mürekkep -bi isim Arapça murekkeb 1 . Yazı yazmak, desen çizmek ya da basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde: &quo...
mürekkep -bi
isim Arapça murekkeb
1 . Yazı yazmak, desen çizmek ya da basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde:
2 . ödat Birleşmiş, birleşik.
3 . ödat -den oluşmuş:
"Emri altında altışar kişiden mürekkep iki kıta vardı."- R. H. Karay.
Mürekkep lekesi nasıl çıkar?
Mürekkep Balığı Resimleri
Mürekkep Balığı
MüREKKEP a. (ar. mürekkeb).
1. Türlü malzemeler, bilhassa de kâğıt üstüne yazı yazmak, biçim çizmek, metinlerin ya da çizimlerin örneğini çıkartmak amacıyla elle ya da mekanik yolla kullanılan siyah, gri, ak ya da türlü yollardan renklendirilmiş az çok koyu kıvamda sıvı. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mürekkep yalamış, tahsil görmüş, okumuş kimse için söylenir. || Mürekkebi kurumadan, bir kararın yazılışı üstünden çok vakit geçmeden, kısa bir süre sonrasında.
—Nebat patol. Mürekkep hastalığı, kestane ağacında Phytophtora cambivora adlı mantarın niçin olduğu hastalık. (Bk. ansikl. böl.)
—Sonbahar. sant. Otograti mürekkebi ya da kalıp çekme mürekkebi, taşbaskı tekniğinde, bir süre sonra kâğıda geçirilmek suretiyle hususi olarak hazırlanmış bir kâğıda yazı yazmada ya da biçim çizmede kullanılan mürekkep.
—Kim. Mürekkep çıkarıcı, mürekkep lekelerini yok eden bir kimyasal ürün için kullanılır.
—Matbaac. Mürekkep haznesi, bir baskı makinesinin mürekkepleme sistemini (merdaneler ve tablalar) besleyen mürekkep deposu. || Silinmez mürekkep, dönemin ya da kimyasal etkenlerin etkileyemediği mürekkep || Manyetik mürekkep, içinde mıknatıslanabilir araç-gereç (mesela demiroksit) bulunan ve manyetik karakterlerin basımına yarayan mürekkep || Basımevi mürekkebi, çok ince dövülmüş ve yağlı bir vernik içinde ya da kurutucu özelliği olan bir yağda dağılmış renkli pigmentler karışımı.
—Tar. Mukaddes mürekkep, Şark imparatorlannın fermanlannı imzalamakta kullandıktan ve büyük özenle korunan erguvan kırmızısı mürekkep.
—Yumş. bil. Çiftsolungaçlı kafadanbacaklılarda, anüs deliği yakınında bağırsağa açılan bir kesenin (mürekkep cebi) salgıladığı siyah ve kalınca sıvı. (Mürekkep, suyu bulandırarak hayvanın düşmanından kaçmasını sağlar; çok büyük bir boyama gücü vardır.) || Mürekkep cebi, kafadan- bacaklı yumuşakçaların karın organı. (Hayvan, bu cebin içindeki mürekkebi aniden bire boşaltarak düşmanından kaçar)
—ANSİKL. Çin mürekkebinin buluş zamanı İ.Ö. 2500'e kadar iner, ama mürekkep aynı döneme doğru Mısırlılar tarafınca kullanılmıştır ve mezarlarda mürekkeple yazılı
papirüsler ele geçirilmiştir. Eski Yunanlılar ve Romalılar mürekkebi çömlek kırıkları, tahta, papirüs üstüne yazı yazmakta kullanıyorlardı ve Plinius, Vitruvius ile Dios- kurides'in yapıtlannda mürekkep tariflerine rastlanmıştır. Bu tariflerden onların de- rnirtannatlı ve sepyalı mürekkebi bildikleri anlaşılmaktadır; ama bu mürekkebin bilhassa elle kitap kopya eden yazıcılar tarafınca kullanıldığı sanılır. Bir takım parşömenler lal rengi mürekkeple (esas maddesi narçiçeği, zerıcefre ve kankırmızısı olan) yapılmış inisiyallerle süslüdür. Antik- çağ'da sıcak renkli fazlaca mürekkep formülü bilinmekteydi.
Ortaçağ'da elyazmalannda altın ve gümüşten yapılmış türlü mürekkep türlerine de rastlanmıştır.
Ortaçağ'da siyah mürekkep yapımında neredeyse yalnızca mazı kullanılmaktaydı; ama bu üretimin bilimsel yanı yoktu ve pek çok yazı, renginin uçması sonucu zarara uğramıştır.
Bugün düzgüsel siyah mürekkebin haricinde dolmakalem mürekkebi, teksir mürekkebi, tamponlu yağlı mürekkepler, bez üzerine yazı yazmada kullanılan mürekkep ler ya da tipo baskı ve taşbaskı mürekkep leri, otografi mürekkepleri, hatta altın, gümüş ve bronz mürekkepler olmak suretiyle her renk mürekkep vardır.
*Basımevi mürekkebi. Mürekkep yapma usulleri uzun bir süre gizli saklı tutuldu, her basımevi, mürekkebini kendi hususi kanşımıy- la kendisi hazırladı. Osmanlılar'da hat sanatında kullanılan ve midad* denilen mürekkep dûdeden ya da kandil isinden yapılıyordu. Nefeszade İbrahim Efendi'nin Gülzarı savab adlı yapıtında bir çok tür mürekkep yapımı anlatılmaktadır. En iyi mürekkep is ve beziryağından elde edilir, içine akışkanlık sağlamak amacıyla sirke, parlaklık için de ekşi nar suyu katılırdı. Süleymaniye camisi'nde, kandillerin isinin hava cereyanıyla hususi olarak yapılmış bir odacıkta toplandığı ve mürekkep yapımında kullanılmak suretiyle hattatlara verildiği söylenir.
Türkiye'de ilk matbaanın kurulmasına izin verildiğinde (1726) basımevi makine ve hurufatı şeklinde basımevi mürekkebi de çok uzun seneler ithalat yöntemiyle sağlandı. Fakat Cumhuriyetten sonraki yıllarda Türkiye'de de yerli mürekkep yapım girişimleri başladı. Yapınış usulü basımevi mürekkebi üretimi ise Durmuş Yaşar Oğulları'nın (DYO) İzmir'deki fabrikalarında gerçekleştirildi (1970). Günümüzde ilerlemiş basımevi teknolojisinde yerli üretimin yanı sıra ithalat yöntemiyle sağlanan basımevi mürekkepleri de kullanılmaktadır. Günümüzde türlü baskı tekniklerinde kimi vakit çok değişik bileşimi olan mürekkepler kullanılmaktadır; ama bunların hepsi de iki temel üründen meydana gelmiştir: renk veren katı bir madde ya da pigment; içine pigmentin sıkı sıkıya karıştığı akışkan, ağdalı ya da macunsu, bağlayıcı, çözücü katkı maddesi.
Çok ince toz haline getirilmiş anorganik boyarmaddeler (karbon siyahı, Prusya mavisi, krom sarısı vb.), anilin boyar- maddelerinden elde edilmiş laklar, organik pigmentleri oluşturur. Klasik mürekkepler yalnızca yağ ya da esas maddesi yağ olan vernikler içeren yağlı mürekkep lerdi; bugün kısmen bunların yerini bileşik vernikler almıştır.
Tipo mürekkepleri, göreceli olarak katı macunlardır ve boyarmaddeleri ağdalı bir vernik içinde asıltı halindedir. Hızı yüksek rotatiflerde kullanılan gazete mürekkeplerinin esas maddeleri ağır mineral yağlardır ve tipo mürekkeplerine oranla daha sıvı halindedirler.
Ofset mürekkebi için pigmentlerin üzerini saran tabii ya da bileşik reçine kullanılır; bu şekilde üst kısımları kaplanmış olan pigmentler hafifçe mineral bir yağda asıltı halinde bırakılırlar. Daha büyük bir pigment derişimi içeren ofset mürekkepleri geliştirilmiş mevcuttur.
