Türkiye’deki Saraylar ve Özellikleri

Türkiye’de bulunan Osmanlı ve Bizans sarayları nedir? Türkiye ve İstanbuldaki saraylar, adları, özellikleri ve tarihçeleri hakkında bilgi. ...

Türkiye’de bulunan Osmanlı ve Bizans sarayları nedir? Türkiye ve İstanbuldaki saraylar, adları, özellikleri ve tarihçeleri hakkında bilgi.



TÜRKİYE’DEKİ SARAYLAR



topkapi-sarayi



SARAY, devlet başkanlarının, bilhassa kralların oturdukları büyük konaklardır. Cumhuriyetle yönetim edilen, halkın egemenliği esası üstüne kurulmuş devletlerde ise başkanlar daha küçük çapta, herkesinkinden pek ayrımsız evlerde otururlar. Bu şeklinde ülkelerde «saray» sözü, daha çok, halkın hizmetine yarayan resmi daireler, büyük yapılar için kullanılır: Adalet sarayı Sarayı, Sergi Sarayı şeklinde.



Saraylar, Şark’da da, Garp’da da, toplumların millet ve devlet haline gelmelerinden, soydan gelme hükümdarlık müessesesinin doğmasından sonrasında ortaya çıkmıştır. Kendilerini halkın pek üstünde gören sultanlar, krallar gerek kendileri, gerekse yanındakiler için, her insanın kullandığı barınaklardan çok değişik, süslü, varlıklı yapılar yaptırmışlar, ayrıca halkın yaşamsal gereksinimlerini dahi dikkate almadan, ülkenin servetini bu yolda, kendi zevkleri için harcamışlardır.



Tarihin derhal her çağlarında, hükümdarlar, sayısız büyük saraylar yaptırmışlardır. Fakat, genel olarak, denilebilir ki saray yaptırmaya verilen ehemmiyet, —gerek Şark’da, gerek Garp’ da— bilhassa İlkçağ’dan sonrasında daha da artmıştır. Az çok masal ve efsanelerle karışık İlkçağ ve öncesi sarayları bir yana bırakılırsa, çoğu bugün de ayakta duran ihtişamlı, azametli saraylardan mühim bir kısmının Ortaçağ’da ve daha sonraları yapıldığı görülür.



Yakın çağlarda hükümdarlık müesseselerinin sarsılıp devlet idarelerinde demokrasi ve cumhuriyet rejimleri yerleştikçe, saray terimi ve havası da tarihe mal olmaya başladı. Bundan dolayı, «saray» denildiğinde bugün akla çok az da tarih gelmektedir.



Türkler, Konya’da Selçuklular devletini kurmuş oldukları vakit, İran kanallarından geçmiş olmalarından dolayı, Konya’da —çok fazla ihtişamlı değilse de— bir saray sitesi, saray yaşamı doğmuştu. Osmanlı devletini kuran Kayıhanlılar ise, ilk zamanlar, hükümdarlarına «Bey» demişlerdi, bu hükümdarların yaşadıkları bölgeler de, devletin daha başka ileri gelenlerininkinden farksızdı. Osman Gazi’nin konağı tamamen bu niteliktedir.



Osmanlılar’da Saray



Osmanlılar’da, saray değilse de, halkınkinden değişik bir konut kurma hareketi 2. hükümdar Orhan Bey ile başlar. Orhan Gazi, Bursa’yı aldıktan sonrasında bir süre bulmuş olduğu yerde oturmuştu. Aradan fazlaca vakit geçtikten sonrasında, ilk kez olarak kendisine hususi bir konut yaptırmaya başladıysa da, bu durumu tamamlayamadan öldü. Orhan Bey’in yarım bıraktığı binayı 3. hükümdar Murat Hüdâvendigâr tamamlattı. Bu yapı, Bursa Ovası’na bakan bir tepe üzerindeydi. Geniş, bakımlı bir bahçe içinde, çok sanatlı çinilerle süslü köşkten meydana geliyordu.



Bu yapıların saray havasına bürünmesi Yıldırım Bayezit zamanındadır. Yıldırım – Timur savaşından sonraki buhranlı yıllarda Bursa Sarayı bakımsız kalıp harap oldu, sonraki onarımlar da onu ayakta tutamadı. Bursa’nın Muradiye semtinin üst taraflarında bugün de bu sarayın temellerini, taksimatını görmek mümkündür. Geniş bahçesinin bir parçasını teşkil eden çimenli koruluk ise Bursa halkının dinlenme yerlerinden biridir.



Bursa’dan sonrasında ikinci başkent olan Edirne’de de Osmanlı padişahları saray yaptırmışlardır. Edirne’de ilk sarayı I. Murat, şehrin şimal tarafındaki tepelere yaptırmıştı. Tarihlerimizde «Eski Saray» diye anılan bu yapıyı Musa Çelebi genişletip geliştirdi. Bu sarayı sonradan Kanuni Sultan Süleyman, yeni onarım ettirdi, yeni ekler yaptırdı. Daha sonraları saray kendi kendine bırakılmış, harap olmuş, yerine başka binalar kondurulmuştur.



Edirne’de ikinci, daha büyük bir saray da II. Murat tarafınca yaptırılmıştı. Şimdi bir takım kalıntıları, bahçeleri kalmıştır, sarayın bulunmuş olduğu yer «Sarayiçi» diye anılır. Osmanlı Padişahlarının ilk büyük ve ihtişamlı sarayı budur. Bu sarayı, sırasıyla, Fâtih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, bilhassa Avcı Sultan Mehmet, yeni yeni eklerle genişletip güzelleştirmiş, süslemişlerdir. Onlardan sonrasında daha pek çok padişah bu sarayda, kimi sürekli, kimi de belirgin sürelerle oturmuşlardır. Saray esas kısımlarından başka büyüklü küçüklü sayısız köşklerle çevriliydi. Bahçelerinin bakımı, güzelliği ise dillere destandı.



