Tutsak ne anlama gelir? Tutsak kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir? Tutsak 1. Esi...
Tutsak ne anlama gelir? Tutsak kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?
Tutsak
1. Esir
“Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir tutsak gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı.” – İ. O. Anar
2. Köle
3. Bir düşünceye ya da bir hiç kimseye körü körüne bağlı olan kimse
“Onun güzelliğinin esiri oldular.”
“Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir tutsak gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı.” – İ. O. Anar
2. Köle
3. Bir düşünceye ya da bir hiç kimseye körü körüne bağlı olan kimse
“Onun güzelliğinin esiri oldular.”
1. Esir
“Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir tutsak gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı.” – İ. O. Anar
2. Köle
3. Bir düşünceye ya da bir hiç kimseye körü körüne bağlı olan kimse
“Onun güzelliğinin esiri oldular.”
“Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir tutsak gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı.” – İ. O. Anar
2. Köle
3. Bir düşünceye ya da bir hiç kimseye körü körüne bağlı olan kimse
“Onun güzelliğinin esiri oldular.”
tutsak alabilmek
1. esir etmek
2. alıkoymak, meşgul etmek
2. alıkoymak, meşgul etmek
1. esir etmek
2. alıkoymak, meşgul etmek
2. alıkoymak, meşgul etmek
tutsak düşmek
esir olmak
“Boşuna ölmektense tutsak düşüp yaşamayı tercih ettikleri için teslim oldular.” – Y. K. Beyatlı
“Boşuna ölmektense tutsak düşüp yaşamayı tercih ettikleri için teslim oldular.” – Y. K. Beyatlı
esir olmak
“Boşuna ölmektense tutsak düşüp yaşamayı tercih ettikleri için teslim oldular.” – Y. K. Beyatlı
“Boşuna ölmektense tutsak düşüp yaşamayı tercih ettikleri için teslim oldular.” – Y. K. Beyatlı
tutsak etmek
1. esir durumuna getirmek
“Beni bağzı yırtıcı çapulcular tutsak edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.” – N. F. Kısakürek
2. alıkoymak, meşgul etmek
“Beni bağzı yırtıcı çapulcular tutsak edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.” – N. F. Kısakürek
2. alıkoymak, meşgul etmek
1. esir durumuna getirmek
“Beni bağzı yırtıcı çapulcular tutsak edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.” – N. F. Kısakürek
2. alıkoymak, meşgul etmek
“Beni bağzı yırtıcı çapulcular tutsak edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.” – N. F. Kısakürek
2. alıkoymak, meşgul etmek
tutsak yatmak
harpte düşman eline düşüp uzun süre esir kalmak, esarette kalmak
harpte düşman eline düşüp uzun süre esir kalmak, esarette kalmak
tutsak olmak
esir olmak
“Düşman başkumandanı tutsak oldu.” – A. Gündüz
“Düşman başkumandanı tutsak oldu.” – A. Gündüz
esir olmak
“Düşman başkumandanı tutsak oldu.” – A. Gündüz
“Düşman başkumandanı tutsak oldu.” – A. Gündüz
Karşı ekip oyuncularını esir ederek kazanılan bir çocuk oyunu
“O günkü birdirbirler, köşe kapmacalar, tutsak almacalar çocukça olmakla birlikte herhâlde daha erkekçeydi.” – A. N. Asya
“O günkü birdirbirler, köşe kapmacalar, tutsak almacalar çocukça olmakla birlikte herhâlde daha erkekçeydi.” – A. N. Asya
Muharebede esir olanların toplu olarak nezaret altında bulunduruldukları yer
Esir pazarı
YORUMLAR