Kâhya isim (kâhya: ) Farsça ked + ¬udÂ¥ 1 . Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse: "Çiftliğe yen...
Kâhya
isim (kâhya: ) Farsça ked + ¬udÂ¥
1 . Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse:
2 . Değnekçi.
3 . (mecaz) Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse:
4 . (eskimiş) Esnaf kurumlarında lonca başkanı:
5 . (tarih) Kethüda.
Birleşik Sözler
isim (kâhya: ) Farsça ked + ¬udÂ¥
1 . Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse:
"Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş."- A. İlhan.
2 . Değnekçi.
3 . (mecaz) Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse:
"Ben, dedim, her insanın kâhyası değilim."- M. Ş. Esendal.
4 . (eskimiş) Esnaf kurumlarında lonca başkanı:
"Terlikçiler kâhyası."- .
5 . (tarih) Kethüda.
Birleşik Sözler
- kel kâhya
- çiftlik kâhyası
- harem kâhyası
- kapı kâhyası
- kul kâhyası
Abdülhadi Kahya
Rüyada Kahya Görmek
KÂHYA a. (fars. ked. ev, ve tjüda, haiz' ten ked-f)üda, ev sahibi'nden).
1. Bir kimsenin mülkünü (konak, çiftlik, vb.) yönetmekle göreve getirilmiş şahıs: Çiftliğin tüm işlerini kâhyasına bıraktı. Kilerin anahtarları kâhyada dururdu. Ağanın kâhyası. Çiftlik kâhyası.
2. Motorlu taşıt duraklarında ve park yerlerinde düzeni elde eden kimse; değnekçi.
3. Kendisini ilgilendirmediği halde başkasının işine karışan kimse: Kâhyam mısın, ne karışıyorsun, ben yapacağımı bilirim. Başıma kâhya mı kesildin. Keyfimin kâhyası mısın.
4. Esk. Esnaf örgütlerinde lonca başı: Bakırcılar kâhyası.
—Kur. tar. Kâhya hanım, osmanlı sarayındaki cariyelerin yöneticisi olan hanım. (Bk. ansikl. böl.)
—Tar. Esnaf loncalarının yöneticisi olan kimse. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Kur. tar. Kâhya hanım, saraya çömez olarak alınan, minik kalfalık ve oda kalfalığı meydana getiren cariyeler arasından seçilirdi. Valide sultan dairesindeki cariyelerin terbiyesinden, kuralları öğrenmelerinden ve saray yaşamı mevzusunda bilgilenmelerinden sorumluydu. Padişah hanımefendileri dahi ona uyardı. Kâhya kadının yöneticilik emaresi, elindeki gümüş kaplı bir sopa
ile padişah dairesindeki bir takım eşyaları mühürlediği mührü hümayundu. Padişah kâhya hanıma, huzuruna çıkarken ve resmi günlerde giymek suretiyle kadife ya da ipekli kumaş üstüne kenarı sırma işlenmiş salta ile beş yapraktan oluşan beş mücevher iğne verirdi. Bununla birlikte sadrazam, vezir ve pek çok yöneticinin evinde harem kısmını yönetmek için kâhya hanımlar bulunurdu.
—Tar. Kâhyalık, esnaf loncalarının kuruluşuyla beraber ortaya çıkan ve 1908'e kadar devam eden yarı resmi bir görevdi. Kâhya, esnafla yönetim arasındaki ilişkiyi kurardı. Bundan dolayı belirleme ve terfilerine dikkat edilir, görevden alınmaları tartışmalara yol açardı. Çoğu zaman esnaf arasından seçilir memuriyetleri kadı tarafınca onanırdı. Bu işe emekli bir devlet görevlisinin de getirilmiş olduğu olurdu. Abdülhamit II döneminde mabeyn erkânından ve hademelerden bazılarına kâhyalık verildi, ikinci meşrutiyet'te (1908) geçici olarak kaldırılan kâhyalık kurumuna, bir süre sonra bir yönetmelikle son verildi (1912). Fakat esnafla ilişkileri iyi tutmak ve ondan yararlanmak isteyen yönetim, “kâtibi sorumlu" adıyla kâhyalığı tekrardan canlandırdı (1915).
1. Bir kimsenin mülkünü (konak, çiftlik, vb.) yönetmekle göreve getirilmiş şahıs: Çiftliğin tüm işlerini kâhyasına bıraktı. Kilerin anahtarları kâhyada dururdu. Ağanın kâhyası. Çiftlik kâhyası.
2. Motorlu taşıt duraklarında ve park yerlerinde düzeni elde eden kimse; değnekçi.
3. Kendisini ilgilendirmediği halde başkasının işine karışan kimse: Kâhyam mısın, ne karışıyorsun, ben yapacağımı bilirim. Başıma kâhya mı kesildin. Keyfimin kâhyası mısın.
4. Esk. Esnaf örgütlerinde lonca başı: Bakırcılar kâhyası.
—Kur. tar. Kâhya hanım, osmanlı sarayındaki cariyelerin yöneticisi olan hanım. (Bk. ansikl. böl.)
—Tar. Esnaf loncalarının yöneticisi olan kimse. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Kur. tar. Kâhya hanım, saraya çömez olarak alınan, minik kalfalık ve oda kalfalığı meydana getiren cariyeler arasından seçilirdi. Valide sultan dairesindeki cariyelerin terbiyesinden, kuralları öğrenmelerinden ve saray yaşamı mevzusunda bilgilenmelerinden sorumluydu. Padişah hanımefendileri dahi ona uyardı. Kâhya kadının yöneticilik emaresi, elindeki gümüş kaplı bir sopa
ile padişah dairesindeki bir takım eşyaları mühürlediği mührü hümayundu. Padişah kâhya hanıma, huzuruna çıkarken ve resmi günlerde giymek suretiyle kadife ya da ipekli kumaş üstüne kenarı sırma işlenmiş salta ile beş yapraktan oluşan beş mücevher iğne verirdi. Bununla birlikte sadrazam, vezir ve pek çok yöneticinin evinde harem kısmını yönetmek için kâhya hanımlar bulunurdu.
—Tar. Kâhyalık, esnaf loncalarının kuruluşuyla beraber ortaya çıkan ve 1908'e kadar devam eden yarı resmi bir görevdi. Kâhya, esnafla yönetim arasındaki ilişkiyi kurardı. Bundan dolayı belirleme ve terfilerine dikkat edilir, görevden alınmaları tartışmalara yol açardı. Çoğu zaman esnaf arasından seçilir memuriyetleri kadı tarafınca onanırdı. Bu işe emekli bir devlet görevlisinin de getirilmiş olduğu olurdu. Abdülhamit II döneminde mabeyn erkânından ve hademelerden bazılarına kâhyalık verildi, ikinci meşrutiyet'te (1908) geçici olarak kaldırılan kâhyalık kurumuna, bir süre sonra bir yönetmelikle son verildi (1912). Fakat esnafla ilişkileri iyi tutmak ve ondan yararlanmak isteyen yönetim, “kâtibi sorumlu" adıyla kâhyalığı tekrardan canlandırdı (1915).
Kaynak: Büyük Larousse
kâhya ingilizcesi
1. hist. steward, majordomo.
2. person who is in charge of the queue at a shared-taxi stand.
3. person who looks after parked cars; parking lot attendant.
4. busybody.
- kadýn formerly
1. chief female servant in a harem.
2. housekeeper. (baþýna)
- kesilmek /ýn/ to begin to stick one´s nose into (someone else´s) business.
1. hist. steward, majordomo.
2. person who is in charge of the queue at a shared-taxi stand.
3. person who looks after parked cars; parking lot attendant.
4. busybody.
- kadýn formerly
1. chief female servant in a harem.
2. housekeeper. (baþýna)
- kesilmek /ýn/ to begin to stick one´s nose into (someone else´s) business.
Abdülhadi Kahya
Rüyada Kahya Görmek
YORUMLAR