Destan nedir? Destanların genel özellikleri nedir? Destanlar oluşum bakımından ne kadara ayrılır? Türk destanları iyi mi sınıflandırılır? ...
Destan nedir? Destanların genel özellikleri nedir? Destanlar oluşum bakımından ne kadara ayrılır? Türk destanları iyi mi sınıflandırılır?
Destan, “tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili muhteşem vakaları mevzu alan şiir” anlamına gelmektedir. Garp dillerinde bu türe epope denilmektedir. Yalnız tanrı, tanrıça ve evrenin yaratılışı mevzularını ele alan eserlere ise mit denilmektedir. Mitleri inceleyen ilim dalına da mitoloji ismi verilmektedir.
Destanlar, ulusların yaşamında derin etkisinde bırakır bırakan harp, göç, tabii afet şeklinde büyük vakaları gösteren edebiyat ürünleridir. Vakalar dilden dile aktarılırken bazı olağanüstülüklerle zenginleşir.
Destanlar üç safhada oluşur:
1. Millet hayalinin efsaneler yapmaya elverişli bulunmuş olduğu eski dönemlerde, o ulusun yaşamında unutulmaz tabiat vakaları, büyük savaşlar, göçler, istilalar, yeni bir coğrafyayı vatan hâline getirme şeklinde olayların gerçekleşmesi ve bunların o insanları kuşaklar süresince meşgul etmesi gerekir.
2. O millet içinden çıkan bir ozan, bu vakaları, şiir şeklinde söyler. Bu şiirler dilden dile aktarılır. Bu sırada bazı çıkarma ve eklemelerle toplumun ortak malı olur.
3. Bir meraklı çıkıp halk ağzında dolaşan bu anlatımları toplar, bir üslup vererek yazıya geçirir.
Dünyanın en eski destanlarından birisi, MÖ 1800’de eski Babil dilinde yazılmış 3.000 mısra uzunluğundaki Gılgamış destanıdır. 12 tablet üstüne yazılmış olan bu destan günümüze kadar gelmiştir.
Destanlar oluşumu bakımından ikiye ayrılır:
1. Doğal (Tabii) Destanlar: Bir ulusun yaşamında derin izler bırakan ve uzun süre unutulması mümkün olmayan olayların ozanlar tarafınca anlatılmasıyla oluşan manzum ürünlerdir. Fakat bu eserleri kimin söylediği zaman içinde unutulur. Parçalar hâlinde halk içinde yaşatılan bu şiirler kuvvetli bir ozan tarafınca birleştirilir. Böylelikle tabii destanlar son olarak biçimini alır. Türk destanlarının pek çok son biçimini almaçlan unutulmuştur. Bundan dolayı günümüze kadar gelebilen ulusal destanlarımızın sayısı birkaçı geçmemektedir. Bir takım Türk destanları da parçalar hâlinde yabancı kaynaklarda yer almıştır.
Oğuz Kağan Destanı, Ergenekon Destanı, Türeyiş Destanı, Bozkurt Destanı, Alp Er Tonga Destanı ve Şu Destanı, yabancı kaynaklarda parçalar hâlinde yer almıştır.
Köroğlu Destanı, Manas Destanı, Saltukname şeklinde İslami Dönem Türk Destanları yerli kaynaklarda tespit edilmiştir.
2. Yapay (Yapma) Destanlar: Halk içinde yaşayan destan parçalarının kuvvetli bir ozan tarafınca tekrardan düzenlenmesi ve tabii destanlar örnek alınarak ekleme ve çıkarmalarla yeni bir şekil alması sonucunda ortaya çıkan destanlardır.
Bizim destanlarımız parçalar hâlinde kalmış tabii destan niteliğindedir. İran destanı Şehname, Firdevsî tarafınca derlenerek tekrardan meydana getirilmiştir. Yunan destanları İlliade ve Odysseia, Homeros tarafınca yeni bir biçime sokulmuştur. Fin destanı Kalevala, Lönnrot tarafınca derlenip tekrardan biçimlendirilmiştir.
Ekranda görülen pencereden başka Hintlilerin Mahabaratave Ramayana, Fransızların XI-XIII. yüzyılda oluşan Chanson de Roland (Şanson dö Rolan)’ı, Almanların XIII. yüzyıla ait Nibelungen’i başka dünya destanlarıdır.
Türk Destanlarını şu şekilde gruplandırabiliriz:
A. İslami Dönem Türk Destanları
a. Yaratılış Destanları
b. Saka Türklerinin Destanları (MÖ VII – II. yy.)
1. Alp Er Tonga Destanı
2. Şu Destanı
c. Hun Destanları (MÖ III – MS II. yy.) Oğuz Kağan Destanı
d. Siyenpi Destanları (MS II. yy.)
e. Göktürk Destanları (MS 552 – 745)
1. Bozkurt
YORUMLAR