Heiyo mürekkepleri'nin merdanelerde fat, bileşik ödat. || Mürekkep sıyga, mürekkep vakit, bileşik vakit.
—Müz. Mürekkep makam ya da bileşik makam — MAkAM.
1. Türlü malzemeler, bilhassa de kâğıt üstüne yazı yazmak, biçim çizmek, metinlerin ya da çizimlerin örneğini çıkartmak amacıyla elle ya da mekanik yolla kullanılan siyah, gri, ak ya da türlü yollardan renklendirilmiş az çok koyu kıvamda sıvı. (Bk. ansikl. böl.)
2. Mürekkep yalamış, tahsil görmüş, okumuş kimse için söylenir. || Mürekkebi kurumadan, bir kararın yazılışı üstünden çok vakit geçmeden, kısa bir süre sonrasında.
—Nebat patol. Mürekkep hastalığı, kestane ağacında Phytophtora cambivora adlı mantarın niçin olduğu hastalık. (Bk. ansikl. böl.)
—Sonbahar. sant. Otograti mürekkebi ya da kalıp çekme mürekkebi, taşbaskı tekniğinde, bir süre sonra kâğıda geçirilmek suretiyle hususi olarak hazırlanmış bir kâğıda yazı yazmada ya da biçim çizmede kullanılan mürekkep.
—Kim. Mürekkep çıkarıcı, mürekkep lekelerini yok eden bir kimyasal ürün için kullanılır.
—Matbaac. Mürekkep haznesi, bir baskı makinesinin mürekkepleme sistemini (merdaneler ve tablalar) besleyen mürekkep deposu. || Silinmez mürekkep, dönemin ya da kimyasal etkenlerin etkileyemediği mürekkep || Manyetik mürekkep, içinde mıknatıslanabilir araç-gereç (mesela demiroksit) bulunan ve manyetik karakterlerin basımına yarayan mürekkep || Basımevi mürekkebi, çok ince dövülmüş ve yağlı bir vernik içinde ya da kurutucu özelliği olan bir yağda dağılmış renkli pigmentler karışımı.
—Tar. Mukaddes mürekkep, Şark imparatorlannın fermanlannı imzalamakta kullandıktan ve büyük özenle korunan erguvan kırmızısı mürekkep.
—Yumş. bil. Çiftsolungaçlı kafadanbacaklılarda, anüs deliği yakınında bağırsağa açılan bir kesenin (mürekkep cebi) salgıladığı siyah ve kalınca sıvı. (Mürekkep, suyu bulandırarak hayvanın düşmanından kaçmasını sağlar; çok büyük bir boyama gücü vardır.) || Mürekkep cebi, kafadan- bacaklı yumuşakçaların karın organı. (Hayvan, bu cebin içindeki mürekkebi aniden bire boşaltarak düşmanından kaçar)
—ANSİKL. Çin mürekkebinin buluş zamanı İ.Ö. 2500'e kadar iner, ama mürekkep aynı döneme doğru Mısırlılar tarafınca kullanılmıştır ve mezarlarda mürekkeple yazılı
papirüsler ele geçirilmiştir. Eski Yunanlılar ve Romalılar mürekkebi çömlek kırıkları, tahta, papirüs üstüne yazı yazmakta kullanıyorlardı ve Plinius, Vitruvius ile Dios- kurides'in yapıtlannda mürekkep tariflerine rastlanmıştır. Bu tariflerden onların de- rnirtannatlı ve sepyalı mürekkebi bildikleri anlaşılmaktadır; ama bu mürekkebin bilhassa elle kitap kopya eden yazıcılar tarafınca kullanıldığı sanılır. Bir takım parşömenler lal rengi mürekkeple (esas maddesi narçiçeği, zerıcefre ve kankırmızısı olan) yapılmış inisiyallerle süslüdür. Antik- çağ'da sıcak renkli fazlaca mürekkep formülü bilinmekteydi.
Ortaçağ'da elyazmalannda altın ve gümüşten yapılmış türlü mürekkep türlerine de rastlanmıştır.
Ortaçağ'da siyah mürekkep yapımında neredeyse yalnızca mazı kullanılmaktaydı; ama bu üretimin bilimsel yanı yoktu ve pek çok yazı, renginin uçması sonucu zarara uğramıştır.
Bugün düzgüsel siyah mürekkebin haricinde dolmakalem mürekkebi, teksir mürekkebi, tamponlu yağlı mürekkepler, bez üzerine yazı yazmada kullanılan mürekkep ler ya da tipo baskı ve taşbaskı mürekkep leri, otografi mürekkepleri, hatta altın, gümüş ve bronz mürekkepler olmak suretiyle her renk mürekkep vardır.
*Basımevi mürekkebi. Mürekkep yapma usulleri uzun bir süre gizli saklı tutuldu, her basımevi, mürekkebini kendi hususi kanşımıy- la kendisi hazırladı. Osmanlılar'da hat sanatında kullanılan ve midad* denilen mürekkep dûdeden ya da kandil isinden yapılıyordu. Nefeszade İbrahim Efendi'nin Gülzarı savab adlı yapıtında bir çok tür mürekkep yapımı anlatılmaktadır. En iyi mürekkep is ve beziryağından elde edilir, içine akışkanlık sağlamak amacıyla sirke, parlaklık için de ekşi nar suyu katılırdı. Süleymaniye camisi'nde, kandillerin isinin hava cereyanıyla hususi olarak yapılmış bir odacıkta toplandığı ve mürekkep yapımında kullanılmak suretiyle hattatlara verildiği söylenir.
Türkiye'de ilk matbaanın kurulmasına izin verildiğinde (1726) basımevi makine ve hurufatı şeklinde basımevi mürekkebi de çok uzun seneler ithalat yöntemiyle sağlandı. Fakat Cumhuriyetten sonraki yıllarda Türkiye'de de yerli mürekkep yapım girişimleri başladı. Yapınış usulü basımevi mürekkebi üretimi ise Durmuş Yaşar Oğulları'nın (DYO) İzmir'deki fabrikalarında gerçekleştirildi (1970). Günümüzde ilerlemiş basımevi teknolojisinde yerli üretimin yanı sıra ithalat yöntemiyle sağlanan basımevi mürekkepleri de kullanılmaktadır. Günümüzde türlü baskı tekniklerinde kimi vakit çok değişik bileşimi olan mürekkepler kullanılmaktadır; ama bunların hepsi de iki temel üründen meydana gelmiştir: renk veren katı bir madde ya da pigment; içine pigmentin sıkı sıkıya karıştığı akışkan, ağdalı ya da macunsu, bağlayıcı, çözücü katkı maddesi.
Çok ince toz haline getirilmiş anorganik boyarmaddeler (karbon siyahı, Prusya mavisi, krom sarısı vb.), anilin boyar- maddelerinden elde edilmiş laklar, organik pigmentleri oluşturur. Klasik mürekkepler yalnızca yağ ya da esas maddesi yağ olan vernikler içeren yağlı mürekkep lerdi; bugün kısmen bunların yerini bileşik vernikler almıştır.
Tipo mürekkepleri, göreceli olarak katı macunlardır ve boyarmaddeleri ağdalı bir vernik içinde asıltı halindedir. Hızı yüksek rotatiflerde kullanılan gazete mürekkeplerinin esas maddeleri ağır mineral yağlardır ve tipo mürekkeplerine oranla daha sıvı halindedirler.
Ofset mürekkebi için pigmentlerin üzerini saran tabii ya da bileşik reçine kullanılır; bu şekilde üst kısımları kaplanmış olan pigmentler hafifçe mineral bir yağda asıltı halinde bırakılırlar. Daha büyük bir pigment derişimi içeren ofset mürekkepleri geliştirilmiş mevcuttur.
Heiyo mürekkepleri'nin merdanelerde fat, bileşik ödat. || Mürekkep sıyga, mürekkep vakit, bileşik vakit.
—Müz. Mürekkep makam ya da bileşik makam — MAkAM.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR