KAFİLE a. (ar. kâfile). 1. Bir yere beraber seyahat eden insan topluluğu: Gezgin kafilesi. Haç kafilesi. 2. Aynı yöne giden taşıt di...
KAFİLE a. (ar. kâfile).
1. Bir yere beraber seyahat eden insan topluluğu: Gezgin kafilesi. Haç kafilesi.
2. Aynı yöne giden taşıt dizisi, topluluğu; konvoy: Otobüs kafilesi.
3. Bölüm bölüm gönderilen şeylerin bir bölüğü: Felaketzedeler için toplanan yardımın ilk kafilesi gönderildi.
—Ask. Personel, araç-gereç ve mühimmatın bulundukları yerden başka bir bölgeye aktarılması için geçici olarak oluşturulan topluluğa verilen ad. (Terhis kafilesi, tutsak kafilesi, yaralı kafilesi vb.) || Kafile mu
hafızı, kafileyi hücum ve sabotajlara karşı korumak, disiplini sağlamak suretiyle yeteri kadar silahlı kuvvetle beraber görevlendirilen komutan.
1. Bir yere beraber seyahat eden insan topluluğu: Gezgin kafilesi. Haç kafilesi.
2. Aynı yöne giden taşıt dizisi, topluluğu; konvoy: Otobüs kafilesi.
3. Bölüm bölüm gönderilen şeylerin bir bölüğü: Felaketzedeler için toplanan yardımın ilk kafilesi gönderildi.
—Ask. Personel, araç-gereç ve mühimmatın bulundukları yerden başka bir bölgeye aktarılması için geçici olarak oluşturulan topluluğa verilen ad. (Terhis kafilesi, tutsak kafilesi, yaralı kafilesi vb.) || Kafile mu
hafızı, kafileyi hücum ve sabotajlara karşı korumak, disiplini sağlamak suretiyle yeteri kadar silahlı kuvvetle beraber görevlendirilen komutan.
Kaynak: Büyük Larousse
kâfile
isim (ka:file) Arapça
1 . Beraber seyahat eden topluluk:
"Onlar beni de bir kafileye katarak kaçıracaklardı."- F. R. Atay.
"Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle."- Y. K. Beyatlı.
2 . Aynı yöne giden taşıt ya da yolcu topluluğu, konvoy:
"Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi."- H. E. Adıvar.
3 . eskimiş Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü.
isim (ka:file) Arapça
1 . Beraber seyahat eden topluluk:
"Onlar beni de bir kafileye katarak kaçıracaklardı."- F. R. Atay.
"Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle."- Y. K. Beyatlı.
2 . Aynı yöne giden taşıt ya da yolcu topluluğu, konvoy:
"Sağımızda yürüyen kafile, yolunu değiştirdi."- H. E. Adıvar.
3 . eskimiş Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü.
kafile ingilizcesi
1. string; file; column; train; caravan; convoy; coffle.
2. consignment, lot, batch (of goods being shipped): Mühimmatýn ilk kafilesi geldi. The first consignment of munitions özgü arrived.
3. company, band (of travelers, pilgrims, etc.).
4. gang, set, group (of people).
- kafile
1. (moving) in strings, convoys, or coffles.
2. (sending goods) in lots or batches.
3. (people coming or going) in bands or groups.
1. string; file; column; train; caravan; convoy; coffle.
2. consignment, lot, batch (of goods being shipped): Mühimmatýn ilk kafilesi geldi. The first consignment of munitions özgü arrived.
3. company, band (of travelers, pilgrims, etc.).
4. gang, set, group (of people).
- kafile
1. (moving) in strings, convoys, or coffles.
2. (sending goods) in lots or batches.
3. (people coming or going) in bands or groups.
YORUMLAR