Özgürlük ile ilgili kompozisyon DİDÂR-I HüRRİYET… Hedefim; etik değerleri haiz ve eğitici ‘edifying' nitelikli yazıları...
Özgürlük ile ilgili kompozisyon
DİDÂR-I HüRRİYET…
Hedefim; etik değerleri haiz ve eğitici ‘edifying' nitelikli yazılarımla dimağları ışıtmak, yürekleri ısıtmak ve gönülleri açmak için bir şeyler yazmak ve bu tarz şeyleri güzel insanımızla paylaşmaktır. Bu iz'ânla, her yaşa ve her kültüre hitâb eden; asla kasâvet değil, inşirâh sunan; lâfzî ve ruhî zâviyelerden sitemizin temel ilke ve kurallarıyla da muvâfık şiirler ve düzyazılar istihsâl etmeye çalışmaktayım.
Bu vesileyle, şahsıma münhasır üslûbum ve özgü lehçe-i lisânımla “dil-eğitim-kültür†bileşkesi bazında yararlı olduğuma inandığım sürece bu mukaddes kamu hizmetime devam etmek isterim. Yazılarımın 'apolitik' olması bir ihtimal bazı okurlarımı hoşnut kılmamaktadır; lâkin bu hususta kendilerinin engin hoşgörü ve yüksek anlayışı esirgemeyeceklerini ummaktayım.
Tüm yaratılanlar içinde insanı öbürlerinden ayıran en mühim özellik 'düşünebilme' kabiliyetidir. İşte bundan dolayı insan, en kusursuz ve de o denli anlaşılması güç bir varlıktır. İnsan, yaşamış olduğu sürece düşünür; bir başka deyişle, düşünebildiği sürece vardır. Skolastik felsefenin büyük düşünürlerinden René Descartes, meşhur veciz sözü “Cogito, sum exito!â€, doğrusu “Düşünüyorum, öyleyse varım!†diyerek düşünmenin yaşadığımız sürece taşıdığımız kuvvetli bir potansiyel olduğuna çağlar öncesi işaret etmiştir.
Lûgat manâsıyla; 'düşünmek': Bir sonuca varmak amacıyla detayları-bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak, fikir üretmek, zihnî yetiler oluşturmak, muhakeme etmek.
Arapça menşe'li 'idrâk' ise: 1.Anlama kabiliyeti, anlayış, akıl erdirme. 2.Erişme, erişme. 3.fel. Idrak.
Gene Arapça menşe'li 'özgürlük': Özgürlük, serbestlik, hür oluş. Adâlet kanununda ve te'dibte, başka asla kimse hiç kimseye saldırı ve tahakküm etmemesi ve her insanın hukukunun meşru' olarak korunması, her insanın meşru' hareketlerinde tam özgür olması.
İnsana karşı özgürlük Tanrı'a karşı umûdiyeti tazammun eder. Meâlen imân ne kadar muhteşem olursa, o aşama özgürlük parlar.
Büyük vatan şairimiz Namık Kemal, Özgürlük Kasidesi'nin bir beytinde:
“Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyyet
Çalış, idraki kaldır muktedirsen âdemiyyetten…â€
Açıklaması:
“Zulüm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak mümkün değil; eğer kendinde o gücü görüyorsan, insanoğlundan idraki, anlama kabiliyetini, kaldırmaya çalışâ€¦â€
diye seslenerek değişmez hakikati seneler öncesinden ne güzel terennüm etmiştir.
Farsça menşe'li 'dâd': Hakkaniyet. Hak, doğruluk. İnsaf. Olumsuzluk öneki 'bî-' ile birleştiğinde bî-dâd: Zâlimlik. Zulüm. İşkence. Adaletsizlik.
Hulâsa, idrâk yok edilemeyeceğine bakılırsa hiçbir menfî davranış ve muâmele ile özgürlük de yok edilemez.
Cumhuriyetimizin millî marşı; Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde duyulan gerekseme üstüne, güftesi Mehmet Âkif Ersoy tarafınca yazılmış, bestesi Osman Akıllı üngör tarafınca yapılmıştır. İstiklâl marşımızın külliyen tamamında ve bâhusus 3.kıt'asında zikredildiği veçhile, yüce milletimiz tarih süresince dâim hür yaşamış olup, biz Türkler kadar özgürlük âşığı bir başka millet zuhur etmemiştir.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. (İstiklal Marşı, 3.kıt'a)
“Allah, milletimize tekrar İstiklâl Marşı yazdırmasın.†diyen Mehmet Âkif Ersoy, bu görkemli millî marşımızda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine itimatını, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirmiştir.
İstiklâl Marşımız T.B.M.M.'de 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Bu vesileyle Mehmet Âkif Ersoy'u minnet ve rahmet ve saygıyla anarım.
Didâr-ı hürriyete ‘hürriyetin güzel yüzü' âşık bir Türk olarak diyorum ki:
Kalmayınca cesâretin adım atar bigün esâretin;
Maraz doğar merhametten, yarar gelmez nedâmetten…
Hedefim; etik değerleri haiz ve eğitici ‘edifying' nitelikli yazılarımla dimağları ışıtmak, yürekleri ısıtmak ve gönülleri açmak için bir şeyler yazmak ve bu tarz şeyleri güzel insanımızla paylaşmaktır. Bu iz'ânla, her yaşa ve her kültüre hitâb eden; asla kasâvet değil, inşirâh sunan; lâfzî ve ruhî zâviyelerden sitemizin temel ilke ve kurallarıyla da muvâfık şiirler ve düzyazılar istihsâl etmeye çalışmaktayım.
Bu vesileyle, şahsıma münhasır üslûbum ve özgü lehçe-i lisânımla “dil-eğitim-kültür†bileşkesi bazında yararlı olduğuma inandığım sürece bu mukaddes kamu hizmetime devam etmek isterim. Yazılarımın 'apolitik' olması bir ihtimal bazı okurlarımı hoşnut kılmamaktadır; lâkin bu hususta kendilerinin engin hoşgörü ve yüksek anlayışı esirgemeyeceklerini ummaktayım.
Tüm yaratılanlar içinde insanı öbürlerinden ayıran en mühim özellik 'düşünebilme' kabiliyetidir. İşte bundan dolayı insan, en kusursuz ve de o denli anlaşılması güç bir varlıktır. İnsan, yaşamış olduğu sürece düşünür; bir başka deyişle, düşünebildiği sürece vardır. Skolastik felsefenin büyük düşünürlerinden René Descartes, meşhur veciz sözü “Cogito, sum exito!â€, doğrusu “Düşünüyorum, öyleyse varım!†diyerek düşünmenin yaşadığımız sürece taşıdığımız kuvvetli bir potansiyel olduğuna çağlar öncesi işaret etmiştir.
Lûgat manâsıyla; 'düşünmek': Bir sonuca varmak amacıyla detayları-bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak, fikir üretmek, zihnî yetiler oluşturmak, muhakeme etmek.
Arapça menşe'li 'idrâk' ise: 1.Anlama kabiliyeti, anlayış, akıl erdirme. 2.Erişme, erişme. 3.fel. Idrak.
Gene Arapça menşe'li 'özgürlük': Özgürlük, serbestlik, hür oluş. Adâlet kanununda ve te'dibte, başka asla kimse hiç kimseye saldırı ve tahakküm etmemesi ve her insanın hukukunun meşru' olarak korunması, her insanın meşru' hareketlerinde tam özgür olması.
İnsana karşı özgürlük Tanrı'a karşı umûdiyeti tazammun eder. Meâlen imân ne kadar muhteşem olursa, o aşama özgürlük parlar.
Büyük vatan şairimiz Namık Kemal, Özgürlük Kasidesi'nin bir beytinde:
“Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyyet
Çalış, idraki kaldır muktedirsen âdemiyyetten…â€
Açıklaması:
“Zulüm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak mümkün değil; eğer kendinde o gücü görüyorsan, insanoğlundan idraki, anlama kabiliyetini, kaldırmaya çalışâ€¦â€
diye seslenerek değişmez hakikati seneler öncesinden ne güzel terennüm etmiştir.
Farsça menşe'li 'dâd': Hakkaniyet. Hak, doğruluk. İnsaf. Olumsuzluk öneki 'bî-' ile birleştiğinde bî-dâd: Zâlimlik. Zulüm. İşkence. Adaletsizlik.
Hulâsa, idrâk yok edilemeyeceğine bakılırsa hiçbir menfî davranış ve muâmele ile özgürlük de yok edilemez.
Cumhuriyetimizin millî marşı; Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde duyulan gerekseme üstüne, güftesi Mehmet Âkif Ersoy tarafınca yazılmış, bestesi Osman Akıllı üngör tarafınca yapılmıştır. İstiklâl marşımızın külliyen tamamında ve bâhusus 3.kıt'asında zikredildiği veçhile, yüce milletimiz tarih süresince dâim hür yaşamış olup, biz Türkler kadar özgürlük âşığı bir başka millet zuhur etmemiştir.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. (İstiklal Marşı, 3.kıt'a)
“Allah, milletimize tekrar İstiklâl Marşı yazdırmasın.†diyen Mehmet Âkif Ersoy, bu görkemli millî marşımızda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine itimatını, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirmiştir.
İstiklâl Marşımız T.B.M.M.'de 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Bu vesileyle Mehmet Âkif Ersoy'u minnet ve rahmet ve saygıyla anarım.
Didâr-ı hürriyete ‘hürriyetin güzel yüzü' âşık bir Türk olarak diyorum ki:
Kalmayınca cesâretin adım atar bigün esâretin;
Maraz doğar merhametten, yarar gelmez nedâmetten…
Tabiat ile ilgili kompozisyon emek harcaması iyi mi yapılır?
Hakkaniyet ile ilgili kompozisyon emek harcaması iyi mi yapılır?
