Paranoya Nedir?

Paranoya (Yunanca para: yanlış ya da aslından değişik ve nous: fikir, zihin), ana teması şüphe olan kronik, sistematik ve mantıklı ...

Paranoya

(Yunanca para: yanlış ya da aslından değişik ve nous: fikir, zihin), ana teması şüphe olan kronik, sistematik ve mantıklı sanrılarla (hezeyan) tanınan psikoz. İlk kez 1863 te Alman psikiyatr Kari Ludwig Kahlbaum'un kullandığı terim, günümüzde bir tani kategorisi olarak geçerliliğini
Ad: paranoya.gif
büyüklüğüde yitirmis ve yerine paranoit bozukluklar kullanılır olmuştur. Paranthropus, Robert Broom un Cenup Afrika'daki Kromdraai de ve Swartkrans ta bulmuş olduğu insangil fosili. Australopithecus un daha kuvvetli yapılı bir cinsi olarak değerlendirilmistir. Australopithecus tan ayrı bir tür olarak değerlendirmeyen ilim adamlari tarafınca Australopithecus robustus olarak adlandırılır.
: Ana Britannica












    Paranoya






    Çoğumuz ara sıra başkalarına ait bizlere düşmanca davrandığı duygusuna kapılırız. Ama paranoyaklar, devamlı olarak komşuları, bazı acayip "yaratıklar", hatta Merihliler olabilecek bir grup "kötünün" tehdidi altında bulundukları hezeyanı içindedirler. Paranoya, karmaşık bir ruhsal hastalıktır. En çarpıcı emareleri hezeyanlardır. Paranoyak şahıs başkalarına ait kendisine haksızlık yaptığına, eziyet ettiğine inanır. Bu "fena niyetli başkaları", Merihlilerden casuslara ve tv spikerlerine kadar uzanan çok türlü kişiler olabilir.

    Sebepleri
    Paranoya, çoğu zaman bir psikoz, doğrusu akıl hastalığı emaresidir ve sebebinin kısmen kalıtsal, kısmen de çevre etkilerine bağlı olduğu düşünülmektedir. Araştırmalar, aynı genetik yapıya haiz tek yumurta ikizlerinin ya beraber paranoyak olduklarını ya da olmadıklarını, oysa değişik genetik yapıları olan çift yumurta ikizlerinde bu birlikteliğin daha az bulunduğunu göstermektedir. Netice, bir tür kalıtsal etkinin var olduğu görüşünü desteklemektedir. Öte taraftan, çevrenin yarattığı stresler, belirgin aile içi ilişki şekilleri ve yaşam tarzları da paranoya olasılığını artırmaktadır. Ama kalıtsal yatkınlık olmaksızın bu etkilerin paranoyaya yol açma olasılığı düşüktür.

    Üç aşağı beş yukarı hepimiz bazen kendisiyle "uğraşıldığı" düşüncesine kapılır. Ama bu geçicidir ve değişim gösteren koşullarla beraber ortadan kalkar. Ama eğer kalıtsal etken söz konusuysa belirtilerin özenle değerlendirilmesi gerekir. Araştırmalar, anne - babaları paranoyak olanların en yüksek risk grubuna girdiklerini göstermektedir. Paranoya, daha çok ileri yaşlarda ve toplumun alt tabakalarından kişilerde görülmektedir. Dikkatli incelemeler, bu ruhsal hastalık ciddileştikçe, gerek hastalığının, gerekse kendisine fenalık edildiği hislerinin yoğunlaşması sonucu hastanın, insanlarla yakın ilişkilerden kaçındığını, bunun da onu toplam merdiveninin alt basamaklarına doğru ittiğini ortaya koymaktadır. Paranoya, kendi başına pek tehlikeli değildir. Ama daha tehlikeli bir durumun, doğrusu paranoid şizofreninin bir ön uyarısı olabileceği unutulmamalıdır. Fenalık görme duyguları kimi zaman, misillemede bulunma arzusu ya da içinde bulunmuş olduğu durumla kendi başına, başa çıkma düşüncesini doğurabilir. Sözgelimi insanların kendisini ve başkalarını radyodan çıkan elektrik dalgalarıyla ele geçirdiğine inanan bir paranoyak, karşı tedbir almanın görevi bulunduğunu düşünebilir ve harekete geçebilir. Ama gerçek bir çekince olasılığı pek azdır, çünkü hasta şahıs bununla birlikte çok tedirgin ve korku içinde olduğundan, tehditleri yalnızca sözde kalır.




