KABİR, -bri a. (ar. kabr'den). 1. Gömüt: Bir kimsenin kabrini ziyaret etmek. (Bk. ansikl. böl.) 2. Mezar azabı çekmek, çok fazl...
KABİR, -bri a. (ar. kabr'den).
1. Gömüt: Bir kimsenin kabrini ziyaret etmek. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mezar azabı çekmek, çok fazla seviyede üzülmek, sıkılmak. |jKabir suali, içinden çıkılması güç, detaylı ve usandırıcı sual; ahret suali.
—isi. Mezar garptan doğuya, uzunluğu ölünün boyu kadar, genişliği yarım boy, derinliği ise yarım ile bir boy içinde kazılır. Kıbleye bakan yönü, tabandan yana girintili olarak boydan boya oyulur. Bu oyuğa, lahit denir. Eğer toprak lahit oymaya elverişli değilse, mezar tabanının ortasına boydan boya şak ismi verilen bir çukur kazılır. Cenaze, lahit ya da şakka sağ yanı üstüne, yüzü kıbleye eğimli olarak konur. Cenaze kabre konduktan (defin) sonrasında, mühim ve mecburi bir niçin olmadıkça mezar açılamaz. Kabirleri, kaybolmamaları, harabe durumuna gelmemeleri için çevirerek koruma altına alabilmek, temiz tutmak ve ağaçlandırmak, yaşayanların ölülere karşı bir saygı borcu olarak değerlendirilir. Ama, tüm İslam bilginleri pahalı ve heybetli mezar yapımının, kabirleri çok fazla derecede süslemenin Hz. Muhammet'in sünnetine ve İslam geleneğine aykırı bulunduğunu belirtirler.
•Mezar azabı, İslam bilginlerinin çoğunca ihtimaller içinde görülen bu azap bedensel değildir ruhsaldır, inanca nazaran, kabre konan kişiye münker nekir' melekleri gelmiş olarak kendisini sorguya çekerler. Ölü, yeryüzündeki inanç ve yaşamına (iş) nazaran bu sorguyu başarıyla cevaplarsa, kabri “cennet bahçelerinde bir bahçeâ€, başaramazsa “cehennem çukurlarından bir çukur" olur. Hz. Muhammet, müslümanlara mezar azabından kurtulmaları için dua etmeyi öğütler, temizlenmeden namaz kılma şeklinde bir takım günahların mezar azabına yol açacağını bildirir. Hz. Muhammet'in bir çok kez mezarlıktan geçerken bir takım ölülerin mezar azabı çektiklerini gördüğünü, mezar azabından Allah'a sığındığını belirten hadisleri vardır. Bir hadisinde de inkârcılar ve günahkârlar mezarlarındayken sabah akşam cehennemdeki yerlerinin kendilerine gösterileceğini bildirir.
•Mezar ziyareti, Hz. Muhammet'in sünnetlerindendır. Hz. Peygamber, cahiliye devri Arapları'nın kabirlere karşı gösterdiği çok fazla ilgiyi ve atalarının ölüleriyle övünme geleneklerini yıkmak amacıyla ilk başlarda mezar ziyaretini yasaklamışsa da bir süre sonra, öğrenek alınması ve ahret yaşamının düşünülmesini sağlamak bakımından mezar ziyaretini özgür bıraktı. Mezar ziyaret eden, ilkin ölünün ruhuna slm verir, sonrasında günahlarının bağışlanması için dua eder, Kuran okur. Mezar üstünde oturmak, namaz kılmak, kurban kesmek caiz değildir. Bununla birlikte kabirlere bez bağlamak, üstünde mum yakmak, ölüden medet ummak bidat ve hurafe sayılarak yasaklanmıştır. ibni Teymiye şeklinde bir takım İslam bilginleri, sözü edilen sakıncalı davranışlara yol açabileceği sebebi öne sürülerek mezar ziyaretiyle ilgili yasağın sürdüğünü ileri sürmüşlerse de, Hz. Muhammet'in hem kendi kabrini hem de diğeri kabirleri ziyaret etmeyi öğütleyen güvenilir hadisleri vardır.
KABİR sıf. (ar. mezar). Esk.
1. Büyük, yüce.
2. yaşlanmış, kocamış.
3. Kâbiren an mezar, büyükten büyüğe; en büyük çocuktan onun en büyük çocuğuna geçerek. (Miras ya da herhangi bir eşya için kullanılır.)
1. Gömüt: Bir kimsenin kabrini ziyaret etmek. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mezar azabı çekmek, çok fazla seviyede üzülmek, sıkılmak. |jKabir suali, içinden çıkılması güç, detaylı ve usandırıcı sual; ahret suali.
—isi. Mezar garptan doğuya, uzunluğu ölünün boyu kadar, genişliği yarım boy, derinliği ise yarım ile bir boy içinde kazılır. Kıbleye bakan yönü, tabandan yana girintili olarak boydan boya oyulur. Bu oyuğa, lahit denir. Eğer toprak lahit oymaya elverişli değilse, mezar tabanının ortasına boydan boya şak ismi verilen bir çukur kazılır. Cenaze, lahit ya da şakka sağ yanı üstüne, yüzü kıbleye eğimli olarak konur. Cenaze kabre konduktan (defin) sonrasında, mühim ve mecburi bir niçin olmadıkça mezar açılamaz. Kabirleri, kaybolmamaları, harabe durumuna gelmemeleri için çevirerek koruma altına alabilmek, temiz tutmak ve ağaçlandırmak, yaşayanların ölülere karşı bir saygı borcu olarak değerlendirilir. Ama, tüm İslam bilginleri pahalı ve heybetli mezar yapımının, kabirleri çok fazla derecede süslemenin Hz. Muhammet'in sünnetine ve İslam geleneğine aykırı bulunduğunu belirtirler.
•Mezar azabı, İslam bilginlerinin çoğunca ihtimaller içinde görülen bu azap bedensel değildir ruhsaldır, inanca nazaran, kabre konan kişiye münker nekir' melekleri gelmiş olarak kendisini sorguya çekerler. Ölü, yeryüzündeki inanç ve yaşamına (iş) nazaran bu sorguyu başarıyla cevaplarsa, kabri “cennet bahçelerinde bir bahçeâ€, başaramazsa “cehennem çukurlarından bir çukur" olur. Hz. Muhammet, müslümanlara mezar azabından kurtulmaları için dua etmeyi öğütler, temizlenmeden namaz kılma şeklinde bir takım günahların mezar azabına yol açacağını bildirir. Hz. Muhammet'in bir çok kez mezarlıktan geçerken bir takım ölülerin mezar azabı çektiklerini gördüğünü, mezar azabından Allah'a sığındığını belirten hadisleri vardır. Bir hadisinde de inkârcılar ve günahkârlar mezarlarındayken sabah akşam cehennemdeki yerlerinin kendilerine gösterileceğini bildirir.
•Mezar ziyareti, Hz. Muhammet'in sünnetlerindendır. Hz. Peygamber, cahiliye devri Arapları'nın kabirlere karşı gösterdiği çok fazla ilgiyi ve atalarının ölüleriyle övünme geleneklerini yıkmak amacıyla ilk başlarda mezar ziyaretini yasaklamışsa da bir süre sonra, öğrenek alınması ve ahret yaşamının düşünülmesini sağlamak bakımından mezar ziyaretini özgür bıraktı. Mezar ziyaret eden, ilkin ölünün ruhuna slm verir, sonrasında günahlarının bağışlanması için dua eder, Kuran okur. Mezar üstünde oturmak, namaz kılmak, kurban kesmek caiz değildir. Bununla birlikte kabirlere bez bağlamak, üstünde mum yakmak, ölüden medet ummak bidat ve hurafe sayılarak yasaklanmıştır. ibni Teymiye şeklinde bir takım İslam bilginleri, sözü edilen sakıncalı davranışlara yol açabileceği sebebi öne sürülerek mezar ziyaretiyle ilgili yasağın sürdüğünü ileri sürmüşlerse de, Hz. Muhammet'in hem kendi kabrini hem de diğeri kabirleri ziyaret etmeyi öğütleyen güvenilir hadisleri vardır.
KABİR sıf. (ar. mezar). Esk.
1. Büyük, yüce.
2. yaşlanmış, kocamış.
3. Kâbiren an mezar, büyükten büyüğe; en büyük çocuktan onun en büyük çocuğuna geçerek. (Miras ya da herhangi bir eşya için kullanılır.)
Kaynak: Büyük Larousse
Mezar azabı nedir, kabirde neler yaşanır?
Lugat 2000 Lügat - Türkçe-İngilizce-Almanca-Fransızca Lügat
Lügat Nedir? Lügat Hakkında
mezar
isim Arapça
"Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter."- Y. K. Beyatlı.
Birleşik Sözler
mezar azabı
mezar suali
isim Arapça
- Gömüt, sin:
"Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter."- Y. K. Beyatlı.
Birleşik Sözler
mezar azabı
mezar suali
mezar ingilizcesi
- grave, tomb sin.
- - azabý çekmek to suffer greatly.
- - suali sormak to pester someone with exasperating questions.
Mezar azabı nedir, kabirde neler yaşanır?
Lugat 2000 Lügat - Türkçe-İngilizce-Almanca-Fransızca Lügat
Lügat Nedir? Lügat Hakkında
YORUMLAR