Doğacılık (Doğalcılık) akımı nedir, iyi mi dünyaya gelmiştir ve neyi ileri sürmektedir. Doğacılık akımı ile ilgili sanatçılar ve eserlerine ...
Doğacılık (Doğalcılık) akımı nedir, iyi mi dünyaya gelmiştir ve neyi ileri sürmektedir. Doğacılık akımı ile ilgili sanatçılar ve eserlerine örneklerin de yer almış olduğu yazımız.
NATÜRALİZM [Doğalcılık], bir felsefe ve edebiyat terimidir. Felsefedeki anlamına bakılırsa doğacılık doğayı her şeyin üstünde bir kudret sayan görüştür. Buna bakılırsa, yaratılmış olan, tabiatın yapısında bulunan her şey kendi kendisinin yaratıcısı olmuştur ve olmaktadır. Her şey, ayrıca insan da, anlaşılmasını, açıklanmasını tabiatın kendisinde, devamlı kanunlarında bulur. Doğada üstün hiçbir kuvvet yoktur. Tabiatın haricinde da hiçbir kuvvet bulunmaz. Her şey doğada adım atar, doğada biter. Bu görüş, XVII. yüzyılda Fransa’dan başlayarak yayıldı. Rabelais benzer biçimde yazarlar, filozoflar bu düşüncenin yayıcısı oldular.
Edebiyatta «doğacılık» kelimesi iki anlamda kullanılır: Biri, geniş anlamı ile ileri bir realizm (gerçekçilik); öbürü, daha dar anlamı ile, edebiyatta bilimciliktir. Hakikaten de, XIX. yüzyılın ortalarına doğru, toplumlar, bilim yolundaki ilerlemeler dolayısı ile, artık edebiyatçılar tarafınca yönetim edilir bir kalabalıklar yığını olmaktan çıkmıştı. Daha Ilkin ki yüzyıllarda düşünce adamları, edebiyatçılar, halkı geniş seviyede etkiliyorlardı. Voltaire benzer biçimde, Kant benzer biçimde filozofların hem de birer edebiyat adamı olmaları bunu sağlıyordu. Bilim ilerleyip de ihtisaslar derinleşince, edebiyat bilimin tesiri altına girdi, edebiyat, toplumu, cemiyet vakalarını gözleyerek bunu gerçekte olduğu benzer biçimde yansıtma yolunu tuttu. Buna örnek olarak Gustave Flaubert‘in «Salammbo» adındaki romanını gösterebiliriz Yazar, Afrika’daki çöl akşamlarının ışık değişimlerini incelemek için Şimal Afrika’ya gidip vakaları kendi gözü ile görmüş, eserini ondan sonrasında yazmıştı. Gerçekçiliğin bu ileri şekli, tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Dostoyevsky, tüm romanlarını, bu şekilde aşırı bir gözlem sonunda meydana getirmiştir. Yalnız, ondaki gözlemcilik, daha çok, filozofların düşünüsüne uygun olarak, ruh vakalarına yöneltilmişti.
Fransız romancısı Emile Zola ise, hekimlikte uyulan, ileri sürülen kalıtım teorilerini kanıtlamak için 20 ciltlik bir roman serisi olan «Les Rougon-Macquarts» (Rougen-Macquart Ailesi)ni yazdı. Ibsen, Strindberg benzer biçimde kuzeyli tiyatro yazarları da, natüralizmi tiyatro alanında denediler.
YORUMLAR