yağmur isim 1 . Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, bar...
yağmur
isim
"Kaşlarından süzülen yağmur damlalarını eliyle sıvazlayarak onlara baktı."- O. Hançerlioğlu.
2 . mecaz Çok ve sık düşen, gelen şey.
3 . mecaz Çokluk, bolluk:
"Para yağmuru. Övgü yağmuru."- .
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yağmur boşanmak
yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez (ya da yağmaz)
yağmur yağarken küpünü doldurmak
yağmur yiyecek
Birleşik Sözler
yağmur bombası
yağmur borusu
yağmur bulutu
yağmur duası
yağmur kapanı
yağmur kuşağı
yağmur kuşu
yağmur mevsimi
yağmur ormanları
yağmurölçer
yağmur taşı
çakal yağmuru
gün yağmuru
nisan yağmuru
yaz yağmuru
yıldız yağmuru
Kaynak:TDK
Yağmur Bulutu Nedir?
Yağmur Mevsimi Nedir?
Yağmur Bombası Nedir?
Yağmur
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve çapı 0,5 mm'den büyük damlalar biçiminde yeryüzüne düşen yağış. Damlaların çapının daha ufak olduğu yağış türüne çisenti denir.
Havadaki rutubet %100'ü aşınca, su buharı yoğunlaşarak su tanecikleri oluşturur. Bu tanecikler rüzgârla sürüklenerek bir araya gelir ve bulutları meydana getirir. Bulut soğuk bir hava tabakasıyla karşılaşınca buluttaki su yoğunlaşarak su damlacıklarına dönüşür. Bu damlacıklar düşebilir büyüklüğe ulaşınca yağış olur. Atmosferin sıcaklığı belirli bir yükseklikteyse yağış, yağmur biçimindedir.
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve çapı 0,5 mm'den büyük damlalar biçiminde yeryüzüne düşen yağış. Damlaların çapının daha ufak olduğu yağış türüne çisenti denir.
Havadaki rutubet %100'ü aşınca, su buharı yoğunlaşarak su tanecikleri oluşturur. Bu tanecikler rüzgârla sürüklenerek bir araya gelir ve bulutları meydana getirir. Bulut soğuk bir hava tabakasıyla karşılaşınca buluttaki su yoğunlaşarak su damlacıklarına dönüşür. Bu damlacıklar düşebilir büyüklüğe ulaşınca yağış olur. Atmosferin sıcaklığı belirli bir yükseklikteyse yağış, yağmur biçimindedir.
YAĞMUR a.
1. Atmosferden su damlaları biçiminde düşen yağış: Yağmur getiren bir fırtına. Yağmur mevsimi. Nisan yağmurlan.
2. Bir şey (nesne) yağmuru, aniden, çok sayıda ve art arda düşen şeyler: Mermi yağmuru. Kül, konfeti yağmuru.
3. Bir şey (soyut) yağmuru, aniden, çok sayıda ve art arda yöneltilen, gelen şeyler: Sual yağmuru. Hakaret yağmuru.
4. Yağmur boşanmak, ansızın ve şidditti olarak yağmaya adım atmak. || Yağmur şeklinde, yağmur yağışını anımsatacak halde, birbiri ardınca ve sık otefSuc Kentin üzerine yağmur şeklinde toz yağıyordu. Gözyaşlan yağmur şeklinde iniyordu. || Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz, düşmez, kendisi için bir özveri, bir yük gerektirmediği halde iyilik etmekten kaçınan, iyilk etmeyi sevmeyen kimseler için söylenir. | Yağmur yağarken küpünü doldurmak, kazanma fırsatı ve ola- naklannı iyi değerlendirerek mal edinmek ya da para biriktirmek. || Yağmur yağsa, yaş değmez, dövüş olsa taş değmez, bir kimsenin çok sağlam, güvenli bir durumu bulunduğunu, hiçbir tehlikenin ona zarar veremeyeceğini vurgulamak için söylenir. || Yağmur yiyecek, yağmura tutulup ıslanmak. || Yağmura yakalanmak, tutulmak, birden bastıran yağmurdan kaçamayarak ıslanmak. || Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak, bir tehlikeden kurtulayım derken daha büyük bir tehlikeyle karşılaşmak.
—Coğ. Yağmur ormanı, ekvator bölgesindeki büyük ormanlara verilen ortak ad.
