Edebiyatın Tanımı : Okuyanlara güzel duyu (sanatla alakalı) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da bu şekilde bir gayesi olmasa dahi b...
Edebiyatın Tanımı : Okuyanlara güzel duyu (sanatla alakalı) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da bu şekilde bir gayesi olmasa dahi biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen tüm yazılı eserlere edebiyat denir. Edebiyat bir ifade biçimidir. Fikir ve duyguları güzel ve etkili bir şekilde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir. Herhangi bir metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için sanatla alakalı değerler taşıması gerekir. Edebiyat Nedir
Detay: Edebiyat, Alm. Literatur (f), Fr.Littérature (f), İng. Literature. Fikir, his ve hayallerin sözlü ya da yazılı olarak güzel ve tesirli şekilde anlatılması sanatı. Okuyana güzel duyu bir tat vermek amacıyla yazılmış olan ya da bu şekilde bir gayesi olmasa dahi, biçimsel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen tüm yazılı yapıtlar. Bu anlamıyla edebiyat görece yeni bir terimdir.
Garp'da 18. yüzyılda yaygınlaşmıştır. Geçmişte şiir, destan, tiyatro benzer biçimde türler genel olarak edebiyat başlığı altında değildir, ayrı ayrı ele alınırdı. Türkiye'de de edebiyat terimi şimdiki anlamına fakat 19. yüzyılın sonlarında kavuşmuştur. Divan edebiyatında şiir ve nesir (inşa), amaçlan ve kuralları değişik olan iki ayn sanat dalı olarak görülürdü.Edebiyatın kapsamıEdebiyat bir ifade biçimidir. Fikir ve duygulan güzel ve etkili bir şekilde anlatma sanatı olarak da tanımlanır. İnsan yaşantılarını gösteren her metin edebiyat yapıtı değildir. Mevzu tartışmalı olmakla beraber, aslolan gayesi güzel duyu tat vermek değildir, bilgi vermek ya da inandırmak olan yapıtlar (teknik ve bilimsel kitaplar, gazete yazılan, reklam metinleri, propaganda yazıları vb) çoğu zaman edebiyatın kapsamı haricinde bırakılır. Bir metnin edebiyat yapıtı, sayılması için sanat kıymeti taşıması gerekir! Ama bu kıymeti tanımlamak kolay değildir. Edebi kıymeti olan bilimsel metinlere rastlanabildiği benzer biçimde, sanat katına yüksele-meyen şiirler de vardır. Bunlara şiir değildir, manzume denir.
Edebiyatın tanımı ve kapsamıyla ilgili tartışmalar, güzel duyu kuramının alanına girer. İlk sistematik güzel duyu felsefesinin kurucusu olan Kant'a bakılırsa, bir metnin sanat sayılabilmesi için "çıkar gözetmemesi", başka bir deyişle kendi haricinde hiçbir gaye taşımaması gerekir. Tüm sanatlar benzer biçimde edebiyat da bu bakımdan oyuna benzetilebilir. Oyunun kendi haricinde hiçbir gayesi yoktur, yalnız zevk alabilmek için oynanır ve biter. Bu yaklaşım, edebiyatı diğeri insan eylemlerinden farklı kılan çok mühim bir noktayı vurgulamakla beraber, iki yönden eleştiriye açıktır. Birincisi, fazlaca "hazcı" bir yaklaşımdır; edebiyat yapıtlannın ihtiva ettiği "doğruluk" boyutunu, aydınlanma yanını dikkatsizlik etmektedir. İkincisi, yeterince tarihsel değildir; geçmişte edebiyat dışı sayılan bir takım metinlerin zaman içinde edebiyat kapsamı içine alındığını, bazılarınınsa edebi kıymet ve işlevini yitirdiğini göz önünde tutmamaktadır. Oysa tüm insan ürünleri benzer biçimde sanat da ölümlüdür.
Edebi türlerin en "edebi", en katışıksız, en yoğun olanı lirik şiirdir. Güzel duyu haz vermenin ötesinde hiçbir gaye taşımaz. Ama bu güzel duyu hazzın içinde derin, karmaşık ve dile getirilmesi güç bir insani gerçeklikle karşılaşmanın verdiği coşku da vardır.
Yoğunluk ve katışıksızlık açısından lirik şiiri destan, eleji, ağıt, mesnevi, trajik şiir ve felsefi şiir benzer biçimde manzum türler izler. Bu tür durumlar çoğu zaman firik şiirden daha uzun ve daha gevşek dokuludur. Roman, 18. yüzyılda gelişen ve 19. yüzyılda öne çıkan bir türdür. Kaynaklan açısından en varlıklı edebi şekil olduğu söylenebilir. Destan, masal, ortaçağ romansları, tecrübe etme ve felsefi metin benzer biçimde daha eski biçimlerin hepsi romanı beslemiştir. Ama günümüzde satışa çıkan romanlann büyük kısımı edebiyat yapıtı sayılmaz; güzel duyu zevk vermek için değildir, oyalamak ve eğlendirmek için yazılmışlardır. Seyahatname, seyahat notları, hatıra, otobiyografi, günlük ve mektup benzer biçimde şahsi metinler, çoğu zaman edebiyat ile belgeseli farklı kılan çizginin iki yanında yer alır. Üsluplarının yetkinliği ve içeriklerinin zenginliğiyle büyük edebiyat yapıtı katma yükselenler olduğu benzer biçimde, "gazete yazısı" ve "hatıra defteri" düzeyinde kalanlan da vardır. Pek çok şahsi metin, edebi değerinden çok, yazan mevzusunda hususi bilgiler vermesi yüzünden ilgi çeker. Öte taraftan, kolay kolay hiçbir türe sokulamayan ve üslup kaygısı gözetilmeden yazıldığı halde okurlara güzel duyu bir doyum elde eden metinler de vardır; 20. yüzyıl edebiyatında dışavurumculuk, dadacılık ve gerçeküstücülük benzer biçimde akımlann ürünleri çoğu zaman bu türdendir.Edebiyat Akımları
Anakreontizm
Anlatımcılık (Ekspresyonizm)
Dadaizm (Dada Hareketi)
Dandizm
Doğaüstü
Edebiyat-ı Cedide
Egzistansiyalizm
Entimist (İçtenci)
Estetizm
Fütürizm (Gelecekçilik)
İmajizm
Empresyonizm (İzlenimcilik )
Klasisizm (edebiyat)
Kübizm
Lirizm
Ulusal Edebiyat Akımı
Doğacılık
Neo-Klasikçilik
Neo-Realizm
Parnasizm
Parnasse Okulu
Popülizm
Postmodernizm ve Roman
Realizm (Gerçekçilik)
Romantizm
Romantizm ve Gerçekçilik
Simgecilik (Sembolizm)
Sürrealizm (Gerçeküstücülük)
VerismoEdebiyat Türleri
a) Nazım:
1- Şiir
2- Destan
3- Ağıt
4- Mesnevi
5- Eleji
b) Düzyazı:
1- Roman
2- Öykü
3- Masal
4- Tiyatro
5- Tecrübe etme
6- Yazı
7- Yaşam öyküsü
8- Otobiyografi
9- Eleştiri
10- Hatıra
11- Seyahat yazısı
12- Gülmece
13- Edebi destan
YORUMLAR