Kafa Nedir?

KAFA a. (ar. kafa). 1. Beynin ve duyu organlarının bulunmuş olduğu bölüm: Kafasını çevirmek, kaldırmak. Bedenine oranla küçücük kaf...

KAFA a. (ar. kafa).

1. Beynin ve duyu organlarının bulunmuş olduğu bölüm: Kafasını çevirmek, kaldırmak. Bedenine oranla küçücük kafası derhal dikkat çekiyor. (BAŞ.)

2. Kafayı çevreleyen kemik bölüm, kafatası: Kafasını bir yere çarpmak.




3. Başın saç biten üst kısımı: Kafasında tek tel saç kalmamış.

4. Tkz. Bir şeyin ön kısımı: Park yeri çok kalabalık, arabayı kafadan sokamazsan geri manevra yap.

5. Zihinsel yetilerin tümü (zekâ, fikir, rüya gücü, hafıza vb.): Özür dilerim, kafam başka yerde. Bir anıyı kafasında canlandırmak. Çalışkan olduğu söylenemez, ama kafasına güvenebilirsiniz. Kafası rakamlarla, tarihlerle dopdolu olmak. Tüm detayları kafanda tutabiliyor musun?

6. Görüş, anlayış, fikir; zihniyet: Aynı kafada adamlar, sanırım kolay anlaşırlar. Bu kafayla gidersek sonumuz iyi olmaz.