—Fişekç. Ateş yağmuru, gümüş yağmuruna benzeyen, sadece değişik renklerde kıvılcımlar çıkaran havai fişek. || Gümüş yağmuru, yakıldığında parlak beyaz alevli kıvılcımlar saçan havai dolgu fişeği.
—Folk, ve isi. Yağmur duası, kurak havalarda yağmur yağdırması için Tann'ya yakarmak amacıyla müslüman halk tarafınca topluca düzenlenen merasim. (Bk. an- sikl. böl.)
—Gökbil. Meteor yağmuru, çok sayıda meteorun, atmosfere girmesiyle oluşan ve bir yıldız yağmurunu çağrıştıran vaka. (Bu vaka, Yer, bir meteor sürüsünün içinden geçerken meydana gelir.) [Eşanl. AKAN- YILDIZ YAĞMURU]
—Su işler. Yağmur çukuru, yağmur sularının toplandığı kuyu.
—ANSİKL. Yağmur atmosferdeki su buharından oluşur. Bu oluşumda ardışık üç evre sözkonusudur:
1. doyma evresi: nemli hava çiy noktası sıcaklığına dek soğur. Bununla beraber dört dcyma sürecinden yalnız biri yağmur oluşumuyla sonuçlanır: yükselme hareketlerinden lanan adiyabatik genleşme:
2. yoğuşma evresi: doymuş hava su buharını çok ufak (1 ile 20 *lt;m çapında) su damlacıkları biçiminde çökeltir. Doyma otomatikman yoğuşmaya yol açmaz: havada yoğuşma çekırdeklerı'nin bulunması gerekir. Yoğuşmuş su bulutlu hava' yı oluşturur ve damlalar boyutlarının çok ufak olması sebebiyle havada asıltı halinde kalır (koloidal asıltılar):
3. yağış evresi: bulutun koloidal dengesi bozulur ve kimi damlacıklar, yükselen akımların artık taşıyamayacağı boyutlara (0,5-2,5 mm) ulaşır, işte o süre yağmur yağar. Bununla beraber bulut yalnız bir katalizör işlevi görür: aşağıdaki su buhan yukarı doğru sürüklenir, yeni bulutlar oluşturur ve sonuçta yağmur suyunu sağlar. Gene de yağışın en mühim etkeni olan damlacıkların büyümesi bulutun içinde meydana gelir. Bu süreçte üç mekanizma birleşir: a) bulutun üst bölümünde yer edinen buz parçacıkları sıvı suyun buz halinde katılaşmasına ve kristallerin irileşmesine neden olur. Ağırlaşan bu kristaller düşer ve yere inmeden erir; b) higroskopik çekirdekler de aynı etkiyi yapar (buz kristalleri taşımayan bulutlardan lanan nadir yağmur bu şekilde açıklanır); c) yükselen şiddetli hava akımları (mesela soğuk cepheler) bulutlardaki damlacıkların kaynaşması 'na neden olur.
Bu vaka yükselme hareketlerinin ne kadar mühim bulunduğunu gösterir: yükselme hem doymaya, hem buz oluşumuna, hem de damlaların birleşmesine niçin olur. Bundan dolayı yağmurlar, yükselmelere neden olan etkenlere bağlı olarak sınıflandırılır: siklon yağmurları, kararsızlık yağmurları (düşey ısı gradyanından lanır), engebe yağmurları (engebeden ileri gelen yükselme).
Demek ki, siklonların sıklığı ve büyük engebelerin varlığı yağmurlann başlıca etkenleridir. Öte taraftan, hava kütlelerinin sıcaklığı ve nemliliği de yağmura yol açantenler içinde yer alır: çok sıcak kütleler ile okyanus kütleleri, soğuk kütleler ile kıtasal kütlelerden daha çok su taşır.
Yağışölçer' düşen yağış kesitinin yüksekliğini milimetre cinsinden gösterir. Ek olarak bir ay, bir mevsim ya da bir yıl içindeki yağmurlu günlerin (yağışölçerin 0,1 mm'den çok yağış kaybetmiş olduğu günler) sayısı da hesaba katılır. Kaydedici yağışölçerler yağış süresini de gösterir, bu da yağış sertliğini hesaplamaya olanak verir. Yağmur rejimi, her ayın ya da her mevsimin ortalama dilimlerinin senelik eğrisiyle gösterilir. Rejimleri oldukça karmaşık yasalara bağlıdır. Yukarıda değinilen tüm etkenlere (bunların tesirleri yağış akımlarının değişik yönelmeleri sebebiyle mevsimlere gore farklılık gösterir) mevsimden mevsime ve denizler ile karalara gore değişen ısı farklılıkları da eklenmiş olur.
* Suni yağmur. Bir bulutun içindeki buz kristallerini karbon karı püskürterek çoğaltmak da mümkündür. Her kar taneciği iri yağmur damlalarının oluşumuna neden olan bir buz çekirdeği (- 80°C) meydana getirir. Birçok denemede, yalnızca 500 g karbon karıyla 100 0001 yağmur yağışı sağlanmıştır. Bir başka yöntemdeyse gümüş iyodürün buzunkine çok benzeyen geometrik halde kristalleşme özelliğinden yararlanılır: iyodür tanecikleri karşılaştıkları aşırıerimiş su damlacıklarının katılaşmasına neden olur. Deneylerde kalsiyum klorürün higroskopik parçacıkları da kullanılmıştır.
* Balçık yağmurlan. Bunlar san ya da kırmızımsı renkte, katı katışkılarla yüklü yağmurlardır. Bu vaka daha ilkin meydana gelmiş türbülans ve konveksiyon mekanizmalarından lanır Bu mekanizmalar tanecikleri bulutlann düzeyine dek taşır taneciklerse sonradan yağmur halinde düşer. Sözgelimi Büyük Sahra ve Şimal Afrika'dan yükselen kumlann, 3-5 km yüksekliğe ulaştıktan sonrasında Fransa, Almanya ve İngiltere üstüne balçık yağmuru biçiminde indirilmiş olduğu görülmüştür. Tropikal savanlarda çok sık rastlanan kırmızı çamurlar (limonlar) taşınırsa yağmur renkli olur (kan yağmuru). Bu daya, tozlann Batı'nın kurak bölgelerinden taşındığı ABD'de çok sık rastlanır. Batı'nın geniş alanlarına yalnız buğday ekilerek bu alanlann çölleştirilmesiyle, bu vaka daha da yaygınlaşmıştır. Son olarak, kül yağmurlan ise, volkanik püsküllülerden lanan ve yağmura karışan çok ince tozlardan oluşur.
—Folk. Yağmur duasında duaya çıkacak olan müslümanların ilk olarak günahlarından dolayı tövbe etmeleri, yoksullara sadaka vermeleri, birbirlerine haklarını ödeyerek helallaşmaları gerekir. Yağmur duası yapılacak yere elden geldiğince yaşlıların, çocuklann hatta kundaktaki bebeklerin ve hayvanların da götürülmesinin yararlı olacağına inanılır. Hz. Muhammet'in kendisi de yağmur duasına katılmış ve bu duayı müslümanlara öğütlemiştir. Duaya üç gün arka arkaya çıkmak sünnet ve gelenektir.
Anaddu'da bugün de düzenlenen yağmur dualarının üç günlük ana çizgileri şöyledir: birinci gün çok sayıda çakıl taşının her biri üstüne çeşitli dualar okunarak poşet içinde suya daldırılır. Ertesi gün gene köy halkının topluca katılmış olduğu kalabalık, ilahiler okuyarak bir tepede ya da bir yatırın türbesi başlangıcında toplanır. Yakarış edilmeden ilkin ceketler, giysiler ters giyilir, kasketler tersine çevrilir. Yakarmak suretiyle yukan kaldırılan ellerin parmakları aşağı bakar ve bu durumda dualar okunması mümkün. Bu törenlere imam da katılır. üçüncü gün ortaklaşa hazırlanan "hayır aşıâ€, yakarma yerinde fakirlere dağıtılır ve beraber yenir. Böylece Tanrı'nın hoşnutluğunun kazanıldığına ve dileklerin gerçekleşeceğine inanılır. Ek olarak, Tanrı'nın çaresizlere acımasını sağlamak amacıyla analarından ayrı bırakılan kuzular meletilir, emzikli çocuklar ağlatılır; toprağın sütten yoksun yavrular şeklinde su dilediği anlatılmak istenir. Anadolu'nun birçok yerinde "çömçe gelin†şeklinde yağmur duası türleri de uygulanır. Aşırı yağan yağmurun önünü almak için de kimi uygulamalar vardır (41 kelin adını söyleyip bir ipe kırk bir düğüm attıktan sonrasında ipliği toprağa gömmek vb.).
