Dünya Günü ne süre ve ne nedenle kutlanır? Dünya Gününün önemi, hakkında bilgi, ile ilgili yazı. DÜNYA GÜNÜ (22 Nisan) Dünya Günü , 22 Nisa...
Dünya Günü ne süre ve ne nedenle kutlanır? Dünya Gününün önemi, hakkında bilgi, ile ilgili yazı.
DÜNYA GÜNÜ (22 Nisan)
Dünya Günü, 22 Nisan 1970’te ABD Birleşik Devletleri’nde “Doğayı Koruma ve Tabii Olanı Müdafa” çabalarından ve çalışmalarından dolayı doğmuştur. Bu nedenle her yıl 22 Nisan’da dünyamızın tabii problemlerinden biri ele alınır, tartışılır ve çözümler aranır. 1968’de ABD senatörlerinden Gaylord Nelson, çevre kirliliğinin yaşadığımız dünyayı yaşanmaz hale getirdiğini vurgulamıştır. Çevre kirliliğinden yakınan milyonlarca Amerikalı bu görüşe iştirak etmiştir. Stanford Üniversitesi’nin öncülüğü ile 20 milyon şahıs ilk kez çevre kirliliği ile savaşmak amacıyla Dünya Günü‘nü kutlamıştır. Dünya Günü, ilk kez 1990 senesinde Türkiye’nin de iştirak ettiği 140 devlette dünya ölçüsünde aynı anda kutlanmış ve emekler yapılmıştır.
Dünyamızın tabii bir dengesi mevcuttur. Fakat dünyamızın bu tabii dengesi insanoğlunun yüzyıllarca devam eden hatalı davranışları sebebi ile bozulmuştur. İnsanoğlu ormanları yakmış, ağaçları gerektiğinden fazla kesmiş, hayvanları çok fazla avlamış hatta bir takım hayvanların soyunun tükenmesine sebebiyet vermiştir. Yapınak bacalarından çıkan dumanlar, taşıtların saçmış olduğu zehirli gazlar havayı kirletmiştir ve halen de kirletmeye devam etmektedir.
Daha iyi bir dünya, daha güzel bir çevre, ama tüm insanların bu görüşü benimsemesiyle sağlanır. Bu da bir eğitim sorunudur. İnsanlar tek tek bu görüşe inanmalı, el ele verip tabii değerleri tanımalı, bunların insanlık için, gelecek kuşaklar için önemini kavramalıdır. Havayı, denizleri, karaları kirletmekten kaçınmalıdır. Bu, ama eğitimli, temiz ruhlu insanların başaracağı bir savaştır. Gövde sağlığımıza, temizliğimize, evimizin, sokağımızın, sınıfımızın, okulumuzun temizliğine itina göstermek zorundayız.
İlkel insanoğlu benzer biçimde doğayı yenmek, yok etmek değildir; doğayı zenginleştirmek, tabii dengeyi korumak modern, çağdaş insanoğlunun görevidir, insan doğaya egemen olmak yanında, onun bir parçası bulunduğunu unutmamalıdır. Çiçek ekmeli, ağaç dikmeli, hayvanları korumalı, çoğaltmalıdır. Kişiler, kuruluşlar, devletler tabii değerleri korumaya itina göstermelidir. Yeşil bir dünya için, yaşanabilir bir çevre için el ele, gönül gönüle çalışmalıyız. Dünyayı, tek gezegenimizi gelecek kuşakların da mutlu yaşayabileceği bir duruma getirmeliyiz.
Çevremize, Türkiye’mize baktığımızda çok üzüntü durumlarla karşılaşıyoruz. Marmara Denizi, endüstri artıklarıyla kirlendi. Bu güzel iç denizimizde yaşayan 30’u aşkın balık türünden yapıt kalmadı. Karadeniz’in ünlü hamsisinin nesli tükenmek suretiyle. Ege Denizi ve Akdeniz kıyıları yanlış plânlama sonucu beton yığınları ile kaplandı. Tepeler yeşil kabuğundan soyuldu, çoraklaştı, sular akmaz oldu, yağmurlar azaldı, düzensizleşti. Metropoller, kalorifer ve taşıtların püskürttüğü zehirli gazlarla nefes alınmaz hale geldi.
Tüm bunların sorumlusu bizleriz. Bu günümüz için, geleceğimiz için bu gidişe: “Dur!..” demeliyiz. Çevremizi korumalıyız. Bölgelere çöp atmamalıyız. Atanları uyarmalıyız. Çiçeği koparmamalı, dalı kırmamalı, çimeni ezmemeliyiz. Hayvanlara eziyet etmemeliyiz. Pet şişeleri, naylon torbaları yere atmamalıyız. Bu ve benzeri önlemlerle gezegenimizi yaşanır durumda tutabiliriz. Yoksa, ozon tabakasının delinmesi, çöllerin genişlemesi, ormanların yok olması, hava, kara ve deniz kirlenmesinin hızı kesilemez, durdurulamaz.
Güzel bir dünya, mutlu insanoğlu için çevremizi korumada tüm insanoğlu ile beraber bir dayanışma örneği sergileyip el birliği yapalım. Doğaya çevreye dolayısı ile dünyamıza zarar verecek olan tüm uygulamalara karşı çıkalım. Buj dünya hepimizin ve başka bir dünya da yok.
YORUMLAR