ortaklaşa ödat Arapça muşterek 1 . Ortak: "İnsanlar ortaklaşa tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anla...
ortaklaşa
ödat Arapça muşterek
1 . Ortak:
2 . Beraber:
"Bu işte her ikiniz de müştereksiniz."- .
3 . Ortaklaşa, el birliğiyle meydana getirilen ya da hazırlanan:
"Ortaklaşa yönetim."- .
Birleşik Sözler
- ortaklaşa bahis
- asgari ortaklaşa
KAYNAK-TDK
MüŞTEREK, -ki sıf. (ar. ortaklaşa).
1. İki ya da daha çok kimse, topluluk içinde paylaşılan, onların kullanımına açık, onlara ilişkin olan şey için kullanılır: Onlarla ortaklaşa bir bahçemiz vardı İki komşu ülkenin ortaklaşa kültürleri.
2. Bir kimselerle, bir toplulukla ortaklaşa olarak meydana gelen şey için kullanılır: Çeşitli eğilimlerin katılmış olduğu ortaklaşa bir şov. Ortaklaşa bir araştırma programı yürütmek.
3. Herhangi bir şeyde birlik olan kimseler için kullanılır: Bu mevzuda müşterekiz.
—Esk. Ortaklaşa-ül-menfaa, ortaklaşa yararlanma.
—Ask. Ortaklaşa harekât, düşman topraklarına yönelik ani bir saldırı çerçevesinde deniz, kara ve hava kuvvetlerinin seferber edilmesi. (Ortaklaşa harekâtlar ikinci Dünya savaşı nda mühim rol oynadı ve her iki tarafa da bazen üstünlük sağlamış oldu. Almanlar açısından Norveç ve Girit; Japonlar açısından Asya'nın güney-doğu'sunun kurtarılışı; son olarak da, Müttefiklerin art arda gerçekleştirdikleri çıkarmalar [Kuzey Afrika, Sicilya ve en önemlisi Normandiya ve Provence] örnek gösterilebilir.) || Ortaklaşa komuta ve harekât merkezi, belirli bir mesuliyet bölgesinde aynı amaç ve hedefe yöneltilmiş kara, deniz ve hava kuvvetlerinin karşılıklı yardım ve desteğini sağlamak suretiyle, ortak planlama ve uygulamanın hızla yapılmasını sağlamak için kurulan merkez.
—Bank. Ortaklaşa hesap, birden fazla şahıs adına oluşturulan ve bu kişilerin beraber haiz oldukları ve her birinin kendi imzası altında işletebildiği hesap.
—Esk. biyol. Ortaklaşa-ül-hayat, ortakyaşar.
—Esk. mat. Ortaklaşa-ül-mikyas, EŞüLÇEKLİ'nin eşanlamlısı.
—Huk. Ortaklaşa avarya — avarya. || Ortaklaşa borç, birden çok kişinin borçlu olması durumu, || Ortaklaşa borçlu — BORÇLU. || Ortaklaşa kusur, birden çok tarafın kusurlu olması durumu. (KUSUR.) | Ortaklaşa yaşam, karı kocanın bir arada yaşamaları. (Karı kocanın ortak bir yaşam sürdükleri konutu seçme hakkı kocaya aittir. Hanım, kocanın seçtiği konutta kaide olarak yaşamak zorundadır. Sadece, kocanın seçtiği konut da, kadının toplumsal yaşantısına uygun ve bağımsız yaşayabilmesine elverişli olmalıdır) || Ortaklaşa iyelik, birden çok kişinin bir eşya üstünde hisse sahibi olduğu ve bu payların bölünmemiş bulunmuş olduğu iyelik türü. (Bk. ansikl. böl.)
—Oy. Ortaklaşa bahis - BAHİS.
—Tic. Ortaklaşa alacaklı, bir borçludan, başkalarıyla beraber bir alacağı olan kimse.
♦ be. Ortaklaşa olarak, müştereken: Giderleri ortaklaşa ödeyeceğiz.
—ANSİKL. Huk. Bir eşya üstündeki iyelik hakkı, bir kişiye ilişkin olabileceği şeklinde, birden çok kişiye ilişkin de olabilir. Birden çok kişinin bir eşya üstündeki mülkiyetine, “birlikte mülkiyet†denir. Bu tür iyelik iki halde olabilir: ortaklaşa iyelik, iştirak halinde iyelik. Ortaklaşa mülkiyetin özellikleri şunlardır:
1. iyelik hakkının mevzusu, tek bir eşyadır;
2. bu eşya üstünde birden çok kişinin iyelik hakkı vardır;
3. bu kişiler eşyanın bir payına sahiptirler. Ortaklaşa mülkiyette kişilerin eşya üstündeki payları eşyanın bütününü kapsar. Mesela, beş yüz metre karelik bir arsaya iki kişinin yarı yarıya haiz olmaları, bu arsanın iki yüz elli metre karesinin birine, iki yüz elli metre karesinin de ötekine ilişkin olması değil, arsanın bütünü üstündeki iyelik hakkına her birinin yarı yarıya haiz olmaları anlama gelir.
