KABAK a. 1. Birçok türü sebze olarak yetiştirilen, iri meyveli otsu nebat. (Bil. a. cu- curbita; kabakgiller familyası.) 2. Bu bitki...
KABAK a.
1. Birçok türü sebze olarak yetiştirilen, iri meyveli otsu nebat. (Bil. a. cu- curbita; kabakgiller familyası.)
2. Bu bitkinin değişik şekil, boy ve renkteki meyvesi.
3. Esrar içenlerin kullandığı bir tür nargile.
4. Kabak (birinin) başına patlamak, başlangıcında patlamak, fena bir işin ya da olayın doğmasına birçok kimse yol açmışken bundan yalnızca bir şahıs zarar görmek, görevli sayılmak: Hepsi işin içinden sıyrılmış, kabak benim başıma patlamıştı. || Kabak çiçeği benzer biçimde açılmak, sıkılganlık ve çekingenlikten kısa zamanda sıyrılarak aşırılığa varacak seviyede rahat, özgür davranışlar içinde olmak. || Kabak benzer biçimde, çıplak, tüyleri dökülmüş olan. || Kabak benzer biçimde ortada, besbelli, apaçık: Her şey kabak benzer biçimde ortadayken gizlemen olanaksız. || Kabak tadı vermek, bir mevzu sık sık yinelenerek bıktırıcı, usanç verici bir kalite kazanmaya adım atmak: Aynı sözler, aynı sözler, tabak tadı verdi artık.
—Bot. Lif kabağı, koyu sarı çiçekli, biryıllık tırmanıcı nebat. (Silindir biçimindeki meyvesinin içi liflidir ve olgunlaşınca kurur. Anavatanı Mısır ve Arabistan'dır, Türkiye' nin cenup bölgelerinde de bahçelerde yetiştirilir. Bil. a. Luffa cylindrica.) ||Su kabağı, biryıllık, tırmanıcı ve otsu nebat. (Çiçekleri beyaz ve uzun saplıdır. Meyvesi değişik biçimlerde olabilir; bilhassa testi biçiminde olanı Türkiye'de de yetiştirilir. Tohumları saponin ve durağan(durgun) bir yağ ihtiva eder. Dahilen idrar artırıcı, müshil ve ateş düşürücü olarak kullanılır. Bil. a. Lagenaria vulgaris.)
—Esk. sil. Kabak meydanı, osmanlı döneminde ok atılan meydanlara verilen ad.
—Mutf. Kabak bastısı, doğranmış sakız kabağı, kıyma, domates, biber, yağ ve tuzla meydana getirilen ve sıcak yenen bir tencere yemeği. || Kabak borani, haşlanıp ufak ufak doğranmış sakız kabağının üstüne soğanla kavrulmuş kıyma ve sarmısaklı yoğurt dökülerek meydana getirilen bir yiyecek. (üstüne kızgın tereyağı gezdirip sıcak olarak ya da kıyma koymadan soğuk olarak yenir.) || Kabak dolması, sakız kabaklarının ortasını oyup içine kıymalı dolma içi doldurularak meydana getirilen ve sıcak yenen bir dolma türü. || Kabak kızartması, dilimlenmiş kabakları una ya da un ve yumurtayla hazırlanan bulamaca batırıp kızgın yağda kızartarak meydana getirilen yiyecek. (üstüne yoğurt ya da sarmısaklı yoğurt dökülerek yenir.) || Kabak musakkası, doğranmış sakız kabağının üstüne soğanla kavrulmuş domatesli kıyma döküp fırında ya da kısık ocakta pişirerek meydana getirilen yiyecek. || Kabak ograten, dilimlenmiş ve haşlanmış kabağın üstüne beşamel sos döküp üstü kızarıncaya değin fırında pişirerek meydana getirilen yiyecek. (Piştikten sonrasında üstüne rendeden geçirilmiş kaşar peyniri serpilir.) || Kabak tatlısı, bal kabağı, helvacı kabağı ya da kestane kabağıyla meydana getirilen bir tür tatlı. (Dış kabukları soyulup kesilen kabakların üstüne toz şeker dökülür ve şekeri emip sulanıncaya değin bekletilir. Hemen sonra birazcık su ilave edildikten sonra yumuşayıncaya değin pişirilir. üstüne dövülmüş ceviz içi, fındık, badem vb. serpilir Kabakları bir süre haşladıktan sonrasında, haşlama suyuyla şerbet yapmış olup üstüne dökülerek de hazırlanmış olur.)
♦ sıf.
1. Görgüsüz, kaba kimse için kullanılır.
2. Kavun, karpuz için, olgunlaşmamış, ham.
3. Dazlak, saçsız kafa için kullanılır.
4. Aşınmış, yüzeyi düzleşmiş tekerlek için kullanılır.
5. Kabak çıkmak, sözkonusu kavun, karpuz vb. ise, olgun olmamak, ham çıkmak. || Kabak katalı, saçları dökülmüş ya da ustura ile kazınmış olan; bilgi ve görgüden yoksun, aptal: O kabak kafalı bu şekilde inceliklerden ne anlamış olur?
—Mad. oc. Kabak direk, bir maden ocağında kontak taşlarına düşey ya da dikey olarak, yerleştirilen ağaç ya da metal her tür tahkimat öğesi,
—Müz. Kabak kemane, türk halk müziğinde kullanılan ve su kabağından meydana getirilen bir tür yaylı çalgı. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. SU kabağı ve lif kabağından başka tüm kabak türleri cucurbita cinsindendir. ABD kökenli olan bu bitkiler en eski sebzelerden biridir. Meyvesi körpeyken olduğu benzer biçimde olgunlaştıktan sonrasında da pişirilerek yenir. Etinin büyük bir gıda kıymeti yoktur; bazı ülkelerde kavrularak yenen çekirdekleri iyi kaliteli yağca zengindir. Bazı geç çeşitlerinin meyvesi aylarca saklanabilir.
Türkiye'de yetiştirilen başlıca cucurbita cinsleri şunlardır: bal kabağı (cucurbita moschata), meyvesi kalınca ve silindir biçiminde, üstü çoğu zaman muntazam, etli kısmı sarı-turuncu renkte iri meyveler verir; helvacı kabağı ya da kestane kabağı (C. maxima), küremsi ya da basık küremsi halde, üstü dilimli, pürtüklü ya da düz, kirli sarı ya da kırmızımtırak renkte iri meyve yapar; bunlar çoğu zaman tatlı yapılarak yenir; sakız kabağı (C. pepo), silindir biçiminde, kirli beyaz kabuklu, beyazımsı etli ince uzun meyve yapar. Yalnız kabak adıyla da anılır ve sebze olarak tüketilir.
Kabak ilkbaharda, don tehlikesi kalmayınca ekilir. Yüksek sıcaklıktan hoşlanır, ilk ekilenler için korunaklı bölgeler tercih edilir.
—Halk. hek. Kabağın olgun ve taze tohumları (kabak çekirdeği), zehirliliği bulunmayan bir kurt ve şerit düşürücüdür. Yakındoğu'da tenya düşürücü olarak bilhassa çocuklarda geniş seviyede kullanılır. Dış soyulmuş olan taze çekirdekten küçüklere 30-40 g, yetişkinlere 50-100 g bir defada ve aç karnına verilir. Kolaylıkla alınmasını sağlamak için kabuğu soyulmuş çekirdekler bir havanda ezilerek bal ya da şekerle karıştırılıp macun haline getirilir. Bağırsak asalaklarını kolaylıkla dışarı atabilmek için çekirdekler alındıktan bir saat sonrasında bir müshil verilmelidir.
—Müz. Kabak kemane'nin gövdesi, su kabağı uzunlamasına ikiye bölünerek yapılır. üstüne kenarları kabağın dışına gelecek halde deri geçirilir ve tahtadan sap takılır. üç tellidir; son zamanlarda iki telli olanları da kullanılmaktadır. Eşiği birazcık yüksekçe ve tahtadandır. Altında mısra dayamaya yarayan ince ve uzunca bir çubuk bulunur. Tahtadan yapılmış ve üstüne çoğu zaman at kılı gerilmiş yayla, mısra dayanarak çalınır.
1. Birçok türü sebze olarak yetiştirilen, iri meyveli otsu nebat. (Bil. a. cu- curbita; kabakgiller familyası.)
2. Bu bitkinin değişik şekil, boy ve renkteki meyvesi.
3. Esrar içenlerin kullandığı bir tür nargile.
4. Kabak (birinin) başına patlamak, başlangıcında patlamak, fena bir işin ya da olayın doğmasına birçok kimse yol açmışken bundan yalnızca bir şahıs zarar görmek, görevli sayılmak: Hepsi işin içinden sıyrılmış, kabak benim başıma patlamıştı. || Kabak çiçeği benzer biçimde açılmak, sıkılganlık ve çekingenlikten kısa zamanda sıyrılarak aşırılığa varacak seviyede rahat, özgür davranışlar içinde olmak. || Kabak benzer biçimde, çıplak, tüyleri dökülmüş olan. || Kabak benzer biçimde ortada, besbelli, apaçık: Her şey kabak benzer biçimde ortadayken gizlemen olanaksız. || Kabak tadı vermek, bir mevzu sık sık yinelenerek bıktırıcı, usanç verici bir kalite kazanmaya adım atmak: Aynı sözler, aynı sözler, tabak tadı verdi artık.
—Bot. Lif kabağı, koyu sarı çiçekli, biryıllık tırmanıcı nebat. (Silindir biçimindeki meyvesinin içi liflidir ve olgunlaşınca kurur. Anavatanı Mısır ve Arabistan'dır, Türkiye' nin cenup bölgelerinde de bahçelerde yetiştirilir. Bil. a. Luffa cylindrica.) ||Su kabağı, biryıllık, tırmanıcı ve otsu nebat. (Çiçekleri beyaz ve uzun saplıdır. Meyvesi değişik biçimlerde olabilir; bilhassa testi biçiminde olanı Türkiye'de de yetiştirilir. Tohumları saponin ve durağan(durgun) bir yağ ihtiva eder. Dahilen idrar artırıcı, müshil ve ateş düşürücü olarak kullanılır. Bil. a. Lagenaria vulgaris.)
—Esk. sil. Kabak meydanı, osmanlı döneminde ok atılan meydanlara verilen ad.
—Mutf. Kabak bastısı, doğranmış sakız kabağı, kıyma, domates, biber, yağ ve tuzla meydana getirilen ve sıcak yenen bir tencere yemeği. || Kabak borani, haşlanıp ufak ufak doğranmış sakız kabağının üstüne soğanla kavrulmuş kıyma ve sarmısaklı yoğurt dökülerek meydana getirilen bir yiyecek. (üstüne kızgın tereyağı gezdirip sıcak olarak ya da kıyma koymadan soğuk olarak yenir.) || Kabak dolması, sakız kabaklarının ortasını oyup içine kıymalı dolma içi doldurularak meydana getirilen ve sıcak yenen bir dolma türü. || Kabak kızartması, dilimlenmiş kabakları una ya da un ve yumurtayla hazırlanan bulamaca batırıp kızgın yağda kızartarak meydana getirilen yiyecek. (üstüne yoğurt ya da sarmısaklı yoğurt dökülerek yenir.) || Kabak musakkası, doğranmış sakız kabağının üstüne soğanla kavrulmuş domatesli kıyma döküp fırında ya da kısık ocakta pişirerek meydana getirilen yiyecek. || Kabak ograten, dilimlenmiş ve haşlanmış kabağın üstüne beşamel sos döküp üstü kızarıncaya değin fırında pişirerek meydana getirilen yiyecek. (Piştikten sonrasında üstüne rendeden geçirilmiş kaşar peyniri serpilir.) || Kabak tatlısı, bal kabağı, helvacı kabağı ya da kestane kabağıyla meydana getirilen bir tür tatlı. (Dış kabukları soyulup kesilen kabakların üstüne toz şeker dökülür ve şekeri emip sulanıncaya değin bekletilir. Hemen sonra birazcık su ilave edildikten sonra yumuşayıncaya değin pişirilir. üstüne dövülmüş ceviz içi, fındık, badem vb. serpilir Kabakları bir süre haşladıktan sonrasında, haşlama suyuyla şerbet yapmış olup üstüne dökülerek de hazırlanmış olur.)
♦ sıf.
1. Görgüsüz, kaba kimse için kullanılır.
2. Kavun, karpuz için, olgunlaşmamış, ham.
3. Dazlak, saçsız kafa için kullanılır.
4. Aşınmış, yüzeyi düzleşmiş tekerlek için kullanılır.
5. Kabak çıkmak, sözkonusu kavun, karpuz vb. ise, olgun olmamak, ham çıkmak. || Kabak katalı, saçları dökülmüş ya da ustura ile kazınmış olan; bilgi ve görgüden yoksun, aptal: O kabak kafalı bu şekilde inceliklerden ne anlamış olur?
—Mad. oc. Kabak direk, bir maden ocağında kontak taşlarına düşey ya da dikey olarak, yerleştirilen ağaç ya da metal her tür tahkimat öğesi,
—Müz. Kabak kemane, türk halk müziğinde kullanılan ve su kabağından meydana getirilen bir tür yaylı çalgı. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. SU kabağı ve lif kabağından başka tüm kabak türleri cucurbita cinsindendir. ABD kökenli olan bu bitkiler en eski sebzelerden biridir. Meyvesi körpeyken olduğu benzer biçimde olgunlaştıktan sonrasında da pişirilerek yenir. Etinin büyük bir gıda kıymeti yoktur; bazı ülkelerde kavrularak yenen çekirdekleri iyi kaliteli yağca zengindir. Bazı geç çeşitlerinin meyvesi aylarca saklanabilir.
Türkiye'de yetiştirilen başlıca cucurbita cinsleri şunlardır: bal kabağı (cucurbita moschata), meyvesi kalınca ve silindir biçiminde, üstü çoğu zaman muntazam, etli kısmı sarı-turuncu renkte iri meyveler verir; helvacı kabağı ya da kestane kabağı (C. maxima), küremsi ya da basık küremsi halde, üstü dilimli, pürtüklü ya da düz, kirli sarı ya da kırmızımtırak renkte iri meyve yapar; bunlar çoğu zaman tatlı yapılarak yenir; sakız kabağı (C. pepo), silindir biçiminde, kirli beyaz kabuklu, beyazımsı etli ince uzun meyve yapar. Yalnız kabak adıyla da anılır ve sebze olarak tüketilir.
Kabak ilkbaharda, don tehlikesi kalmayınca ekilir. Yüksek sıcaklıktan hoşlanır, ilk ekilenler için korunaklı bölgeler tercih edilir.
—Halk. hek. Kabağın olgun ve taze tohumları (kabak çekirdeği), zehirliliği bulunmayan bir kurt ve şerit düşürücüdür. Yakındoğu'da tenya düşürücü olarak bilhassa çocuklarda geniş seviyede kullanılır. Dış soyulmuş olan taze çekirdekten küçüklere 30-40 g, yetişkinlere 50-100 g bir defada ve aç karnına verilir. Kolaylıkla alınmasını sağlamak için kabuğu soyulmuş çekirdekler bir havanda ezilerek bal ya da şekerle karıştırılıp macun haline getirilir. Bağırsak asalaklarını kolaylıkla dışarı atabilmek için çekirdekler alındıktan bir saat sonrasında bir müshil verilmelidir.
—Müz. Kabak kemane'nin gövdesi, su kabağı uzunlamasına ikiye bölünerek yapılır. üstüne kenarları kabağın dışına gelecek halde deri geçirilir ve tahtadan sap takılır. üç tellidir; son zamanlarda iki telli olanları da kullanılmaktadır. Eşiği birazcık yüksekçe ve tahtadandır. Altında mısra dayamaya yarayan ince ve uzunca bir çubuk bulunur. Tahtadan yapılmış ve üstüne çoğu zaman at kılı gerilmiş yayla, mısra dayanarak çalınır.
Kaynak: Büyük Larousse
Kabak Yetiştiriciliği
Kabak Sufle Tarifi
Kabak Salatası Tarifi
kabak
isim, botanik
1 . Kabakgillerden, birçok türleri olan bir nebat (Cucurbita).
2 . Bu bitkinin türlerine gore yemeği ve tatlısı meydana getirilen ürünü.
3 . Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile.
4 . ödat Bilgisiz, görgüsüz, kaba.
5 . ödat (kavun, karpuz için) Ham, tatsız.
6 . ödat Tüysüz, dazlak:
"Kaba kabak benzer biçimde tıraşlı!"- H. E. Adıvar.
7 . ödat (taşıt lastikleri için) Tırtılları aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan.
8 . Kabak kemane:
"Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar."- Ö. Seyfettin.
9 . halk ağzında Kısa boynuzlu hayvan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kabak (birinin) başına (ya da başlangıcında) patlamak
kabak çıkmak (karpuz, kavun vb. için)
kabak benzer biçimde
Birleşik Sözler
kabak çekirdeği
kabak çiçeği
kabak dolması
kabak kafalı
kabak kemane
kabak tadı
kabak tatlısı
armut kabağı
asma kabağı
bal kabağı
barut kabağı
boru kabağı
helvacı kabağı
kantar kabağı
kestane kabağı
sakız kabağı
su kabağı
testi kabağı
yan kabağı
isim, botanik
1 . Kabakgillerden, birçok türleri olan bir nebat (Cucurbita).
2 . Bu bitkinin türlerine gore yemeği ve tatlısı meydana getirilen ürünü.
3 . Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile.
4 . ödat Bilgisiz, görgüsüz, kaba.
5 . ödat (kavun, karpuz için) Ham, tatsız.
6 . ödat Tüysüz, dazlak:
"Kaba kabak benzer biçimde tıraşlı!"- H. E. Adıvar.
7 . ödat (taşıt lastikleri için) Tırtılları aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan.
8 . Kabak kemane:
"Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar."- Ö. Seyfettin.
9 . halk ağzında Kısa boynuzlu hayvan.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kabak (birinin) başına (ya da başlangıcında) patlamak
kabak çıkmak (karpuz, kavun vb. için)
kabak benzer biçimde
Birleşik Sözler
kabak çekirdeği
kabak çiçeği
kabak dolması
kabak kafalı
kabak kemane
kabak tadı
kabak tatlısı
armut kabağı
asma kabağı
bal kabağı
barut kabağı
boru kabağı
helvacı kabağı
kantar kabağı
kestane kabağı
sakız kabağı
su kabağı
testi kabağı
yan kabağı
kabak ingilizcesi
1. squash; vegetable marrow, zucchini; pumpkin; gourd.
2. hashish pipe.
3. boorish, awkward.
4. tasteless, unripe (watermelon).
5. bald.
- bastýsý stewed vegetable marrow.
- baþýna/baþýnda patlamak colloq. to bear the brunt of something; to catch the blame for something.
- çekirdeði pumpkin seed.
- çekmek to smoke hashish.
- çýkmak (for a melon) to turn out to be unripe.
- çiçeði benzer biçimde açýlmak colloq. to start behaving too unconstrainedly.
- dolmasý stuffed squash.
- benzer biçimde
1. bald.
2. bare.
3. tasteless.
- kafalý
1. bald.
2. having a shaved head.
3. stupid.
- kalyasý squash cooked in butter.
- kýzartmasý fried squash.
- musakkasý a dish made with squash, ground meat, and onions.
- tadý vermek to become boring, become uninteresting, lose its appeal.
- tatlýsý a dessert prepared with boiled pumpkin, walnuts, and sugar.
1. squash; vegetable marrow, zucchini; pumpkin; gourd.
2. hashish pipe.
3. boorish, awkward.
4. tasteless, unripe (watermelon).
5. bald.
- bastýsý stewed vegetable marrow.
- baþýna/baþýnda patlamak colloq. to bear the brunt of something; to catch the blame for something.
- çekirdeði pumpkin seed.
- çekmek to smoke hashish.
- çýkmak (for a melon) to turn out to be unripe.
- çiçeði benzer biçimde açýlmak colloq. to start behaving too unconstrainedly.
- dolmasý stuffed squash.
- benzer biçimde
1. bald.
2. bare.
3. tasteless.
- kafalý
1. bald.
2. having a shaved head.
3. stupid.
- kalyasý squash cooked in butter.
- kýzartmasý fried squash.
- musakkasý a dish made with squash, ground meat, and onions.
- tadý vermek to become boring, become uninteresting, lose its appeal.
- tatlýsý a dessert prepared with boiled pumpkin, walnuts, and sugar.
Kabak Yetiştiriciliği
Kabak Sufle Tarifi
Kabak Salatası Tarifi
YORUMLAR