7. Evlatların oyunda kullandıkları bilyelerin en büyüğü. (Eşanl. KAFALİK.)

8. Kafa büyük içi boş, tut kulağından çifte koş, görünüşü, giyimi kuşamı yerinde olsa da akıldan, bilgiden yoksun olan kimselerin öküzden değişik olamayacağını vurgulamak için söylenir || Kafa cilalamak, neşelenmek için sarhoşluğun sınırına varmayacak seviyede içki içmek. || Kafa çekmek, kafayı çekmek, içki içmek (arg.). || Kafa dengi, söyleyen açısından fikir ve tutumu kendisininkine uygun kimse için kullanılır: Kafa dengi bir dost bulamadım. || Kafa dinlemek, zihinsel yorgunluğa neden olan sorunlardan, gürültü ve patırtılı ortamdan uzak olmak: Kafa dinlemek için bu kıyı köyüne gelmişti. || Kata göz yarmak, beceriksizlik göstermek. || Kafa işçisi, düşünce işçisi. || Kafa kafaya vermek, bir işi gerçekleştirmek için karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak: Arkadaşlarla kafa kafaya verir, bu problemi çözmeye çalışırdık. || Kafa kâğıdı - KAFAKÂ- ĞIDI. || Kafa kalmamak, zihni çok fazla seviyede yorularak yeterince çalışamaz bir duruma düşmek: Bundan böyle bende kafa kaynadı, şu hesaplara bir de sen bak. ]| Kafa patlatmak, zihni bir mevzu ya da iş üstünde bir çok yoğunlaştırarak yormak: Tüm gün kafa patlattık, gene de bir cevap yolu bulamadık. || Kafa sallamak, doğru ya da yanlış bulunduğunu tartmadan her şeyi kabul etmek, onaylamak. || Kafa şişirmek, çok konuşarak ya da gürültü patırtı yaparak bir kimseyi rahatsız etmek: Kafa şişirdiği yetmiyormuş benzer biçimde yiyecekleri de beğenmiyor. || Bir hiç kimseye kafa tutmak, onun isteklerine karşı çıkmak, ona karşı direnmek: Hem çalışmıyor, dersini bilmiyor, hem de öğretmenlerine kafa tutuyor. || Kafa ütülemek, gereksiz ve boş sözlerle bir kimseyi bunaltmak: Kafa ütülemeyi bırak da sen kendi kendine bak (arg.). || Kafa yapısı, bir kimsenin fikir sistemi; zihniyet. || Kafa yok, "akıldan yoksun, fikir yok" anlamında söylenir. || Kafa yormak, bir mevzu üstünde tüm yönleriyle, uzun uzadıya fikretmek: Şiire emek vermiş, sorunları üstünde kafa yormuş biridir || Kafadan, yazıya dökmeden, zihinsel olarak; akıldan: Kafadan hesaplamak. || Kafadan atmak, bir problem üstünde yeterince dikkate almadan, araştırma ve araştırma yapmadan rasgele söz söylemek ya da cevap vermek: Kafadan atarak sınavlarda başarı sağlayamazsın. || Kafadan gayrimüsellah, bir kimseden söz ederken, "deli, akılsız" anlamında latife yollu söylenir. |{ Kafadan kontak, kafadan çatlak, dengesizce davranan, mantıksızca işler gören kimse için kullanılır (tkz.). || Kafası almamak, anlayamamak, kavrayamamak: Kafası almıyor, zorla öğretemezsin ki; zihin yorgunluğu yüzünden anlayamaz duruma gelmek: Emek vermeyi bıraktım, bundan böyle kafam almıyor; bir şeyin olabileceğini düşünememek; havsalası almamak: Annesine karşı nasıl bu şekilde davranabilir, kafam almıyor doğrusu. || Kafası basmamak, bir şeyi anlayamamak, kavrayamamak. || Kafası bozulmak, kızmak, sinirlenip öfkelenmek! Kafası karışmak, kafası bulanmak, bir vaka ya da vaziyet karşısında fikirleri karmakarışık olmak, belirgin bir fikir, karar vb. oluşturamamak, zihni karışmak. || Kafası analiz etmek, kafası işlemek, bir mevzu ya da iş üstünde gereği benzer biçimde düşünebilir durumda olmak. || Kafası dönmek, itilip kakılma ya da sıkıştırılma yüzünden sersemleşmek; aniden kızıp öfkelenmek: Küfrettiklerini duyunca kafam döndü, dışarı fırladım. || Kafası dumanlı, hafifçe sarhoş. || Kafası durmak, zihni yorulup karıştığından ya da bir şeye karşı duyduğu beğenme ve şaşma duygusunun etkisiyle düşünememek: Kafası durmuş gibiydi, en kolay problemleri dahi çözemiyordu. Piramitleri gezerken bunların büyüklüğü karşısında kafası duruyordu sanki. || Kafası kalınca, güç kavrayan, aptal kimse için kullanılır. || Kafası kazan (benzer biçimde) olmak, kafası şişmek, gürültü patırtı ya da çok çabalama sebebiyle zihince çok bitkin olmak: Sekiz saat ders dinleyince insanoğlunun kafası kazan benzer biçimde oluyor. || Kafası kızmak, öfkelenip sinirlenmek. || Kafası kopsun, “eksik olsun, kahrolsun†anlamında söylenen hiddet belirten ilenme sözü. || Bir şeye kafası takılmak, devamlı olarak (onu) fikretmek, (onunla) uğraşmak: Kafası bu ev işine takılmıştı. || Kafası taşa çarpmak, bir söz ya da davranışından uğramış olduğu zarar sonunda gerçeği görmek. || Kafası yerinde olmamak, zihinsel bitkinlik sebebiyle dikkatini toplayacak, fikirlerini bir noktada yoğunlaştıracak durumda olmamak. || Kafası yerine gelmek, dalgınlıktan, dikkatsizlikten sıyrılıp gereği benzer biçimde düşünebilecek bir duruma gelmek. || Kafasına dank etmek, kafasına dank demek, önceleri anlamadığı, göremediği bir gerçeği bir vaka sebebiyle kavrayarak lüzumlu dersi alıp ayılmak! Kafasına girmemek, anlama ve kavrama gücünden yoksun olmak: Ne kadar anlatırsan anlat, kafasına girmez ki. || (Bir şey yapmayı) kafasına koymak, bir şeyi gerçekleştirme mevzusunda kesin olmak, bunda inatla direnmek: Kafama koymuştum, memuriyetten ayrılıp iş hayatına atılacaktım. || Kafasına sığmamak, onu anlayamamak, ona akıl erdirememek. || Bir şeyi (bir kimsenin) kafasına sokmak, o mevzuda onu ikna etmek: Çocuğun kafasına bu fikirleri sokma. || Kafasına söz girmemek, çok aptal ya da inatçı olmak, dinlediklerini önemsememek, onlara kulak asmamak. || (Başkasının) kafasına uymak - AKLINA UYMAK. || Kafasına vur, ekmeğini elinden al — BAŞINA VUR AĞZINDAN LOKMASINI AL. || Kafasına vura vura, zorla, isteyip istemediğini sormadan. || Kafasına vurmak, içki sözkonusuysa, bir kimseyi çok fazla seviyede etkilemek. || Kafasında şimşekler çakmak - BEYNİNDE ŞİMŞEKLER ÇAKMAK. || Kafasında tutmak, bir şeyi unutmamak, aklında tutmak. || Kafasından çıkarmak, bir şeyi tekrar anımsamamak suretiyle unutmak, ondan caymak. || Kafasından geçirmek, bir şeyi yüzeysel olarak, ayrıntılarına inmeden belirgin belirsiz fikretmek, tasarlamak. || Kafasını ezmek, ileride zararı olan olabilecek bir şeyi daha ilk başlarda zararsız duruma sokmak, etkisiz kılmak. || Kafasını gözünü yararak, yara yara konuşmak, bir dili bozarak yanlış konuşmak. || Kafasını kaldırmak, karşı gelmek: Söylenenlere uymayan, kafasını kaldıran olursa gönderirsin bana. || Kafasını kaşıyacak vakti olmamak - BAŞINI KAŞIMAYA VAKTİ OLMAMAK || Kafasını kullanmak, bir işte olanakları iyi değerlendirerek zekice hareket etmek: Kafasını kullanmış, kısa sürede çok varlıklı olmuştu. || Kafasını kurcalamak, sözkonu- su bir şeyse, devamlı olarak bir kimsenin zihnini meşgul etmek, onu düşündürmek: Bu toprak problemi kafasını kurcalıyor, uykularını kaçırıyordu. || Kafasını sokmak, barınabileceği bir yer sağlamak, oraya yerleşmek: Bunca yıl çalışmış, kafasını sokacak bir evi olmamıştı. || Kafasını taştan taşa çarpmak -BAŞINI TAŞTAN TAŞA VURMAK. || Kafasını vurmak, uçurmak, bir kimsenin başını kılıçla uçurmak (esk.). || Kafasının bir tahtası noksan, bir kimsenin belli bir miktar kaçık bulunduğunu vurgulamak için alay yollu söylenir. || Kafasının dikine gitmek BURNUNUN DİKİNE, DOĞRULTUSUNA GİTMEK. || Bir kimseyi kafaya alabilmek, onu kandırarak bir işi yaptırmak; dalga geçmek, alaya alabilmek. || Kafaya oynamak, lig maçlarına katılan bazı sözkonusuysa, şampiyonluğa aday olmak, şampiyonluk için uğraş vermek: Bir ara küme düşme tehlikesi geçiren bu ekip şimdi kafaya oynuyor. || Kafayı sağlamak, sarhoş olmak, neşesi ve hazzı yerine gelmek (arg.). || Kafayı değişiklik yapmak, bir mevzuda direnmekten caymak, kanısını, düşüncesini vb. değişiklik yapmak: Sen bu kafayı değiştirmezsen, başına daha çok bela gelir. || Kafayı tütsülemek, içki içmek, sarhoş olmak (arg.). || Kafayı üşütmek, akli dengesini yitirmek. || Kafayı (yere) vurmak, hastalanıp yatmak; uykuya yatmak.