Bir eşya üstünde hisse sahibi olanlar, bu paylarını istedikleri şeklinde kullanabilirler Paydaşlardan her biri, kendi payında iyelik hakkı sahibinin yetkilerini ve yükümlülüklerini taşır; payını başkasına devrede bilir ya da rehin verebilir. Alacaklılar, hisse sahibinin borcu için bu oranı haczedebilirler. İlke olarak, hisse sahipleri ortaklaşa mülklerini beraber yönetirler. Sadece, sözleşmeyle başka türlü bir yönetim biçimi kararlaştırılabilir. Çoğunluk başka türlü karar vermedikçe paydaşlardan her biri, ufak onarım ve ziraat işleri şeklinde olağan yönetim işlerini hayata geçirmeye yetkilidir. Toprağın ziraat biçiminin değiştirilmesi ya da büyük onarımlar yapılması şeklinde daha mühim yönetim işleri, ortaklaşa mülkün yarısından çoğuna haiz olan ve sayı bakımından çoğunluğu oluşturan hisse sahiplerinin oyu olmadıkça yapılamaz (Türk med. k. md. 624). ilke olarak, paydaşlardan her biri ortaklaşa iyelik durumunun sona erdirilmesini isteyebilir. Sadece, paydaşlar kendi aralarında bir sözleşme yaparak ortaklaşa iyelik durumunun sürdürülmesini kararlaştırabilirler. Bu mevzuda yapacakları sözleşme en fazlaca on yıl süre için geçerli olabilir. Süre dolunca yeni bir sözleşme yapılabilir. Kat mülkiyetine ya da kat irtifakına mevzu olan taşınmaz mallarda, ortaklığın giderilmesi istenemez. Ortaklaşa iyelik üç halde sona erebilir:
1. ortaklaşa malın paydaşlar içinde bölünmesiyle;
2. pazarlık ya da artırma kanalıyla satılıp parasının paydaşlar içinde bölünme siyle;
3. paydaşlardan birinin ya da birkaçının ötekilere ilişkin paylara haiz olmalarıyla (Türk med. k. md. 628). [MüLKİYET.]
1. İki ya da daha çok kimse, topluluk içinde paylaşılan, onların kullanımına açık, onlara ilişkin olan şey için kullanılır: Onlarla ortaklaşa bir bahçemiz vardı İki komşu ülkenin ortaklaşa kültürleri.
2. Bir kimselerle, bir toplulukla ortaklaşa olarak meydana gelen şey için kullanılır: Çeşitli eğilimlerin katılmış olduğu ortaklaşa bir şov. Ortaklaşa bir araştırma programı yürütmek.
3. Herhangi bir şeyde birlik olan kimseler için kullanılır: Bu mevzuda müşterekiz.
—Esk. Ortaklaşa-ül-menfaa, ortaklaşa yararlanma.
—Ask. Ortaklaşa harekât, düşman topraklarına yönelik ani bir saldırı çerçevesinde deniz, kara ve hava kuvvetlerinin seferber edilmesi. (Ortaklaşa harekâtlar ikinci Dünya savaşı nda mühim rol oynadı ve her iki tarafa da bazen üstünlük sağlamış oldu. Almanlar açısından Norveç ve Girit; Japonlar açısından Asya'nın güney-doğu'sunun kurtarılışı; son olarak da, Müttefiklerin art arda gerçekleştirdikleri çıkarmalar [Kuzey Afrika, Sicilya ve en önemlisi Normandiya ve Provence] örnek gösterilebilir.) || Ortaklaşa komuta ve harekât merkezi, belirli bir mesuliyet bölgesinde aynı amaç ve hedefe yöneltilmiş kara, deniz ve hava kuvvetlerinin karşılıklı yardım ve desteğini sağlamak suretiyle, ortak planlama ve uygulamanın hızla yapılmasını sağlamak için kurulan merkez.
—Bank. Ortaklaşa hesap, birden fazla şahıs adına oluşturulan ve bu kişilerin beraber haiz oldukları ve her birinin kendi imzası altında işletebildiği hesap.
—Esk. biyol. Ortaklaşa-ül-hayat, ortakyaşar.
—Esk. mat. Ortaklaşa-ül-mikyas, EŞüLÇEKLİ'nin eşanlamlısı.