1. Atmosferden su damlaları biçiminde düşen yağış: Yağmur getiren bir fırtına. Yağmur mevsimi. Nisan yağmurlan.
2. Bir şey (nesne) yağmuru, aniden, çok sayıda ve art arda düşen şeyler: Mermi yağmuru. Kül, konfeti yağmuru.
3. Bir şey (soyut) yağmuru, aniden, çok sayıda ve art arda yöneltilen, gelen şeyler: Sual yağmuru. Hakaret yağmuru.
4. Yağmur boşanmak, ansızın ve şidditti olarak yağmaya adım atmak. || Yağmur şeklinde, yağmur yağışını anımsatacak halde, birbiri ardınca ve sık otefSuc Kentin üzerine yağmur şeklinde toz yağıyordu. Gözyaşlan yağmur şeklinde iniyordu. || Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz, düşmez, kendisi için bir özveri, bir yük gerektirmediği halde iyilik etmekten kaçınan, iyilk etmeyi sevmeyen kimseler için söylenir. | Yağmur yağarken küpünü doldurmak, kazanma fırsatı ve ola- naklannı iyi değerlendirerek mal edinmek ya da para biriktirmek. || Yağmur yağsa, yaş değmez, dövüş olsa taş değmez, bir kimsenin çok sağlam, güvenli bir durumu bulunduğunu, hiçbir tehlikenin ona zarar veremeyeceğini vurgulamak için söylenir. || Yağmur yiyecek, yağmura tutulup ıslanmak. || Yağmura yakalanmak, tutulmak, birden bastıran yağmurdan kaçamayarak ıslanmak. || Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak, bir tehlikeden kurtulayım derken daha büyük bir tehlikeyle karşılaşmak.
—Coğ. Yağmur ormanı, ekvator bölgesindeki büyük ormanlara verilen ortak ad.
—Fişekç. Ateş yağmuru, gümüş yağmuruna benzeyen, sadece değişik renklerde kıvılcımlar çıkaran havai fişek. || Gümüş yağmuru, yakıldığında parlak beyaz alevli kıvılcımlar saçan havai dolgu fişeği.
—Folk, ve isi. Yağmur duası, kurak havalarda yağmur yağdırması için Tann'ya yakarmak amacıyla müslüman halk tarafınca topluca düzenlenen merasim. (Bk. an- sikl. böl.)
—Gökbil. Meteor yağmuru, çok sayıda meteorun, atmosfere girmesiyle oluşan ve bir yıldız yağmurunu çağrıştıran vaka. (Bu vaka, Yer, bir meteor sürüsünün içinden geçerken meydana gelir.) [Eşanl. AKAN- YILDIZ YAĞMURU]
—Su işler. Yağmur çukuru, yağmur sularının toplandığı kuyu.
—ANSİKL. Yağmur atmosferdeki su buharından oluşur. Bu oluşumda ardışık üç evre sözkonusudur:
1. doyma evresi: nemli hava çiy noktası sıcaklığına dek soğur. Bununla beraber dört dcyma sürecinden yalnız biri yağmur oluşumuyla sonuçlanır: yükselme hareketlerinden lanan adiyabatik genleşme:
2. yoğuşma evresi: doymuş hava su buharını çok ufak (1 ile 20 *lt;m çapında) su damlacıkları biçiminde çökeltir. Doyma otomatikman yoğuşmaya yol açmaz: havada yoğuşma çekırdeklerı'nin bulunması gerekir. Yoğuşmuş su bulutlu hava' yı oluşturur ve damlalar boyutlarının çok ufak olması sebebiyle havada asıltı halinde kalır (koloidal asıltılar):
3. yağış evresi: bulutun koloidal dengesi bozulur ve kimi damlacıklar, yükselen akımların artık taşıyamayacağı boyutlara (0,5-2,5 mm) ulaşır, işte o süre yağmur yağar. Bununla beraber bulut yalnız bir katalizör işlevi görür: aşağıdaki su buhan yukarı doğru sürüklenir, yeni bulutlar oluşturur ve sonuçta yağmur suyunu sağlar. Gene de yağışın en mühim etkeni olan damlacıkların büyümesi bulutun içinde meydana gelir. Bu süreçte üç mekanizma birleşir: a) bulutun üst bölümünde yer edinen buz parçacıkları sıvı suyun buz halinde katılaşmasına ve kristallerin irileşmesine neden olur. Ağırlaşan bu kristaller düşer ve yere inmeden erir; b) higroskopik çekirdekler de aynı etkiyi yapar (buz kristalleri taşımayan bulutlardan lanan nadir yağmur bu şekilde açıklanır); c) yükselen şiddetli hava akımları (mesela soğuk cepheler) bulutlardaki damlacıkların kaynaşması 'na neden olur.
Bu vaka yükselme hareketlerinin ne kadar mühim bulunduğunu gösterir: yükselme hem doymaya, hem buz oluşumuna, hem de damlaların birleşmesine niçin olur. Bundan dolayı yağmurlar, yükselmelere neden olan etkenlere bağlı olarak sınıflandırılır: siklon yağmurları, kararsızlık yağmurları (düşey ısı gradyanından lanır), engebe yağmurları (engebeden ileri gelen yükselme).
Demek ki, siklonların sıklığı ve büyük engebelerin varlığı yağmurlann başlıca etkenleridir. Öte taraftan, hava kütlelerinin sıcaklığı ve nemliliği de yağmura yol açantenler içinde yer alır: çok sıcak kütleler ile okyanus kütleleri, soğuk kütleler ile kıtasal kütlelerden daha çok su taşır.
Yağışölçer' düşen yağış kesitinin yüksekliğini milimetre cinsinden gösterir. Ek olarak bir ay, bir mevsim ya da bir yıl içindeki yağmurlu günlerin (yağışölçerin 0,1 mm'den çok yağış kaybetmiş olduğu günler) sayısı da hesaba katılır. Kaydedici yağışölçerler yağış süresini de gösterir, bu da yağış sertliğini hesaplamaya olanak verir. Yağmur rejimi, her ayın ya da her mevsimin ortalama dilimlerinin senelik eğrisiyle gösterilir. Rejimleri oldukça karmaşık yasalara bağlıdır. Yukarıda değinilen tüm etkenlere (bunların tesirleri yağış akımlarının değişik yönelmeleri sebebiyle mevsimlere gore farklılık gösterir) mevsimden mevsime ve denizler ile karalara gore değişen ısı farklılıkları da eklenmiş olur.
* Suni yağmur. Bir bulutun içindeki buz kristallerini karbon karı püskürterek çoğaltmak da mümkündür. Her kar taneciği iri yağmur damlalarının oluşumuna neden olan bir buz çekirdeği (- 80°C) meydana getirir. Birçok denemede, yalnızca 500 g karbon karıyla 100 0001 yağmur yağışı sağlanmıştır. Bir başka yöntemdeyse gümüş iyodürün buzunkine çok benzeyen geometrik halde kristalleşme özelliğinden yararlanılır: iyodür tanecikleri karşılaştıkları aşırıerimiş su damlacıklarının katılaşmasına neden olur. Deneylerde kalsiyum klorürün higroskopik parçacıkları da kullanılmıştır.
* Balçık yağmurlan. Bunlar san ya da kırmızımsı renkte, katı katışkılarla yüklü yağmurlardır. Bu vaka daha ilkin meydana gelmiş türbülans ve konveksiyon mekanizmalarından lanır Bu mekanizmalar tanecikleri bulutlann düzeyine dek taşır taneciklerse sonradan yağmur halinde düşer. Sözgelimi Büyük Sahra ve Şimal Afrika'dan yükselen kumlann, 3-5 km yüksekliğe ulaştıktan sonrasında Fransa, Almanya ve İngiltere üstüne balçık yağmuru biçiminde indirilmiş olduğu görülmüştür. Tropikal savanlarda çok sık rastlanan kırmızı çamurlar (limonlar) taşınırsa yağmur renkli olur (kan yağmuru). Bu daya, tozlann Batı'nın kurak bölgelerinden taşındığı ABD'de çok sık rastlanır. Batı'nın geniş alanlarına yalnız buğday ekilerek bu alanlann çölleştirilmesiyle, bu vaka daha da yaygınlaşmıştır. Son olarak, kül yağmurlan ise, volkanik püsküllülerden lanan ve yağmura karışan çok ince tozlardan oluşur.
—Folk. Yağmur duasında duaya çıkacak olan müslümanların ilk olarak günahlarından dolayı tövbe etmeleri, yoksullara sadaka vermeleri, birbirlerine haklarını ödeyerek helallaşmaları gerekir. Yağmur duası yapılacak yere elden geldiğince yaşlıların, çocuklann hatta kundaktaki bebeklerin ve hayvanların da götürülmesinin yararlı olacağına inanılır. Hz. Muhammet'in kendisi de yağmur duasına katılmış ve bu duayı müslümanlara öğütlemiştir. Duaya üç gün arka arkaya çıkmak sünnet ve gelenektir.
Anaddu'da bugün de düzenlenen yağmur dualarının üç günlük ana çizgileri şöyledir: birinci gün çok sayıda çakıl taşının her biri üstüne çeşitli dualar okunarak poşet içinde suya daldırılır. Ertesi gün gene köy halkının topluca katılmış olduğu kalabalık, ilahiler okuyarak bir tepede ya da bir yatırın türbesi başlangıcında toplanır. Yakarış edilmeden ilkin ceketler, giysiler ters giyilir, kasketler tersine çevrilir. Yakarmak suretiyle yukan kaldırılan ellerin parmakları aşağı bakar ve bu durumda dualar okunması mümkün. Bu törenlere imam da katılır. üçüncü gün ortaklaşa hazırlanan "hayır aşıâ€, yakarma yerinde fakirlere dağıtılır ve beraber yenir. Böylece Tanrı'nın hoşnutluğunun kazanıldığına ve dileklerin gerçekleşeceğine inanılır. Ek olarak, Tanrı'nın çaresizlere acımasını sağlamak amacıyla analarından ayrı bırakılan kuzular meletilir, emzikli çocuklar ağlatılır; toprağın sütten yoksun yavrular şeklinde su dilediği anlatılmak istenir. Anadolu'nun birçok yerinde "çömçe gelin†şeklinde yağmur duası türleri de uygulanır. Aşırı yağan yağmurun önünü almak için de kimi uygulamalar vardır (41 kelin adını söyleyip bir ipe kırk bir düğüm attıktan sonrasında ipliği toprağa gömmek vb.).
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞMURKUŞAĞI a. Gökkuşağı.
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞMURLAMA a Suyu ince damlacıklar halinde püskürtme işi: Tarlayı yağmurlama sistemiyle sulamak. Yağmurlama emek harcamaları.
—Ziraat mak. Yağmurlama başlığı, düşük basınçla (2 ila 4 bar) çalışan ufak döner sulama musluğu. (Dönme ölçülü bir delikten geçerken püsküren su zerreciklerinin fışlurma tepkisiyle sağlanır Bir yağmurlama başlığının [sprinkler] erimi 20 m'yi aşmaz.)
—Ziraat mak. Yağmurlama başlığı, düşük basınçla (2 ila 4 bar) çalışan ufak döner sulama musluğu. (Dönme ölçülü bir delikten geçerken püsküren su zerreciklerinin fışlurma tepkisiyle sağlanır Bir yağmurlama başlığının [sprinkler] erimi 20 m'yi aşmaz.)
Kaynak: Büyük Larousse
YAĞMURLUK a. Çoğunlukla naylon, tergal, plastik şeklinde bileşik maddelerden yapılmış, su geçirmeyen ve yağmurdan korunmak için giyilen üstlük.
—İnş. Bir pencere kanadının alt başlığı üzerine ya da bir dış kapının alt kısmına boydan boya yerleştirilen ve yağmur sularını uzaklaştırmayı elde eden, uzun, taşkın parça. (Yağmurluğun alt yüzüne bir damlalık açılır.)
—İnş. Bir pencere kanadının alt başlığı üzerine ya da bir dış kapının alt kısmına boydan boya yerleştirilen ve yağmur sularını uzaklaştırmayı elde eden, uzun, taşkın parça. (Yağmurluğun alt yüzüne bir damlalık açılır.)
Kaynak: Büyük Larousse
Yagmur ingilizcesi
- Rain
Yağmur Bulutu Nedir?
Yağmur Mevsimi Nedir?
Yağmur Bombası Nedir?
YORUMLAR