KARIMAK gçz. f. Esk. Çoğu zaman dişi tür için ihtiyarlamak, yaşlanmak: "Düldül, Peygamberden sonrasında kaldı karıdı dişleri g...
KARIMAK gçz. f. Esk. Çoğu zaman dişi tür için ihtiyarlamak, yaşlanmak: "Düldül, Peygamberden sonrasında kaldı karıdı dişleri gitti, arpayı yararlardı, ıslatırlardı, yerdi" (Hayatül hayvan tercümesi, XV. yy.). "Ol hurilerin güzelliği herkiz gitmez ve asla kanmazlar" (Eşrefoğlu Abdullah, XV. yy.).
Kaynak: Büyük Larousse
karımak
(nesne almayan eylem), halk ağzında
(nesne almayan eylem), halk ağzında
- Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak.
YORUMLAR