Hoşgörü ile ilgili kompozisyon emek harcaması iyi mi yapılır?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
DİDÂR-I HüRRİYET…
Hedefim; etik değerleri haiz ve eğitici ‘edifying' nitelikli yazılarımla dimağları ışıtmak, yürekleri ısıtmak ve gönülleri açmak için bir şeyler yazmak ve bu tarz şeyleri güzel insanımızla paylaşmaktır. Bu iz'ânla, her yaşa ve her kültüre hitâb eden; asla kasâvet değil, inşirâh sunan; lâfzî ve ruhî zâviyelerden sitemizin temel ilke ve kurallarıyla da muvâfık şiirler ve düzyazılar istihsâl etmeye çalışmaktayım.
Bu vesileyle, şahsıma münhasır üslûbum ve özgü lehçe-i lisânımla “dil-eğitim-kültür†bileşkesi bazında yararlı olduğuma inandığım sürece bu mukaddes kamu hizmetime devam etmek isterim. Yazılarımın 'apolitik' olması bir ihtimal bazı okurlarımı hoşnut kılmamaktadır; lâkin bu hususta kendilerinin engin hoşgörü ve yüksek anlayışı esirgemeyeceklerini ummaktayım.
Tüm yaratılanlar içinde insanı öbürlerinden ayıran en mühim özellik 'düşünebilme' kabiliyetidir. İşte bundan dolayı insan, en kusursuz ve de o denli anlaşılması güç bir varlıktır. İnsan, yaşamış olduğu sürece düşünür; bir başka deyişle, düşünebildiği sürece vardır. Skolastik felsefenin büyük düşünürlerinden René Descartes, meşhur veciz sözü “Cogito, sum exito!â€, doğrusu “Düşünüyorum, öyleyse varım!†diyerek düşünmenin yaşadığımız sürece taşıdığımız kuvvetli bir potansiyel olduğuna çağlar öncesi işaret etmiştir.
Lûgat manâsıyla; 'düşünmek': Bir sonuca varmak amacıyla detayları-bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak, fikir üretmek, zihnî yetiler oluşturmak, muhakeme etmek.
Arapça menşe'li 'idrâk' ise: 1.Anlama kabiliyeti, anlayış, akıl erdirme. 2.Erişme, erişme. 3.fel. Idrak.
Gene Arapça menşe'li 'özgürlük': Özgürlük, serbestlik, hür oluş. Adâlet kanununda ve te'dibte, başka asla kimse hiç kimseye saldırı ve tahakküm etmemesi ve her insanın hukukunun meşru' olarak korunması, her insanın meşru' hareketlerinde tam özgür olması.
İnsana karşı özgürlük Tanrı'a karşı umûdiyeti tazammun eder. Meâlen imân ne kadar muhteşem olursa, o aşama özgürlük parlar.
Büyük vatan şairimiz Namık Kemal, Özgürlük Kasidesi'nin bir beytinde:
“Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyyet
Çalış, idraki kaldır muktedirsen âdemiyyetten…â€
Açıklaması:
“Zulüm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak mümkün değil; eğer kendinde o gücü görüyorsan, insanoğlundan idraki, anlama kabiliyetini, kaldırmaya çalışâ€¦â€
diye seslenerek değişmez hakikati seneler öncesinden ne güzel terennüm etmiştir.
Farsça menşe'li 'dâd': Hakkaniyet. Hak, doğruluk. İnsaf. Olumsuzluk öneki 'bî-' ile birleştiğinde bî-dâd: Zâlimlik. Zulüm. İşkence. Adaletsizlik.
Hulâsa, idrâk yok edilemeyeceğine bakılırsa hiçbir menfî davranış ve muâmele ile özgürlük de yok edilemez.
Cumhuriyetimizin millî marşı; Türk Kurtuluş Savaşı'nın en çetin döneminde duyulan gerekseme üstüne, güftesi Mehmet Âkif Ersoy tarafınca yazılmış, bestesi Osman Akıllı üngör tarafınca yapılmıştır. İstiklâl marşımızın külliyen tamamında ve bâhusus 3.kıt'asında zikredildiği veçhile, yüce milletimiz tarih süresince dâim hür yaşamış olup, biz Türkler kadar özgürlük âşığı bir başka millet zuhur etmemiştir.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi deli bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. (İstiklal Marşı, 3.kıt'a)
“Allah, milletimize tekrar İstiklâl Marşı yazdırmasın.†diyen Mehmet Âkif Ersoy, bu görkemli millî marşımızda, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine itimatını, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirmiştir.
İstiklâl Marşımız T.B.M.M.'de 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilmiştir. Bu vesileyle Mehmet Âkif Ersoy'u minnet ve rahmet ve saygıyla anarım.
Didâr-ı hürriyete ‘hürriyetin güzel yüzü' âşık bir Türk olarak diyorum ki:
Kalmayınca cesâretin adım atar bigün esâretin;
Maraz doğar merhametten, yarar gelmez nedâmetten…
YORUMLAR