Kefil: birilerinin alım satım işleminde, alımı yapanın parayı ödememesi ya da gerekenleri yerine getirmemesi şeklinde durumlarda, o...
Kefil: birilerinin alım satım işleminde, alımı yapanın parayı ödememesi ya da gerekenleri yerine getirmemesi şeklinde durumlarda, onun yerine ödeme yapmayı vs. kabul etmektir.
Kefil olduğum senet başkasına verilir mi?
Bir arkadaşıma kefil oldum, borcunu ödemedi, ne yapmalıyım?
KEFİL
Birleştirmek ve ilâve etmek. Terim olarak ise kefalet, bir borcun ifası ya da bir hakkın yerine getirilmesi hususunda kefilin zimmeti ile aslolan borçlunun zimmetini birleştirmektir. Şu demek oluyor ki bir borcun ödenmesinde iyi mi borçlu ile kefil beraber sorumludurlar. Buna nazaran kefil de (aslolan borçlu ödemediği vakit) bir borcun ödenmesini üstüne alan kimsedir.
İslâm hukukunda bazı işlerin, aslolan sorumlular adına başkaları tarafınca, yerine getirilmesi caizdir. Başkaları adına meydana getirilen bu işler, vekâlet, kefâlet, vesâyet ve velâyet şeklinde bölümlere ayrılır. Bu konuların biri diğerinden değişik olduğundan böylece dört beş kısına ayrılmış olabilir. Başka bir deyişle ifade edecek olursak, kefîl, vekîl, vasî ve velî başkaları adına akid meydana getiren ve bu akdin gereğini yerine getiren şahıslardır. İşte kefil de başkasının üstünde olan bir borç ya da bir hakkın sağlanmasını üstüne alan şahsa denir.
Kefalet, âyet ve hadisle sabittir. Kur'an-ı Kerim'de "Zekeriyya'yı ona (Meryem'e bakmaya) işgören etti" (Âlu İmrân, 3/37). (Şu demek oluyor ki Zekeriya (a.s) Meryem'i kendi ailesine kattı, himayesine aldı, ona kefil oldu anlama gelir). "Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü bahşiş verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler (Yûsuf, 12/72), buyurulmaktadır. Hz. Peygamber de bir hadislerinde "ben ve yetime kefil olan, Cennette beraberiz" (Buhârı, Talâk, 25) buyurmuşlardır.
Hz. Peygamber (s.a.s) geldiği vakit halk biribirine kefil oluyordu ve Rasûlü Ekrem Efendimiz buna bir şey söylemeyip tasvip buyurdular (es-Serahsî, el-Mebsût, 19/161).
Kefâlet bir akid olduğundan, alacaklı, borçlu ve kefilin bu işe rıza gösterip kefil olma teklifinin taraflarca kabul edilmesi gerekir.
Teberru ve bağış yapma ehliyetine haiz olmayan kimseler kefil olamazlar. Kefil olacak kimse de teberru ehliyetinin bulunması şarttır (Mevsili, el-İhtiyâr, II, 167; ek olarak bk. "Kefâlet" mad.).
Osman ESKİCİOĞLU
:
Birleştirmek ve ilâve etmek. Terim olarak ise kefalet, bir borcun ifası ya da bir hakkın yerine getirilmesi hususunda kefilin zimmeti ile aslolan borçlunun zimmetini birleştirmektir. Şu demek oluyor ki bir borcun ödenmesinde iyi mi borçlu ile kefil beraber sorumludurlar. Buna nazaran kefil de (aslolan borçlu ödemediği vakit) bir borcun ödenmesini üstüne alan kimsedir.
İslâm hukukunda bazı işlerin, aslolan sorumlular adına başkaları tarafınca, yerine getirilmesi caizdir. Başkaları adına meydana getirilen bu işler, vekâlet, kefâlet, vesâyet ve velâyet şeklinde bölümlere ayrılır. Bu konuların biri diğerinden değişik olduğundan böylece dört beş kısına ayrılmış olabilir. Başka bir deyişle ifade edecek olursak, kefîl, vekîl, vasî ve velî başkaları adına akid meydana getiren ve bu akdin gereğini yerine getiren şahıslardır. İşte kefil de başkasının üstünde olan bir borç ya da bir hakkın sağlanmasını üstüne alan şahsa denir.
Kefalet, âyet ve hadisle sabittir. Kur'an-ı Kerim'de "Zekeriyya'yı ona (Meryem'e bakmaya) işgören etti" (Âlu İmrân, 3/37). (Şu demek oluyor ki Zekeriya (a.s) Meryem'i kendi ailesine kattı, himayesine aldı, ona kefil oldu anlama gelir). "Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene bir deve yükü bahşiş verilecek, buna ben kefil oluyorum" dediler (Yûsuf, 12/72), buyurulmaktadır. Hz. Peygamber de bir hadislerinde "ben ve yetime kefil olan, Cennette beraberiz" (Buhârı, Talâk, 25) buyurmuşlardır.
Hz. Peygamber (s.a.s) geldiği vakit halk biribirine kefil oluyordu ve Rasûlü Ekrem Efendimiz buna bir şey söylemeyip tasvip buyurdular (es-Serahsî, el-Mebsût, 19/161).
Kefâlet bir akid olduğundan, alacaklı, borçlu ve kefilin bu işe rıza gösterip kefil olma teklifinin taraflarca kabul edilmesi gerekir.
Teberru ve bağış yapma ehliyetine haiz olmayan kimseler kefil olamazlar. Kefil olacak kimse de teberru ehliyetinin bulunması şarttır (Mevsili, el-İhtiyâr, II, 167; ek olarak bk. "Kefâlet" mad.).
Osman ESKİCİOĞLU
:
lütfen kefil çıksın
kefil
isim
1. Borcunu ödemeyenin ya da verdiği sözü yerine getirmeyenin tüm sorumluluğunu üstüne alan kimse
"Her hâllerine ben kefilim diyordu." - H. R. Gürpınar
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Birleşik Sözler
isim
1. Borcunu ödemeyenin ya da verdiği sözü yerine getirmeyenin tüm sorumluluğunu üstüne alan kimse
"Her hâllerine ben kefilim diyordu." - H. R. Gürpınar
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
kefil göstermek
kefil olmak
Birleşik Sözler
müteselsil kefil
Kefil İngilizcesi
1. Surety, guarantor.
2. Bondswoman, bondwoman.
3. Surety.
4. Bail.
1. Surety, guarantor.
2. Bondswoman, bondwoman.
3. Surety.
4. Bail.
Kefil olduğum senet başkasına verilir mi?
Bir arkadaşıma kefil oldum, borcunu ödemedi, ne yapmalıyım?
YORUMLAR