Garipçiler Kimlerdir Nedir

Edebiyatta Garipçi Akımı Garipçiler Kimdir? Türk Edebiyatında 1940′lara gelindiğinde, şekil açısından özgür şiirin tutkusu tamdır. Heceyi,...

Edebiyatta Garipçi Akımı Garipçiler Kimdir?
Türk Edebiyatında 1940′lara gelindiğinde, şekil açısından özgür şiirin tutkusu
tamdır. Heceyi, nerede ise yalnızca Behçet Kemal Çağlar sürdürmekte; Ahmet
Kutsi Tecer, Ideal dergisi çevresinde halk şiiri geleneğinin yaygınlaşmasına
iş yapmaktadır. Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi şeklinde
değişik çizgilerdeki ozanlar da özgür şiirler yazmaktadırlar. Sonradan Birinci
Yeni olarak adlandırılacak Acayip akımı bu ortamda doğar.
Eski şiire tepki olan Acayip akımı üç ozanın adına bağlanır: Orhan Veli Kanık,
Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday. Üç dost Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız,
şairanelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatır (1936), Bu yoldaki şiirlerini
Acayip adlı bir kitapta toplarlar (1911). Garipçiler adıyla anılmalarının sebebi
de budur. Yeni akımı bilhassa Nurullah Ataç destekler. Acayip akımı pek çok genç
seyirci bulmuş olduğu şeklinde, devrin ünlü ozanlarını da etkisinde bırakır. Orhan Veli’nin
yazdığı “Garip” önsözü bir bakıma bu yeni şiir deviniminin bildirisidir. Ama üç
ozanın birlikteliği uzun sürmez. Kitabın ikinci basımı yalnız Orhan Veli’nin
şiirleriyle yayımlanır (1945). Bununla birlikte Orhan Veli, kitabına “Acayip İçin” başlıklı
ikinci bir önsöz eklemek gereğini duyar. Nitekim Acayip devinimi sonraları, gerek
bundan dolayı, ama aslolan Melih Cevdet ve Oktay Rifat’ı şiiri ayrı bir çizgide
sürdürmeleri sonucu Orhan veli’nin adına bağlanmıştır.
Acayip Akımı;
1-Vezin ve kafiyeye karşı çıkmışlardır
2-Günlük konuşma dilini şiire uygulamaya çalışmışlardır
3-Mecaza,süse ve suniliğe karşı çıkıp;yalnızlığa ehemmiyet verdiler
4-Halk şiirinin ifade ve deneyimlerinden faydalandılar
5-O güne kadar şiirimizde kullanılmayan bazı sözcükleri kullandılar
6-Bayağı insanoğlu şiire mevzu olmuştur.
7-Yaşama sevinçlerini fazlasıyla şiire yansıtmışlardır
8-Kaynağını garp şiirinden alan Acayip akımı eskiye ait olan her şeyin karşısında
olup bilhassa şairane söyleyişin karşısında olmuşlardır.
9-Şžiirde söz ve mana oyunları bırakılmıştır.
Ama Orhan Veli’nin kendisi de kitabının ikinci basımında sanat anlayışını gözden
geçirmek gereğini duyacaktır. Bilhassa şiirsel anane, şekil mevzularında daha
esnek bir tutuma girmiştir. Nitekim ikinci kitabı Vazgeçemediğim’den (1945)
başlayarak şiirini değiştirdiği görülür. “Kimi şiirlerde akıl çizgisinden his
çizgisine kayılır, gülmece ve şaşırtma bırakılır, yer yer uyağa ve sıfata
başvurulur, sözcük tekrarlarından, müzikten yararlanılır. Hepsinden önemlisi,
halk şiirinin dil ve deyişine özenilir” (Asım Bezirci). En garip gelişme ise
özdedir: Toplumcu şiire yaklaşır Orhan Veli de.
Acayip akımı, gerek ilk yıllarında, gerekse sonraları, değişik sanat
anlayışlarına bağlı olanlarca değişik biçimlerde değerlendirilmiştir. Geleneğe
bağlı olanlar, Orhan Veli ve dostlarını şiiri ayağa düşürmekle suçlarken;
toplumcular, Garipçileri, toplumcu şiiri engellemiş olan, yozlaştırmayı amaçlayan ve
ufak burjuva duyarlığını geliştirmeye çalışan bir devinimin başlatıcısı olarak
gördüler. Yazın tarihçileri ise, Acayip akımını çoğu zaman yeni şiirin başlangıcı
saydılar.