    Paranoya


    Halk içinde, paranoya deyimi, çoğu zaman bir şahsın, çevresindekiler hakkında çok fazla şüpheciliğini tanımlamak için kullanılır. Bu şekilde bir kişiye meydana getirilen tavsiyeler, iyi niyetli dahi olsa, o şahıs tarafınca fena niyetle yapılmış olarak algılanır. Başkalarına ait kendisi hakkında komplo yapmış olduğu kuruntusuna kapılabilir, kendilerine ya da mülklerine karşı bir tehdit olduğu endişesi içine düşer. Bu düşünceler, o şahısa büyük hastalık verir. Çevresindekiler de, bu durumdan rahatsız olur.

    Psikiyatrist, Emil Kraepelin, en mühim ya da yegâne belirtinin kuruntulu inançlar olduğu ruhsal hastalıkları tanımlamak için, paranoya terimini, kullanmıştır. Terimin kati kullanımı süre içinde değişmiştir. Kraepelin'in tanımlaması, günümüzde genel olarak terkedilmiştir. Psikiyatristler tarafınca, günümüzdeki kullanımıyla, paranoya, kişinin kendisine yönelik (ben merkezli) herhangi bir kuruntuyu göstermek için kullanılır. Daha belli başlı olarak, eziyet korkusuna neden olan bir kuruntuya göstermek için kullanılır. Bundan dolayı, psikiyatrik kullanım değişiklik gösterebilir.

    Psikiyatride kullanımı


    Emil Kraepelin akıl hastalıklarının değişik biçimlerini sınıflandırdığı çalışmasında, kuruntunun olduğu fakat akli kabiliyetlerde herhangi bir kötüye gidişin görülmediği şartları tanımlamak için safi paranoya terimini kullanmıştır. Bu tanımda başka şizofrenik bulgular bulunmamaktadır.

    Yunanca, παÏάνοια (paranous) düpedüz delilik anlamına gelir (para = dışarda; nous = akıl, aklını kaçırma). Kraeplin bu köke, kuruntusal inanışları da ilave ederek kendi tanımlamasını geliştirmiştir. Kraeplin'in Yapmış olduğu Paranoya tanımlasında kuruntulu inanışın ne bulunduğunun önemi yoktur, herhangi bir kuruntulu inanış paranoya olarak sınıflandırılabilir.

    Kuruntuların belirgin olduğu şizofreni biçimini için paranoyak şizofreni terimi kullanılır. Bu tanımlamada, kuruntuların hastaya hastalık verip vermediği dikkate alınmaz Şu demek oluyor ki, hasta, kuruntuları ile uyum içinde olsa dahi paranoyak şizofreni tanısı alabilir.

    Ama, son dönemlerde, kişideki kuruntuların hastalık verici olması terimi yine ehemmiyet kazanmıştır. Bilhassa, iki ana nokta özerinde durulmaya başlanmıştır:
    1. Kişinin, kuruntuları sebebiyle kendisine zarar verecek davranışlarda bulunması ya da bulunma tehlikesinin olması
    2. Kişinin, kuruntuları sebebiyle başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunması ya da bulunma tehlikesinin olması
    Paranoya pek çok süre şizofreni benzer biçimde psikotik hastalıklarla iç içedir. Bununla beraber seyrek olarak, paranoyak kişilik bozukluğu benzer biçimde, psikotik olmayan, başka durumlarda da gözlenebilir.

    Paranoya, ferdin herhangi bir vaka karşısında olayın oluşumundan değişik olarak gelişebileceğini kendi içinde canlandırma yolu ile öne sürdüğü ve sınırsız sayıda çeşitlendirebileceği hayal ürünlerinin tümüdür.

    Klinik paranoya örnekleri


    Paranoyak kuruntular içinde; kişinin, takip edildiği, elektronik araçlarla gözlendiği, yiyecek ya da içeceklerinin zehirlendiği, mühim birisi, ya da tanınmış bir kişilik tarafınca uzaktan sevindirilmiş olduğu (Erotomani) vardır.


    Paranoya Emareleri

    Hasta çok diri sanrılar yaşayabilir, olmayan sesler işitebilir. Günlük vakalara, rastlantılara, başkalarına ait basit hareketlerine, kendine ilişkin muhteşem anlamlar verir. Kulak misafiri olduğu konuşmaların kendisine ilişkin bulunduğunu, bunun her insanın ona karşı birleşmiş bulunduğunu kanıtladığına inanabilir. Sokaklarda, tesadüf sonucu birbirine benzer insanoğlu görse, izlendiği kanısına kapılabilir. Netice olarak, paranoyak şahıs genellikle korkak, kafası karışık ve sinirlidir. Gene de, başka akıl hastalıklarına oranla, düşünme ve diğeri zihinsel süreçlerde fazla bir bozulma olmaz. Eziyete, haksızlığa uğrama duygusu, bunamada, epilepside ve amfetamin türü ilaçların alınması sonucunda da görülebilir. İlaçla ortaya çıktığında geçicidir ama ilaç bedende tesirini sürdürdüğü varlığını korur.

    Tedavisi

    Paranoya disiplinli bir hastalıktır ve tedavisi kolay değildir. Ne yazık ki, emareler çoğu zaman geç fark edilir. Uzun süre hastanın yalnızca kavgacı, huzursuzluk yaratıcı olduğu düşünülür. Diğeri davranışları ve inançları olağan, akla uygun olduğundan, kimse akıl hastalığından kuşkulanmaz. Tam anlamıyla ileri bir vaziyet olan paranoid şizofreni, çoğu zaman psikotrop türü ilaçlarla tedavi edilir. Hastaların dörtte birisi ilaç tedavisi ve psikoterapiyle belirgin bir süre sonrasında iyileşir. Ama paranoyak özellikler ortadan kalksa da, hasta devamlı tıbbi nezaret altında tutulmalıdır.


    Paranoya




    MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


    Kişinin yaşamının merkezi hâline gelen kuruntularla beliren akıl hastalığı. Çoğu zaman kendi sorunlarını kavramaktan uzak, toplumsal olarak mutsuz, kuşkucu, katı ve gücenik kişiliklerde, kırk ile elli yaşlar içinde ortaya çıkar. Coşku, derin üzüntü, içki düşkünlüğü, sinir sistemi bozuklukları benzer biçimde nedenler hastalığa zemin hazırlar. Paranoit olarak nitelenen bu kişiliklerin gerçek paranoyaya dönüşmesi sayıca azdır. Hastalık çoğu zaman dört şekil alır;
    • Çekince kuruntusu (hasta kendisine karşı düzenlenmiş komplolarla yaşamının tehlikede bulunduğunu sanır ve kendini toplumdan soyutlar)
    • Büyüklük kuruntusu (hasta, kendi hayatına kastedildiğinden hareketle mühim bir şahıs bulunduğunu düşünmeye ve kendini ünlü kimselerle özdeşleştirmeye varır)
    • Mücadeleci tip (hasta, mesela işverenin, hükümetin ya da türlü örgütlerin gazabına uğradığını düşünerek avukatların kapısını aşındırır)
    • Erotik tip (hasta, bilhassa toplumda bir film yıldızı vb. ünlü birisi tarafınca sevildiğini düşünür). Paranoyanın kati bir tedavisi yoktur.


    PARANOYA a. (fr. paranoîa; yun. para- noia).

    1. Hezeyanlı süreğen psikoz. Ayırtedici özelliği, yorumlara dayanan ve genellikle zulme uğrama temasını içeren sistematik ve devamlı hezeyanlı düşüncelerdir. Hezeyan haricinde, şuur tam anlamıyla yerindedir. (Eşanl. PARANOVAK HEZEYAN, PARANOYAK PSİKOZ.) [Bk. ansikl. böl ]

    2. His bozuklukları (gurur, alınganlık, çok fazla ve yanlış yorumlar) gösteren bir kimsenin devamlı saldırganlığa neden olan davranışı, tavrı.


    —Psik. Hassas paranoya, Kretschmer tarafınca tanımlanan ve hassas, çekingen bireylerde gelişen paranoya türü. (Eşanl. İLİŞKİLER HEZEYANI.)


    —ANSİKL. Paranoyada, hezeyanlı temalar sezgi ve yorumlama kanalıyla yanlış öncüllerden türetilir ve kurnazca gelişirler. Bunun sebebi, hezeyanın kaynağının hasta kişinin kendisinde bulunmasıdır. Paranoyak hezeyan en azından ilk başlarda görece bir anlaşılabilirlik taşır, hatta bulaşıcı olabilir. Hezeyan temaları, genellikle ferdin geçmişiyle ilgilidir ve "benmerkezciâ€dir.

    Paranoyak hezeyanlardan başlıcaları tutku sanrıları (erotomani, kıskançlık hezeyanı, hak arama hezeyanı) ve hastalığın en klasik şeklini oluşturan yorum hezeyanlarıdır. Bu tür şeyler, zulme uğrama tema'sına dayanır ve pek çok yorumla gelişerek hastanın tüm yaşamını yavaş yavaş kaplar ve belirlenmiş “zulümcüler''e karşı saldırgan tepkilere yol açabilir. Buna yakın bir başka biçim de Kretschmer tarafınca tanımlandı: ilişkiler hezeyanı ya da hassas paranoya. Bu hastalık, hassas, çekingen, çok fazla heyecanlı kimselerde görülür. üzücü yaşantıların uzun süre birikmesinden sonrasında, aniden patlak verir, zulüm tema'sını içererek ve sinir çöküntüsü üstünde temellenerek tüm ilişkiler sistemini kaplar.

    Reis Schreber*'in yazılı yapıtının incelenmesinden yola çıkan Freud (1911), paranoyayı eşcinsel nesne seçimine karşı bir müdafa olarak tanımladı. Böylelikle zülüm görme temalı hezeyanlarda, eşcinsel birincil önerme olan (bir adam için) "onu (o erkeği) seviyorum†yadsınır ve “onu sevmiyorum, ondan nefret ediyorumâ€a dönüşür ve bir süre sonra ikincil olarak yansıtılarak “o benden nefret ediyor†şeklini alır. Büyüklük temaları ise, aynı önermenin bir başka yadsınmasına dayanır ve "onu seviyorum, kimseyi sevmiyorum, kendimden başka kimseyi sevmiyorum†şeklini alır. J. Lacan, paranoyak psikozun, yaşam vakalarına tepki halinde bulunan kişiliğin tümünde ortaya çıkan bir görüngü bulunduğunu vurgular. Bununla birlikte paranoyanın bireyi, imgelemsel bir zulüm görme sistemi içinde kapattığını, ama bunun altında, bilinçdışından lanan bir ceza görme isteğinin yattığını ileri sürer.

