Nesne - Belirgin bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje. Nesne - (programlama) Programlama dizisinde nesne-y...
Nesne - (programlama) Programlama dizisinde nesne-yöneli programlamada, rahat yapılı blok programları olarak kullanılan, işletim zamanı verilerinin saklanması için oluşturulmuş hususi birimidir
Nesne - (dil bilgisi) Geçişli fiili bütünleyen yalın ya da belirtme durumunda bulunan tümleç
Nesne - (felsefe) Öznenin haricinde kalan her mevzu
Nesne: (Dilbilgisi - Özet) özne bilincinden bağımsız olarak öznenin haricinde olan her şey.
Nesne Nedir? Nesne Türleri? (Edebiyat)
Türkçe nesne, İngilizce object, Arapça المÙعول به
Nesne, öznenin yapmış olduğu iş ve eylemden direkt etkilenen öğedir. İki çeşittir:
1.Belirtili nesne (-i eki alır)
2.Belirtisiz nesne (ek almaz)
Yükleme "neyi?","kimi?" soruları sorularak vardır. Örnek; Psikopat tabip hastayı neşterle doğramış. Yukarıdaki tümcede yüklem=doğramış,sorarız,kimi doğramış?=hastayı doğramış,öyleyse hastayı=belirtili nesne.
Belirtili nesne adın belirtme vaziyet ekini (-ı,-i,-u,-ü) alır.
ÖRN: Arkadaşımın armağan etmiş olduğu kolyeyi yitirmiş.(neyi yitirmiş?)
üstü çizili olan yer belirtili nesnedir.
Belirtisiz nesne ise yükleme "ne?" sorusunu yöneltilerek vardır.Belirtisiz nesne isim vaziyet eklerinden hiçbirini almaz.
ÖRN: Onun için çiçek aldım.(ne aldım?)
üstü çizili yer belirtisiz nesnedir.
ÖRN: Terziye bir ekip elbise diktirdim.(ne diktirdim?)
üstü çizili yer belirtisiz nesnedir.
Detay: Nesne Terimi Üstüne
Doç.Dr. İsmet CEMİLOÄžLU
“Dil Bilgisi, Türk Dil Bilgisi,Türkçenin Sözdizimi†şeklinde adlarla Türkiye Türkçesinin gramerini gösteren türlü eserlerde “cümle†ve “tümce ögeleri†ile ilgili olarak bilgiler verilmektedir. Ayrıca cümlenin destek ögelerinden birisi olan nesne hakkında da türlü açıklamalar yapılmaktadır. Bizler bu yazımızda, başlıca dilbilgisi kitaplarımızda nesne ile ilgili olarak verilen bilgiler üstünde duracak, bu mevzuya yeni yaklaşımlar getirmeye çaba göstereceğiz.
Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi’nde nesne ile ilgili olarak“Fiilin etki etmiş olduğu nesneyi, şahsı, şeyi karşılayan tümce unsurudur. Fiillerin bir bölümü geçişli, bir bölümü geçişsizdir. Şu demek oluyor ki bir bölümü yapma, bir bölümü olma ifade eder. Yapma ifade edenlerin hareketi fiilden başka bir nesneye yönelir, ona etki eder. Olma ifade edenlerin hareketi ise faile yönelir, onun üstünde kalır. Demek ki geçişli fiiller etki edecek bir nesne isterler. İşte bu nesneyi karşılayan tümce unsuru nesnedir. Şžu hâlde nesne yalnız fiili geçişli tümcelerde vardır. Nesne unsuru daima akkuzatif hâlinde vardır, fiile akkuzatifle bağlanır. Bu akkuzatif ya ekli, ya eksiz olur...†demektedir (1).
Tahsin Banguoğlu,“Türkçe’nin Grameriâ€nde “Tümcede kimsenin, bundan ötürü yüklemin etkilediği kişiyi ya da şeyi temsil eden kelimeye nesne ismini veririz... Isimler tümcede kimi ve kim hâlleriyle nesne olurlar(Mehmet tavuğu kesti. Mehmettavuk kesti). Ekranda görülen pencereden birincisi yüklemin belirgin bir kişiyi ya da şeyi etkilediğini anlatır ve belirsiz nesne (complement direct determine) ismini alır.İkincisi ise yüklemin belirtilmemiş bir şahıs ya da şeyi etkilediğini anlatır ve belirsiz nesne (complement direct indetermine) adıyla anılır.â€(2) açıklamasını yapmaktadır.
