yağlama isim 1 . Yağlamak işi. 2 . halk ağzında Minik tabak büyüklüğünde oluşturulan yufkaların tencerede pişirilmesinden son...
yağlama
isim
2 . halk ağzında Minik tabak büyüklüğünde oluşturulan yufkaların tencerede pişirilmesinden sonrasında aralarına kıymalı iç konulup üstüne sarımsaklı yoğurt dökülerek hazırlanan bir yiyecek.
Birleşik Sözler
yağlama yağı yıkama yağlama
Kaynak:TDK
Makine Yağları ve Yağlama Teknikeri
YAĞLAMA a. Yağlamak eylemi, işi.
—Balıkç. İpek yağlama, sinekli oltayla balık avlamak amacıyla ipeği hususi bir yağ içine banma.
—Deric. Islak bir deriye, el ile ya da dolap işlemiyle azca ya da çok akışkan yağlı maddeler uygulama edilmesi. || Deri yüzünü yağlama, kurutma süresince oksitlenmeyi önlemek ve yumuşak bir yüzey elde etmek için, bitkisel sepilemeden geçmiş ayakkabı tabanı yapımında kullanılan bir derinin sırça yüzüne ince bir yağ tabakası vurma.
—Teknol. Yağlama düzeni, mekanik organların yağlanmasını (merkezkaçlamay- la, çekimle, püskürtmeye, gaz yıkamayla ya da tazyik altında) elde eden aygıt ya da düzenek.
—Tekst. Tekstil maddelerine, kolay eğirilmelerini sağlamak için, azca oranda destek ürün eklemeye dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl.) || Yağlama ürünü, ipliğin, yüzey özelliklerini değiştirerek kolay eğirilmesini elde eden ürün.
—ANSİKL. işlem. Bir kesme ekibi, bilhassa, takımın, sıcaklığı 600°C'ın üstüne dek çıkabilen (bu, çok süratli bir yıpranmaya neden olur) emek harcama ağzını soğutmak amacıyla yağlanır ve bu işleme bir çok kez, "kesme sıvısıyla yağlama†adı verilir..Takımın yağlanması ya da "sulaması†işleme hızını % 25 oranında artırabilir. Muntazam bir işin elde edilmesini önleyen “ek ağız" (takımın ucunda, lanarak biriken metal yığını), çoğu zaman iyi bir yağlamayla önlenir. Kesme sıvıları bir çok kez, gerçekte zor çözünür olmalarına rağmen, suyla beraber, soğutma için muhteşem bir emülsiyon oluşturan çözünür yağlardır. Öte taraftan bilhassa kimi hususi çelikleri işlemek için mineral yağlar kullanıldığı şeklinde, çok hususi durumlarda, mesela petrol şeklinde, çeşitli yağlayıcılar da kullanılabilir. Son olarak, lüzumlu olduğunda, karbürlü takımların yağlanması, yağ sisiyle, asıltı halde yağ içeren sıkıştırılmış hava püskürtülmesi kanalıyla gerçekleştirilir.
—Mak. san. Yağlama, makinelerdeki, motorlardaki vb. sürtünmeleri azaltmak (ve böylece verimlerini çoğaltmak ve aşınmalarını geciktirmek), katışkıları ve hareket esnasında oluşan ısının bir bölümünü ortamdan uzaklaştırmak amacıyla meydana getirilen bir işlemdir; öte taraftan bu işlem, kimi organların sızdırmazlığını sağlamaya (pompalarda, motorlarda, kompresörlerde vb.) ve bu tarz şeyleri korozyona karşı korumaya da katkıda bulunur. Sürtünme yüzeylerin yapısına ve durumuna, bunların göreli hareketlerinin hızına, ortaya çıkan kuvvetlere, bu yüzeyleri ayıran aralığa, sıcaklıklarına ve çevre ortamın ayırtedici niteliklerine bağlı olarak belirlenmiş koşullarda, bir yağlayıcı* uygulanarak gerçekleştirilir.