—Anat. Kafa-yutak kanalı, yutağı hipofize bağlayan embriyonsal sistemin kalıntısı.


—Bilş. Okuma/yazma kafası, bir manyetik yardım (şerit ya da disk) üstünde okuma ve yazma işlevi gören elektronik düzenek.


—Biyol. Kafa göstergesi, kafanın maksimum genişliğinin, maksimum uzunluğuna oranının 100'le çarpımından oluşan katsayı. || Kafa sinirleri, kafatasının içindeki merkez sinir sisteminden çıkan ilk on iki çift sinir. (Bk. ansikl. böl.)


—Yazıhane. Baskı kafası, bir takım yazı makinelerinde bulunan ve üstünde tuşlara vurmak için lüzumlu kabartma harf ve işaretlerin bulunmuş olduğu, bir hareket ve vurma mekanizmasına bağlı metal kaplama küre.


—Denize. Fıçıları ya da bidonları yükleme ve boşaltmada kullanılan bir tür sapan. (Bu sapanın yassı demirden yapılmış kancaları fıçıların ve bidonların çember paylarına uyar. Mapalarına zincir ya da halat donatılan bu kancalar, çember payına takılır ve sapan vira edilince fıçının yada bidonun çember payını sıkarak kaymayı önler. || Kafa kaldıramamak, bir geminin başından söz ederken, pruvadan gelen büyük dalgaların etkisiyle devamlı olarak denize gömülmek.


—Elektroakust. Manyetik kafa, kayıt, okuma ya da silme işlevi gören elektromanyetik dönüştürücü. || Okuma kafası, bir plak izinin yanal ve düşey salınımlarını, kaydedilmiş seslerin fretonsına gore okuyan düzenek. (Bk. ansikl. böl.)


—Fişekç. Kapsül kafası, ELEKTRİKLİ ATEŞLEYİcrnin eşanlamlısı.


—Haritc. OKUYUCU VE YAZICI BAŞ'ın eşanlamlısı.


—Isıl mot. Kafadan supaplı, 1950'den bu yana tüm bütün ülkelerde yaygınlaşan ve sökülebilir silindir “kafa"sına yerleştirilen ters supap düzeni için kullanılır. || Motor kafası, bir ısıl motorun, yanma odaları, supap ekibi ve kimi zaman bir ya da bir çok kamlı kumanda mili içeren (bu durumda “kafadan†denir) takılıp çıkarılabilen üst kısımı. (Bk. ansikl. böl.) || Silindir kafası, ilk başlarda patlamalı ya da içten yanmalı bir motorda silindirin üstünü kapatan ve bu silindirin yanma odasını sınırlayan kapak,


—işlem. Revolver kafa, torna otomobilinin geriye doğru işlemesiyle türlü aletlerin birbiri peşinden devreye girmesini elde eden döner kafa.


—Kuyuc. Kuyu kafası, bir kuyunun girişine yerleştirilen düzeneklerin tümü. (üretim halindeki kuyularda buna üRETİM KAFASI, püsküren kuyularda da NOEL AĞACI denir.) || Püskürtme kafası, kuyu açma akışkanını püskürtme hortumuyla çubuk ekibi arasına yerleştirilen bağlantı organı.


—Mim. Kafa penceresi - TEPE PENCERESİ.


—Müz. Bir çanın, içinde tokmağın bir halkaya asılı olduğu üst kısımı. || Telli ve saplı çalgılarda, sapın uç kısmı. (Örn. gitar ve kemençede, burgulukla kafa aynı şeydir; keman ya da viol ailesindeyse, bur- guluktan sonrasında gelen insan başı, salyangoz vb. biçimdeki oyma motifler kafanın bir parçasıdır.) || Kafa sesi, insanoğlunun ses bölgelerinden birisi. (Çoğu zaman tiz bölümde, göğüs rezonansı yerine kafa rezonansın

dan yararlan ırak elde edilmiş bu suni sesler, hususi a. atım olanakları sağlar.) (Eşanl. FALSETTO)


—Oy. Maça kızı oyununda alınan 35 ceza sayısı. || Kafa atmak, bir eldeki tüm sayıları biriktirerek diğer oyunculara 35'er sayı (birer kafa) yazdırmak. || Kafaya gitmek, kafa atma girişiminde bulunmak, oyun

planını bu amaca gore ayarlamak. j| Kafayı kesmek, el tutup sayı alıp kafa atmaya çalışan oyuncunun tüm sayıları almasına engel olmak, onu bu girişiminde başarısızlığa uğratmak.


—Sağl. kor. Tıraş makinesi kafası, elektrikli tıraş makinesinin ızgara ve bıçaklardan oluşan kısmı.


—Spor. Kafa vuruşu, futbolda havadan gelen bir topa alınla vurulmasına dayanan ve böylelikle topun yönünün değiştiğini elde eden hareket.


—Su yapı. Eklüz kafası, eklüzün yararlı alanının yukarı ya da aşağı çığırında yer edinen bölüm.


—Ziraat mak. Bıçak kafası, biçerde bıçak takımını bıçak koluna bağlayan parça.