XVII. yüzyıl sonlarından başlayarak, padişahlar gözünde itibarını kaybeden Edirne Sarayı, XIX. yüzyıl sonlarında Vali Hacı İzzet Paşa tarafınca onartılmış, daha sonraları Rumeli Ordusu’nun cephane deposu olarak kullanılmıştır. 1877- 1878 Osmanlı – Rus cenginde bu cephaneliğin havaya uçurulması ile de tamamen ortadan kalkmıştır. Sarayın yerinde bugün zamanı Kırkpınar güreşleri yapılır; Edirneliler buraya gezmeye çıkarlar.



İstanbul alındıktan sonrasında Edirne Sarayı aslına bakarsan ilk zamanlar ikinci plâna düşmüş, da’na sonraları ise bazen oturulan bir uğrak yeri haline gelmiş bulunuyordu.



Bizans Sarayları



İstanbul’da Bizanslılar zamanında çok büyük, ihtişamlı saraylar vardı. Ekranda görülen pencereden en önemlisi şimdi Ayasofya ile Sultan Ahmet Camisi’nin bulunmuş olduğu geniş alanı kaplayan «Büyük Saray»dı. İlk kez Konstantin tarafınca kurulan, sonraları yüzyıllar süresince diğeri Bizans hükümdarları tarafınca genişletilip geliştirilen bu saray, üç büyük bloktan, yüzlerce binadan meydana geliyordu. Bugün Topkapı Sarayı’nın avlusundaki Aya İrini Kilisesi’nin bulunmuş olduğu yerden başlıyor, şimdiki İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’nin güneyinde, Marmara kıyısında son buluyordu.



Büyük Saray XII. yüzyıla kadar kullanıldı, sayısız zamanı vakalara sahne oldu. Ondan sonrasında Bizans imparatorları bu sarayı bıraktılar, burası zaman içinde harap olup gitti.



XII. yüzyılda Bizans imparatorları Balat ve Ayvansaray sırtlarındaki «Blakhernai» Sarayı’na taşındılar. İstanbul’un Türkler’e geçmiş olduğu güne kadar orada ve Edirnekapı’daki Tekfur Sarayı’nda oturdular.



Blakhernai Sarayı VI. yüzyıl başlarında İmparator Anastas tarafınca yaptırılmış, sonradan eklerle genişletilmişti. XII. yüzyıla kadar, yazları ava giden hükümdarlar bu sarayda kısa sürelerle kalırlardı. İstanbul’un Latinler tarafınca işgali yıllarında Lâtin krallarının da oturdukları Blakhernai Sarayı’ndan bugüne yalnız bir takım dış duvarlarla temeller kalmıştır. «Belizar» (Velisarius) denilen, Tekfur Sarayı’nın ise dört dış duvarı bugün hâlâ —oldukça sağlam bir biçimde— ayaktadır. Tarihçilere nazaran, her iki saray da son aşama güzel, süslü, ihtişamlıydı.



Bizans devri saraylarının en ünlülerinden birisi de Senato Sarayı’dır. Bu saray, o zamanlar «Forum» denilen, şimdiki Özgürlük (Beyazıt) Meydanı’nın şimal kesiminde bulunuyordu.



İstanbul’daki Saraylar



Fâtih Sultan Mehmet, İstanbul’u almış olduğu vakit, tüm Bizans saraylarını yıkıntı halinde bulmuş, bundan dolayı bir süre sonrasında Edirne’ ye dönerek orada oturmuştu. 1 yıl sonrasında, 1454’te, Beyazıt’taki Senato Sarayı’nın yerine yeni bir saray yaptırmaya başladı, bu saray 1458’de tamamlandı. Tarihlerimizde «Eski Saray» diye geçen bu sarayda Fâtih Sultan Mehmet az oturmuş; 1472’de şimdiki Topkapı Sarayı‘nın yerinde yaptırdığı Yeni Saray’a geçmişti. Geniş sûrlarla çevrili olan bu saray hem padişahların meskeni, hem de bir tür hükümet konağıydı.



Topkapı Sarayı şimdiki haline bir defada gelmemiş, bir çok safhalar, değişimler geçirmişti. Derhal her padişah buraya daireler, köşkler, cami, çeşme, bahçe, havuz, kütüphane şeklinde kısımlar eklemiştir. Ayrıca bugün görülen kuleyi II.Mahmut yaptırmıştır. Burası uzun vakit «Yeni Saray» diye anılmışken, Sarayburnu kıyısında yapılmış, sonradan yanmış olan minik «Topkapısı Sarayı»nın ismi, sonradan bunun yerine geçmiştir.



Topkapı Sarayı‘nın kapısından en önemlisi «Bab-ı Hümayun» diye anılandır, bu kapı Fâtih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Sarayı çevreleyen geniş duvarların bir takım kısımları sonraları, meselâ XIX. yüzyılda Sirkeci – Edirne demir yolunun yapılması şeklinde, türlü sebeplerle yıktırılmıştır.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Türkiye’deki Saraylar ve Özellikleri
Türkiye’deki Saraylar ve Özellikleri
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/topkapi-sarayi.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/turkiyedeki-saraylar-ve-ozellikleri.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/turkiyedeki-saraylar-ve-ozellikleri.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content