Yağlama, sözkonusu olan tek hareketin, yağlayıcı moleküllerinin birbirlerine gore yaptıkları kayma hareketi olduğu, tam ya da akışmaz denen hidrodinamik yağlamaya ne kadar yakınsa, o denli mükemmeldir; tersi durumda, şu demek oluyor ki yağlayıcı temas halinde olduğu yüzeyler üstünde kayıyorsa, yağlı ya da noksan yağlamadan söz edilir.
Rahat makineler sözkonusu olduğunda, yağlama, bir büret, bir pompa ya da bir enjektör vasıtasıyla, elle (silahçılık, saatçilik, ayrık rulmanlar vb.) ya da yarı-otomatik şekilde, mesela kılcallık kanalıyla ya da bir damlalık vasıtasıyla gerçekleştirilir; ve bu durumda elle meydana getirilen müdahale, bir haznenin dönemsel olarak yağlayıcıyla doldurulmasına dayanır.
Daha büyük makineler (ısıl motorlar, ekip tezgâhları, türbinler vb.), çeşitli yöntemlere (çarpmalı yağlama, devamlı akış, bir yağ sisinin püskürtülmesi, buharla sürükleme, merkezkaç yağlama, tazyik altında yağlama vb) gore çalışan ve yağlayıcının çoğu zaman tekrardan çevrime girmiş olduğu bir otomatik yağlama düzeneğiyle donatılmıştır. Son olarak, birçok durumda, kendiliğinden yağlayıcı alaşımdan yapılmış parçalar (yatak yastıkları, burçlar, balatalar vb.) kullanılır.
—Oto. Bir otomobil motorunu yağlama, yağın sıcaklığı sebebiyle güç bir iştir. Başlangıçta soğuk olan yağ, hemen sonra ısınır ve soğutulmazsa akışmazlığının bir bölümünü kaybedebilir. Düzgüsel yüklü motorlarda, kaderdeki yağ miktarı, dolaşan yağlama yağının kaderden her geçişinde ısısının düşmesini sağlar. Çok gelişmiş motorlarda, yağın dolaşımı bir ısı değiştirici olarak tasarlanmıştır ve bir ya da birçok soğutma radyatörü ihtiva eder. Yarış otomobilleri, devridaim pompaları, yağ radyatörleri ve naturel olarak bir yağ deposu içeren kuru kadedi sistemlerie donatılmıştır. Silindirin üst bölümleri, ulaştıkları yüksek sıcaklıklar sebebiyle, en zor yağlanan bölümlerdir. Bu durum, bilhassa kamil mili başta olan motorlarda görülür; bu organın, silindirlere yağ damlatmadan bol miktarda yağlanması gerekir, iki zamanlı bir motosiklet motorunu yağlamak için, tazyik altında yağlama meydana getiren ayrı bir depo yoktur. Bundan dolayı, benzine belli oranda yağ karıştırılır.
—Tekst. Yağlamada, çoğu zaman emülsiyon halindeki çeşitli ürünlerden yararlanılır. Yün için olein, fıstık yağı, jüt için ise balık- yağı şeklinde naturel maddeler gitgide daha azca kullanılmaktadır. Çoğunlukla, ana maddesini etilen oksit yoğuşkuları oluşturan bileşik ürünlerden yararlanılır. Pamuk çok nadir olarak yağlanır, pamuğa karıştırılan bileşik elyaf da, karıştırma işleminden ilkin yağlama işleminden geçirilir.
—Balıkç. İpek yağlama, sinekli oltayla balık avlamak amacıyla ipeği hususi bir yağ içine banma.
—Deric. Islak bir deriye, el ile ya da dolap işlemiyle azca ya da çok akışkan yağlı maddeler uygulama edilmesi. || Deri yüzünü yağlama, kurutma süresince oksitlenmeyi önlemek ve yumuşak bir yüzey elde etmek için, bitkisel sepilemeden geçmiş ayakkabı tabanı yapımında kullanılan bir derinin sırça yüzüne ince bir yağ tabakası vurma.
