Mahsul -lü isim (mahsu:lü) Arapça ma§¹°l 1 . ürün: "Ankara'ya geldiği süre Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsu...
Mahsul -lü
isim (mahsu:lü) Arapça ma§¹°l
1 . ürün:
2 . Verim.
3 . (mecaz) Ortaya çıkan, elde edilmiş şey:
isim (mahsu:lü) Arapça ma§¹°l
1 . ürün:
"Ankara'ya geldiği süre Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür."- A. H. Tanpınar.
2 . Verim.
3 . (mecaz) Ortaya çıkan, elde edilmiş şey:
"Her yeni âlem bir eski kıyametin mahsulü değil midir?"- Y. K. Karaosmanoğlu.
MAHSUL, -lû a. (ar. mahsûl).
1. Tarımsal üretimden elde edilmiş ürün.
2. Olan, ortaya çıkan, elde edilmiş şey: Bunların hepsi hayal mahsulü. Çalışmasının mahsulünü aldı.
*-*ANSİKL. ic. ifl. huk. Mahsul haczi. Yetişmemiş mahsuller, üzerlerinde bulundukları toprakla birlikte haczedilebileceği benzer şekilde ondan ayrı olarak da haczedilebilir. Yasaya gore, yetişmemiş her tür toprak ve ağaç mahsulleri, yetişmeleri zamanından en fazla iki ay ilkin haczolunabilirler (ic. ifl. k. md. 84). [ HACİZ.]
1. Tarımsal üretimden elde edilmiş ürün.
2. Olan, ortaya çıkan, elde edilmiş şey: Bunların hepsi hayal mahsulü. Çalışmasının mahsulünü aldı.
*-*ANSİKL. ic. ifl. huk. Mahsul haczi. Yetişmemiş mahsuller, üzerlerinde bulundukları toprakla birlikte haczedilebileceği benzer şekilde ondan ayrı olarak da haczedilebilir. Yasaya gore, yetişmemiş her tür toprak ve ağaç mahsulleri, yetişmeleri zamanından en fazla iki ay ilkin haczolunabilirler (ic. ifl. k. md. 84). [ HACİZ.]
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR