Haritacılık Nedir

Haritacılık Dünya'nın en eski bilimlerinden biridir. İlk çağda yaşayan ve öncelikli gayesi yaşamak için beslenmek olan insanoğlu avlanma...

Haritacılık Dünya'nın en eski bilimlerinden biridir. İlk çağda yaşayan ve öncelikli gayesi yaşamak için beslenmek olan insanoğlu avlanma ve beslenme bölgelerini, kendilerince ortak bir işaret dili ile kayalara oyarak günümüz çağdaş kartografyasına dair harita işaretlerinin temellerini atmışlardır. İnsanların bu yol ile iletişimi sözlü iletişimden epey eskilere dayanmaktadır. Bugün malum en eski harita benzeri kalıntının tarihinin M.Ö. 6200 olarak belirlenmesi, buna rağmen yazının tarihinin M.Ö. 3000 olarak kabul edilmesi bu tezi destekleyici karakterdedir.

Üretilen harita denilebilecek yapıtlar, korunma güçlükleri ve çoğu zaman arazide kullanılmaları dolayısı ile günümüze nadiren ulaşabilmiştir. Bu araçların insanlık tarafınca ilk kullanılmaya başlanması M.Ö. 6200 yıllarına kadar uzanmaktadır. Babillerden kalma bugüne intikal etmiş en eski harita olarak malum yaratı M.Ö. 3800 yıllarına aittir. Kil bir levha üstüne çizilmiş olan harita Kerkük’ün güneydoğusunda bugün “Yorgan Tepe” olarak malum yöredeki Babil Şžehri “Nuzi”’deki kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

Haritanın temel işlevi, haritası olduğu bölgenin topografyası ya da bu bölge ile mekansal olarak ilişkili başka mevzular (bu bölgenin jeolojisi, jeomorfolojisi, iklimi, trafiği, yeraltı kaynakları, değişik nazar açılarından ekonomisi vb.) hakkında bilgi vermektir. Bu haliyle harita, insandan (haritayı üreten- kartograf) insana (harita kullanıcısı) mekansal referanslı bilgi aktaran, genel olarak basılı, bir haberleşme-iletişim aracıdır. Harita, Internasyonal Kartografya Birliği tarafınca son olarak 1991 senesinde tanımlanmıştır. Bu tarif, “Harita, belirlenmiş bir kullanım gayesi için gerçek tabiat (haritası meydana getirilen bölge) ile ilişkili seçilmiş bilgilerin aktarımını icra eden bütüncül yapıda görsel, dokunsal ya da sayısal kartografik üründür”. biçimindedir. “Dokunsal” terimi ile, görme özürlüler için üretilmiş ve bu nedenle haritadan detayları ama parmaklarıyla dokunarak alabilenler için üretilmiş haritalar ifade edilmektedir. Sayısal terimi ise bilgisayar ortamındaki haritalar için kullanılmaktadır.

Haritacılığın Kısa Zamanı




Dünya Haritacılığı



Tarihin yazı ile başladığı düşünülürse, haritacılık mesleğinin tarihten de eski bir geçmişi olduğu söylenebilir. Hakikaten, bulunan örnekler hemen hemen yazı yazmayı öğrenme düzeyine erişememiş ilkel toplumlarda harita çizebilme kabiliyetinin gelişmiş bulunduğunu kanıtlamaktadır. Büyük Okyanus’taki Marshall adalarında yaşamış olan insanların yaptıkları deniz hantaları bu görüşü kuwetlendirmektedir. Düz ve eğri bir sürü çubukların bir araya getirilmesiyle meydana getirilen bu haritada, düz çubuklar açık denizi, eğri çubuklar da adalara yaklaşan dalga cephesini temsil etmektedir. Haritada adalar istiridye kabuklarıyİa gösterilmiştir.

Hudson Körfezinde yaşayan, eğitimsiz, araç gereçten yoksun Eskimo’ların yaptıkları deniz hantaları, ait bulundukları bölgelere çok büyük uyum göstermektedir. Belcher adalarının Eskimolar tarafınca yapılmış haritasıyla bu bölgenin Admiralty haritası (Fotoğraf Menüsünden Şžekil 95) de örnek olarak verilmiştir.

Aztekler tarafınca meydana getirilen haritalar da ilk ve mühim örnekler arasındadır. Bu haritalar biçim ve fotoğraf kullanarak zamanı vakaları canlandırmaktadır.

Malum en eski harita örneği Babillilenn M.Ö. 2500 yıllarında yapmış oldukları haritalardır Mezopotamyada Babil kentinin ortalama 350 km kuzeyinde bulunan Ga Sur harabelenndeki kazılardan çıkartılan ve kil tablet üstüne kazınmış bu haritaların yapısı (Fotoğraf Menüsünden Şžekil 96) da gösterilmiştir. Haritada Fırat nehri ve kolları ile doğuda ve avrupada uzanan dağlar yer almıştır. Bununla birlikte hantanın doğusu, batısı ve kuzeyi gösterilmiştir. Bu kücük kil tablet Harvard Üniversitesi müzesinde mevcuttur. Bu örnekten başka. Babillilerin mermer üstüne çizilmiş kadastro planları da dönemin ileri fen bilgileriyle ortaya çıkarılmış kıymetli eserlerdir.

Ilk arazi ölçüsünün, Nil vadisinin ve deltasının kullanılmasını organize etmek amacıyla, eski Mısırlılar tarafınca uygulanmış olduğu bilinmektedir. Meydana getirilen haritalar yardımıyla Nil sularının yükselmesi sonucu kaybolan arazi sınırları, suların çekilmesinden sonrasında tekrardan bulunabilmekteydi. İleri fen bilgilennin uygulanmış olduğu bu devrim, hantacılığın gelişmesine mühim katkıları olmuştur.

Haritacılık mevzusunda Çinlilerin de emek harcamalar yapmış olduğu bilinmektedir. Elde bulunan en eski örnek M.S. 117 senesinde taş üstüne kazınarak meydana getirilen haritadır (Fotoğraf Menüsünden Şžekil 97). Haritada Büyük Çin Seddi'nin bir bölümü ve onu kesen Sarı Irmak görülmektedir.

Kartografik çalışmaların ilk temelleri eski Yunan bilginleri tarafınca atılmıştır. Yerin büyüklüğü ilk kez bu devirde ölçülmüş; kutup, ekvator, enlem, meridyen kavramları ile ilk projeksiyon bu devrin bilginleri tarafınca ortaya atılmıştır. M 0 2 Yüzyılda Yunanlı alim Anaximanda’nın yapmış olduğu hanta pek ünlüdür. Sonraki tanhlerde, M 5 130 yıllarında Ptolemaios bir dünya haritası yapmayı başarmıştır

Romalılar döneminde astronomik emek harcamalar yapılmış, hanta projeksiyonu mevzusunda mühim bilgiler üretilmiş, askeri ve yönetimsel hizmetler için türlü haritalar yapılmıştır. Dünyayı daire şeklinde temsil eden Roma haritası oldukça ünlüdür.

Tabiat üstü görüşlerin ağır basmış olduğu ortaçağ döneminde haritacılar, dünyayı gerçek biçimiyle gösterebilecek kararlı atılımlarda bulunamamışlardır. Bu zamanda yeryüzü Romalıtarın anlayışı benzer biçimde. daire şeklinde temsil edilmiştir. ‘Orbis Terrarum” diye isimlendinlen bu harıtalarda dairenin yarısı Asya kıtasını, gen kalan yarım dairenin yarısı Avrupa’yı, başka yarısı da Afrika’yt göstermektedir (Fotoğraf Menüsünden Şžekil 98). Orta Son zamanların bu klasik görüşünün doğrusu sıra. dünyayı küre benzer biçimde gösteren haritalara da rastlanmaktadır.

Orta Çağ’ın sonlarına doğru slam dünyasında yaşayan bitginlerin astronomi ve matematik benzer biçimde pozitif ilim dallarındaki bilgi ve uygulamaları hantacılıkta mühim gelişmelere destek olmuştur. M.S. 1154 senesinde Arap kartoğrafiarrndan Idrisi’nirı yapmış olduğu dünya haritası Asya, Avrupa ve Afnka’yı kabaca belirtebilmektedir. 0 dönemde ABD hakkında bir bilgi bulunmadığından, hantalarda bu kıta yer almamaktadır.

Bu dönemlerde bütün ülkelerde denizcilik ehemmiyet kazanmış, bunun sonucu olarak da deniz seyrinde öneml bir yeri olan “Portolon Haritaları’ nın yapımına başlanmıştır. Portolon haritalrı limanları tüm detayları ile gösteren, bununla birlikte denizcilikle ilgili detayları içeren ve yapımında dekoratif görünüme de ehemmiyet veren haritalardır.

Yeni son zamanların başlamaasıyla ilim ve teknikteki gelişmeler haritacılığı da etkilemiştir Pusulanın daha önceleri bulunmuş olması açık deniz yolculuklarına olanak elde etmiş, bu benzer biçimde uğraşlar insanların yeni bilgiler edinmesini ve teknolojide ilertemesini hızlandmıştır. Bu zamana kadar üretilen haritalar elle çoğaltılarak gereksinimler karşılanmıştır. 15. Yüzyılın sonlarına doğru Venedik’te ilk haıita baskısı gerçekleştinlmiştir. Önceleri tahta üstüne kazınan kalıplar kullanılmış, fakat daha sonraları kalıp olarak bakır levhalar kullanılmaya başlanmıştır. Basılan hatritaların renklendinlmesi elle yapılmaktaydı.

Dünyayı iki yarı küre kiminde ilk gösteren Alman denizci Behaim, bu eserini 1492 senesinde tamamlamıştır 15. Yüzyılın sonlarında matematikçiler türlü projeksiyon sistemleri,metotları geliştirmiş ve uygulamışlardır.Hollandalı kartoğrafların ustası olarak malum Mercator, 15.Yüzyılda, kendi ismi verilen projeksiyon yöntemini uygulayarak, bakır levha üstüne bir harita yapmıştır.

Dünya büyüklüğünün bilimsel yöntemlerle ilk ölçüsü,1617 senesinde Fransız bilgini Snellius tarafınca yapılmıştır. Bu durumu izleyen yıllarda Fransız Ilim Akademisi, Laponya ve Peru’da ölçüderi boylam yayları yardımıyla dünyanın büyüklüğünü beliılemişlerdir. 17. ve 18. Yüzyıllarda gelişen teknik ve araçlar haritacılıktaki ilerlemelen de hızlandımıştır.

Yirminci yüzyılın ilk yarrınÄža geliştirilen fotogrametnk yöntem hantacılıkta mühim bir dönüm noktası sayar. Bu tarihe kadar tüm evreleri insan kabiliyetine ve alın terine dayalı olan haritacılık emekleri, fotogrametrik yöntemin uygulamaya konulmasıyla hanta üretiminde mekanizasyondan yararlanma sürecinin başlangıcı sayılır.

20. yüzyılın ikinci yarısında gelişen bilgisayar teknolojisi yardımıyla haritacılık, başka mesleklerde olduğu benzer biçimde, tam . otomasyona sokulabilrne olanağına kavuşturulmuştur. Günümüzde arazi ölçülerinden hantanın çizimine kadar tüm işlemler otomatiarda n yararlanarak yapılmaktadır. Son olarak geliştirilen uydu tekniği ve uzaktan idrak etme yöntemlleriyle oldukça yüksek doğruluklu harita yapımı olanaklı hale gelmiştir.

Türk Haritacılığı



Türk hantacılığının ilk evrelerine 15. Yüzyılın ortalarında rastlanır. Deniz ya da. portolon haritaları olarak meydana getirilen bu eserler, seyahatlar esnasında gözlemlerle toplaman bilgilere dayanmaktadır. Bilinebilen ilk harita, Trabulusgarp’lı İbrahim Reis’in 1462 senesinde ceylan teni üstüne çizilmiş olan Akdeniz haritası dır. Harita, İstanbul Deniz Müzesi’nde mevcuttur. Türk denizcisi ve haritacısı Piri Reis’in 1513 senesinde ceylan teni üstüne çizdİği ve halen Topkapı Müzesi’nde bulunan haritası ABD, Afrika ve Atlas Oıkyanusu’nu detaylı şekilde gösteren çok kıymetli bir eserdir.

Pin Reis tarafınca l5l9 senesinde yazılarak, dönemin Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’a sunulan ‘Kitab-ı Bahriye’ (Denizcilik Kitabi) isminde yaratı, Akdeniz limanları hakkında detaylı bilgilendiren bir denizci kl.avuzu olmasıyla birlikte, içinde bulunan harita ve krokilerle de kıymetli bir harita albümüdür.

16. yüzyıl Türk haritacılığında mühim bir yeri olan Se.ydi Ali Reis’in Basra Körfezi ve Hint Denizi haritalarını da içine alan Mirat-ul Kainat” isminde eseri, dönemin kıymetli kaynak eseri olarak bilinmektedir 1567-1568 yıllarında hazırlandığı malum Ali Macar Reis Atlası da bugüne dek gelebilmiş ünlü eserler arasındadır. Bu devrin kara haıltacılığına bir örnek olarak Nasuh Şžalahi’nin (Nasuhi Matarakçı) “Beyan-ı Menazil-l Seferi lrakeyn” isminde eserinde yer edinen haritalar gösterilebilir. Nasuh Salahi 16 Yüzyılda yaşamış, saray mensubu bir bilgindir. Bu zamanda kartoğraflara "Çap Növis" ismi verilmekteydi; Nasuh Salahi de bu kabiliyeti bu nedenle "Çap Növis” olarak bilinmektedir. Bu kıymetli alim Kanuni ile beraber iştirak ettiği Bağdat seferinde yoi süresince kullanılan kpnaklama yerlerinin, yoların, köprülerin ve yerleşim merkezlerinin haritalarını yaparak bu tarz şeyleri bir kitap haline getirmiştir. Yapıt "Anadolu Atlası" olarak da bilinir.

17. ve 18. yüzyıllarda mühim sayılabilecek hantacılık emekleri görülmemektedir. Su yolları haritaları. bir takım kentlere ait haritalar ve bilhassa Fransızlar tarafınca meydana getirilen atlasların tercümeleri. rastlanan örnekler olarak söylenebilir. Matbaanın Türkiye’ye girmesinden sonrasında ilk Türkçe atlas, Müderris Abdurrahman Efendi tarafınca 1803 senesinde basılan "Darüt-Tabaati’I Amiıre” ismini taşımaktadır.

Bilimsel temellere dayalı ilk harita emekleri Avrupa’da 17. yüzyılda başlarken, bu alandaki faaliyetlerin Türkiye’de ve Türk uzmanlar tarafınca uygulanışı oldukça uzun bir.zamanda gerçekleşebilmiştir. 1795 senesinde İstanbul’da kurulan Mühendishane-l Bernii Humayun (Topçu Harp Okulu)’dan yetişen subaylar bilimsel ilkelere uygun olarak hantacılık oluşumlarına başlayabiimişlerdir. Bu okuldan yetişenler yabancı uzmanlarla ortaklaşa emek harcayarak 1823-1845 yılları içinde Karadeniz ve Marmara sahillerinin haritalarını içeren ve uzun seneler, bilhassa denizcilerin yararlandığı “Maımara Klavuzu” mu yapmışlardır. Mühendis okulundan yetişen uzmanlarıı bilgilerini çoğaltmak için öğretim programları geliştirilirken, bir taraftan da haritacılık mevzusunda tahsil yapmak suretiyle Fransa’ya subaylar gönderilmiştir. Çağıl Türk haritacılığının kurucusu olarak malum M. Şževki Paşa (1866-1927) Fransa’ya gönderilen (1890) subaylardandır.

1895 senesinde Fransız harita uzmanı Defforges’in yönetiminde ve Türk haritacılardan oluşan “Harita Komisyonu” kurulmuştur. Bu komisyon 1896 tarihinde Eskişehir civarında 7235.52 m uzunluğunda bir baz ölçüsüyle, nirengiye dayalı ilk hanita yapım çalı;malarına başlamış; bölümde coğrafi koordinat tayini ve sarkaç yardımıyla da gravte tayinini gerçekleştirmişlerdir. Bununla birlikte, aynı komisyon 1/50000 ölçekli iki paftaluı alan ile Eskişehir’in 1/10000 ölçekli hantalarını da yapmıştır.

19. yüzyılın ortalarında, 1843-1845 yıllarında, Alman coğrafyacısı ve kartografı Heinrich Kiepert, denlediğ bilgilerle 1/1 000000 ölçekli Anadolu Haritasını yapmayı başarmıştır. Daha sonraarı, 1877 de Şark Anadolu’nun bir kısmını içine alan 1/400000 ölçekli hanitalaın yapımına geçilmiştir. Fakat Kiepent’in 1899 da olümu üstüne oğlu Richart Kiejert, Anadolu’nun geri kalan kısımlarının 1/400000 ölçekli hanitalanını tamamlamış ıe yayımlamıştır. "Kiepert Haritaları” olarak malum 24 paftalık bu seri, hatalı )lmalarına rağmen uzun süre kullanılabilmiştin. Kıepent hanitalarından başka Rusar tarafınca meydana getirilen, Şark Anadolu, Trakya ve Rumelı yörelenini kapsayan 1/21)000 ölçekli hanitalardan da uzun seneler yararlanılmıştır Fakat yabancılar tarafınca yapılmış bulunan bu haritalar, bilhassa yükseklıkierde büyük hataların bulunması sebebiyle, mühim çalışmalarda kafi olamamıştır.

M.Şževki Paşa’nın yöne.minde çalışmalarını sürdüren Harita Komisyonu, 1911 senesinde 1/200000 ölçekliye Bonne projeksiyon sistemindeki hantaların yapımına adım atmıştır. 124 paftalık bu seri ama 1929 senesinde tamamlanabilmiştir. Bonne projeksiyonunda, Ayasofya kubbesinin aleminden geçen boylam doğrultusu başlangıç mendyeni, 41 şimal paraleli de teğet paralel olarak alınmıştır. 1/200000 ölçekli hantalalan küçültme yöntemiyle ve aynı projeksiyon sisteminde 1/800000 ölçekli hanitala’ türetilmiştir. Aynı haritalar kullanılarak 1946 senesinde Gauss-Krüger projeksiyoı sisteminde 1/500000 ölçekli hipsometrik haritalar da yapılmıştır.

1925 senesinde 657 Sayılı yasa ile “Harita Genel Mudürluğü” (halen Harita Genel Komutanlığı) ismiyle tekrardan örgütlenen Hariita Komisyonu 1/25000 ölçekli ülke temel hanitalarının yapııını da planlamıştır. Önceleri Clark Elipsoidi üstünde ve Bonne projeksiyon yöntemine bakılırsa süregelen emek harcamalar; hanita faaliyetlerini organize etmek suretiyle 1932-1934 yıllarında Türkiye’ye çağrılan Alman Profesör H.Boltz’un önerilerine uyularak, Entemasyonal Elipsoid boyutlannda ve Gauss-Krüger projeksiyon yönteminde sürdürülmüştür. Grad bölümlü ve gereksinimlere bakılırsa değişik başiangıçlarla meydana getirilen bu haritaların, 1946 senesinde alınan bir kararla, 6 derecelik UTM projeksiyon ilkelerine bakılırsa yapılmasına geçilmiş ve emek harcamalar izleyen yıllarda bu şekilde yürütülmüştür. Türkiye’nin 1/25000 ölçekli temel haritaları, fotogrametrik yöntem uygulanarak tamamlanmış, bunlara dayalı olarak da 1/50000, 1/100000 ve 1/250000 ölçekli haritalar üretilmiştir.

Türk deniz haritacılığında ilk eserlere 15. yüzyılın ikinci yarısında rastlanır. Fakat Türklerin Selçuklular döneminde denize açılmış oldukları düşünülürse, o tarihlerde denizleıle ilgili geniş bilgi edinmiş oldukları söylenebilir.

Ibrahim Reis’in, Piri Reis’in ünlü eserlerinden sonrasında Seydi Ali Reis’in 16. yüzyıl ortalarında maceralı bir seyahat sonunda yazdığı “Mir’atül Kainat”, “Muhit”, “Mir’atül Memalik”, “Hülasatül-Hey’a fi Çeviri-i Risaletül Fethiyye” benzer biçimde kıymetli eserlerin, Türtk denizciliğinin gelişmesine mühim katkıları olmuştur. Halen Topkapı müzesinde bulunan Ali Macar Reis’in ünlü atlasında 6 tane deniz haritası mevcuttur.

Bu kıymetli eserlerden sonrasında ortalama 250 senelik süre kesiminde, deniz haritacılığına ilişkin mühim atılımlara rastlanamamaktadır. 18. yüzyılın sonlarında ise Deniz Harp Okulu’nun açılmasıyla, deniz hantacılığında bilimsel çalışmaların sonucu, ilk deniz haritası 1830 senesinde, Heybeliada Deniz Harp Okulu’nda basılan, “Karadeniz Haritası” olmuştur.

1900 ve 1901 yıllarında İngiltere’ye gönderilen genç deniz subayları, deniz haritalarının yapımına ilişkin kuramsal ve uygulamalı bilgiler edinmişİer ve yurda döndüklerinde bakır grave yöntemiyle Istanbul’da deniz haritalan basmaya başlam ışlardır. Bu haritalar, Ingilizlerin ADMIRALTY deniz hatitaiarınırı tercümesi şeklinde yapılmış, deniz ölçmeleriııe ilişkin bir faaliyete bu zamanda geçilememiştir.

1909 senesinde, sonraları "Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi” adıyla deniz haritacılığında kıymetli hizmetler verecek olan kuruluşun ilk çekirdeği, ordu içinde bir şube olarak göreve başlamiştır. Zaman içinde gelişen müessese, 1950 senesinde bügünkü yapısına kavuşturulmuştur. Günümüzde. Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daıresi, çağdaş araç ve gererçlerte. dünya standaı-tlanna uygun. orijinal ölçmelere dayalı deniz haritalannı üretmektedir