—Kürkç. Deriyi, esnekliğini korumak amacıyla yağlı bir maddeyle besleme, a—Oto. ve San. mek. Sürtünen iki yüzey arasına, kaymalarını kolaylaştırmak için bir yağlayıcı sürme. (Bk. ansikl. böl.)
—Tekst. Tekstil maddelerine, kolay eğirilmelerini sağlamak için, azca oranda destek ürün eklemeye dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl.) || Yağlama ürünü, ipliğin, yüzey özelliklerini değiştirerek kolay eğirilmesini elde eden ürün.
—ANSİKL. işlem. Bir kesme ekibi, bilhassa, takımın, sıcaklığı 600°C'ın üstüne dek çıkabilen (bu, çok süratli bir yıpranmaya neden olur) emek harcama ağzını soğutmak amacıyla yağlanır ve bu işleme bir çok kez, "kesme sıvısıyla yağlama†adı verilir..Takımın yağlanması ya da "sulaması†işleme hızını % 25 oranında artırabilir. Muntazam bir işin elde edilmesini önleyen “ek ağız" (takımın ucunda, lanarak biriken metal yığını), çoğu zaman iyi bir yağlamayla önlenir. Kesme sıvıları bir çok kez, gerçekte zor çözünür olmalarına rağmen, suyla beraber, soğutma için muhteşem bir emülsiyon oluşturan çözünür yağlardır. Öte taraftan bilhassa kimi hususi çelikleri işlemek için mineral yağlar kullanıldığı şeklinde, çok hususi durumlarda, mesela petrol şeklinde, çeşitli yağlayıcılar da kullanılabilir. Son olarak, lüzumlu olduğunda, karbürlü takımların yağlanması, yağ sisiyle, asıltı halde yağ içeren sıkıştırılmış hava püskürtülmesi kanalıyla gerçekleştirilir.
—Mak. san. Yağlama, makinelerdeki, motorlardaki vb. sürtünmeleri azaltmak (ve böylece verimlerini çoğaltmak ve aşınmalarını geciktirmek), katışkıları ve hareket esnasında oluşan ısının bir bölümünü ortamdan uzaklaştırmak amacıyla meydana getirilen bir işlemdir; öte taraftan bu işlem, kimi organların sızdırmazlığını sağlamaya (pompalarda, motorlarda, kompresörlerde vb.) ve bu tarz şeyleri korozyona karşı korumaya da katkıda bulunur. Sürtünme yüzeylerin yapısına ve durumuna, bunların göreli hareketlerinin hızına, ortaya çıkan kuvvetlere, bu yüzeyleri ayıran aralığa, sıcaklıklarına ve çevre ortamın ayırtedici niteliklerine bağlı olarak belirlenmiş koşullarda, bir yağlayıcı* uygulanarak gerçekleştirilir.
Yağlama, sözkonusu olan tek hareketin, yağlayıcı moleküllerinin birbirlerine gore yaptıkları kayma hareketi olduğu, tam ya da akışmaz denen hidrodinamik yağlamaya ne kadar yakınsa, o denli mükemmeldir; tersi durumda, şu demek oluyor ki yağlayıcı temas halinde olduğu yüzeyler üstünde kayıyorsa, yağlı ya da noksan yağlamadan söz edilir.
Rahat makineler sözkonusu olduğunda, yağlama, bir büret, bir pompa ya da bir enjektör vasıtasıyla, elle (silahçılık, saatçilik, ayrık rulmanlar vb.) ya da yarı-otomatik şekilde, mesela kılcallık kanalıyla ya da bir damlalık vasıtasıyla gerçekleştirilir; ve bu durumda elle meydana getirilen müdahale, bir haznenin dönemsel olarak yağlayıcıyla doldurulmasına dayanır.
