KARARSIZ sıf. 1. Karar vermekte, verdiği karara bağlı kalmakta, bir seçim yapmakta güçlük çeken kimse, bu kimsenin yaradılışı için k...
KARARSIZ sıf.
1. Karar vermekte, verdiği karara bağlı kalmakta, bir seçim yapmakta güçlük çeken kimse, bu kimsenin yaradılışı için kullanılır: Kararsız bir insan. Kararsız yaradılışta olmak.
2. Bir şeyi yapmış olup yapmamakta tereddütü olan kimse için kulanılır: işe girip girmemekte kararsız.
3. Kararsızlığı ortaya koyan şey için kullanılır: Kararsız adımlarla yanımıza yaklaştı.
4. Düzensiz, dengesiz, istikrarsız: Kararsız hava.
—Elektron, iki değişken hal içeren ve dönemsel olarak birinden diğerine kendiliğinden geçebilen mültivibratör elektronik bir montaj için kullanılır. (Bk. ansikl. böl.)
—Fizs. kim. Kolayca bozunan bir bileşik için kullanılır. || Kararsız denge, denge etkenlerinden birinin çok azca değişmesi halinde bile bozulan kimyasal denge.
—Mak. san. Bulunmuş olduğu denge konumu hafifçe bozulduğunda değişik bir denge durumuna girmek için eski konumundan uzaklaşan bir sistemin dengesi için kullanılır.
—Oto. Dinamik kararsız, sürücünün verdiği vurum etkilerini yükseltme eğilimi gösteren ve bunun sonucunda da ilk yörüngesinden sapan özdevinimli bir taşıt için kullanılır, (Bu aşırı döner bir taşıtın durumudur.)
—Sesbilg. Söyleyişte kalması ya da düşmesi çeşitli etkenlere, bilhassa de bir ses dizilişini eklemlemede karşılaşılan güçlük derecesine bağlı olan bir sesbirim için kullanılır. || Bir dilsel topluluğun tüm bireylerince gerçekleştirilmeyen ve ortadan kalkma eğiliminde olan sesbilimsel bir karşıtlık için kullanılır.
—ANSİKL. Elektron. H. Abraham ve Bloch'un tasarladığı kararsız mültivibratörde, başlangıçta iki elektron tüpü vardı. Günümüzde bu montaj devamlı ikiku- tuplu tranzistorlarla ya da alan etkisiyle gerçekleştirilir. üretilen işaret iki tranzistordan birinin kollektöründen alınabilir. Armonikler bakımından çok varlıklı olan bu işaret tranzistorlardan birinin tabanına, uygun frekanslı bir vurum uygulayarak eşzamanlı hale getirilebilir.
1. Karar vermekte, verdiği karara bağlı kalmakta, bir seçim yapmakta güçlük çeken kimse, bu kimsenin yaradılışı için kullanılır: Kararsız bir insan. Kararsız yaradılışta olmak.
2. Bir şeyi yapmış olup yapmamakta tereddütü olan kimse için kulanılır: işe girip girmemekte kararsız.
3. Kararsızlığı ortaya koyan şey için kullanılır: Kararsız adımlarla yanımıza yaklaştı.
4. Düzensiz, dengesiz, istikrarsız: Kararsız hava.
—Elektron, iki değişken hal içeren ve dönemsel olarak birinden diğerine kendiliğinden geçebilen mültivibratör elektronik bir montaj için kullanılır. (Bk. ansikl. böl.)
—Fizs. kim. Kolayca bozunan bir bileşik için kullanılır. || Kararsız denge, denge etkenlerinden birinin çok azca değişmesi halinde bile bozulan kimyasal denge.
—Mak. san. Bulunmuş olduğu denge konumu hafifçe bozulduğunda değişik bir denge durumuna girmek için eski konumundan uzaklaşan bir sistemin dengesi için kullanılır.
—Oto. Dinamik kararsız, sürücünün verdiği vurum etkilerini yükseltme eğilimi gösteren ve bunun sonucunda da ilk yörüngesinden sapan özdevinimli bir taşıt için kullanılır, (Bu aşırı döner bir taşıtın durumudur.)
—Sesbilg. Söyleyişte kalması ya da düşmesi çeşitli etkenlere, bilhassa de bir ses dizilişini eklemlemede karşılaşılan güçlük derecesine bağlı olan bir sesbirim için kullanılır. || Bir dilsel topluluğun tüm bireylerince gerçekleştirilmeyen ve ortadan kalkma eğiliminde olan sesbilimsel bir karşıtlık için kullanılır.
—ANSİKL. Elektron. H. Abraham ve Bloch'un tasarladığı kararsız mültivibratörde, başlangıçta iki elektron tüpü vardı. Günümüzde bu montaj devamlı ikiku- tuplu tranzistorlarla ya da alan etkisiyle gerçekleştirilir. üretilen işaret iki tranzistordan birinin kollektöründen alınabilir. Armonikler bakımından çok varlıklı olan bu işaret tranzistorlardan birinin tabanına, uygun frekanslı bir vurum uygulayarak eşzamanlı hale getirilebilir.
Kaynak: Büyük Larousse
kararsız
ödat
1 . Sonucu olmayan, karar vermekte güçlük çeken, bir kararda durmayan; duruksun, mütereddit.
2 . Düzensiz, istikrarsız.
Birleşik Sözler
kararsız denge
ödat
1 . Sonucu olmayan, karar vermekte güçlük çeken, bir kararda durmayan; duruksun, mütereddit.
2 . Düzensiz, istikrarsız.
Birleşik Sözler
kararsız denge
kararsız ingilizcesi
- indecisive, hesitant; changeable; unstable, unsteady; undecided
YORUMLAR