—ANSİKL. Biyol. Kafa çiftleri şunlardır: koklama siniri ya da I, görme siniri ya da II, göz oynatıcı sinir ya da III, troklea siniri ya da IV, üçüz sinir ya da V, dış devimsel göz siniri ya da VI, yüz siniri ya da VII, denge-işitme siniri ya da VIII, dil-yutak siniri ya da IX, akciğer-mide siniri (vagus) ya da X, kafa spinal siniri ya da XI, büyük dilaltı siniri ya da XII. Kafa sinirleri, omurilik düzeyinde, merkez sinir sisteminden çıkan omurilik sinirlerine karşılıktır.


—Elektroakust. Eskiden "pikap" ismi verilen okuma kafaları iki büyük sınıfta toplanır: birinci sınıfta okuma iğnesinin yer değişiklik yapma genliğine hassas olanlar yer alır; bunların çıkış gerilimi izin salınımlarının genliğiyle orantılıdır ve gerilme ölçekli ve ışılelektrik hücreli piezoelektrik modellerdir; ikinci sınıfa okuma iğnesinin yer değişiklik yapma hızına hassas olanlar girer; bunların çıkış gerilimi titreşim hızıyla orantılıdır (elektrodinamik ve elektromanyetik modeller).


* Piezoelektrik okuma kafaları, kristal ya da seramik, monofonik ya da stereofoniktir. Empedansları yüksektir ve elektrofonlarda kullanılırlar.

Gerilme ölçekli okuma kafaları 'nda, devamlı bir gerilim yarı-iletkene uygulanmış bükülme devinimleriyle kiplenir; direnç okuma iğnesinin yer değişiklik yapma genliğine gore değişiyor ve devrede yeğinlik değişimine neden olur.

Isıl elektrik okuma kafaları'nda, çok ufak bir ampulün verdiği ışık akışı bir fo- totranzistora çarpar. Okuma iğnesi ışık akışını kipleyen ufak bir zincirleme kümesine bağlıdır. Yüksek olan çıkış gerilimi 14 mV/santimetre/sn'ye ulaşır.

* Elektrodinamik okuma kafaları stereofoniktir; devamlı bir mıknatısın çekirdek aralığında yer değiştiren devingen iki bobin ihtiva eder. Bu yer değişiklik yapma sonucu devrede yer değişiklik yapma hızıyla orantılı bir elektromotor güç doğar. Bu tür şeyler çok hassas müzik setlerinde kullanılır.


* Elektromanyetik okuma kafaları stereofoniktir ve bu da çok hassas müzik setlerinde mevcuttur; iki değişik türü vardır: birincisi değişken manyetik dirençli ya da indüklenmiş mıknatıslıdır ve iki durağan bobin taşıyan bir mıknatısın çekirdek aralığında yumuşak demirden bir plaket devinir. Manyetik direncin değişimi sonucu bobinlerdeki manyetik indüklenme değişiyor; bu değişiklik devrede bir elektromotor kuvvetin doğmasını sağlar, ikinci tür man- yetodinamiktir ve bobinleri taşıyan yumuşak demirden, kutupsal parçaların çekirdek aralığında devingen bir mıknatıs yer alır.


—Isıl mot. Patlamalı bir motorun kafası iki ana rol oynar: bir taraftan sıkıştırma ve yanma odası görevini görür; başka taraftan supaplar, külbütörler ve kimi zaman de kamlı kumanda milleri benzer biçimde dağıtım organlarını destekler Şekli hem supapların konumuna hem de patlamadan ilkin odanın içindeki gazlara verilmek istenen karışıma bağlıdır. Kafa takılıp çıkarılabilir, doğrusu silindire saplamalar ya da vidalarla bağlanır. Ayrıca iki organ arasına bakır kaplı metal-plastik bir sızdırmadık contası konur. Devasa yükseklikte sıcaklıklara uğramış olduğu süre kafayla beraber dökümden gelen dış zarfın içinde dolaşan su akımıyla bilhassa soğuma öngörülür. Havayla soğutmalı motorlarda kafa yüksek dirençli, iyi iletken ve ısı dağıtıcı hafifçe alaşımdan oluşur. Isı kafanın dış çeperini çevreleyen ufak kanatçıklarla atılır.

Kafa sayısız iç değişimlere uğradı. Bunlardan biride başlıcalarının gayesi belirgin bir silindir hacminden başlayarak ısıl randımanı ve gücü artırmaktı. Atmosfere karışan zararı olan maddelerle havanın kirlenmesi azaltılmak istendiği süre problem biçim değiştirdi. Bu ürünlerden birisi, patlamadan sonrasında gazlar tam yanmadığı süre doğar. Egzos, havayı kirleten yanmamış hidrokarbonlar ihtiva eder. Bu yanmayı iyileştirmek ve ateşlenmesinden ilkin karışımın homojenliğini sağlamak için kafanın içinde karbonlu kütlenin türbülansını çoğaltmak gerekir. Yarıküresel kafayla üçküresel odalar ve piston tepesinin platosunun yükselmesi öngörülür.


—Karş. anat. Bir duyusal ve gangliyonlu arka kök ile bir devimsel ön kökün birleşmesiyle oluşan omurilik sinirlerinin tersine, kafa sinirleri ya bedendevimsel ön köklerden (göz oynatıcı sinir III, troklea siniri IV, göz dışdevimsel siniri VI, kafa spinal siniri XI, büyük dilaltı siniri XII benzer biçimde devimsel sinirler) ya da gangliyon öncesi içorgan devimsel liflerini de içeren gangliyonlu arka köklerden oluşur. Bu karma sinirlere “solungaçsal" sinirler ismi verilir. Çünkü bu sinirler suda yaşayan omurgalılarda ağız yarığına (üçüz sinir V), spirakuluma (yüz VII) ya da solungaç yarıklarına (dil-yutak siniri IX ve vagus X) sinir lifleri gönderir. Yalnız bölütsel olan bu sinirlere, koklama I, denge-işitme VIII ve retinayı talamusa bağlayan bir yol olan ön- beynimiz kökenli görme .siniri ll'yi eklemek gerekir. Amniyonlu omurgalılarda 12, amfibyumlarda 10, balıklarda 10 ila 15 çift kafa siniri mevcuttur.

Kaynak: Büyük Larousse







  • Kafa Travması


  • Taş Kafa Nedir?


  • Kalınca Kafa Nedir?










kafa

isim Arapça





1 . Kafa (bilhassa insan başı), ser.

2 . Hayvanlarda çoğu zaman ağız, göz, burun, kulak benzer biçimde organların bulunmuş olduğu vücudun en ön kısımı.

3 . mecaz Görüş ve inançların tesiri altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet:

"Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı."- Y. Z. Ortaç.

"İş adamı olduğundan bürokrasiyi ve işyar kafasını iyiden iyiye kırmıştır."- F. R. Atay.

4 . mecaz Kavrama ve anlama kabiliyeti, zekâ, zihin:

"Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş."- Y. K. Beyatlı.

5 . Hafıza.

6 . Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının ya da cevizin büyük boyu.

7 . Mekanik bir bütünün parçası.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

kafa atmak

kafa sağlamak

kafa cilâlamak

kafa çekmek

kafadan gayrimüsellâh

kafa değişiklik yapmak

kafa dinlemek

kafa eskitmek

kafa göz yarmak

kafa kafaya (ya da kafa başa) vermek

kafa kalmamak

kafa patlatmak

kafa sallamak

kafası almamak

kafası bozulmak

kafası bulanmak

kafası analiz etmek

kafası dönmek

kafası dumanlanmak

kafası durmak

kafası düzelmek

kafası ile oynamak

kafası işlemek

kafası karışmak

kafası kazan (benzer biçimde) olmak

kafası kızmak

kafasına dank etmek (ya da demek)

kafasına geçirmek

kafasına koymak

kafasına sığmamak

kafasına söz girmemek

kafasına uymak

kafasına vura vura

kafasına vur, ekmeğini elinden al

kafasına vurmak

kafasından çıkarmak

kafasından geçirmek

kafasında şimşek çakmak

kafasında tutmak

kafasını dinlemek

kafasını ezmek

kafasını işlemek

kafasını işletmek

kafasını kaldırmak

kafasını kaldırmamak

kafasını kaşıyacak vakti olmamak

kafasını kırmak

kafasını kullanmak

kafasını kurcalamak

kafasının bir tahtası noksan olmak

kafasının dikine gitmek

kafasının etini yiyecek

kafasının kontağı atmak

kafasını sokmak

kafasını taştan taşa çarpmak

kafasını toplamak

kafasını tütsülemek

kafasını uçurmak

(birinin) kafasını vurmak

kafası sarmamak

kafası sersem sepet (olmak)

kafası şişmek

kafası takılmak

kafası yerinde olmamak

kafası yerine gelmek

kafa tutmak

kafa ütülemek

kafa (ya da kafasını) karıştırmak

kafa (ya da kafasını) şişirmek

kafaya alabilmek

kafaya çıkmak

kafa yapmak

kafayı (bir yere) vurmak

kafayı bulandırmak

kafayı sağlamak

kafayı çalıştırmak

kafayı çekmek

kafayı değişiklik yapmak

kafayı dinlemek

kafayı tütsülemek

kafayı üşütmek

kafayı yiyecek

kafa yok!

kafa yormak

Birleşik Sözler

kafa çıkışı

kafadar

kafa dengi

kafa içi

kafa işçisi

kafa kâğıdı

kafa koçanı

kafakol

kafatası

kafası boş

kafası bulutlu

kafası çatlak

kafası dumanlı

kafası iyi

kafası kıyak

kafası kontak

kafası küflü

kafası örümcekli

kafası tembel

kalınca kafa

kuru kafa


kafa ingilizcesi


1. head.

2. mind, mental attitude.

3. intelligence.

4. a large marble, shoooter.


- ya alabilmek slang

1. /ý/ to silence (a bothersome person).

2. to find the right person (to do a job).


-sý almamak /ý/

1. not to be able to understand.

2. to be too tired to understand.

3. not to be able to believe.


-dan atmak to make up something and try to pass it off as the truth.

- boþluðu cranial cavity, cavum cranii.

-sý bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry.

-sý bulanmak to get confused.

-yý sağlamak slang to be pleasantly tipsy (from drink).

-sý çalýþmak to be on the ball.

-yý çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up.

-sýndan çýkarmak /ý/ to put (an idea) out of one´s head.

-sýna dank etmek/demek to dawn on one at last.

- deðiþtirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking.


- dengi

1. kindred spirit.

2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded.


-sýnýn dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases.

-sý dinç olmak to feel fresh and alert.


-sý dönmek

1. to be confused and perplexed.

2. to feel dizzy.


-sý dumanlý

1. tipsy, tight.

2. tired and confused.


-sý durmak to be too tired to think.

-dan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head.


-sýna girmek /ýn/

1. to make good sense, seem to be right (to).

2. to comprehend, understand.


- göz yarmak to be awkward and unskillful.

- iþçisi white-collar worker.

-sý iþlemek to be on the ball.

-sý izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather.

- kafaya vermek to put their heads together.

- kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think.

-sý karýþmak (for someone) to get confused.

-sýný kaþýyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around.

-sý kazan (benzer biçimde) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort).

-sýný kýzdýrmak /ýn/ to make (someone´s) blood boil.

-sý kýzmak to get angry.

-dan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head.

-sýna koymak /ý/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something).

-sýný kullanmak to use one´s head.

-sýný kurcalamak /ýn/ to make (one) think.

- patlatmak to do a lot of hard mental work.

-dan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head.

- sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man.

-sýna sýðmamak not to be able to comprehend.

-sýnda þimþek çakmak to get a sudden inspiration.

- þiþirmek (for noise, a complicated sorun) to drive one crazy, make one unable to think straight.

-sý þiþmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort).

-sýna takýlýp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind.

-sý taþa çarpmak to learn something the hard way.


-sýný taþtan taþa çarpmak/vurmak

1. to regret bitterly a lost opportunity.

2. to feel very remorseful.


- tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly.

-yý tütsülemek slang to get tight, get tipsy.

- ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off.

-sýna vur, ekmeðini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him.

-sýna vura vura by force.

-sýna vurmak (for drink) to go to one´s head.

-sýný vurmak /ýn/ to behead.


-yý (yere) vurmak

1. to hit the sack, hit the hay.

2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness).


- vuruþu soccer header.

- yaðý slang sperm, semen.

-sý yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere.

-sý yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again.

- yormak to ponder, think hard, rack one´s brains.





  • Kafa Travması


  • Taş Kafa Nedir?


  • Kalınca Kafa Nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Kafa Nedir?
Kafa Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/kafa-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/kafa-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content