antikçağa damgasını vurmuş semitik kökenli büyük tecim imparatorluğu. o.d.ö 814 senesinde kurulmuş, o.d.ö 146'da romalılar tarafınca yık...
antikçağa damgasını vurmuş semitik kökenli büyük tecim imparatorluğu. o.d.ö 814 senesinde kurulmuş, o.d.ö 146'da romalılar tarafınca yıkılmıştır.
kartaca kenti o.d.ö 814 senesinde, filistin topraklarında bulunan tir (sur) kentinden gelen fenikeli tüccarlar tarafınca tunus'da kurulmuştur. 6.yüzyıl başlangıcında babil kralı nabukadnezar tarafınca tir kenti yıkılınca, tüm fenike kolonilerinin en büyüğü, en zengini ve en güçlüsü olan kartaca bağımsızlığını duyuru etti. başka büyük kartaca kolonileri -leptis major, leptis minor, hippo zarytus ve ardumentum- duvarlarını yıkıp kartaca egemenliğine girmeyi kabul etmek durumunda kaldılar. bir tek, kartacadan ortalama üçyüz yıl kadar ilkin kurulmuş olan büyük ve kuvvetli komşu şehir utica duvarlarını muhafaza etme ve devletin yönetiminde eşit söz sahibi olma hakkını elde etti.
tir ve sidon şehirlerinin ispanya ile sicilya'da kurmuş oldukları koloniler yunan yayılmacılığıyla karşı karşıya ulaşınca kartaca'dan yardım istediler. neticede sicilya üstündeki yunan gücü durdurulmakla kalmadı, kartaca hem sicilya'da, hem de balear adaları ile ispanya kıyısında kendi kolonilerini kurdu. arkasından sicilya, sardunya ve balear adalarının tamamı kartacalılarca fethedildi; libya ve cezayir kıyılarında yeni yerleşimler kuruldu. o.d.ö 520 yılı civarında cebelitarık boğazının ötesine yollanan bir bulgu seferi fas, moritanya, senegal, gine ve hatta madeira ile kanarya adalarında yeni yerleşimler kurdu. devamlı büyüyen kartaca kentinin nüfus fazlası bu yeni yerleşimlere yollanıyordu. bilhassa şimal afrika kolonilerindeki nüfusun yerli afrikalılarla karışması sonucu ortaya libyo-fenikeliler denilen yeni bir ırk çıktı.
kartaca imparatorluğu iki "kral", bir senato ve bir meclis tarafınca yönetiliyordu. tüm memuriyetler, içine dahil olma koşulunu soy değildir de zenginliğin belirlediği bir aristokrasinin elindeydi. krallar her yıl tekrardan seçiliyorlardı. görevleri daha çok yargıyla ilgiliydi. senatoyu denetlerler ve sivil yönetimi de denetim ederlerdi. bir şahıs için tekrardan seçilmenin sınırı yoktu. mesela hannibal 22 yıl arka arkaya kral seçilmişti. bu krallara "shofet" denilmekteydi (latinceye "suffete" diye geçmiştir)
kartaca senatosu ise üçyüz kadar asilzadeden oluşuyordu. otuz kişilik iç konseyin üyeliği yaşam boyuydu. bu konsey ordu ve donanma komutanlarını seçen, shofetlere yardım olan ve denetleyen aslolan yönetim organıydı. bir shofet bununla beraber general ya da amiral de olabiliyordu fakat bu sebeple konumunun iç konsey tarafınca onaylanması gerekiyordu. seferlerde her komutanın yanında senatonun bir temsilcisi de bulunurdu.
ilerleyen yıllarda iç konsey "yüzler" ismi verilen ve 104 yargıçtan oluşan bir yüksek mahkeme ile değiştirildi. bu mahkemenin görevi asayiş ve düzeni sağlamak olmasıyla birlikte üyeleri askeri komutanlık görevlerini de uygulamak durumundaydılar. yenilmenin cezası çarmıha gerilmekti. "yüzler" zaman içinde tüm senatonun kontrolünü ele geçirdiler ve geceleri gizlice toplanan yarı-gizli bir kuruma dönüştüler. "yüzler" üyeleri kağıt üstünde her yıl tekrardan seçiliyordu; gerçekte ise aynı kişiler devamlı tekrardan seçilmekteydi. böylelikle imparatorluğun doruğunda olduğu süre diliminde, ortalama yüz yıl süresince uygulanan politikalar, bilhassa de dış siyaset, durağan kaldı.
kartaca meclisine ise belirgin bir sınırın üstünde mülk sahibi her kartacalı katılabiliyordu; fakat bu meclisin shofetlerin seçimlerini onaylamak haricinde pek az gücü vardı. senatoyla meclis içinde neredeyse tüm kartaca zamanı süresince devam eden rekabet ve husumet bu devletin çöküşünün başlıca sebeplerinden biri olacaktı.
kartaca ordusu ilk başta ağır harp otomobillerince desteklenen hafifçe piyade birliklerinden kurulu tipik bir ortadoğu ordusu görünümündeydi. fakat sicilya'da yunanlılarla meydana getirilen savaşlar sonucu ağır silahlı ve zırhlı hoplites askerleri ile phalanx taktiği benimsendi. 1.pön savaşından derhal ilkin ise xantipphos adlı bir spartalı paralı asker orduyu makedon usulünde tekrardan eğitti. mısır üstünden gelen bir pers ordusu ile meydana getirilen harpte kartacalılar ilk kez harp fillerinin gücüne tanık olmuşlardı. harp otomobilleri da yerlerini, o zamanlarda sahra çölünün güneyinde dahi bulunabilen fillere bıraktılar. ordunun çekirdeğini böylelikle makedon phalanx'ı düzeninde savaşan libyo-fenikeli piyadeler ile filler oluşturdu. geri kalan birlikler ise tamamen paralı askerler tarafınca kurulmuştu. kartacanın zenginliği böylesine çok sayıda paralı askeri beslemeye yetmekteydi. bilhassa numidyanın müthiş hafifçe süvarileri, balear adalarından gelen sapancılar, suriyeli okçular ve keltiber kılıççıları en tutulan paralı askerlerdi.
kartacanın donanması ise çok büyüktü ve bu denizaşırı imparatorluğun temel direğiydi. romalı yazar appianus bir tek kartaca şehrinin tersanesinde ikiyüz kadırganın birarada tutulabildiğini anlatmaktadır (bu iddiası arkeoloji tarafınca da doğrulanmıştır) kartaca gemileri "dörtlü" ve "beşli" denilen tipte, üçer sıra kürekli harp kadırgalarıydı. donanma mürettebatları tamamen ustalaşmış gemicilerden kuruluydu. kürekçilerinin disiplini ve mahmuzlama taktiğindeki uzmanlığı kartaca donanmasını tüm garp akdenizin emsalsiz hakimi yapmıştı.
o.d.ö 3.yüzyılın başlarında kartaca gücünün doruğundaydı. tüm garp akdenizin sahibi, tüm akdeniz ticaretinin de lideriydi. nüfusu bir milyonu geçiyordu. fakat bu şans dönmek üzereydi.
orta italyadaki ufak roma kenti, kartacanın üç aşağı beş yukarı yaşıtıydı. ortalama beş yüzyıl devam eden mücadelenin arkasından tüm italyayı egemenliği altına almış, dinamik ve gelişen bir büyük güç olarak dünya sahnesine çıkmıştı. şimdi gözlerini varlıklı sicilya'ya çevirmiş fırsat kollamaktaydı. beklediği fırsat sicilyadaki kartaca kolonileri ile yunan kolonileri içinde çıkan harpte, yunanlıların yardım talebiyle geldi. romanın niyetlerinden uzun süredir haberdar ve tedirgin olan kartaca bu durumu kaldıramayarak o.d.ö 265 senesinde romaya harp duyuru etti. böylelikle başlamış olan 1.pön savaşı çok çekişmeli bir savaşım oldu. kartacalılar tarihlerinde ilk kez böylesine becerikli ve kararlı bir düşmanla karşı karşıya geliyorlardı. uzun ve sıkıntılı mücadelelerden sonrasında roma üstün geldi. 241 senesinde kartaca sulh imzalamak ve sicilya'yı boşaltmak mecburiyetinde bırakıldı.
kartaca bu müthiş darbeden şok olmuş fakat o kadar da öfkelenmişti. fakat tanık olduğu roma gücüne karşı bir kez daha harbe girmeyi göze alamadı. bunun yerine kayıplarını iber yarımadasının kuzeyindeki gümüş madenlerine haiz olarak gidermeye niyetlendi. savaşın kahramanı olan general hamilcar barca ile oğulları hannibal ve hasdrubal kuvvetli bir orduyla ispanya'ya çıktılar. fakat romalılar kartacanın tekrardan kuvvetlenmesine hiç bir zaman izin vermeyeceklerdi. kartacalıların yolu üstünde bulunan saguntum şehri ile ittifak anlaşması icra eden roma, kartaca güçlerinin ebro ırmağının kuzeyine çıkmasını harp sebebi sayacağını bildiren bir ültimatom verdi. yine savaştan başka yol kalmamıştı.
o.d.ö 218 senesinde hannibal hazırlıklarını bitirerek ebronun kuzeyine bir ordu yolladı. bunun üstüne roma harp duyuru etti. ii. pön savaşı ve hannibal'in italya seferi tarihin dönüm noktalarından biridir. romayı neredeyse çökertecekken bocalayan kartacalı komutan tek başarı şansını yitirdi. romalılar büyük insan kaynaklarını kullanarak kayıplarını telafi ettiler, başkentlerini güvene aldılar ve şimal afrikaya konsül scipio'nun komutasında bir ordu çıkarttılar. o.d.ö 202 senesinde meydana getirilen zama muharebesinde kartacanın beli kati olarak kırıldı. zorlandığı sulh ile ispanyadaki tüm topraklarını da kaybeden kartaca böylelikle başladığı yere dönmüş oldu.
romalılar hannibal'in kendilerine yaşattığı felaketten öyleki etkilenmişlerdi ki, kartaca tamamen yok olmadan hiç bir zaman güvende olamayacaklarına inanan pek çok etkin şahıs mevcuttu. bunların en ünlülerinden olan senatör marcus cato her konuşmasını "carthago delenda est" "kartaca muhakkak yıkılmalıdır !" diyerek bitiriyordu. romalılar kartacanın şimal afrikadaki vasal krallıklarını isyana kışkırttılar. kartaca geriye kalan geçmiş gücünün bir gölgesi haline gelmişti. nihayet o.d.ö 149 senesinde, romalıların ittifak kurmuş oldukları numidya kralı kartacaya isyan etti. kartacanın verdiği silahlı tepki son vuruş için lüzumlu bahaneyi sağlamış oldu. zama zaferinden sonrasında "africanus" ünvanını almış olan scipio'nun öz torunu, konsül scipio minor'un komutasında bir roma ordusu karadan; bir roma donanması da denizden kartacayı ablukaya aldı. nihayet 146 senesinde teslim olan kartaca yüzyıllarca anımsanacak bir sona ulaştı: tüm nüfus köle edildi, direnenler öldürüldü; tüm kent temellerine kadar yıkıldı ve hatta bir şey yetişmesin diye tarlalarına tuz ekildi. bir zamanlar akdeniz'in efendisi olan imparatorluk geriye kalan anılarda kalmıştı.
kaynak: the punic wars, mark healy&terence wise; osprey publications 1999
YORUMLAR