Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı Kardeş kıskançlığı organik bir duygu olup, sertliği ve dışa vurumu her çocuğa nazaran farklılıklar izah edebil...
Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı
Kardeş kıskançlığı organik bir duygu olup, sertliği ve dışa vurumu her çocuğa nazaran farklılıklar izah edebilir. Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine çocuğa bu duygusunu kabul edilebilir olduğu ve iyi mi başedeceği öğretilebilir.
Tarif :
Bu duyguyla ilk tanışma iki yaş civarındadır.. Çocuk, her insanın kendisinden daha iyi bulunduğunu ve kendisinin herkesten daha azca sevildiğini düşünmeye adım atar.
Emareler:
*Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, ufak düşme korkusu, can sıkıntısı, hiddet, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği benzer biçimde karışık duyguların bir bileşiminden oluşmaktadır. Bu duygulardan en etkili olanları hiddet, kendine acıma ve üzüntü duygularıdır.
*Çocuk o güne kadar evde kendisi ilgi ve sevgi odağıyken birden ikinci plana itilmiş gibidir. Artık ebeveyninin ve öteki yakınlarının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşmak durumundadır. Sevilmediği düşüncesiyle anneden tamamen uzaklaşır, içe kapanır, yiyecek yememeye ve zayıflamaya başlayabilir.
* Ağırlık basma gördüklerini, çişlerinin geldiğini bahane ederek ilgiyi kendi üstlerine çekmeye çalışırlar. Altını ıslatma, parmak emme benzer biçimde davranışlarla önceki gelişim evresine gerileme görülebilir.
* Hem gün içinde hem de geceleri aşırı sinirli olurlar. Huzursuz bir görünümleri vardır, sakinleşmekte zorlanır ve kimi vakit çevrelerindeki insanlara öfkeli davranabilirler. Kendine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.
*Evden ayrılmayı reddetmeyle beraber (Örn: okula gitmek istememe) baş ağrısı, mide bulantısı benzer biçimde psikosomatik emareler, (güvenilir olmak için fiziki muayene yaptırılmalıdır) huzursuzluk, isteksizlik ve öteki stres emareleri sık sık gözlenebilir.
*Yeni bir kardeşin doğumu çocukta ilgi ve koruyuculuk, sorun ve kıskançlık benzer biçimde tutarsız duygular yaşanmasına niçin olur. Artık eskisi kadar sevilmeyeceği korkusu daha anne hamileyken başlayabilir. Son aylarda annenin bitkin, isteksiz ve yeni gelecek kardeşin hazırlıkları ile uğraşıyor olması çocuğun huysuzlaşıp, anneden ayrılmak istememesine niçin olabilir.
*Bazı çocuklar kıskançlık duygularını açıkça ortaya koyarak kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, "ondan nefret ediyorum" deme benzer biçimde davranışlar gösterirken bazıları da bu duygularını bastırır ve aşırı sevgi gösterir, bu davranışın altında bir çok vakit ana-babanın sevgisini yitirme, tepki görme korkusu yatar.
*Ebeveyne sık sık onu sevip sevmediklerini sorma ve sevgilerinden bir türlü güvenilir olamama yaşanabilir.
Kıskançlıkla baş edebilme:
Toplumsal ve ruhsal açıdan sıhhatli küçüklere haiz olmanın yolu birden çok çocuğa haiz olmaktır. Kardeşler arası kıskançlığı yok etmenin herhangi bir yolu yoktur ve tamamen ortadan kaldırılamaz, sadece hafifletilebilir. Bunun için doğumdan ilkin ve doğumdan sonrasında alınması ihtiyaç duyulan önlemler vardır.
Doğumdan Ilkin Yapılması Gerekenler
a.kıskançlığı en alt düzeyde tutmanın tek yolu, çocuk evin tek evladı konumundayken tüm istekleri yerine getirilmemelidir. Kısaca şımartılmamalıdır.İlgi ve sevgi düzgüsel bir seviyede tutulursa kardeşin gelişiyle de çocuk aşırı kıskançlık durumları yaşamayacaktır.
b.Çocuk, ruhsal olarak kardeşinin gelişine hazırlanmalı ve aileye katılacak ikinci çocukla ilgili bilgiler verilmelidir. Daha bebek gelmeden çocuğun ruhunda kardeşine karşı sevgi oluşması sağlanabilir.
c.Evladı bebeğin gelişine hazırlarken kaygılı olunmamalıdır.Kimi zaman ana babalar öyleki kaygılanır ki, sanki her şeyin sonu olacaktır ve bu kaygılarını evladı da yansıtırlar."Sakın kardeşini kıskanma", "Kardeşini kıskanırsan Tanrı seni cezalandırır","asla korkma, seni de kardeşin kadar seveceğiz","Ona ne alırsak,aynısın sana da alacağız" benzer biçimde ifadeler evladı daha da kaygılandırır.
d.Bebekle ilgili meydana getirilen hazırlıklarda abartıya kaçmamak gerekir.
Doğumdan Sonrasında Yapılması Gerekenler
• a.Anne bebekle ilgilenirken büyük evladı tamamen ilgiden yoksun etmemelidir.
• b.Anne- baba çocuğa olan sevgisini sözlerden ziyade davranışlarıyla göstermelidir.
• c. Çocuğun yanında bebeğe aşırı sevgi gösterilerinden kaçınılmalıdır.
• d.Büyükanne/baba ve misafirler daha çok bebekle ilgilenirler. Gerekirse büyük çocukla ilgilenmeleri için uyarılmalıdır.
• f.Bebeğin uyuduğu ortamda gürültü çıkarttığı için sert tepkide bulunmak, çocuğun kıskançlığını arttıracaktır. Sert tepki ve ceza yerine daha sakin ifadelerle uyarılmalıdır.
• g.Bebeğe zarar verir endişesiyle çocuk,sürekli bebekten uzaklaştırılmaya çalıştırılmamalıdır.Zarar verici davranışlara yöneldiği hissedildiğinde uyarılmalıdır;sadece uyarının boyutu kabul edilebilir düzeyde olmalıdır.
h.Kardeşler arası kıyaslamalar asla yapılmamalıdır.Bundan dolayı her biri ayrı beceri ve ilgiye haizdir.
• ı.Hamilelikten ilkin çocuk ana-babasının yanında yatarken,hamilelikle birlikte evladı başka bir odada yatırmak yanlış bir davranıştır.Ek olarak kendi odasında yatan evladı, bebeğin doğumundan sonrasında kıskanmasın diye, ana-babasının odasına almak da doğru bir davranış değildir.
• i.Bebeğin bakımıyla ilgili işlerde büyük kardeşin yardım etmesi sağlanabilir.Çocuk verilen görevi yerine getirdikten sonrasında övücü sözlerle ödüllendirilebilir.Bu tür etkinlikler zaman içinde alışkanlık haline getirilirse, çocukta kıskançlık yerine koruyuculuk duygularının gelişmesini sağlar.
j.Aile içinde işbirliğine ehemmiyet verilmeli.Evlatların ilgi ve kabiliyetlerine nazaran ayrı ayrı sorumluluklar verilmeli.Değerlendirmede çabaya ehemmiyet verilmeli.
• k.Çocuğun duygularıyla yüzleşmesi sağlanırsa fizyolojik sertlik içeren davranışlar yok olabilir.Mesela çocuk büyük ise,kardeşi hakkında duygularını açığa çıkarmasına etkin dinlemeyle yardım edilebilir.
• Kıskançlıktan dolayın fena bir çocuk olmadığı mesajı verilmelidir.Aksi takdirde çocuk kendini suçlu hissedecektir.
• Kısacası, çocuk aileye yeni katılan kardeşinden ilkin iyi mi bir konumda ise, kardeş ulaştıktan sonra da bu konumu çok azca değişiklikle aynen korunmalı.
Kaynak:
Çetin ÖZBEY; 'Çocuk Problemlerine Yapıcı Çözümler'
YORUMLAR