Sıkıdüzen nedir ve niçin uygulanır? Türk tarihinde sansürün yeri, tarihçesi, lüzumlu midir? Sıkıdüzen hakkında bilgi. SANSÜR Yayınların, y...
Sıkıdüzen nedir ve niçin uygulanır? Türk tarihinde sansürün yeri, tarihçesi, lüzumlu midir? Sıkıdüzen hakkında bilgi.
SANSÜR
Yayınların, yazıların, mektupların hükümetçe gözden geçirilmesine «sıkıdüzen» denir. Hükümetler bu benzer biçimde denetlemeye,, daha çok, harp esnasında, sıkı yönetim süresinde, devletin zararına olabilecek haberlerin dışarıya çıkmasını önlemek için başvururlar. Bununla birlikte, tiyatro, beyaz perde eserleri de, zararı dokunan olabilecek tesirleri önlemek için, seyircilere gösterilmeden Ilkin, sıkıdüzen edilir.
Çok eski çağlardan bu zamana kadar devletler, yayılacak fikirlerin cemiyet zararına olmamasını sağlamayı lüzumlu görmüşler, türlü şekillerde sıkıdüzen usulleri kullanmışlardır. Ayrıca, Eski Yunanistan’da tiyatro eserleri sıkı bir sansürden geçirilirdi. Roma’nın Cumhuriyet devrinde bu sıkıdüzen daha da sıkı bir biçim almıştı. Ortaçağ’da Kilise daha sıkı bir sıkıdüzen düzeni kurdu, izinsiz basılan eserlerin yazarları ölüm cezasına dahi çarptırıldı.
Bugün devletler, sanat eserlerini, daha çok, ahlâka aykırı olabilecek taraflarını önlemek için sansüre lüzum görürler.
Osmanlı İmparatorluğumun son 200 senelik hayatında gittikçe ağırlaşan mutaassıp bir din baskısından dolayı dini ve siyasal düşünceye, ahlâka, sanat anlayışına, hattâ giyime kadar uzanan tahdit ve kayıtlamalar; Türk toplumunun maddi ve mânevi kabiliyetlerinin gelişmesini engellemiş, dünya ilerlerken memleketimizin çok geri kalmasına sebep olmuştur. 1876’da yürürlüğe giren, kısa bir süre sonrasında II. Abdülhamit tarafınca rafa kaldırılan Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasanın) 12. Maddesinde «Matbuat kanun dairesinde serbestir» hükmü bulunmasına karşın, bir taraftan kanunlarla, bir taraftan da padişahın emirleriyle, basın hürriyeti öyleki bir sıkıdüzen baskısı altına alınmıştı ki, neredeyse Türkiye’de gazete müessesesi kaybolacaktı.
1914-1918 devresinde, harp bu nedenle, askeri sıkıdüzen konulmuş, gazetelere girecek tüm yazılar basımdan ilkin görülmüş, fakat İzin verilenler basılabilmiştir. 1918’de Mütareke imzalanmış olmasına karşın, İstanbul Hükümeti ile işgal kuvvetlerinin sansürü devam ettirilmiştir. Nihayet 7.10.1923 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla basın üstündeki sıkıdüzen tamamen kaldırılmıştır.
Bir hesaba gore, 1860-1920 arasındaki 60 senelik sürenin fakat 3 yılı sansürsüz geçmiştir.
YORUMLAR