Aynı yazar, mevzuyla ilgisi bundan ötürü, fiilleri mana bakımından değerlendirirken de onları geçişli fiiller(verb transitive) ve geçişsiz fiiller(verb intransitive) şeklinde sınıflandırmaktadır. Banguoğlu geçişli fiili “söz içinde bir varlık üstünde tesiri olan fiillere geçişli fiiller(verb transitive) deriz.Etkilenen varlığın ismi söz içinde pek çok süre kimi, kim kimi zaman de kime hâllerinde vardır ve tümcede nesne (object) ismini alır.†şeklinde açıklar(3) ve şu örnekleri verir:“Ali motoru getirdi. Beraber çorba içeceğiz, çok paraya kıymışsınız.â€(4)
Vecihe Hatiboğlu, “Türkçe’nin Sözdizimiâ€nde “Eylemin anlamını, çok yakından tamamlayan, etkileyen yalın ya da belirtme durumunda bulunan tümlece nesne denir. Buna gore nesne yalın ya da belirtme durumunda bulunarak iki türlü kullanılabilir:“Ev aldı.â€, “Kitap okumalı.â€, “Defter; kalem getirdiniz mi?†şeklinde tümcelerde yalın durumda bulunan“evâ€, “kitapâ€, “defter, kalem†sözcükleri “belirtisiz nesne†ismini alırlar.Aynı sözcükler belirtme durumunda kullanılırsa “belirtili nesne†olurlar.â€(5)demekle nesne terimi hakkında fikirlerini dile getirmektedir.
Hikmet Dizdaroğlu “Tümcebilgisiâ€nde nesne ile ilgili olarak “Yüklemin tesirini üstüne alan, öznenin yapmış olduğu eylemden etkilenmiş varlık ya da niteliği gösteren tümce ögesine nesne denir:â€(6) demektedir. Dizdaroğlu da nesneleri “belirtisiz†ve “belirtili†nesne olarak iki şekilde değerlendirmekte “Geçişli eylemlerle kurulu tümcelerde yalın durumdaki nesneye belirtisiz nesneâ€,“Geçişli eylemlerle kurulu tümcelerde-i vaziyet takısı almış olan nesneye belirtili nesne denir.â€(7) şeklinde görüş ortaya koymaktadır.
Görüldüğü şeklinde gramercilerimizin pek çok nesnenin, “öznenin yapmış olduğu işten etkilenen varlık ya da nesne†olduğu mevzusunda birleşmekte ve bu ögenin ya yalın hâlde ya da yükleme hâlinde olabileceğini söylemektedirler. Yalnız Tahsin Banguoğlu nesnenin yönelme hâli eki de alabileceğinden bahisle (bkn. 3. dipnot) mevzuya değişik bir boyut getirmektedir.
Hakikaten de nesne öznenin yapmış olduğu işten etkilenen varlık olduğuna gore bugün dilimizde çift şekilleri bulunan“atı binmek ya da at binmek†bununla birlikte “ata binmek†şekillerinden“at-a†kelimesini de nesne olarak kabul etmekte fayda vardır (8).
Şimdiki Türk lehçelerinin bir kısmında “at-nı min-†şeklinde olan bu şeklin Türkiye Türkçesi yazı dilinde “at-a bin-†şekline gelmesi kanaatimizce bir analoji (çağrıştırma, benzeme)dir. Zira Türkiye Türkçesindeki fiiller üstünde yapı bakımından kafi emek harcamalar bulunmuş olduğu hâlde, mana açısından tatminkar emek harcamalar hemen hemen yapılmış değildir.“Bin-†fiilini bu yönden değerlendirdiğimizde “bulunduğumuz seviyeden, yerden yükselmek, yukarı çıkmak†anlamlarına geldiğini söyleyebiliriz .Dilimizde aynı anlamı ifade eden “çık-, uç-, zıpla-, yüksel-, tırman-, sıçra-†şeklinde fiiller yazı dilimizde kullanılırken yönelme hâli eki almış tamlayıcılar istemektedir (dağa çık-, havaya uç-, yukarıya zıpla-, göğe yüksel-, ağaca tırman-, göğe sıçra- şeklinde).
Bu bakımdan“bin-†fiili de anlamca aynı özelliği gösteren söz ettiğimiz fiillerin kullanılışlarına analojik olarak benzemiş ve “at bin-, atı bin-†şekilleri “ata bin-†şekline gelmiştir kanaatindeyiz.
Gazi Üniversitesi, Öğretim Üyesi.
(1)Muharrem Ergin. Türk Dil Bilgisi,İstanbul, 1962, s.377-378.
(2)Tahsin Banguoğlu. Türkçe’nin Grameri, Ankara, 2000, s.527.
(3)a.g.e., s.409
(4)a.g.e., s.409.
(5)V.Hatiboğlu. Türkçe’nin Sözdizimi, Ankara, 1972, s.129.
(6)H.Dizdaroğlu,Tümce Bilgisi,Ankara, 1976, TDK Yay., s.77-81.
(7) a.g.e. s.79.
(8)Başka örnekler için bkn.:L.Karahan,Eylem-Tamlayıcı İlişkisi Üstüne,Türk Dili, Sayı: 549, Eylül 1997, s.209-213.
YORUMLAR