya da araç sürerken ya da sürmeden ilkin alkol alma

Rizicolarını bilmesine karşın içme: Alkol içince işyeri ya da aileyle ilgili problemlerin olacağını bilmesine karşın içmeye devam etme

Sağlığını tehdit ettiğini bilmiş olduğu halde içme: Doktorunun yasaklamasına karşın içmeye devam etme

İhmalkar olma: Evvelinde yapmış olduğu işleri (hobi) umursamama

Alışkanlık yapma: Kişinin kendini devamlı daha ilkin içtiğinden daha fazlasını içmek zorunda hissetmesi

Alkolün dozajı kişiden kişiye göre değişiklik gösterir, arada bir içenlerde tesiri daha büyük olur,fakat devamlı içenlerde tahribat tüm organlarda yavaş yavaş olur.

1-) 0,5-1 promil

a-) Arada bir içenlerde: Haz duygusu, kontrolsüz davranma, yönünü tayinde zorlanma,

b-) Alkoliklerde: Herhangi bir tesir göstermez

2-) 1-2 promil

a-) Arada bir içenlerde: Bulantı, uyuşukluk, uyuklama, vücut hareketlerini denetim edememe (ataksi)

b-) Alkoliklerde: Haz verici, yön tayininde zorlanma

3-) 2-3 promil

a-) Arada bir içenlerde: Kusma, uyuklama, konuşma zorlukları

b-) Alkoliklerde: Duygusallaşma, hareket edemeyip uyuşma

4-) 3-4 promil

a-) Arada bir içenlerde: Koma

b-) Alkolikler: Uyuklama

5-) 4-5 promil

a-) Arada bir içenlerde: Ölüm

b-) Alkoliklerde: Koma, uyuşukluk

Alkole bağımlılığın Jellineck'e gore derecelendirilmesi:

Jellineck alkol kullanmayı 5 kategoriye ayıkmıştır.

1-) Alfa-Alkolikler: Sorun ve hafifleme alkolikleri: Bu gruptakiler alkol içerler, fakat kontrolü kaybetmezler

2-) Beta-Alkolikler: Fırsat buldukça içen: Çevreye uyum sağlamak için içenler

3-) Gama-Alkolikler: Bu gruptaki alkolikler ruhsal ve bedenen alkole bağımlı olma ve alkol içerek kontrolden çıkarlar.

4-) Delta-Alkolikler: Tam bağımlı alkolikler: Bu gruptakiler çok ağır ruhsal ve fiziki bağımlılıkları vardır. Bu gruptakiler her gün tertipli alkol içmek zorundadırlar ve bu gruptakilerin alkolü bırakmaları neredeyse imkansızdır.

5-) Epsilon-Alkolikler: Dönem Alkolikleri: Bu gruptakiler, dönem dönem alkol içerler ve bu alkol içme haftalarca ve aylarca sürebilir ve kendini denetim edemez.


Alkolün tesirleri

Alkol içerek alkol bağımlılığına yakalananlar, şu demek oluyor ki alkolikler bir çok ruhsal ve fiziki rahatsızlıklar ortaya çıkar ve bunların başlangıcında

1-) Hepatit, karaciğer yağlanması, sertleşmesi, siroz

2-) Polinöropati: Alkolün sebep olduğu sinirsel tahribat ve ruhsal rahatsızlıklar

3-) Beyin ve sinir hücrelerini tahribatı sebebiyle, beyin zaman içinde küçülür, hipofiz guddesi görevini yapamayarak kişide dolaylı olarak iktidarsızlığa sebep olur.

4-) Damarların yağlanarak sertleşmesi (arteriskleroz)

5-) Mide-, pankreas-, yiyecek borusu-, karaciğer-, ve gırtlak kanserine sebep olur.

6-) Kalp kasları hastalıkları (kardiomiyopati), kalp ritim bozuklukları, (aritmi) ve yüksek gerilim

7-) Ruhsal etkenleri sebebiyle alkolikler kendilerini denetim edemezler evde ve işyerinde huzursuzluklara sebep olur ve her şeyini de kaybedebilir.

Tedavi:

Tabip tarafınca alkolün zararları hastaya iyice anlatılmalıdır. Tedavi sadece ve sadece hastanede nezarette yapılabilir. Alkolikler alkolü çok yoğun emek harcamalar sonucu bırakmış olsalarda her an tekrardan alkole dönebilirler. Alkolü bırakan kişi seneler sonrada bir iki bardak alkol içse de derhal eski durumuna dönebilir. Bu yüzden en doğru olan alkole başlamamaktır. Hindistan da yulafala meydana getirilen tedavi denemeleri ile başta alkolizim ve tiryakilik şeklinde çeşitli bağımlılık hastalıkları tedavi edilmektedir. Ilk olarak uzman bir doktora gidilmelidir, ek olarak organik ilaçlardan kılıç otu preparatlarının da etkili olduğu yönünde kullananlarca iddialar var.


Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sıhhatli yaşayabilmek için çok önemlidir. Bu sebeple vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere erişmesi ve de mikroplarla savaşım eden makrofaj, T ve B- Hücreleri şeklinde müdafa mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Doğal doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. mide-bağırsak hastalıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.


Asla peynir yememeli, şundan dolayı asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, şundan dolayı bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis şeklinde et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (mütevazi temiz et azca yenilebilir) şundan dolayı asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana membaıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve ya da salata yenilebilir ya da sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zaman içinde problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o denli yağ oluşturur.Bu sebeple nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı diyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, fakat karpuz da tatlıdır ve bu da mantarı tetikler, şundan dolayı aşırı şeker içer.


Toplam Okunma: 5,096 : Bugünkü Okunma: 6

Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki tesirleri nedir? ile ilgili Etiketler: alkol, sigara, uyuşturucu




Blog > Ansiklopedi > Sual / Yanıt > Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki tesirleri nedir?


Benzer Yazılar Bildiri Izah etme Anahtar Kelimeler Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki tesirleri nedir? ile Ilgili

İştahsızlık

Sayfa İçeriği:İştahsızlık Nedir?Yan EtkileriNedenleriYorumlar (3)İştahsızlık Nedir? Yiyecek yeme isteğinin azalması ve/ya da kaybolmasıdır. İştahsızlık birçok sindirim sistemi..

Aşırı kiloluluk ve iktisat

Sayfa İçeriğiMsn Surprisedbezite ve ekonomiYorumlar (3)Aşırı kiloluluk ve iktisat Hollandada meydana getirilen bir araştırmaya gore obezler ve sigara içenlerin..

Kaonjestij Kalp Hastalığı

Sayfa İçeriği:Kaonjestij Kalp Hastalığı Nedir?Korunma YollarıYorumlar (3)Kaonjestij Kalp Hastalığı Nedir? Sağ ve sol kalp yetersizliği bir..

Aşırı kiloluluğun Niçin Olduğu Hastalıklar ve Yaşam Süresindeki Kısalma

Sayfa İçeriğiMsn Surprisedbezitenin Niçin Olduğu Hastalıklar ve Yaşam Süresindeki KısalmaYorumlar (3)Aşırı kiloluluğun Niçin Olduğu Hastalıklar ve Yaşam..

Çörekotunun Mide ve Böbrek Hastalıklarına Yararları

Çörek Otu ve Mide Hastalıkları Çörek ..

Karaciğer Yetmezliği

Sayfa İçeriği:Karaciğer YetmezliğiNasıl belirlenir?Iyi mi önlenir?TedavisiYorumlar (3)Karaciğer Yetmezliği Karaciğer yetersizliği, karaciğer hücrelerinin görevlerini düzgüsel olarak getirmemeleri durumudur.â€Küçükâ€..

Cinsel Enerji Iyi mi Artırılır? Cinsel Enerjiyi Artırmanın Yolları

Testosteron cinsel talep ve performansınızı etkileyen ana hormonlardan biridir. Organik yollarla testosteron hormonunuzu arttırmak istiyorsanız..

Hıçkırık ve Tedavisi

Sayfa İçeriği:Hıçkırık Nedir?Hıçkırık SebepleriHıçkırığın tedavisiYorumlar (3)Hıçkırık Nedir? Solunum kasları ve bilhassa diyaframın uyarılması sonucu ortaya çıkar...

Penis Eğriliği

Sayfa İçeriğiMsn Tongueenis Eğriliği Nedir?İlişkiye engel mi?Sebebi nedir?Tedavisi var mı?Başarı oranı?Organik mi ruhsal mi?Şahıs çok ısrarlıysa?Yorumlar..

Devedikeni Nedir? Devedikeni Özellikleri ve Sağlığa Yararları

Devedikeni (Silybum marianum ya da Carduus marianus), bileşikgiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Devekengeli,..





  • Çevre kirliliğine sebep olan etkenler ve çözüm yolları nedir?


  • Yalıtkan ve iletken maddelerin sebep olacağı vakalar nedir?


  • Bağımlılığa sebep olan etkenler nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki etkileri nelerdir?
Bağımlılığa sebep olan maddelerin vücudumuzdaki etkileri nelerdir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/62807-bagimliliga-sebep-olan-maddelerin-vucudumuzdaki-etkileri-nelerdir-bagimlik.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/bagmllga-sebep-olan-maddelerin.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/bagmllga-sebep-olan-maddelerin.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content