SABİT , -tl sıf. (ar. durağan(durgun)) 1. Yerini değiştirmeyen, devamlı aynı yerde durduğu izlenimi veren şey için kullanılır; durağ...
SABİT, -tl sıf. (ar. durağan(durgun))
1. Yerini değiştirmeyen, devamlı aynı yerde durduğu izlenimi veren şey için kullanılır; durağan: Durağan(durgun) nokta. Durağan(durgun) yıldızlar.
2. Değişmeyen, hep aynı kalan, belirli bir şey için kullanılır: Durağan(durgun) bir geliri olmak. Durağan(durgun) bir işi yok.
3. Gerçekliği saptanmış, tanıtlanmış olan bir şey için kullanılır: Cinayeti onun işlediği sabittir.
4. Bir şeyde, düşüncesinde azminde vb. durağan(durgun), onda kesin: O fikrinde, azminde sabitti. Bugün de bu düşüncemde sabitim.
5. Durağan(durgun) bakışlarla, gözlerini bir noktaya dikerek. || Durağan(durgun) kalem -KOPYA- KALEMİ. || Durağan(durgun) olmak, bir şeyden söz ederken, gerçeklik kazanmak, doğruluğu kanıtlanmış olmak: Hırsızlığı durağan(durgun) olmuş bir hiç kimseye güvenilir mi? Bu iddia ilmen durağan(durgun) olmuştur.
—Dy. Durağan(durgun) nokta, demiryolu taşıtlarında, şasiye bağlı bir mekanizmanın bağlantı ekseni.
—Fiz. ve Kim. DEĞİŞMEZ'in eşanlamlısı.
—Gökbil. Durağan(durgun) yıldızlar, takımyıldızlar içinde yer değiştiren gezegenlerin (gezici gökcisimleri) tersine, gökküresi üstünde, birbirlerine bakılırsa değişmez konumlarını koruyormuş benzer biçimde görünen yıldızlara eskiden verilen ad. || Durağan(durgun) yıldızlar küresi, bu yıldızların oluşturduğu gökküresi.
—İkt. Durağan(durgun) para, paranın erozyonu, kıymet kaybı göz önünde tutularak hesaplanan para
—Mak. san. Durağan(durgun) kanat, bir türbinde, devindiril akışkanı hareketli bir çarkın "hareketli" denen kanatlarına doğru yönlendiren durağan(durgun) kanatlardan her biri.
—Muhs. Durağan(durgun) değerler, bir işletmenin aktifinde yer edinen, emek verme araçları olarak devamlı bir halde kullanılmak amacı taşıyan öğeler. (Bk. ansikl. böl.)
—Psik. Durağan(durgun) düşünce — FİKİR
—Uluslarar. ıkt. Durağan(durgun) kambiyo sistemi, paralar arasındaki pariteleri kati olarak saptayan ve Internasyonal para fonu (IMF) tarafınca ya da bölgesel anlaşmalar çerçevesi içinde (mesela Avrupa tutumsal topluluğu çerçevesi içindeki Avrupa para sistemi benzer biçimde) belirlenen bazı pek ufak dalgalanma marjları haricinde, değer düşürme ya da reevalüasyon kanalıyla sadece istisnai bazı parite değişikliklerine müsaade eden sistem. (Bu sistem, 1944-1976 içinde resmen yürürlükte tutuldu.)
—Verg. huk. Durağan(durgun) vergi, gelir ve servet düzeyine bakılmaksızın, yükümlülüklerden eşit miktarlarda alınan vergi. (Bk. ansikl. böl)
♦ a. Ceb. DEölŞMEZ'in eşanlamlısı.
—Fiz. Temel durağan(durgun), TEMEL DEĞİŞMEZ in eşanlamlısı
—ANSİKL. Muhs. Durağan(durgun) değerler teriminin kapsamına maddi durağan(durgun) değerler (arsalar, binalar, teknik donanım, endüstri araç-gereç ve araçları, taşıma ve ofis araçları vb.); maddi olmayan durağan(durgun) değerler (müessese giderleri, ihtira beratları, markalar, ticari fonlar vb.); mali durağan(durgun) değerler (katılımlar, uzun vadeli alacaklar, vb.) ve ayrıcalıklı işletmeler için imtiyaz mevzusu ile ilgili durağan(durgun) değerler (sözkonusu işletmenin bilançosunda aktifin hususi bir bölümünde gösterilirler) girer. Durağan(durgun) değerler işletmenin malvarlığına girdikleri tarih temel alınarak alım ya da üretim bedelleri üstünden muhasebelendirilirler. Eğer amorti edilebilir durağan(durgun) değerler sözkonusu ise, amortisman planına bakılarak bunların bilançoya geçirilen net muhasebe değerleri belirlenebilir. Bu net muhasebe kıymeti, envanter kıymeti yerini meblağ.
—Verg. huk. Durağan(durgun) vergiler azalan oranlı ve adil olmayan vergilerdir; eşit olarak alındıkları için, yükümlülerin gelir ve servet düzeyleri yükseldikçe alınan vergi oranı düşmektedir. Baş vergisi ve yol vergisi bu bakımdan birer maktu vergi sayılır. Günümüzde pek azca uygulanmakta olan bu vergiler, eskiden muhteşem dönemlerde ve çoğunlukla bir kere için alınırdı. Bu verginin bir türü de, savaşlarda yenik düşen ülkelerin kazanan devlete ödedikleri vergidir. Bu vergi, bir kerelik olabileceği benzer biçimde devamlı de olabilmektedir
1. Yerini değiştirmeyen, devamlı aynı yerde durduğu izlenimi veren şey için kullanılır; durağan: Durağan(durgun) nokta. Durağan(durgun) yıldızlar.
2. Değişmeyen, hep aynı kalan, belirli bir şey için kullanılır: Durağan(durgun) bir geliri olmak. Durağan(durgun) bir işi yok.
3. Gerçekliği saptanmış, tanıtlanmış olan bir şey için kullanılır: Cinayeti onun işlediği sabittir.
4. Bir şeyde, düşüncesinde azminde vb. durağan(durgun), onda kesin: O fikrinde, azminde sabitti. Bugün de bu düşüncemde sabitim.
5. Durağan(durgun) bakışlarla, gözlerini bir noktaya dikerek. || Durağan(durgun) kalem -KOPYA- KALEMİ. || Durağan(durgun) olmak, bir şeyden söz ederken, gerçeklik kazanmak, doğruluğu kanıtlanmış olmak: Hırsızlığı durağan(durgun) olmuş bir hiç kimseye güvenilir mi? Bu iddia ilmen durağan(durgun) olmuştur.
—Dy. Durağan(durgun) nokta, demiryolu taşıtlarında, şasiye bağlı bir mekanizmanın bağlantı ekseni.
—Fiz. ve Kim. DEĞİŞMEZ'in eşanlamlısı.
—Gökbil. Durağan(durgun) yıldızlar, takımyıldızlar içinde yer değiştiren gezegenlerin (gezici gökcisimleri) tersine, gökküresi üstünde, birbirlerine bakılırsa değişmez konumlarını koruyormuş benzer biçimde görünen yıldızlara eskiden verilen ad. || Durağan(durgun) yıldızlar küresi, bu yıldızların oluşturduğu gökküresi.
—İkt. Durağan(durgun) para, paranın erozyonu, kıymet kaybı göz önünde tutularak hesaplanan para
—Mak. san. Durağan(durgun) kanat, bir türbinde, devindiril akışkanı hareketli bir çarkın "hareketli" denen kanatlarına doğru yönlendiren durağan(durgun) kanatlardan her biri.
—Muhs. Durağan(durgun) değerler, bir işletmenin aktifinde yer edinen, emek verme araçları olarak devamlı bir halde kullanılmak amacı taşıyan öğeler. (Bk. ansikl. böl.)
—Psik. Durağan(durgun) düşünce — FİKİR
—Uluslarar. ıkt. Durağan(durgun) kambiyo sistemi, paralar arasındaki pariteleri kati olarak saptayan ve Internasyonal para fonu (IMF) tarafınca ya da bölgesel anlaşmalar çerçevesi içinde (mesela Avrupa tutumsal topluluğu çerçevesi içindeki Avrupa para sistemi benzer biçimde) belirlenen bazı pek ufak dalgalanma marjları haricinde, değer düşürme ya da reevalüasyon kanalıyla sadece istisnai bazı parite değişikliklerine müsaade eden sistem. (Bu sistem, 1944-1976 içinde resmen yürürlükte tutuldu.)
—Verg. huk. Durağan(durgun) vergi, gelir ve servet düzeyine bakılmaksızın, yükümlülüklerden eşit miktarlarda alınan vergi. (Bk. ansikl. böl)
♦ a. Ceb. DEölŞMEZ'in eşanlamlısı.
—Fiz. Temel durağan(durgun), TEMEL DEĞİŞMEZ in eşanlamlısı
—ANSİKL. Muhs. Durağan(durgun) değerler teriminin kapsamına maddi durağan(durgun) değerler (arsalar, binalar, teknik donanım, endüstri araç-gereç ve araçları, taşıma ve ofis araçları vb.); maddi olmayan durağan(durgun) değerler (müessese giderleri, ihtira beratları, markalar, ticari fonlar vb.); mali durağan(durgun) değerler (katılımlar, uzun vadeli alacaklar, vb.) ve ayrıcalıklı işletmeler için imtiyaz mevzusu ile ilgili durağan(durgun) değerler (sözkonusu işletmenin bilançosunda aktifin hususi bir bölümünde gösterilirler) girer. Durağan(durgun) değerler işletmenin malvarlığına girdikleri tarih temel alınarak alım ya da üretim bedelleri üstünden muhasebelendirilirler. Eğer amorti edilebilir durağan(durgun) değerler sözkonusu ise, amortisman planına bakılarak bunların bilançoya geçirilen net muhasebe değerleri belirlenebilir. Bu net muhasebe kıymeti, envanter kıymeti yerini meblağ.
—Verg. huk. Durağan(durgun) vergiler azalan oranlı ve adil olmayan vergilerdir; eşit olarak alındıkları için, yükümlülerin gelir ve servet düzeyleri yükseldikçe alınan vergi oranı düşmektedir. Baş vergisi ve yol vergisi bu bakımdan birer maktu vergi sayılır. Günümüzde pek azca uygulanmakta olan bu vergiler, eskiden muhteşem dönemlerde ve çoğunlukla bir kere için alınırdı. Bu verginin bir türü de, savaşlarda yenik düşen ülkelerin kazanan devlete ödedikleri vergidir. Bu vergi, bir kerelik olabileceği benzer biçimde devamlı de olabilmektedir
Kaynak: Büyük Larousse
Durağan(durgun) fonksiyon nedir çözümlü örnekler verir misiniz?
Durağan(durgun) oranlar kanunu nedir?
Durağan(durgun) terim nedir?
durağan(durgun)
ödat (sa:bit) Arapça
1 . Yerinden oynamayan, yer değiştirmeyen, durağan.
2 . Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan.
3 . mecaz Değişmeyen, hep aynı kalan, evvel ayarlanmış.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
durağan(durgun) olmak
Birleşik Sözler
durağan(durgun) düşünce
sabitkadem
durağan(durgun) kalem
durağan(durgun) kur
ödat (sa:bit) Arapça
1 . Yerinden oynamayan, yer değiştirmeyen, durağan.
2 . Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan.
3 . mecaz Değişmeyen, hep aynı kalan, evvel ayarlanmış.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
durağan(durgun) olmak
Birleşik Sözler
durağan(durgun) düşünce
sabitkadem
durağan(durgun) kalem
durağan(durgun) kur
durağan(durgun)
1. değişmeyen, kımıldamayan.
2. kanıtlanmış, anlaşılmış.
1. değişmeyen, kımıldamayan.
2. kanıtlanmış, anlaşılmış.
Durağan(durgun)
- Duran, yerinde durup hareket etmeyen.
- Doğruluğu isbat edilmiş olan.
durağan(durgun) ingilizcesi
1. fixed, stationary; stable; invariable, constant.
2. fast (color, dye), (color) that won´t fade or rub off; indelible (ink, stain, pencil).
3. fixed (stare).
4. proven, established.
- balon mil. captive balloon.
- düşünce fixed idea, idée fixe.
- fiyat fixed price.
- gelir fixed income.
- yýldýz fixed yıldız
1. fixed, stationary; stable; invariable, constant.
2. fast (color, dye), (color) that won´t fade or rub off; indelible (ink, stain, pencil).
3. fixed (stare).
4. proven, established.
- balon mil. captive balloon.
- düşünce fixed idea, idée fixe.
- fiyat fixed price.
- gelir fixed income.
- yýldýz fixed yıldız
Durağan(durgun) fonksiyon nedir çözümlü örnekler verir misiniz?
Durağan(durgun) oranlar kanunu nedir?
Durağan(durgun) terim nedir?
YORUMLAR