—Huk. Ortaklaşa avarya — avarya. || Ortaklaşa borç, birden çok kişinin borçlu olması durumu, || Ortaklaşa borçlu — BORÇLU. || Ortaklaşa kusur, birden çok tarafın kusurlu olması durumu. (KUSUR.) | Ortaklaşa yaşam, karı kocanın bir arada yaşamaları. (Karı kocanın ortak bir yaşam sürdükleri konutu seçme hakkı kocaya aittir. Hanım, kocanın seçtiği konutta kaide olarak yaşamak zorundadır. Sadece, kocanın seçtiği konut da, kadının toplumsal yaşantısına uygun ve bağımsız yaşayabilmesine elverişli olmalıdır) || Ortaklaşa iyelik, birden çok kişinin bir eşya üstünde hisse sahibi olduğu ve bu payların bölünmemiş bulunmuş olduğu iyelik türü. (Bk. ansikl. böl.)
—Oy. Ortaklaşa bahis - BAHİS.
—Tic. Ortaklaşa alacaklı, bir borçludan, başkalarıyla beraber bir alacağı olan kimse.
♦ be. Ortaklaşa olarak, müştereken: Giderleri ortaklaşa ödeyeceğiz.
—ANSİKL. Huk. Bir eşya üstündeki iyelik hakkı, bir kişiye ilişkin olabileceği şeklinde, birden çok kişiye ilişkin de olabilir. Birden çok kişinin bir eşya üstündeki mülkiyetine, “birlikte mülkiyet†denir. Bu tür iyelik iki halde olabilir: ortaklaşa iyelik, iştirak halinde iyelik. Ortaklaşa mülkiyetin özellikleri şunlardır:
1. iyelik hakkının mevzusu, tek bir eşyadır;
2. bu eşya üstünde birden çok kişinin iyelik hakkı vardır;
3. bu kişiler eşyanın bir payına sahiptirler. Ortaklaşa mülkiyette kişilerin eşya üstündeki payları eşyanın bütününü kapsar. Mesela, beş yüz metre karelik bir arsaya iki kişinin yarı yarıya haiz olmaları, bu arsanın iki yüz elli metre karesinin birine, iki yüz elli metre karesinin de ötekine ilişkin olması değil, arsanın bütünü üstündeki iyelik hakkına her birinin yarı yarıya haiz olmaları anlama gelir.
Bir eşya üstünde hisse sahibi olanlar, bu paylarını istedikleri şeklinde kullanabilirler Paydaşlardan her biri, kendi payında iyelik hakkı sahibinin yetkilerini ve yükümlülüklerini taşır; payını başkasına devrede bilir ya da rehin verebilir. Alacaklılar, hisse sahibinin borcu için bu oranı haczedebilirler. İlke olarak, hisse sahipleri ortaklaşa mülklerini beraber yönetirler. Sadece, sözleşmeyle başka türlü bir yönetim biçimi kararlaştırılabilir. Çoğunluk başka türlü karar vermedikçe paydaşlardan her biri, ufak onarım ve ziraat işleri şeklinde olağan yönetim işlerini hayata geçirmeye yetkilidir. Toprağın ziraat biçiminin değiştirilmesi ya da büyük onarımlar yapılması şeklinde daha mühim yönetim işleri, ortaklaşa mülkün yarısından çoğuna haiz olan ve sayı bakımından çoğunluğu oluşturan hisse sahiplerinin oyu olmadıkça yapılamaz (Türk med. k. md. 624). ilke olarak, paydaşlardan her biri ortaklaşa iyelik durumunun sona erdirilmesini isteyebilir. Sadece, paydaşlar kendi aralarında bir sözleşme yaparak ortaklaşa iyelik durumunun sürdürülmesini kararlaştırabilirler. Bu mevzuda yapacakları sözleşme en fazlaca on yıl süre için geçerli olabilir. Süre dolunca yeni bir sözleşme yapılabilir. Kat mülkiyetine ya da kat irtifakına mevzu olan taşınmaz mallarda, ortaklığın giderilmesi istenemez. Ortaklaşa iyelik üç halde sona erebilir:
1. ortaklaşa malın paydaşlar içinde bölünmesiyle;
2. pazarlık ya da artırma kanalıyla satılıp parasının paydaşlar içinde bölünme siyle;
3. paydaşlardan birinin ya da birkaçının ötekilere ilişkin paylara haiz olmalarıyla (Türk med. k. md. 628). [MüLKİYET.]
Kaynak: Büyük Larousse
ortaklaşa ingilizcesi
- common, joint, collective, communal, consociate, mutual
YORUMLAR