Bugün de bu tutumların pek değişmiş olduğu söylenemez. Ama nesnel bir
değerlendirmeyle, Acayip deviniminin Türk şiirinin gelişim sürecinde önemlice bir
yeri bulunduğunu söylemek gerekmektedir. Orhan Veli ve arkadaşlarının “özgür
nazım” anlayışıyla şiirler yazmaları, bu alanda en fazla Nurullah Ataç’tan yardım
görmeleri sanatın siyasal dışı tutulması eğiliminin iktidarca da desteklenmesi
sonucudur. Türk şiiri yeni şekil ve söyleyiş olanaklarıyla zenginleştirilmiş,
sokaktaki insanoğlunun duyarlılığına açılmıştır.
Acayip Akımının Şžairlerinin hayatlarını,eserlerini ve birer şiirini görelim
CEMAL SÜREYA
________________________________________
1931′de Erzincan’da hayata merhaba dedi. Aslolan adı Cemalettin Seber. Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Kısımı’nü tamamladı. Maliye
Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik görevlerinde bulundu. 1982′de
müşavir maliye müfettişliğinden emekli oldu. Ağustos 1960′ta başladığı ve
yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini, Haziran 1966-Mayıs 1970
arası 47, 1980-81 arası iki sayı daha çıkardı. 1978′de Kültür Bakanlığı’nda
Kültür Yayınları Danışma Kurulu üyesi olarak da vazife meydana getiren Cemal Süreya, emekli
olduktan sonrasında, yayınevlerinde danışman ve ansiklopedilerde redaktör olarak
çalıştı. Bir sürü dergide yazıları ve şiirleri yayımlandı. Oluşum, Türkiye
Yazıları, Maliye Yazıları dergileri ile Saçak dergisinin kültür-sanat kısmını
bir süre yönetti. Siyaset, Aydınlık ve Yeni Millet gazeteleri ile Yazko Somut ve
2000′e Doğru dergilerinde köşe yazıları yazdı. İkinci Yeni hareketinin önde
gelen ozan ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri
â€œŞžarkısı-beyaz”, Ocak 1953′te Mülkiye dergisinde yayımlandı. 9 Ocak 1990′da
İstanbul’da ölümünden sonrasında adına bir şiir ödülü kondu.
ESERLERİ
ŞžİİR
Üvercinka (1958)
Göçebe (1965)
Beni Öp Sonrasında Doğur Beni (1973)
Sevda Sözleri (Uçurumda Açan ile beraber toplu şiirleri: 1984)
Sıcak Nal ve Sonbahar Bitiği (1988)
Sevda Sözleri (tüm şiirleri: 1990, ö.s. 1995)
DÜZYAZI
Şžapkam Dolu Çiçekle (1976)
Günübirlik (1982)
Onüç Günün Mektupları (1990, ö.s. 1998)
99 Yüz (1991)
999. Gün / Üstü Kalsın (1991)
Folklor Şžiire Düşman (1992)
Uzat Saçlarını Frigya (Günübirlik’in yeni basımı: 1992)
Aydınlık Yazıları / Paçal (1992)
Oluşum’da Cemal Süreya (1992)
Papirüs’ten Başyazılar (1992)
Günler (999. Gün’ün genişletilmiş basımı 1996)
Güvercin Curnatası (Cemal Süreya ile konuşmalar 1997)
Toplu Yazılar 1 (Şžapkam Dolu Çiçekle ve Şžiir Üstüne Yazılar 2000)
ANTOLOJİ:
Mülkiyeli Şžairler
100 Sevgi Şžiiri
ÖDÜLLERİ
1959 Yeditepe Şžiir Armağanı
1966 Türk Dil Kurumu Şžiir Ödülü
1988 Behçet Necatigil Şžiir Ödülü
8:10 VAPURU
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birden fazla gün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İki de bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Söylemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler bir ihtimal
Ama günün bu saatinde
Abide şeklinde dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
ECE AYHAN
________________________________________
1931 senesinde Muğla Datça’da hayata merhaba dedi. Aslolan ismi Ece Ayhan Çağlar. İlk ve orta
öğrenimini İstanbul’da görmüş oldu. 1959′da Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni
bitirdikten sonrasında Gürün, Alaca, Çardak ilçelerinde bir süre kaymakamlık yapmış oldu.
1966′da memurluktan ayrıldı İstanbul’a gelmiş olarak Sinematek’te, Meydan Larousse’da,
e Yayınları’nda çalıştı. Üç yıl süre ile İsviçre’de tedavi görmüş oldu. Dönünce bir
süre İstanbul’da ve Bodrum-Gümüşlük’te yaşamını sürdürdü. Çanakkale’ye yerleşti.