    Kaynak: Büyük Larousse


    Paranoit bozukluklar

    , temelinde kuşkulanma ve şüphe sanrıları (hezeyan) olan bir grup ruhsal bozukluğa verilen ortak isim. Paranoya ile paylaşılmış ve akut paranoit bozuklukları ihtiva eder.

    Malum en eski paranoit bozukluk paranoyadır. Bu terimi ilk kez 1863 te Alman psikiyatr Kari Ludwig Kahlbaum kullanmış , 1913 te yurttaşı Emil Kraepelin hastalığı tanımlamıştır.


    Oldukça seyrek görülen paranoit bozukluklarda sistematik ve iyi düzenlenmiş sanrılar vardır. Kişilik bütünlüğünün korunmasına rağmen yaşam bu sanrılara bakılırsa ayarlanmıştır.Mesela kıskançlık paranoyasında kıskanılan şahıs seyredip gözlemek yaşamın temel amacıdır. Dava paranoyasında ise şahıs haklılığını kanıtlamak için devamlı davalar açar, ama öte taraftan işini ve toplumla olan bağlarını sürdürür. Paranoyada fert kendini pek çok kez olağan şeylerle donatılmış olarak görür. Paylaşılmış paranoit bozukluklarda, karı- koca benzer biçimde yakın yaşayan iki kişiden birinde şüphe sanrılarının olması durumunda, birinde bunların bir kısımı ya da tamamının paylaşması söz mevzusudur.


    Çoğu zaman bozukluk aynı anda iki kişide aniden görülmez; birinde azalır ya da kaybolurken birinde ortaya çıkar. Akut paranoit bozuklukta harp , tutsaklık, hapislik, izlenmiş olma benzer biçimde bir dış etken söz mevzusudur. Çoğu zaman paranoit kişilik yapısı temelinde gelişen bu bozuklukta paranoit sanrılar geçici olmakla beraber yinelenerek kalıcı duruma gelebilir. Mesela, trafik kazası geçirerek aylarca yatağa bağlanan birisi, evresinin canına kasteden insanlarla dolu olduğuna, bunların kendisini hastaneye kapatarak öldürmek amacıyla kazayı hazırladıklarına inanabilir. Paranoit bozukluklarda temel fikir bilimine yansıtma mekanizması egemendir {bak. müdafa mekanizması). Şahıs kendinde beğenmediği fikir ve özellikleri yadsıyarak başkalarına yükler ve onlardan geliyormuşçasına algılar.

    Mesela güvensiz,içine kapanık ve yalnız bir şahıs bu durumundan dolayı kendine olan kızgınlığını karşısındakilere yansıtarak bana karşı komplo kuruyorlar diye yansıtır. Böylelikle kendine güvensizlik yerini, başkalarına ait onu yok etme istediğine ilişkin düşüncelerle sanrılara bırakır; böylelikle bunaltı(anksiyete) önlenir ya da alt edilir.


    Paranoit bozukluklar psikiyatride tedavisi en güç hastalıklar arasındadır. Hastalığın evresi ile hekime olan güvensizliği ve kuşkuları tedaviyi güçleştirir. Bu yüzden kimi zaman hastane tedavisi gerekebilir. Hekimin açık ve dürüst davranması hasta-hekim ilişkisinin kurulmasına, hastanın hekime itimat duyarak tedavi olmasina katkıda bulunabilir.
    :Ana Britannica





      Kaynak:msxlabs.org

      YORUMLAR

      Ad

      Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
      ltr
      item
      Ders Kitapları Konu Anlatımı: Paranoya Nedir?
      Paranoya Nedir?
      http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/57315d1478545055-paranoya-nedir-paranoya.gif
      Ders Kitapları Konu Anlatımı
      https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/paranoya-nedir.html
      https://ders-kitabi.blogspot.com/
      http://ders-kitabi.blogspot.com/
      http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/paranoya-nedir.html
      true
      5083728687963487478
      UTF-8
      Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content