Haritanın yurt savunmasındaki ehemmiyet; sebebiyle, bu alandaki emek harcamalar, başka ülkelerde olduğu benzer biçimde Türkiye’de de askeri kuruluşlar tarafınca yürütülmüştür. 20. yüzyılın getirmiş olduğu ekonomik ve teknik gelişmeler, sivil hizmetlerde de hantanın önemini ortaya çıkarmıştır. Her türlü mühendislik projelerinin alt yapısını oluşturan harita isteği, askeri aınaç~ı ü1e haıitalanyla karşılanmaya çalışılmış; ama daha büyük ölçekli ve değişik anaçlı Iıaritaların yapımına gereksinme duyulması, sivil kuruluşlarda da harkactltk çaiışmalannı mecburi hale getirmiştir. Ozellikle kadastro çalışmalan Ikincı Meşnıtiyet’ın ilanından sonrasında, 1908 senesinde adım atmıştır. Konya ovasında kurulan t~r triyangülasyon ağına bağlı olarak kadastro planları yapılmıştır. 1915 senesinde Alman uzman Krayer’in yönetiminde, Istanbul’un bir kısım yerinde kadastro çatışmalarına baştanılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın zorlayıcı koşulları altında, bu emek harcamalar fazla sürdürülememiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonrasında 1925 senesinde 658 SayılıYasa ile “Tapu Müdüriyeti Umumiyesi” (Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü) ne bağlı bir “Kadastro” örgütü kurularak çalışmalara başlanmıştır. Emekler, Türk hantacılık tarihinde çağdaş kadastronun kurucu5u olarak malum Halit Ziya Türkkan (1866-1966)’ın yönetiminde başlatılrmştı r. Lüzumlu personelin yetiştirilmesi amacıyla, o tarihlerde, yüksek dereceli birKadastro Okulu açılarak öğretime adım atmıştır. Bu okulun yapısı daha sonralari, oaa dereceli öğretim meydana getirecek şekilde. değiştirilmiştir.

Kadastro hizmetleri, tekniğin sağlamış olduğu araç ve gereçlerle, günümüzde büyük bir hızla sürdürülmektedir. il, ilçe, şehir ve köylerin değişik ölçekli kadastro planlarının yanı sıra, başka kuruluşların proje çalışmalarında kullanılan, 1/5000 ölçekli. değiştirilmiş JTM projeksiyon sisteminde ve fotogrametrik yöntemle topoğrafik ve Topoğrafik-Kadastral-Stanldart haritaların üretimi de 1950 yılından bu zamana kadar devam etmektedir. Bu haritalar, Harita Genel Komutanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün ortak emekleri ile yürütülmektedir.

Kentlerin bayındır planı, eleitrik, su, kanalizasyon benzer biçimde alt yapı projelerinde kullanılmak suretiyle, büyük ölçekli h~rita emekleri da yapılmaktadır. İlk şehir haritası 1910 senesinde İstanbul’da ya~lmıştır. Çalışmalara bir Fransız şirketi başlamış, ama işler sonradan bir Almm firmasına devredilmiş; bir süre sonra da bir Türk yüklenici tarafınca işler tamamhnmıştır. İstanbul’un bu ilk haritası “Alman Haritası” olarak bilinir.

Şehir haritaları mahalli ymetimler ya da onlar adına İller Bankası Genel Müdürlüğü Harita Dairesi Başkanlığı tarafınca yükleniciler eliyle yaptırılmaktadır. Üretilen haritaların temel ölçep 1/1000 dir. Kentin durumuna bakılırsa bu haritalardan 1/2000 ya da 1/5000 ölçekli iıçültülmüş haritalar da türetilmektedir.

1974 yılına kadar kadastro ve şehir vaziyet haritaları ayrı Teknik Yönetmelik’lere bakılırsa yapılmaktaydı. 1974 tarihinde yürürlüğe giren ve ara sıra değişikliğe uğrayan Teknik Yönemelik’le haritaların yapımında standart birliği sağlanmış, büyük ölçekli haritalar, belirtilen tarihten bu zamana kadar aynı standartlarda üretilmeye başlanmışttr.

Harita Genel Komutanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve İller Bankası Genel Müdürlüğü benzer biçimde harita yapmakla görevli kuruluşların yanı sıra Karayolları, Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü benzer biçimde sayılabilecek kamu kuruluşları, hizmetlerinin gereği olan büyük ölçekli etüt ve aplikasyon haritalarını kendi olanaklarıyla ya da yüklenici eliyle yapabilmektedirler.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Haritacılık Nedir
Haritacılık Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/haritaclk-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/haritaclk-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content