İlk şiiri 1954′te “Türk Dili”nde yayımlandı. Türk Dili, Varlık, Yenilik
dergilerinde çıkan (1954-55) birden fazla şiirinden sonrasında Seçilmiş Hikâyeler, Pazar
Postası, Yeditepe dergilerinde yazdı. Kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle
örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de İkinci Yeni’nin içinde kendine değişik
bir kanal açtı. 1965′te yayımladığı Bakışsız Bir Kedi Kara ve 1968′de piyasaya sürülen
Ortodoksluklar’la neredeyse bütünüyle “hususi bir dil” halini alan bu şiir,
1973′te yayımladığı ve daha geniş bir okur kitlesince alımlanan Devlet ve
Doğa’ıyla beraber bu kez de “Sokağın diliyle” okurunu (ve seyircilerini)
oluşturdu. 1977′de piyasaya sürülen ve kitapla aynı ismi taşıyan ünlü şiirini ve ilk
dört kitabını içeren Yort Savul ise şiirinin kendisinden sonraki kuşaklar
üstündeki gücünün kim bilir topluca aynalbelgelenişi idi. 1981′de Zambaklı
Padişah, 1982′de de “tarihin düzünden okunduğu” Çok Eski Adıyladır’ı yayımladı.
Ece Ayhan’ın şiiri üstünde Enis Batur, Tahta Troya’yı (1981), Nadir Erenel Ece
Ayhan Sözlüğü’nü, Kemal Yangın-Orhan Alkaya ikilisi ise Çok Eski Adıyladır
Sözlüğü’nü yayımladı.
ESERLERİ
Kınar Hanımın Denizleri (1959)
Bakışsız Bir Kedi Kara (1965)
Ortodokslular (1968)
Devlet ve Doğa ya da Orta İkiden Ayrılan Çocuklar İçin Şžiirler (1973)
Yort Savul (Toplu Şžiirler, 1977)
Zambaklı Padişah (1981)
Çok Eski Adıyladır (1982)
Çanakkaleli Melahat’a İki El Mektup ya da Hususi Bir Fuhuş Zamanı (1991)
Sivil Şžiirler (1993)
Tüm Yort Savullar (1993
Tüm şiirleri), Son Şžiirler (1993)
ORTA İKİDEN AYRILAN ÇOCUKLAR İÇİN ŞžİİRLER
Sivil ölümden konuşuyoruz dağılan neftilikler
dostlar Makedonyalı kalınca usta marangozlar
Kapaklanır bir adam daha kaçıncı, aktığımızı görünce
ters çevrilmiş kente karşı işte onun denizlerine
delikanlı kostaklarımızı çıkarmış ve ırmaktır
Adam ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan
dahi “dikeni seven gülüne katlanır bir kadın”dan
Haramiler ki kırkın üstünde bundan böyle sayıları
bir ufak tabut tabakada gezdirirler ölüleri fakfon
burunları çekmek üzre, ince çağrışımlıdır
Ey orta ikiden ölerek ayrılan çocuklar! aslen başlamış olan
askerler tabiatta hâlâ tramvaydan Sirkeci’de mi inerler
süsüne kaçılmamış bir cenaze törenine gitmek için
EDİP CANSEVER
________________________________________
8 Ağustos 1928′de İstanbul’da hayata merhaba dedi. İstanbul Adam Lisesi’ni tamamladı.
Kapalıçarşı’da gezinsel eşya ve halı ticareti hayata geçirmeye başladı. 1976′dan sonrasında
ise yalnızca şiirle uğraştı. Gençlik şiirlerini İkindi Üstü (1947) adlı kitapta
topladı. İlk kitabından 7 yıl sonrasında yayımladığı Dirlik Düzenlik’te kendisine
özgü bir şiir evreni kurduğu görüldü. Devamlı yazan, yayımlayan bir ozan olarak
30 yıla yakın bir süre ilgileri hep üstünde tuttu. 28 Mayıs 1986′da İstanbul’da
öldü. Modern şiir akımlarındaki gelişmelerle beraber, yazdıklarının büyük
oranda aydınlığa çıkmış olduğu görülerek bir fikir şairi olarak nitelendi.
ESERLERİ
ŞžİİR
İkindi Üstü (1947)
Dirlik Düzenlik (1954)
Yerçekimli Karanfil (1957)
Umutsuzlar Parkı (1958)
Petrol (1959)
Nerde Antigone (1961)
Tragedyalar (1964)
Çağrılmayan Yakup (1966)
Kirli Ağustos (1970)
Sonrası Kalır (1974)
Ben Ruhi Bey Nasılım (1976)
Sevda ile Sevgi (1977)
Şžairin Seyif Defteri (1980)
Tekrardan (1981)
Bezik Oynayan Hanımlar (1982)
İlkyaz Şžikayetçileri (1984)
Oteller Kenti (1985)
DÜZYAZI
Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonrasında 1987)
ÖDÜLLERİ
Yerçekimli Karanfil ile 1958 Yeditepe Şžiir Armağını
Ben Ruhi Bey Nasılım ile 1977 Türk Dil Kurumu Şžiir Ödülü
Tekrardan ile 1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
SENİ GÜNLERE BÖLDÜM
Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
Ve daima söyleyeceğim ki beni anla
Bu şekilde eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diş şeklinde durduracağım karşında.
Şžiirler söylenir, şiirler biter
Bizler bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.
Tüm günler yenileşir her bekleyişte
Ve tüm dünler, tüm geçmişler
Kapını açarsın ki bir de, asla kimseler yok
Çaresiz, bana ait sana gelişim de hep bu şekilde.
Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
Sonrasında tüm bulutlar hep aniden geçti
Anılar, anılar, bir ihtimal hepsi bir kelime.
İLHAN BERK
________________________________________
1918 senesinde Manisa’da hayata merhaba dedi. Balıkesir Necatibey İlköğretmen Okulu’nu ve Ankara
Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Kısımı’nü tamamladı. Bir süre öğretmenlik yapmış oldu
(1945-55). Ankara’da Ziraat Bankası Gösterim Bürosu’nda çevirmenlik yapmış oldu
(1956-1969) ve emekliye ayrıldı. Kendini şiire ve yazıları verdi. Başlangıcından
bugüne, yazdığı şiirlerle hep “günümüzün en garip ve en genç” şairlerinden
biridir. İlk yazıları, ilk şiir kitabı Güneşi Yakanların Selâmı (1935)’nı da
yayımlayan Manisa Halkevi dergisinde çıktı. Destansı yönünün ağır basmış olduğu, sanki
bir Türk Walt Whitman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul 1939-47 (1947),
Iyi sabahlar Yeryüzü (1952), Türkiye Şžarkısı (1953) ve Köroğlu (1955)’nu
yayımlamıştı. Sonrası, İkinci Yeni’den eski şiirimize, kendi Atlası’nı kurmaktan
nesir şiirlere, aforizmalarından harfleri, nesneleri ve semtleri sevmeye dek
genişleyen çok kollu bir şiir ırmağı.
ESERLERİ
ŞžİİR
Güneşi Yakanların Selamı (1935)
İstanbul (1947)
Iyi sabahlar Yeryüzü (1952)
Türkiye Şžarkısı (1953)
Köroğlu (1955)
Galile Denizi (1958)
Çivi Yazısı (1960)
Otağ (1961)
Mısırkalyoniğne (1962)
Âşıkane (1968)
Taşbaskısı (1975)
Şženlikname (1976)
Atlas (1976)
Kül (1978)
İstanbul Kitabı (1980)
Kitaplar Kitabı (1981)
Deniz Eskisi-Şžiirin Gizli saklı Zamanı (1982)
Delta ve Çocuk (1984)
Galata (1985)
Güzel Irmak (1988)
Pera (1990)
Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum (1993)
Avluya Düşen Gölge (1996)
Şžeyler Kitabı Ev (1997)
Çok Yaşasın Sayılar (1998)
DÜZYAZI
Şžifalı Otlar Kitabı (1982)
Bir Uzun Adam (1982)
El Yazılarına Vuruyor Güneş (1983)
İnferno (1994)
Kanatlı At (1994)
Logos (1996)
Poetika (1997)
ÖDÜLLERİ
1979 Türk Dil Kurumu Şžiir Ödülü Kül ile
1980 Behçet Necatigil Şžiir Ödülü İstanbul Kitabı ile
1983 Yeditepe Şžiir Armağanı Deniz Eskisi ile
1988 Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Güzel Irmak’la (Ferid Edgü ile paylaştı)
NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM NE BÖYLE AYRILIKLAR
Ne süre seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.
KEMAL ÖZER
________________________________________
İstanbul’da 1935 senesinde hayata merhaba dedi. İstanbul Adam Lisesi’ni tamamladı. Edebiyat
Fakültesi’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı. Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştı. İlk
şiirlerini 1952′de yayınlanmaya başladı. İkinci Yeniciler’i biraraya getiren
“Seçilmiş Hikayeler” dergisini çıkaranlar içinde yer aldı. Bir süre sonra â€œŞžiir
Sanatı” isminde aylık bir dergi çıkardı.
ESERLERİ
Gül Yordamı (1959)
Ölü Bir Yaz (1960)
Esir Kan (1963)
Kavganın Yüreği (1973)
Yaşadığımız Günlerin Şžiirleri (1974)
Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya (1975)
Geceye Karşı Açıklanmıştır (1978)
Kimlikleriniz Lütfen (1981)
Araya Giren Görüntüler (1983)
Modern ve Boyun Eğmeyen (Seçmeler) (1985)
Sınırlamıyor Beni Sevda (1987)
İnsan Yüzünün Tarihinden Bir Tümce (1990)
Sanatçılarla Konuşmalar (İnceleme) (1979)
Güldeki Şžafak (Seyahat izlenimleri) (1979)
Nasrettin Hoca (1975)
Dinlence Köyünden Öyküler (Çocuk kitabı)(1981)
Trenler Ne Güzeldir (çocuk kitabı) (1983)
Şžiirlerle İstanbul (Antoloji) (1993)
ÖDÜLLERİ
1976 Türk Dil Kurumu Şžiir Ödülü Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya ile
1982 Toprak Şžiir Ödülü Kimlikleriniz Lütfen ile
1991 Yunus Nadi Şžiir Ödülü İnsan Yüzünün Tarihinden Bir Tümce ile
SEN VE İSTANBUL
Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Bir akşam vakti ve uzak
Deniz tüm ürperişleriyle kapında
Ayaklarını bekliyor ufak çakıl taşları
Ve gönlüm
Bir akşam vakti ve uzak
Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Bir sabah erkenden
Sisli ve yakın
Sancısı ellerinde başlıyor yalnızlığın
Kimsesizlik dilinmiş bir yürek şeklinde
Ellerini bekliyor
Uzanıp tutmuyorsun
Uzanıp tutmuyor parmakların
Sisli ve yakın
Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Dilimde semt semt dolaşıyor İstanbul
İki güzellik önündeyim
Birisi o birisi sen
İki güzellik önünde çırpınıyor bu yürek
Bu arzular bu şekilde döküm saçım
Ve boynuma düğüm atan kadar
Sen ve İstanbul
Ben
Sana türkülerden sesleniyorum
Türkülerde öğreniyor İstanbul seni
Sesimde titreşiyorlar birer yaprak şeklinde
Enlem ve meridyen daireleri
Yitirilmiş rüzgarı bulup çıkarıyorum
Diriliyor tüm bayrakları dünyanın
Tüm yüzyılları aniden
Bir arada yaşıyor gönlüm
Ve türkülerde öğreniyorlar İstanbul’u
Türkülerde öğreniyorlar İstanbul seni
MELİH CEVDET ANDAY
________________________________________
1915 senesinde İstanbul’da hayata merhaba dedi. 1938 senesinde sosyoloji öğrenimi için Belçika’ya
gitti. II. Dünya Savaşı sebebiyle yurda döndü. 1942′den başlayarak Ankara Ulusal
Eğitim Bakanlığı Gösterim Müdürlüğü’nde danışmanlık, Ankara Kitaplığı’nda memurluk,
gazetecilik yapmış oldu. “Tercüman”, “Büyük Gazete”, “Tanin” ve “Cumhuriyet”
gazetelerinde fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yapmış oldu, denemeler
yazdı. 1954′te başladığı İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Kısımı
fonetik-diksiyon öğretmenliğinden 1977 senesinde emekli oldu. 1964-69 yılları
içinde TRT Yönetim Kurulu’nda çalıştı. 1979′da UNESCO Genel Merkezi Kültür
Müşaviri olarak Paris’e gitti.
ESERLERİ
ŞžİİR
Acayip (Orhan Veli ve Oktay Rifat’la beraber)1941
Rahatı Kaçan Ağaç 1946
Telgrafhane 1952
Yanyana 1956
Kolları Bağlı Odysseus 1962
Göçebe Denizin Üstünde 1970
Teknenin Ölümü 1975
Sözcükler 1978
Ölümsüzlük Ardında Gılgamış 1981
Tanıdık Dünya 1984
Güneşte 1989
Yağmurun Altında 1995
ROMAN
Aylaklar 1965
Gizli saklı Buyruk 1970
İsa’nın Güncesi 1974
Raziye 1975
Yağmurlu Sokak 1991
Meryem Benzer biçimde 1991
TİYATRO
İçerdekiler 1965
Mikado’nun Çöpleri 1967
Dört Oyun 1972
ÖDÜLLERİ
Mikado’nun Çöpleri adlı oyunuyla 1967-68 İlhan İskender Armağanı
Gizli saklı Buyruk adlı romanıyla TRT 1970 Sanat Ödülleri Roman Armağanı
Tarjel Vesaas’dan çevirilmiş olduğu Buz Sarayı romanıyla TDK 1973 Tercüme Ödülü
Teknenin Ölümü şiir kitabıyla 1976 Yeditepe Şžiir Armağanı
Sözcükler şiir kitabıyla 1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
Ölümsüzlük Ardında Gılgamış şiir kitabıyla 1981 İş Bankası Büyük Ödülü
TEK BAŞžINA
Ölürken çocuklarımı unuttum
Ufak deniz kiprikleriyle sabah
Denedim tüm sabahları
Sana sürgünümün şarabını bıraktım al
Mumlarını güzelliğin ve hiçliğin
Bir de kaygumun nefes ellerini
Denedim tüm ölümleri
Ama görmedim esrarengiz ağaç
Ezilmiş sevdaların giysileri
Sana ayrılığın yayını bıraktım al
Bir de ismini bilmediğim bir gökyüzünü
Lamalar şeklinde koşar bozkırda
Oysa ölümsüzlük şuracıkta, kar
Güneşi şeklinde doldurmuş odayı, kolay
Anlam ifade etmeyen ve tek başına
Ayaklarım hayvan, üstüm kafam nebat
Denedim tüm vakitleri al
Başka türlü geçmeyen bir vakitti
OKTAY RIFAT
________________________________________
10 Haziran 1914′te Trabzon’da hayata merhaba dedi. 18 Nisan 1988′de İstanbul’da yaşamını
yitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi’ni tamamladı. Paris’e doktora için gitti. 2. Dünya
savaşı sebebiyle tamamlayamadan döndü. Maliye Bakanlığı’nda çalıştı. 1955′te
İstanbul’a yerleşti. Özgür avukatlık yapmış oldu. Devlet Demir Yolları’ndan emekli
oldu. 16 şiir kitabı, 3 romanı yayınlanmıştır.
ESERLERİ
ŞžİİR
Acayip 1941
Yaşayıp Ölmek Sevgi ve Avarelik Üzerine Şžiirler 1945
Güzelleme 1945
Aşağı Yukarı 1952
Karga ile Tilki 1954
Perçemli Sokak 1956
Aşık Merdiveni 1958
Elleri Var Özgürlüğün 1966
Şžiirler 1969
Yeni Şžiirler 1973
Çobanıl Şžiirler 1976
Bir Cigara İçimi 1979
Elifli 1980
Denize Doğru Konuşma 1982
Dilsiz ve Çıplak 1984
Koca Bir Yaz 1987
ROMAN
Bir Kadının Penceresinden 1976
Danaburnu 1980
Bay Lear 1982
OYUN
Bazı İnsanlar 1961
Hanımlar Içinde 1966
Yağmur Sıkıntısı, Toplu Oyunlar 1988
ÖDÜLLERİ
Karga ile Tilki kitabıyla 1955 Yeditepe Şžiir Ödülü
Şžiirler kitabıyla 1970 TDK Şžiir Ödülü
Bir Cigara İçimi kitabıyla 1980 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
Dilsiz ve Çıplak kitabıyla 1984 Behçet Necatigil Şžiir Ödülü
Danaburnu romanıyla 1981 Madaralı Roman Ödülü
MOR KALEM
Her koşmana bir öpücük var dedi
Yaktı beni canevimden sürmelim
Durulur mu bu durumu bizlere yâr dedi
Haydi kalem nazlı kalem mor kalem
Boş kağıdı çizik çizik çizersin
Güzelleri övmesini bilirsin
İsteyince bülbül olur ötersin
Haydi kalem nazlı kalem mor kalem
Ela gözlüm sonrasında bizlere darılır
Bir koşmaya boynumuza sarılmış olur
Özgü bahçenin gülü bu şekilde derilir
Haydi kalem nazlı kalem mor kalem
Oktay der ki mor kalemim bir tane
Güzeller emrine gelmiş cihana
Gayri ela gözlüm olsun bahane
Haydi kalem nazlı kalem mor kalem
ORHAN VELİ KANIK
________________________________________
13 Mayıs 1914′te İstanbul’da hayata merhaba dedi. 14 Kasım 1950′de gene İstanbul’da yitirdik
onu. Babası Veli Kanık Cumhurbaşkanlığı Armoni Orkestrası şefiydi. İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe kısmını sonlandırmadan ayrıldı. PTT
memurluğu yapmış oldu. Ulusal Eğitim Bakanlığı çeviri bürosunda çalıştı. 1 Ocak
1949′da yayınlamaya başladığı Yaprak dergisini 15 Haziran 1950′ye değin çıkardı.
Ankara’da bir çukura düşüp yaralandı. Getirilmiş olduğu İstanbul’da kurtarılamadı, 14
Kasım 1950′de yaşamını yitirdi.
ESERLERİ
ŞžİİR
Acayip 1941
Vazgeçemediğim 1945
Destan Benzer biçimde 1946
Yenisi 1947
Karşı 1949
Nasrettin Hoca Hikayeleri 1949
Tüm Şžiirleri 1951
DÜZ YAZI
Düzyazı Yazıları 1953
Edebiyat Dünyamız 1975
Sanat ve Edebiyat Dünyamız 1982
Bindiğimiz Dal 1982
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse yetersiz bulunduğunu
Bu derde düşmeden ilkin.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum
ÖZDEMİR İNCE
________________________________________
1 Eylül 1936′da Mersin’de hayata merhaba dedi. Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Kısımı’nü
tamamladı. Lise öğretmenliği yapmış oldu. Arkasından Pariste Sorbonne Üniversitesi’nde
eğitim görmüş oldu. Bir süre öğretmenlik yapmış oldu ve 1969′da TRT’ye girdi. 1982′de
kurumdan “gönülsüz” emekli oldu. Tercüme yaparak yaşamını kazanmıştır. 1989′da
İstanbul’a yerleşti. Can Yayınları’nda editörlük yapmış oldu. 1996′dan sonrasında Telos
Yayınları’nda editör ve genel gösterim yönetmeni.
ESERLERİ
Kargı 1963
Tutanaklar 1967
Kiraz Zamanı 1969
Karşı Yazgı 1974
Rüzgara Yazılıdır 1979
Elmanın Zamanı 1981
Şehirler 1981
Yedi Deryalar Geçsen 1983
Siyasetname 1984
Eski Şžiirler 1985
Hayatbilgisi 1986
Ceberrüt ve Ozan 1987
Başak ile Terazi 1989
Burçlar Kuşağı 1989
Can Yelekleri Tavandadır 1989
Gürlevik 1990
Gündönümü Gündönümü 1992
Yazın Sesi 1994
Uykusuzluk 1996
Engel-Hayy 1998
ÖDÜLLERİ
1978 TDK tercüme ödülü
1968 May Edebiyat ödülü
Fransa Hükümeti Officier Nişanı 1990
ÖLÜMÜ DENEYEN KÜÇÜK KIZA
Bir abide düşledim senin için
mor bir tanyerinin kıyısına diktim
geldi saçlarına yuva yapmış oldu ay
kuşlar, çiçekler seninle konuştular
sen anladın onların yarasını
Sabahın beşi kardeşin senin
çakıltaşları da kardeşin
gün batarken menekşe olacaklar
ve basma gömlekler giyecekler
bir sen anladın onların yarasını
Yeni bir lügat yarattın kendin için
kuşlara, çiçeklere, çakıltaşlarına da öğrettin
sizin için bir dünya kuruldu sözcüklerden
ev: soluksuz bir at
okul: sürgün yeri
Sema: yok
Sokak: çıkmaz
Dünya: surlar
Düşler: sığınak
- Ölümden korkmadın mı ufak
- Hayır çok ölü gördüm ben
Gökten yağan kuşları
can çekişen kediyi
sesi kesilen ağaçları görmüştür
bir kentin öldüğünü görmüştür
ölümün öldüğünü görmüştür
Bir abide düşledim senin için
Mor bir tanyerinin kıyısına diktim
SEZAİ KARAKOÇ
________________________________________
1933 senesinde Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde hayata merhaba dedi. Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Kısımı’nü tamamladı. 1956-1965 içinde
Maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerini yapmış oldu.
İstifasının peşinden gazetecilik ve yayıncılık işlerine girişti. Sonrasında tekrardan
gelirler kontrolörlüğündeki görevine döndü. 1974 sonrası tekrardan devlet
memurluğu görevinden ayrılarak gazetecilik ve yayıncılığa başladı. İkinci Yeni
akımı ışığında geleneksel İslam kültürü ile eski Türk ve Ortadoğu
uygarlıklarından beslenen çarpıcı, mistik, emsalsiz şiirler yazdı.
ESERLERİ
Körfez (1959)
Şžahdamar (1962)
Hızırla Kırk Saat (1967)
Sesler (1968)
Taha’nın Kitabı (1968)
Kıyamet Aşısı (1968)
Gül Muştusu (1969)
Zamana Adanmış Sözler (1970)
Şžiirler (1975)
Ayinler (1977)
Leyla ile Mecnun (1981)
Ateş Dansı (1987)
Alınyazısı Saati (1989)
ÖDÜLLERİ
1968 Ulusal Türk Öğrenci Birliği Ulusal Hizmet Madalyası
1970 Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalya Ödülü
1982 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü
1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü
1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü
MONNA ROSA
I. Sevgi ve Çileler
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülce’nin gülleri ve ak yatak.
Kanadı kırık kuş acıma ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan…
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en tenha yerlerde açar,
Ve vardır her yırtıcı çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en tenha yerlerde açar.
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi…
Ellerinden belirgin olur bir karı.
Denizin dibinde geziyor şeklinde
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim…
Açma pencereni, perdeleri çek.
Süre acele geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana
Bakma garip garip göğe bu kadar;
Süre acele geçiyor Monna.
Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçenin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kiminin sarı.
Ah, beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları…
Ki ben, Monna Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar… Su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Hemen hemen dinlemedin benden türküler.
Bana ait aşkım uymaz öyleki her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler…
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurdan sonrasında büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bigün gözlerimin ta içini bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonrasında büyürmüş başak.
Bundan sonra inan bana göçmen kızı
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir acayip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Bundan sonra inan bana göçmen kızı.
Altın bilezikler, o korkulu ten
Çözüm versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
Altın bilezikler, o korkulu ten!
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Gülce’nin gülleri ve ak yatak
Kanadı kırık kuş acıma ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
TURGUT UYAR
________________________________________
1927′de Ankara’da hayata merhaba dedi. Babası subaydı. Bursa Işıklar Lisesi’ni (1946) ve
Askeri Memurlar Okulu’nu (1947) tamamladı. Bir süre orduda subay olarak vazife
yapmış oldu. 1958′de ordudan ayrıldı. Türlü devlet memurluklarında çalıştı. Emekliye
ayrıldı. Yaşamını özgür yazar olarak sürdürdü. İlk şiiri 1947′de Yedigün
dergisinde çıktı. Kaynak dergisinin bir şiir yarışmasında Arz-ı Hal şiiri
ikincilik kazanınca Nurullah Ataç’ın güvenilmiş olduğu şairler arasına girdi. İkinci
Yeni Şžiir akımının önde gelen şairlerindendir. 22 Ağustos 1985′te İstanbul’da
öldü.
ESERLERİ
ŞžİİR
Arz-ı Hal (1949)
Türkiyem (1952-1963)
Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959)
Tütünler Islak (1962)
Her Pazartesi (1968)
Divan (1970)
Toplandılar (1974)
Kayayı Delen İncir (1982)
Dün Yok mu (1984) Büyük Saat (Son yazdıklarıyla beraber tüm şiirleri 1984)
ÖDÜLLERİ
1963 Yeditepe Şžiir Armağanı Tütünler Islak ile
1981 Behçet Necatigil Şžiir Ödülü Kayayı Delen İncir ile
1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Büyük Saat ile
Turgut Uyar Şžiir
SEVDA ÜSTÜNE
Küçücük pencerem bahçeye bakar
Bademler, erikler geceye bakar
Bir ışık dökülür yapraklardan şıkır şıkır
Filizler susmuş, tohumlar uyumuş;
Bir an durmuş, genişlemiş büyümüş
Bir eski şarkı, bir eski bahar, bir bildik deniz
Zaman nisan ortasında bir akşam…
Bu şiirde sevda sevda üzerine
Senelerdir veda veda üzerine
Yareli yüreğimde dağ dağ üzerine
Zaman nisan ortasında bir akşam.
Mehtap ettiğinden bihaber
Kuşlarla, çiçeklerle, balıklarla birlikte
İki tel kumral saç olsa avucumda şimdi
Ağlayıp ağlayıp avunsam…
ÜLKÜ TAMER
________________________________________
20 Şžubat 1937 tarihinde Gaziantep’te hayata merhaba dedi. Robert Kolej’i tamamladı. İstanbul
Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde okudu. Çevirmenlik, aktörlük, gösterim
yönetmeliği yapmış oldu. A, Gosteri, Kaynak, Papirüs, Sanat Vakası, Yeditepe, Yelken,
Yeni Dergi, Varlık dergilerinde şiirlerini yayımladı. İkinci Yeni ile başladığı
şiirinde, daima kendine özgü olmayı başardı. Türkü, koşma tadında,
masalların, tabiat görüntülerinin, çocuksu duyarlığını yansıtan özgür
çağrışımların beslediği neşeli, humor yüklü şiirler yazdı.
ESERLERİ
Soğuk Otların Altında (1959)
Gök Onları Yanıltmaz (1960)
Ezra ile Gary (1962)
Virgülün Başından Geçenler (1965)
İçime Çektiğim Hava Değildir Gökyüzüdür (1966)
Sıragöller (1974)
Seçme Şžiirler (1981)
Yanardağın Üstündeki Kuş (1986, toplu şiirler)
ÖDÜLLERİ
1967 Yeditepe Şžiir Armağanı
ÜŞžÜR ÖLÜM BİLE
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur şeklinde
Gözlerini usulca.
Bir soğuk yel yaratı
Üşür ölüm dahi.
Anlatır akan kanı
Ak sesiyle.
Diz çöktüler karşısına
Sonrasında ateş ettiler.
Parcalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler.
Bir soğuk yel yaratı
Üşür ölüm dahi.
Anlatır akan kanı
Ak sesiyle.
Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe.
Bir soğuk yel yaratı
Üşür ölüm dahi.
Anlatır akan kanı
Ak sesiyle.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Garipçiler Kimlerdir Nedir
Garipçiler Kimlerdir Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/garipciler-kimlerdir-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/garipciler-kimlerdir-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content