namzet -di isim Farsça nÂ¥mzed 1 . Aday: "Ben kalkar, namzedin yüzüne dik dik bakarım."- Ö. Seyfettin . 2 . halk ağzınd...
namzet -di
isim Farsça nÂ¥mzed
1 . Aday:
"Ben kalkar, namzedin yüzüne dik dik bakarım."- Ö. Seyfettin.
NAMZET a. (fars. namzet). Esk.
1. Bir işi, bir görevi yapma isteği kendisi ya da başkaları tarafınca yetkili makamlara bildirilen ya da seçime katılan kimse; aday: Milletvekili namzedi. Muhtarlık için üç namzet var.
2. Bir iş, bir vazife, bir meslek için yetiştirilmekte olan kimse; aday: Yedek subay namzedi bir genç. Tabip namzedi.
3. Evlilik talibi, nişanlı, sözlü, yavuklu.
4. Bir kimseyi namzet göstermek, bir kimseyi bir iş için aday göstermek. .
*Huk. - ADAY.
1. Bir işi, bir görevi yapma isteği kendisi ya da başkaları tarafınca yetkili makamlara bildirilen ya da seçime katılan kimse; aday: Milletvekili namzedi. Muhtarlık için üç namzet var.
2. Bir iş, bir vazife, bir meslek için yetiştirilmekte olan kimse; aday: Yedek subay namzedi bir genç. Tabip namzedi.
3. Evlilik talibi, nişanlı, sözlü, yavuklu.
4. Bir kimseyi namzet göstermek, bir kimseyi bir iş için aday göstermek. .
*Huk. - ADAY.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR