MANA a. (ar. ma'na). 1. Bir şeyin anlattığı, bir işaretin, simgenin ilettiği kavramların tümü; anlam: Bir mısraın manasını izah...
MANA a. (ar. ma'na).
1. Bir şeyin anlattığı, bir işaretin, simgenin ilettiği kavramların tümü; anlam: Bir mısraın manasını izah etmek. Biçim ve mana münasebeti. Bu işaretin bir manası olmalı.
2. Bir kimseyi bir nesneye, bir duruma gönderen ve sözcük olarak ortaya konan şey; anlam: Bir yabana kelimenin manasını aramak.
3. Bir şeyin varoluş sebebi, kıymeti, amacı, onu doğrulayan şey; mana: Hayatına bir mana vermek. Onun, benim için artık hiçbir manası yok. Tüm bu çabalann artık hiçbir manası kalmadı.
4. Esk. Cisimden ayn olan şey; iç yüz, ruh.
5. Esk. Düş
6. (Bir şeyden) mana çıkarmak, bir söz ya da davranışı yanlış değerlendirerek ona ters bir anlam yüklemek. || (Bir şeye) mana vermek, kendince yorumlayıp bir yargıya ulaşmak: Her okuyucu şiire kendi kavrayışına gore bir mana verir. Ne den bu şekilde davrandığına bir mana veremiyorum. || Tam manasıyla, tam olarak, bütünüyle
*-*Esk. Manada görmek, düşte görmek.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir şeyin anlattığı, bir işaretin, simgenin ilettiği kavramların tümü; anlam: Bir mısraın manasını izah etmek. Biçim ve mana münasebeti. Bu işaretin bir manası olmalı.
2. Bir kimseyi bir nesneye, bir duruma gönderen ve sözcük olarak ortaya konan şey; anlam: Bir yabana kelimenin manasını aramak.
3. Bir şeyin varoluş sebebi, kıymeti, amacı, onu doğrulayan şey; mana: Hayatına bir mana vermek. Onun, benim için artık hiçbir manası yok. Tüm bu çabalann artık hiçbir manası kalmadı.
4. Esk. Cisimden ayn olan şey; iç yüz, ruh.
5. Esk. Düş
6. (Bir şeyden) mana çıkarmak, bir söz ya da davranışı yanlış değerlendirerek ona ters bir anlam yüklemek. || (Bir şeye) mana vermek, kendince yorumlayıp bir yargıya ulaşmak: Her okuyucu şiire kendi kavrayışına gore bir mana verir. Ne den bu şekilde davrandığına bir mana veremiyorum. || Tam manasıyla, tam olarak, bütünüyle
*-*Esk. Manada görmek, düşte görmek.
Kaynak: Büyük Larousse
Mânâ-yı Harfî ve Mânâ-yı İsmî Hakkında
YORUMLAR