Cumhuriyetin ilanı sonrası hukuk alanında yapılan yenilikler ve değişikliklere genel bir balkış. Medeni Kanunun kabulü ve sonuçları hakkında...
Cumhuriyetin ilanı sonrası hukuk alanında yapılan yenilikler ve değişikliklere genel bir balkış. Medeni Kanunun kabulü ve sonuçları hakkında maddeler halinde bilgiler.
DEVLET DÜZENİ VE HUKUK
İnsanlar, toplumsal hayatının gereği olarak başka insanlarla ve devletle çeşitli ilişkiler içindedirler. Bu ilişkileri düzenleyen temel kurum hukuktur.
Hukuk kurallarını koymak ve bu kuralların işlerliğini sağlamak ise devletin en önemli görevlerinden biridir.
Devlet, hukuk kurallarını koyarken toplumsal yapıyı, ilişkileri, gereksinimleri ve gelişmeleri dikkate almak zorundadır. Aksi halde konulacak kurallar huzur değil huzursuzluk yaratır, toplumsal düzeni bozar.
a. Osmanlı İmparatorlugu’nda hukuk esasları şeriat kurallarına dayandırılmıştı.
b. II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde İslam Hukuku’nun dışında kalan alanlara el atılarak laik bazı yasalar çıkarılmıştı. Ancak, hayatın esas alam dinsel kurallara dayalı yasalarla düzenlenmişti.
c. I. Meşrutiyet döneminde yürürlüğe konulan Mecelle adlı medeni kanun Hanefi mezhebinin kurallarına göre hazırlanmıştı. Kadın hakları son derece kısıtlıydı. Kadınlar yönetime katılamaz, istedikleri mesleklere giremezlerdi. Aile yaşamında ve mirasta eşitlik yoktu.
d. Ekonomi ve ticari hayatı düzenleyen kurallar da yetersiz, yargılama yöntemleri oldukça ilkeldi.
e. Ülkede hukuk birliği yoktu. Müslüman olmayanlara kendi hukukları, Müslümanlara ise sünnî mezhebinin kuralları uygulanıyordu.
f. Hukuk birliğinin olmayışı nedeniyle Avrupalı büyük devletler, Hristiyan ya da Musevilerin haklarını koruma düşüncesi ya da bahanesiyle devletin içişlerine karışma fırsatı buluyorlardı.
HUKUKTA LAİKLİĞİN SAĞLANMASI
Yukarıda sayılan sakıncaların giderilmesi ancak, hukuk ve devlet düzeninde laikliğin sağlanmasıyla mümkündü.
Bu karışıklıkları ortadan kaldırmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkese aynı yasaları uygulamak, toplumun yeni ihtiyaçlarına karşılık vermek amacıyla bir dizi yasal düzenlemeler yapıldı.
Yapılan incelemeler sonunda İsviçre Medeni Kanunu bir bütün olarak yeni, pratik ve demokratik bulundu. Bu yasa Türkçeye çevrildi, bazı ufak değişiklikler yapıldı. Eki olan İsviçre Borçlar Kanunu ile birlikte Türk Medeni Kanunu olarak kabul edildi (17 Şubat 1926)
Medeni Kanun’un kabul edilmesinden sonra tüm hukuk mevzuatımız laik esaslara göre düzenlendi. Bu amaçla aynı yıl ;
Ceza Kanunu (bu kanun italyan Ceza Kanunu’ndan aktarılmıştır), Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu kabul edildi.
Bu yasaları uygulayacak yargıç ve savcıları yetiştirmek amacıyla Ankara’da “Ankara Hukuk Okulu” açıldı.
1. 10 Nisan 1928’de anayasanın 2. maddesi değiştirilerek “Türkiye Devleti’nin dini, islam dinidir” ifadesi çıkarıldı.
2. Ayrıca TBMM’nin görevleri arasında sayılan “ahkamı şeriyenin tenfizi” (şeriat hükümlerinin yerine getirilmesi) ibaresi kaldırıldı.
3. 5 Şubat 1937’de de anayasaya laiklik ilkesi kondu.
Medeni Kanun’un Kabul Edilmesi’nin Sonuçları
a. Hukuk birliği sağlandı.
b. Kadınlarla erkekler arasında toplumsal ve ekonomik haklar alanında eşitlik sağlandı. Kadına, mesleğini seçme hakkı verilmiş oldu.
c. Aile hayatı çağdaş bir temele oturtuldu. Boşanma devletin denetimine alındı. Çocukların iyi yetişmesi amacıyla anne ve babaya yükümlülükler getirildi.
d. Avrupalı devletlerin, azınlık hakları bahanesiyle devletin içişlerine karışmaları önlendi. Patrikhanelerin dünya işleriyle ilgili yetkileri kaldırıldı.
e. Medeni hukuktaki boşluklar ve çelişkiler giderildi.
YORUMLAR