SAAT TDK, Türk Dil Kurumu 1. Bir günlük sürenin yirmi dörtte herhangi birine eşit, altmış dakikalık süre dilimi, süre parçası: “...
SAAT
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Bir günlük sürenin yirmi dörtte herhangi birine eşit, altmış dakikalık süre dilimi, süre parçası: “
“Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ama.” -A. Erhat.
2. Zaman, süre: “
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği zaman perdelerini açtılar.” -M. Ş. Esendal.
3. Bir işin yapıldığı belirgin bir süre:
Yiyecek saati. Kahvaltı saati. Uyku saati. Çabalama saati.
4. Günün hangi hatıra bulunduğunu gösteren alet:
Kolundaki krom saate göz attı.” -R. H. Karay.
5. Sayaç: Elektrik saati. Su saati.
TDK, Türk Dil Kurumu
“Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ama.” -A. Erhat.
2. Zaman, süre: “
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği zaman perdelerini açtılar.” -M. Ş. Esendal.
3. Bir işin yapıldığı belirgin bir süre:
Yiyecek saati. Kahvaltı saati. Uyku saati. Çabalama saati.
4. Günün hangi hatıra bulunduğunu gösteren alet:
Kolundaki krom saate göz attı.” -R. H. Karay.
5. Sayaç: Elektrik saati. Su saati.
1 yıl 365 gün 6 saat ise 6 saat ne olur?
Ulusal Saat (Ortak Saat) ve Ulusal Saat Hesaplamaları
Saat 3'ü gösterirken 176 saat sonrasında kaçı gösterir?
SAAT
Saat, zamanı ölçmeye yarayan alettir. İki değişik süre arasındaki farkı insanoğlu tarafınca oluşturulan ölçüler dahilinde ölçmeyi sağlar.Saatin sayıları arasındaki açılar 30 derecedir
Zamanı
Saat, ilk kez MÖ 4000'lerde Mısır'da kullanılmaya başlanmıştır. Mısırlılar, Güneş'in her gün belli başlı bir düzende doğup battığını keşfetmişti. Bundan yararlanarak güneş saatini buluş etmeyi başardılar. Bu saat çeşidinde dik duran bir cismin güneşin geliş açısına gore oluşturduğu gölge boyuna bakılarak saat hesaplanıyordu. Fakat güneş saatinin bir eksikliği vardı. Geceleri güneş olmadığından dolayı çalışamıyordu. Bunun üstüne Antik Mısırlılar kum saati ve su saatini buluş ettiler.
Zamanı
Saat, ilk kez MÖ 4000'lerde Mısır'da kullanılmaya başlanmıştır. Mısırlılar, Güneş'in her gün belli başlı bir düzende doğup battığını keşfetmişti. Bundan yararlanarak güneş saatini buluş etmeyi başardılar. Bu saat çeşidinde dik duran bir cismin güneşin geliş açısına gore oluşturduğu gölge boyuna bakılarak saat hesaplanıyordu. Fakat güneş saatinin bir eksikliği vardı. Geceleri güneş olmadığından dolayı çalışamıyordu. Bunun üstüne Antik Mısırlılar kum saati ve su saatini buluş ettiler.
saat ingilizcesi
1. hour.
2. time; time of day.
3. clock; watch; timepiece.
4. (electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer.
5. an hour´s walk; the distance that can be traveled in an hour.
- ayarý time signal (used to regulate timepieces).
-i ayarlamak
1. to set a watch or clock in accordance with the correct time.
2. to adjust a watch or clock (so that it doesn´t go too fast or too slow).
- baþý
1. on the hour.
2. constantly, every whipstitch.
- baþý galiba! Why is everybody so quiet? (said jocularly when there is a general lull in the conversation).
- be saat from hour to hour, hourly, with every passing hour.
- bu saat. colloq. The time to do it is right now!
- çemberi/dairesi astr. hour circle.
- şeklinde like a clock, like clockwork, in a very smooth and orderly way.
- kaç? What time is it?
- kaçta? At what time?/When?
- kösteði watch chain.
- kulesi clock tower.
-i oluşturmak to wind a clock or watch.
- on bir buçuðu çalmak to be nearing the end of one´s life, for time to run out on one.
- on birde very late in life, very late in the day.
-i saatine on time, punctually.
-i saatine uymamak (for someone) to be very capricious, be very unpredictable.
- tutmak to time something or someone.
- vurmak for a clock to strike the hour.
1. hour.
2. time; time of day.
3. clock; watch; timepiece.
4. (electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer.
5. an hour´s walk; the distance that can be traveled in an hour.
- ayarý time signal (used to regulate timepieces).
-i ayarlamak
1. to set a watch or clock in accordance with the correct time.
2. to adjust a watch or clock (so that it doesn´t go too fast or too slow).
- baþý
1. on the hour.
2. constantly, every whipstitch.
- baþý galiba! Why is everybody so quiet? (said jocularly when there is a general lull in the conversation).
- be saat from hour to hour, hourly, with every passing hour.
- bu saat. colloq. The time to do it is right now!
- çemberi/dairesi astr. hour circle.
- şeklinde like a clock, like clockwork, in a very smooth and orderly way.
- kaç? What time is it?
- kaçta? At what time?/When?
- kösteði watch chain.
- kulesi clock tower.
-i oluşturmak to wind a clock or watch.
- on bir buçuðu çalmak to be nearing the end of one´s life, for time to run out on one.
- on birde very late in life, very late in the day.
-i saatine on time, punctually.
-i saatine uymamak (for someone) to be very capricious, be very unpredictable.
- tutmak to time something or someone.
- vurmak for a clock to strike the hour.
1 yıl 365 gün 6 saat ise 6 saat ne olur?
Ulusal Saat (Ortak Saat) ve Ulusal Saat Hesaplamaları
Saat 3'ü gösterirken 176 saat sonrasında kaçı gösterir?
YORUMLAR