Daha büyük makineler (ısıl motorlar, ekip tezgâhları, türbinler vb.), çeşitli yöntemlere (çarpmalı yağlama, devamlı akış, bir yağ sisinin püskürtülmesi, buharla sürükleme, merkezkaç yağlama, tazyik altında yağlama vb) gore çalışan ve yağlayıcının çoğu zaman tekrardan çevrime girmiş olduğu bir otomatik yağlama düzeneğiyle donatılmıştır. Son olarak, birçok durumda, kendiliğinden yağlayıcı alaşımdan yapılmış parçalar (yatak yastıkları, burçlar, balatalar vb.) kullanılır.
—Oto. Bir otomobil motorunu yağlama, yağın sıcaklığı sebebiyle güç bir iştir. Başlangıçta soğuk olan yağ, hemen sonra ısınır ve soğutulmazsa akışmazlığının bir bölümünü kaybedebilir. Düzgüsel yüklü motorlarda, kaderdeki yağ miktarı, dolaşan yağlama yağının kaderden her geçişinde ısısının düşmesini sağlar. Çok gelişmiş motorlarda, yağın dolaşımı bir ısı değiştirici olarak tasarlanmıştır ve bir ya da birçok soğutma radyatörü ihtiva eder. Yarış otomobilleri, devridaim pompaları, yağ radyatörleri ve naturel olarak bir yağ deposu içeren kuru kadedi sistemlerie donatılmıştır. Silindirin üst bölümleri, ulaştıkları yüksek sıcaklıklar sebebiyle, en zor yağlanan bölümlerdir. Bu durum, bilhassa kamil mili başta olan motorlarda görülür; bu organın, silindirlere yağ damlatmadan bol miktarda yağlanması gerekir, iki zamanlı bir motosiklet motorunu yağlamak için, tazyik altında yağlama meydana getiren ayrı bir depo yoktur. Bundan dolayı, benzine belli oranda yağ karıştırılır.
—Tekst. Yağlamada, çoğu zaman emülsiyon halindeki çeşitli ürünlerden yararlanılır. Yün için olein, fıstık yağı, jüt için ise balık- yağı şeklinde naturel maddeler gitgide daha azca kullanılmaktadır. Çoğunlukla, ana maddesini etilen oksit yoğuşkuları oluşturan bileşik ürünlerden yararlanılır. Pamuk çok nadir olarak yağlanır, pamuğa karıştırılan bileşik elyaf da, karıştırma işleminden ilkin yağlama işleminden geçirilir.
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞLANMA a. Yağlanmak eylemi.
—Matbaac. Ofset baskı tekniğinde, baskının boya kalınlığının fazla olması ya da baskıya girmeyen kesimlerde istenmeyen mürekkep varlığı biçiminde ortaya çıkan kusur (Çoğu zaman nemlendirme eksikliği ya da mürekkep fazlalığından lanır.)
—Patol. Organizmanın bir bölümünde mahalli yağ dokusunun aşırı gelişmesi. (Vücudun bazı bölgelerinde [ense, omuzlar, kaba etler, kalçalar vb.] yağ birikmesi bir dereceye kadar düzgüsel bir durumdur. Fakat, yağlanma aşırı artış göstererek vücudun tümünü kaplayabilir. O vakit şişmanlık ortaya çıkar.)
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞLAYICI a. Mak. san. Yağlayan ürün.
—Polim. Plastik maddelerin işlenmesini kolaylaştıran bileşik ya da bileşiklerden oluşan karışım.
—Tekst. Tekstil maddelerini yağlamada kullanılan düzenek.
—Polim. Plastik maddelerin işlenmesini kolaylaştıran bileşik ya da bileşiklerden oluşan karışım.
—Tekst. Tekstil maddelerini yağlamada kullanılan düzenek.
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞLAYICILIK a. Petr. san. Bir yağlayıcının, kılcallık, yüzey gerilimi ve molekül kutuplanması şeklinde niteliklere haiz sürtünme özelliklerinin tümü.
Kaynak: Büyük Larousse
yağlama ingilizcesi
- lubrication, oiling, greasing; flattery
Makine Yağları ve Yağlama Teknikeri
YORUMLAR