VIZILDAMAK g. f. (yansıma söze.). 1. Böceklerden ya da havada hızla geçen bir şeyden söz ederken, vızıltı çıkarmak: Arılar tüm gün ...
VIZILDAMAK g. f. (yansıma söze.).
1. Böceklerden ya da havada hızla geçen bir şeyden söz ederken, vızıltı çıkarmak: Arılar tüm gün kovanın çevresinde vızıldıyordu. Mermiler başımızın üstünden vızıldayarak geçiyordu.
2. Hafifçe sesle ve ara vermeksizin yakınmak, sızlanmak: Tüm gün vızıldayıp durma!
♦ vızıldanmak dönşl. f. Bezdirici bir şekilde, hafifçe bir sesle sızlanmak: Yeter artık vızıldanma.
1. Böceklerden ya da havada hızla geçen bir şeyden söz ederken, vızıltı çıkarmak: Arılar tüm gün kovanın çevresinde vızıldıyordu. Mermiler başımızın üstünden vızıldayarak geçiyordu.
2. Hafifçe sesle ve ara vermeksizin yakınmak, sızlanmak: Tüm gün vızıldayıp durma!
♦ vızıldanmak dönşl. f. Bezdirici bir şekilde, hafifçe bir sesle sızlanmak: Yeter artık vızıldanma.
Kaynak: Büyük Larousse
vızıldamak
(nesne almayan eylem)
1 . Vız diye ses çıkarmak.
2 . mecaz Hafifçe sesle ve bezdirici şekilde yakınmak, sızlanmak:
"Beni gönderecektin değil mi büyük hanım? diye vızıldadığı süre ümidini kıracak bir şey söylemiyordu."- R. N. Güntekin.
(nesne almayan eylem)
1 . Vız diye ses çıkarmak.
2 . mecaz Hafifçe sesle ve bezdirici şekilde yakınmak, sızlanmak:
"Beni gönderecektin değil mi büyük hanım? diye vızıldadığı süre ümidini kıracak bir şey söylemiyordu."- R. N. Güntekin.
vızıldamak ingilizcesi
- to buzz, to hum, to whiz;
YORUMLAR